En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Lost Highway

Çok uzun zamandır listemde olan bir filmdi. Kafamın karışacağını bildiğimden olsa gerek bir türlü izlemek istememiştim. Ama bugün elim bu filme gitti ve izledim.

Gerçekten kafa karıştırıcı. Ama çok iyi bir işleyiş. David Lynch kafası dedikleri böyle bir şey olsa gerek. Fikm bittikten sonra bir şeyler tahmin ettim ve yorumlara bakılırsa bu tahmin ettiğim şey doğruymuş ama o kadar ayrıntı gizlenmiş ki, çok hoşuma gitti. Aklıma takılan bir nokta var şu aşamada:
Gizemli adam kimdi? Neyin nesiydi? Şimdi bu adam gerçekte var mıydı yoksa Fred'in hayal dünyasında mıydı? Mantıken olaya baktığımızda hayal dünyasında olması gerekir ancak partiye gittiklerinde Andy'e onu soruyor o da Dick'in arkadaşı olduğunu söylüyor. Acaba Andy, doğal olarak gizemli adamı göremeyip, başkası için mi öyle diyor?
Ha bir de,
Videoları çeken kimdi? Bu konuda pek bir teorim yok.

Filmdeki gerilim de çok iyi düzeydeydi. Özellikle o gizemli adam çok korkutucuydu.


Film bittikten sonra teoriler üretmeyi seven ve birbirini tekrarlayan o sahnelerde -aynı olaylar tekrar olmuyor, sadece birbirine çok benzeyen sahneler var çekim açısından- sıkılmam diyenlere öneririm. Herkeslik bir film değil.

9/10
 

Yorumum: https://fav10.net/forum/threads/perfume-the-story-of-a-murderer-koku-bir-katilin-hikayesi-2006-film-bilgileri-yorumları.233019/page-3#post-2179446


David Lynch harikabir yönetmen ama filmleri kafamı karıştırır diye korkuyorum izlemeye.
Sadece Elephant Man filmini izledim o da çok iyi filmdi.
 

İyi bir filmdi ama sonlara doğru biraz saçmaladı ve etkileyiciliğini kaybetti. Woody Allen söz konusu olduğu için, bu olan şeyleri olağan karşılıyorum. Filmde ancak böyle bitebilirdi ya da daha da farklı bir şekilde.

Chris Wilton, tenisle uğraşan biriydi ve zengin Tom'la tanışır. Daha sonra Tom'un ailesiyle, nişanlısıyla. Ne olduysa, Tom'un nişanlısıyla tanıştıktan sonra oluyor. Evlilikler, ayrılıklar, karmaşıklıklar, derken bir anda Chris, Nola ile birlikte oluyor, hamile bırakıyor. Sonrası biraz saçmalık. Chris'in içindeki psikopat çıkıyor açığa. Ne güzel gidiyordu, Woody Allen bozmuş işi.

Woody Allen demişken;
Aslında şaşırtıcı olmadı o tarz bir bitiriş. Daha önce Annie Hall ve Midnight in Paris'te böyle bitmişti. Beklenilenden farklı bir şekilde yani. Daha çok vardır bu şekilde biten filmi. Bu filmde Scarlett Johansson, Paris'li filmde Rachel McAdams terkedilmişti.

Son yarım saatini saymazsam iyiydi diyebilirim.

7.5/10
 

Rap tarzına ilgim olduğu için izledim özellikle ve de büyük keyif alarak izledim. Rap müziğinin öne çıkan isimlerinden Eminem'in başrolde yer aldığı bir film.

Filmdeki neredeyse bütün karakterler rap söyler gibi konuşuyordu. İşin içine rap girdi mi, ortalık savaş alınana dönüyordu, yani diss atma olayında. Kurguyu da beğendim. Bütün yaşananlar, sondaki diss atmada çıktı.

Kurgu demişken;
Jimmy ya da Rabbit, kız arkadaşından ayrılmış ve her şeyini geride bırakarak annesinin yanında karavana taşınmıştı. Öncesinde diss atmayla, daha doğrusu diss atamamasıyla başlıyor mevzular. Janeane'den ayrılan Jimmy, Alex'le tanışır ve çıkmaya başlarlar, derken Wink ile yakalar. Jimmy, Wink'i döver, sonra Wink arkadaşlarıyla Jimmy'i döver. Alex'in de etkisiyle Jimmy, sondaki diss atmaya katılır ve öyle bir diss atar ki; şampiyon olur. Sözlerde bütün yaşadıkları geçer. Bu kez karşı taraf susup kalır. Yeni şampiyon Jimmy'dir.

