En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Filmi daha önceden izlemiştim ama yorum yapmak bugüne nasip oldu.Öncelikle söylemeliyim ki çok güzel bir filmdi.Baştan sona çoğu yerde güldürdü baya eğlenceli sahneler mevcuttu.Gerçek bir biyografiden alınmış olmasına şok oldum böyle bir adam varmış gerçek hayatta.Neyse diyaloglar olsun o jenerik müziği olsun baştan sona kadar ki hiç düşmeyen temposu olsun başlı başına bir kalite.

Film ailesi boşanma aşamasındayken evden kaçan Frank'in hikâyesini anlatıyor.Frank tüm saygın mesleklerde çalışıp çek sahtekarlığı yapıyor.Bunun yanında bütün FBI'da peşine takıyor.Tabi peşine takarken adeta onlarla dalga geçiyor


Tom Hanks'in odaya girdiğinde Leo'nun gizli servistenim deyip adamı resmen trollemesi sahnesine baya güldüm.Arayacak kimsesi olmadığı için FBI alanıyla telefon görüşmelerindeki sahnelerde filme büyük renk katmış.En sonunda adam turnayı gözünden vurdu ve FBI'da çalışmaya basladı

Leonardo Dicaprio yine mükemmel bir oyunculuk sergilemiş.Tom Hanks'te iyiydi baya.

9/10
 
Kesinlikle altına imzamı atıyor ve altını çiziyorum. Eğer bir yerde Tom Hanks veya Spielberg adı geçiyorsa hele ikisinin birden adı geçiyorsa bilin ki Tanrı Amerika'yı korusun!
Bu Amerikalılara neden bu kadar düşmansın anlamıyorum, filmlerini izlerken güzel ama?


Doğrudur Amerikan bir kahraman denince akla ilk gelen kişilerden biridir Tom Hanks. Fakat hiçbirinde milliyetçilik ön planda değildir bu yüzden de tüm dünyada en çok sevilen oyunculardan biridir.

Cast Away, Philadelphia, Catch Me if You Can, Big, The Terminal, Cloud Atlas, Road to Perdition gibi milliyetçilikle sıfır alakalı da onlarca filmi var.

Bence sen bu Amerikan düşmanlığı işini çok abartıyorsun, filmlerde Amerika'yla ilgili en ufak bir övgü görünce 3 puan gidiyor.
Oysa bu saydığın filmlerde bile Amerikan eleştirisi, savaş eleştirisi var. Bridge of Spies'ta da var, Saving Private Ryan'da da Captain Phillips'te de.
 

Aslında Amerikan düşmanı olduğum yok, herhangi bir yerde bir yapmacıklık veya ne bileyim yağcılık; popülistlik görünce kanım donuyor. İngiliz propagandası varsa o filme de kıl olurum, Türk propagandası varsa o filme de. Örneğin Fetih 1453 her ne kadar vatan millet sakarya açısından çok hoş gözükse de kalite ve propaganda açıdan vasatın altında bir film, dünya standartlarında tabi, tutup da o filmi beğenip Amerikancı filmleri eleştirsem anca o zaman çelişmiş olurdum.

Amerikan filmlerini çok severim hatta en sevdiğim sinemadır Hollywood. Fakat evrensele hitap etmeyen, özellikle propaganda kokan filmlere karşı mesafeliyim. Vatansever, Cesur Yürek gibi filmler meclis dışı, zira onlar zaten epik yapımlar olduğu için konu belli, orada önemli olan filmin destansılığı oluyor.
 
İşte sorun aslında evrensele hitap edenleri de bu kategoriye alman. Saving Private Ryan gayet evrensel bir filmdir. Captain Phillips evrenseldir. American Sniper değildir ama, böyle bir iddiası da yoktur zaten. Amerikalı oyuncularla çekilen, Amerikan sermayesiyle çekilen filmlerin bazen Amerikan bakış açısıyla bakması çok normal. Türkiye'deki filmler de bizim bakış açımıza göre, gidip de Danimarka'yı yüceltici filmler yapmıyoruz durduk yere?
 

Daha önce de dediğim gibi eğer Apocalypse Now, Full Metal Jacket, Platoon gibi gibi filmler var olmamış olsaydı evet, normal bir durum sayardık. Ama değilmiş ya da normallik kavramı göreceliymiş o halde. Er Ryan Kurtarmak elbette baştan sona propaganda değil, yeri geldiğinde savaş duygusunu çok başarılı anlatan teknik açıdan çok iyi bir film. Fakat aralara gözden kaçmayacak miktarda bir yan tutma, haklı gösterme çabaları var; söz konusu savaş filmi olunca ve kendi milletini üstün gösteren bir yapıma imza atınca ister istemez tepkiler gelecektir, bu kaçınılmaz. Kişiye indirgenmiş Ip Man gibi yapımlar bu kadar tepki çekmiyor, çünkü aralarında ince farklar var. Birisinde topyekün vatan millet bayrak gösterisi yapılıyor, ötesinde kişi üstünden bir propaganda söz konusu üstelik ikisinde de inkar edilemez oranda propaganda var ve eksi yönleri de bu. Ama nedendir bilinmez Ip Man'ı daha bi keyifle izlemiştim.
 
Ip Man demişken o filmde daha çok propaganda var. Buram buram Çin milliyetçiliği ve Japon düşmanlığı kokuyor.
 
Yanılmıyorsam saydığın üç film de Vietnam filmiydi. Vietnam Amerika'daki hemen herkes için anlamsız, boşa girilmiş bir savaş. Daha çok Vietnam filmi olmalarıyla alakalı bence onların öyle gözükmesi.
 

Peki şunu merak ediyorum, Tom Hanks niye hiç Amerikan eleştirisinin yapıldığı filmde rol almadı? Eğer varsa öyle filmi listeye ekleyelim. Mesela Vietnam veya Irak Savaşları hakkında Amerika'yı yerden yere vuran bir filmde rol almayıp da, Er Ryan gibi Bridge Of Spies gibi her Amerikalının göğsünü kabartacak filmde rol aldı? Eğer Kubrick yaşamış olsaydı eminim American Sniper filminin tam zıttı düzeyinde bir film çeker ve Amerikayı yerden yere hiç çekinmeden vurabilirdi. Peki Tom Hanks öyle bir filmde oynar mıydı? Hiç sanmıyorum.
 
Büyük oyuncu olmak için o tarz filmlerde mi oynamak gerekiyor? Tom Hanks milliyetçi görüşe sahip biri olabilir ve o tarz filmlerde oynamak istemeyebilir ama bu onun efsane olduğunu gerçeğini değiştirmez. Ayrıca sadece savaş filmleri açısından bakmazsak Philadelphia eleştiri filmi sayılabilir.
 
Amerika'yı yerden yere vuran film neredeyse hiç çekilmiyor ki. Belki zencilere yapılan eziyet filmleri olabilir ama onlarda da uygun rol olmuyor. Bence Bridge of Spies, Captain Phillips kendi içinde gayet eleştiri taşıyor. Amerikalı yöneticilerin insanlara önem vermediğini, kendi çıkarlarını ön planda tuttuklarını anlatıyor.
 

Zaten konu Tom Hanks'in büyük oyuncu olduğuyla ilgili değil ki, ben Tom Hanks'in büyük oyuncu olduğunu asla inkar etmem. Bridge Of Spies'e heyecanla gitmiştim Tom Hanks başrol diye. Burada Tom Hanks denince milliyetçilik akla gelir sözüne karşı inkar söz konusu oldu, onun üstünden gittik. Yoksa ben de oyunculuk anlamında severim.



Philips'i izlemedim fakat Bridge Of Spies ve Amerikan eleştirisi...
 
Amerika'nın kazandığı bir anlaşma hikayesi olabilir ama bu anlaşmayı yapan sadece bir adamın diplomatik başarı hikayesi. Amerika baskı yapıyor "salla o öğrenci çocuğu" diyerek ama adam diretiyor ve Amerika'yı takmayarak kendi başına başarıya ulaşıyor. Ayrıca bunu yaparken filmin en sevilen karakteri de Rus ajan oluyor Amerikan milliyetçisi filmde?

Ayrıca Amerikalılar başta bir kişiye sırf mesleğini yaptığı için kötü gözle bakarken sonda yaptığı iş başarılı olunca iyi gözle bakıyorlar. Bu da Amerikalıların iki yüzlülüğünü gösteriyor bir bakıma. Oysa adam her zaman doğru olduğuna inandığı şeyi yaptı.

Tabii Amerikalılar diyorum ama bu hemen her toplum için geçerli olabilecek bir şey. O nedenle Bridge of Spies da gayet evrensel bir filmdir.
 
Son düzenleme:

Tamam, diyelim ki minimum miktarda Amerikan eleştiri de var, bu o filmin propagandasal unsurları olmadığı anlamına gelmiyor ki. Böyle bir filmde hiç propaganda yoktu demek çok ilginç ve fazlasıyla çok iyimserce. Adam trende kafasını cama yaslamış, dışarıda telden atlamaya çalışan ve vurulan insanları çocukları görüyor. Bu sırada sanıyorum Doğu Almanya dolaylarında. Gerisin geriye bütün operasyonu başarılı bir şelilde tamamlayıp evine döndüğünde, tam hatırlamıyorum otobüsleydi sanırım evine dönerken yine camdan dışarı baktığında hayali olarak daha önce gördüğü sahneyi görür gibi oluyor fakat devamı öyle sonuçlanmıyor, o da derin bir oh çekiyor. Buradan ne anlıyoruz? Daha doğrusu propaganda tanımınız nedir? İlla propaganda olabilmesi için Amerikan Sniper gibi faşistçe mi gösterilmesi gerek? Alt metin mesajları, geri planda anlatılmak istenen? O sahneden ne çıkardığımı söyleyeyim;

Doğu Almanya'nın vahşi, iğrenç, ceket çalan pis kasvetine karşın, Amerikanın güvenliliği, mükemmelliği, huzuru! Otobüste o gördüklerinin hayal olduğunu anladıktan sonra çektiği oh bile Amerikan seviciliğinin en minimal örneğidir. Gerçekte öyle ya da değil, bize algılatılan durum böyle. Filmi dümdüz, öylesine izleyecek olursak elbette hiçbirinde hiçbir propaganda bulamayız.