Eminem'in üzerine kurulu olan filmde, Kim Basinger ve 2009 yılında hayatını kaybeden Brittany Murphy de vardı.

Eminem'in 'Lose Yourself' isimli şarkısı, bu filmle alakalı, sonda da çıkıyor zaten. Baştan sona kendini izlettiren filmdi, çok beğendim.

8.5/10
 
Kafa karıştırıcı bir filmdi ama ondan önemlisi ilk başta filme girmeyi başarabilmek. Eğer onu başaramazsan hiçbir anlayamaz ve aşırı sıkılırsın. Ama izle bence, farklı bir tecrübe olur.
 

Bu ara 3-4 film biriktirdim yorum yapamadım bilgisayara az girmek zorunda kaldığımdan. Yavaş yavaş ve kısa kısa yapayım yorumları...

İkincisinin çıkmasıyla nihayet izlemem gerektiğini düşündüm.


Uzun zamandır Jim Carrey filmi izlemiyordum iyi geldi. Jeff Daniels da komedide de başarılı olabileceğini göstermiş.


Bazı yerleri çok komikti, bazı yerleri ise aşırı iğrençti.

En çok final sahnesinde güldüm.


Eğlenceli hoş bir film ama gereksiz iğrençlikleri daha fazla puan vermeme engel oluyor.


7/10
 
Göz sorunları nedeniyle uzun yorumlar yapmakta zorlanıyorum bu ara, hal böyle olunca da yorumlar birikti.

İki Nuri Bilge Ceylan filmi izledim Kış Uykusu'na hazırlık olaraktan. İkisinin arasında 1 hafta kadar ara vardı ama birlikte kısa kısa yorumlayım...


Genel olarak iyi filmdi. Oyunculardan en çok Yavuz Bingöl'ün performansını beğendim.

Filmi çok çok sevmememin sebebi ise konusunu öyle pek sevmemiş olmam.

Bu arada Yıldız Tilbe'ye telefonda çalan şarkısından dolayı yardımcı dalda en iyi kadın şarkıcı gibisinden bir ödül verilebilir.
Filmden en çok akılda kalanlardan biri olacak herhalde.


Yarım puan daha fazla vermeyi düşündüm ama:

7/10


Bu filmi biraz daha çok beğendim. Nuri Bilge Ceylan, Cannes'da yönetmen ödülünü Üç Maymun ile almış ama bana kalırsa asıl yönetmenliğini bu filmde konuşturmuş. Harika çekimler var, çok iyi gözlemler yapmış. Belki senaryo öyle çok iyi değil ve izlerken biraz boş bir filmmiş hissine kapılmaya neden olabiliyor ama sonunda bıraktığı tat çok iyi. İşsizliğe bakışı

Başroldeki iki oyuncunun performansı da takdire değer ve Cannes'da da almışlar zaten ödülü...

7.5/10
 

Filmden pek beklentim yoktu zaten sırf 50 Cent var diye izledim. Müzikleri ve 50 Cent'in oyunculuğu dışında da pek beğenmedim zaten. Konu olarak iyiydi ama olaylar çok çabuk gelişiyor. Val Kilmer çok kötüydü bence.

Curtis'in sonda ki bakışı süperdi


6/10
 

Güzel filmmiş gerçekten. Ne zamandır aklımdaydı film 2011 yılından bu yana yeni izleyebiliyorum. Film beklediğimden daha iyi çıktı. Çok doğal ve sempatik bir hikayeyi yansıtmıştı film. İzlerken hiç sıkılmadım. Mert Fırat ve Ezgi Mola'nın filmde olduğunu bilmiyordum bir bakıp çıktılar onlarda.
Oyunculuklar süperdi, şarkıları fena değildi ama sanki daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. Mekan seçimleride çok iyiydi bence. Ellerine emeklerine sağlık, beğendiğim bir yapım olmuş.


9/10
 

The Expendables 3 (2014)



Yaş ortalaması bu filmde gerçek anlamda yarı yarıya düşsede, bu tarz bir aksiyon çekmek herkesin harcı değil, diğer taraftan bu işin erbablarının hepsi bu seride rol aldı, alıyor bildiğim kadarıyla.

Kadroya genç bir ekip katıldı bunun yanında Wesley, Harrison Ford ve Antonio Banderas'ı kattılar ki Antonio muazzam bir rol sergiledi, ilk defa gördüm kendisini bu şekilde kıl bir rolde olsada oyunculuğu bitirdi işi. Yeni ekip filme çok iyi bir evde kazanmış ama bence daha akıllı sahneler çekmelilerdi resmen bir ara kendimi Call of Duty oyunun ev koruma sahnesinde akın akın gelen orduyu 10 kişi yaralanmadan ölmeden kazanan bir grup olayı içinde sandım. Jason'un dövüş sahnelerini gözüm arar oldu bir ara son bölümde küçük bir show izledik ama daha fazla olsun izlerdim.

Ve benim en sevdiğim duyduyu verdi bana. Kimseyi arkada bırakmak yok, hayatın pahasına olsa dahi. Ve çok çok iyi bir son bölüm izledik diyebiliriz. Tüm olumsuzlara ragmen güzel bir aksiyon çıkışı oldu en azından o hazzı verdi biraz.



IMDb Puanı: 6.2
Sinemalar.com: 8.4

IMDb puanı daha gerçekci gibi duruyor, bizim millet biraz gaza gelmiş açıkcası öyle bir puan vermek en ufağından diğer seri filmlerine ayıp eder. Filme aksiyon istediğimi tam anlamıyla karşılayamadı, yani en azından önceki 2 filmden dolayı beklentimi yüksek tutmuştum ama kadronun isimleri yeterdi.

Benim Puanım: 7.5
 

Serinin tüm filminde oldugu gibi filmde de bol görsellik, sıfır senaryo

Bu filmi izlemek isteyen kişi benim gibi show amaçlı izlesin
Sonrasında başınızınızı ağrıtırsınız hem kendiniz hem tavsiye ettiğiniz kişiler tarafından


Safi görsellik/dans/show için 7'den 8/10
Senaryo ve oyunculuk işin içine katılırsa 1/10
Ortalama:4.5'dan 5/10
 

Başarısız bir devam filmi olmuş. Dövüş sahneleri iyi olsada senaryo çok zayıf kalmış. Zaten izlemeden önce ilk film kadar iyi olacağını düşünmemiştim ve yanılmadım


Dövüş severler beğenebilir bende beğendim ama her yönden ilk film kadar iyi değildi.

7/10
 

Kış Uykusu öncesinde ilk Altın Palmiye alan, Altın Küre'ye aday olan filmimizi izlemek istedim.

Açıkçası filmden pek umduğumu bulamadım.Çok zor şartlarda çekilmiş ve bu açıdan takdiri hakeden bir film. Ayrıca bazı akılda kalıcı sahneleri de var ama bir bütün olarak baktığımda film oldukça yetersiz kaldı.

Farklı karakterlerin hikayeleri üzerindeki geçişler filme bağlanmayı zorlaştırdı. Yani kurgusu pek başarılı olmamış.

Oyunculuklar çok başarılıydı. Gerek Tarık Akan, gerek Halil Ergün iyi iş çıkarmışlar.

Sonuç olarak fena film değildi ama ödülü almasında ana faktörün çekildiği zor koşullar olduğunu düşünüyorum. Doğrusu beni pek etkilemedi, Yol'dan daha iyi onlarca film sayabilirim Türk sinemasından...

6/10
 
Nymphomaniac : Volume 1

(Sanırım ilk defa bir film Hakkında bu kadar uzun yorum yaptım, kimsenin okuyacağını sanmam
)

İki bölüm halinde yayınlanan filmin ilk bölümü ve toplam süresi 120 küsür dakika.

Hepimizim malumu bu filmi Türkiye'de çıkan yasaklar sayesinde duydum ve oluşan merak duygusu içinde izlemeye karar verdim.

Ve ne yalan söyleyeyim korktuğum başıma gelmedi. Beklediğimden fazlasıyla çok çok iyi bir film çıktı.