Ha, filmde Amerikanın uzlaştırıcılık kimliğinin bir karakter veya gerçekte yaşamış bir kişilik vasıtasıyla alagori edilmesi apayrı bir örnek. Amerika olaya dahil olursa eninde sonunda başarır; Kahraman, idealist bir Amerikan vatandaşı! Gerekirse 1 e karşı 2'yi takas ettirecek kadar beceriklidir, çünkü o ideal bir Amerikalıdır!

"Soyadım: Donovan. Anne-baba tarafından İrlandalıyım. Ben İrlandalıyım, siz Almansınız. Ama ikimizi de Amerikalı yapan şey nedir? Sadece bir şey. Tek, yegane şey: Kurallar kitabı. Buna Anayasa diyoruz ve kurallarını da kabul ediyoruz. Bizi Amerikalı yapan şey de bu. Hatta “tek” şey bu. “Kurallar kitabı yok” falan deme. Kafanı da öyle sallama şerefsiz herif."

Ne idealist herif ama!

Bu arada film yorumunda da belirtmiştim, bu film için propaganda ile alakalı tek bir puan dahi kırmadım, propaganda olmasa bile vasatın altında bir film. Yine de The Big Short'u görünce tövbe etmedim değil, fakat yine de Spielberg'e yakışmayan bir filmdi. Bir şeyler eksikti.
 
Hiç Amerikan övgüsü yok demiyorum ama abartılacak, üzerinde konuşmaya değecek hiçbir şey yok. Öküz altında buzağı alamak oluyor bu filmde propoganda aramak.

Camdan bakma olayı adam neler yaşadığını hatırlıyor işte bunun milliyetçilikle ne alakası var insancıl bir olay bu. Aslında hepimiz için geçerli bu halimize şükretmeliyiz. Biz camlarımızdan baktığımızda güvenli bir şehir görüyoruz iyi kötü ama Suriye'de insanlar can derdinde. Ben o sahneden yok bilmem hangi ülkenin propogandasını yapıyorlar diye değil bunu düşünürüm. Normali de bu?
 
Oscara aday olan ilk Türk filmi yani Uçurtmayı Vurmasınlar filmini izledim.

Konu güzel. Oyuncular arasında ki enerji çok güzel. Eski film olmasından dolayı seyir zevki biraz düşük ama güzel yine de.
Hiç sıkılmadan izliyorsun bir kere. Eski oyuncuların gençlik hallerini falan görmekte güzel oluyor.

Nur Sürer hiç değişmemiş. O zaman çirkinmiş ama şimdi daha hanım ağa bir tipi var. O yüzden yıllar yaramış kadına.


Güzel bir film. 7/10
 
BUZ DEVRİ 1-2-3-4


Uzun zamandır izlemediğim animasyon filmimi bu hafta içinde yeniden izledim.
Gerçekten her izlediğimde sıkılmadan izlediğim bir animasyon filmi, artık Haziran'a kadar izlemem.


DELİHA

Daha önce izlemiştim ama yeniden bakmak istedim. Şu emlakçı adam ilk olarak beni çok güldürdü, ''Ete vuruyorum demesi''ne haykırdım hem de.
Deliha'yı, Barış Arduç'u bu filmde çok beğenmiştim. Zeynep Çamcı da yine mükemmeldi, o gülüşü komedi hem de.

SEVİMLİ TEHLİKELİ


Yine daha önce izlediğim bir film.
Konu olarak biraz klasik ama bence güzel yansıtılmış, biraz da farklılığı var tabi. İzlenilmesi gereken bir film, tavsiye edilir.


Daha önce hepsini bu başlık altından uzun uzun açıklamıştım, o nedenle isim vererek geçiyorum.
 

Uzun süredir izlemek istiyordum kısmet bugüneymiş.Film tek kelimeyle efsaneydi seyir zevki yüksek baya gerilim tarzı bir film.Aslında film ortalarda çözülüyor ama yine de sorular karşılanmıyordu taa ki son sahneye kadar.Arkada çalan efsane müzik ile gerçekler ortaya çıkmaya başlıyor.Vicdan azabının insanlara ne yapabileceğini anlatmaya çıkarmış ve gayet de başarılı olmuş.

Christian Bale harika bir oyunculuk çıkarmış.Bu rol için baya zayıflamış falan tek kaldığı sahnelerde adeta devleşti.Bale'in olduğu filmler kötü çıkmaz ki


Uzun lafın kısası psikolojik gerilim türü sevenlerin kaçırmaması gerekir.

8/10
 
Yine mi bunu izledin la.

Öldürecen sen beni.