Öncelikle bu filmi izlememiş birçok kişi bu filme karşı fazlasıyla önyargılı davranıyor.

Film erotik bir film kesinlikle değildi! Evet fazlasıyla açık sahne vardı ama bunu ballandıra ballandıra anlatan filmlerden değildi. Filmin konusu zaten Nemfomanyak bir kadın üzerine kurulu. Yine de abartılacak kadar rahatsız edici değildi.

Bu filmde açık sahneler sadece ufak bir ayrıntı, izlerseniz göreceksiniz ki birçok bilgilendirici detay var filmde. Doğa bilimleri, geometri, matematik, müzik gibi konular üzerinde güzel diyaloglar var.

Fazlasıyla felsefi ve sanatsal bir film. Eğer felsefeye ilgi duyuyorsanız izlemekte zorlanmazsınız zaten.

Ahlak ve Cinsellik kavramı üzerinde sıkça felsefe yapılmış. Esasında kadının içsel pişmanlığı bile bu filmin "zannedilen tarzda" bir film olmadığını kanıtlar nitelikte.

Diyalogları çok iyi. Derin ve güzel diyaloglara sahip.

Çok güzel müzikleri var, oyunculuk harika. Yönetmen. . . Lars Von Trier'in izlediğim ilk filmiydi. Lakin bu filmden sonra birçok filmini izleme listeme alacağım...

Hayatımda birkaç film dışında sanatsal film izlememiş insanım. Önyargılarım vardı ama bu filme sanırsam sanatsal filmlere olan önyargımı da kıracağım.

Filmin olay örgüsüne değinmek gerekirse, çok akıcı bir anlatım tarzı var filmin. Yaşlıca bir adam esas kadınımızı evinin önünde darp edilmiş bir vaziyette bulur ve onu evine alarak yardım eder. Sonrasında yaşlı adam, kadına ne olduğunu sorar. Kadında "Çok uzun hikaye, sıkılırsın anlatsam" der. Ancak yaşlı adam aksine "Uzun hikayeler iyidir, dinlemek isterim" der.

  • Ve kadın da en baştan, çocukluğundan itibaren adım adım Nemfomanyak oluşunu anlatmaya koyulur. Bu bakımdan Boyhood adlı filmden çok çok daha kaliteli ve akıcı. Boyhood gibi klişe değil. Zaten özgün olduğu için bu kadar dikkat çekti.

Kadın büyük bir vicdan azabı duymaktadır. Yaşlı adam ise kadına acımak ister ancak kadın "hikayeyi sonuna kadar dinledikten sonra kararınını ver" diyerekten anlatısına devam eder.

Uyarı: Film herkese göre değil bir kere. Eğer sanat, felsefe gibi konulardan sıkılan biriyseniz işiniz zor. Ama önyargınızı bir kenara bırakmanızı tavsiye ederim. Hiç sıkıcı bir film değil bence.

  • Bu filmi normal sıradan bir film izler gibi izleyemezsiniz, film karışık değil ama eğer dikkatle izlemezseniz filmden koparsınız.

  • Kesinlikle evde tek başınayken izlemeniz tavsiye edilir. Evet diğer filmlere göre oldukça fazla açık sahne var.

  • Ancak bence bu film Spartacus dizisinden daha ahlaklı. Yani Spartacus izlemiş ve rahatsız olmamış bir insan bu filmi rahatlıkla izleyebilir. Spartacus dizisinde çok daha açık, rahatsız edici sahneler vardı.

  • Filmde açık sahneleri olmasına karşın film bu sahneler üzerine kurulu değil, bir hikaye üzerine kurulu. O yüzden filmi o amaçla izlemeye kalkışırsanız (
    ) hayal kırıklığına uğrarsınız...

Velhasılkelam sinema bir sanattır ve başka hayatları bize yansıtır. Eğer farklı hayatları merak ediyorsanız ve sadece belli konular (aksiyon, savaş, macera vs.) Üzerinde kalmak istemiyorsanız bu filmi izlemeniz tavsiye edilir.

Kime tavsiye edeyim bilemedim, yine de @destere ve Spartacus un sahnelerinden rahatsız olmamış herkese tavsiye edip geçeyim.


Filmin genel türü: Ağır Dram ve Psikolojik'tir.

9.1/10
 
Son düzenleme: