Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Octavio, genç bir delikanlıdır, kardeşinin karısı Susana ile kaçmaya karar verir. Köpeği Cofi, beraber kaçmalarına yardımcı olan paranın elde edilmesinde rol oynayan zalim bir aracı olur. Bu dokunaklı ihtiras üçgeni, yasak aşkın geri dönüşü olmayan bir yol haline gelmesiyle daha karmaşık bir hal alır.
Bu arada Daniel, 42 yaşında bir adamdır, güzel model Valeria ile beraber yaşamak için karısını ve kızlarını terk eder. Yeni hayatlarını kutladıkları gün, kader Valeria’yı trajik bir kazaya iter. Bir adam her şeye sahip olduğunu düşündüğü anda, tüm hayatı birdenbire değişirse ne yapar?
Daniel ve Valeria’nın küçük köpeği Richi, oturdukları dairenin ahşap zeminindeki boşluğa düşer. Bu olay onların kötü kaderlerinin de başlangıcı olur. Richi’nin kaybolması karşısında takındıkları tutum, her türlü zorluğa ve umutsuzluğa cesurca göğüs gerebilen aşk hikayelerine mükemmel bir örnek teşkil eder.
Sonunda, El Chivo (“keçi”) kaza yerine gelir, yıllarca hapis yatan, hayatta derin hüsrana uğramış, kiralık katil olarak çalışan, eski bir komünist gerilladır. Ölmek üzere olan, Octavio’nun köpeği Cofi’yi bulur. Köpeği alır ve iyileştirir. Bu karşılaşma onun kendisi ve acı dolu geçmişiyle başa çıkmasına yardımcı olur.
Yıllardır izleme listemde olan ama bir türlü sıra gelmeyen bir filmdi, nihayet bu hafta izleyeceğim.
İzlemeden önemli bir not da söyleyim filmin yönetmeni olan Inarritu bu yıl Oscar'da çok iddialı olan Birdman'in de yönetmeni ve bu yıl Oscar'ı kazanan yönetmen olma ihtimali de çok yüksek. Bu film ise Meksikalı yönetmeni tüm dünyaya tanıtan film...
Etkinlikte birbirinden farklı filmlerle karşılaşmaya devam ediyoruz. Yukarıda yıllardır izleme listemde olduğunu fakat bir türlü izlemediğimi yazmıştım. Aslında bunun sebebi biraz da filmden çekinmem ve uzun süresini de göz önünde bulundurup korkmamdı. Filmi izlemeye başladıktan kısa süre sonra bu düşüncemde ne kadar yanıldığımı gördüm.
Etkinliğin her sezonunda böyle birden fazla olayın işlendiği filmlerle karşılaşır olduk. İlk sezon Crash, ikinci sezon Disconnect üçüncü sezonda ise Amores perros. Bu tarz filmler tam bana göreymiş onu anladım üçte üç gidiyorum. (Belki The Hours da bu kategoriye katılabilir ama onu biraz daha ayrı kategoriye koyuyorum.)
Her neyse film baya sağlam bir filmdi. Aynı mekanlarda geçen ve birbiriyle etkileşim halindeki üç farklı hikaye... Yönetmen çok iyi iş çıkarmış. Oyunculuklar çok başarılıydı ve üç hikayeye de inandırmayı, duyguyu geçirmeyi başardı.
Filmin adındaki köpekler boşuna yazılmamış. Her ne kadar Türkçe isim dandik dursa da köpeklerin filmin adında geçmesine şaşırmamalı.
Octavia'nın durumuna üzüldüm ama aslında o köpeğe yaptıklarından sonra bu sonu haketmedi diyemeyiz.
Octavia'nın köpeğine diğer köpekleri öldürdüğü için çok kızdım ama asıl suçlu o değildi onu o şekilde yetiştiren Octavia idi.
Mankenin hikayesi de güzeldi. Bir tarafta köpeğini para malzemesi olarak görenler varken köpeği için yaptığı fedakarlıklar harikaydı.
Filme tek eleştirim en sonlarında biraz tempo fazla düştü. Tempo daha yüksekken bir 5-10 dakika kısaltıp öyle bitirseler daha etkili olurdu.
Sonuç olarak etkinlğin şu ana kadarki en iyi filmlerinden biriydi, mutlaka izlemeli herkes.
Film etkinlik başından beri izlemek istediğim bir filmdi ama tam izleyecekken süresi ve izlediğim vakitten ötürü çekindim biraz. Ama film başladıktan sonra beni hiç sıkmadan ilerledi.
Öncelikle filmin Türkçe adı ne kadar saçma dursa aslında konuyu çok iyi anlatıyor. "Paramparça Aşklar, -Paramparça- Köpekler"
3 hikayeden oluşan ve 3 hikayenin de birleşip ayrıldığı iyi bir anlatıma sahipti film. OzaN'ın da dediği gibi bu tür filmleri hem ben hem de forum üyeleri seviyor. Ve bence Crash'tan da, Disconnect'den daha iyi bir olay örgüsü vardı.
Filmin bence en zayıf noktası, hikayelerin biraz klişe olması.
İlk hikayede yengesine alık birisi var. Abisi bir garip zaten.
İkincide kazadan sonra hayatı biten bir kadın.
Üçüncüde kızı için ölü olan bir baba.
Ama çok iyi işlenmişlerdi orası ayrı.
berkann ödülleri'nde iddialı olduğu adaylıklar: En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu -Bernal-, En İyi Kadın Oyuncu -manken-, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu -baba-, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu -yenge-, En İyi Senaryo, En İyi Kurgu, En İyi Müzik, En İyi Görüntü Yönetmenliği -kısacası berkann ödülleri'nde genel olarak en çok adaylık kazanacak film olacak gibi.-
Kurgusal açıdan kuşkusuz çok başarılı bir film. Keşisen hayatlar anlatılıyor. Etkinlikte Crash ve Disconnect'i de bu keşisen hayatlar konusu altında izlemiştik. İkisi de etkileyiciydi. Bu film, diğer iki filme göre çok eski ve daha damgayı vuruyordu. Sonu biraz muallakta kalmış olsa da, başarılıydı.
Üç hikaye, üç bağlantı. Birinci hikaye ve üçüncü hikaye hiç sıkmadı ama ikinci hikaye sıktı. Bir ve üçte hiç değilse hareketlilik vardı ama ikincisinde daha çok dram ağır bastı. Asıl damgayı üçüncü kısımda vurdular. İşte 'çarpışma' gerçekleşiyor. Bütün hikayede paramparça aşklar ve köpekler işlendi. Dövüşler, kavgalar, kopmalar ve neler neler...
Birinci kısımda Gael García Bernal, ikinci kısımda Goya Toledo ve üçüncü kısımda Emilio Echevarria öne çıktı. Hepsi de iyiydi diyebilirim. Yönetmen Alejandro González Iñárritu'yu da es geçmemek lazım, şimdilerde de başarılı işler yapıyor.
Crash'e 8.5 vermiştin. Disconnect'e 8 vermiştin. Bu filmde 8.5 oldu ve iyi de oldu. Belki 9 bile yaparsın ileride. O kadar puanı hakediyor. Diğer filmlere göre farklıydı. Kurgusu en azından farklıydı.
@OzaN film için senlik film dedi, izledim gerçekten benlikmiş
filmin ilk girişi hareketli aksiyonu bol, filmin orta alanı durgun, son çeyreği muhteşemdi ,,,
ilk çeyrekte aksiyon doruktaydı benlik sahnelerde boldu
octavio ve susana nın güreş tuttukları sahneler ve ramiro ile iş arkadaşı kızın kaçamakları terletti bayağı
araba kovalamacasıyla başlayan hareketli kısım valeria hikayesine kadar kesmeden devam etti
köpek dövüşleri rahatsız edici olmakla birlikte heyecanlıydı ..
kazadan sonra daniel valeria hikayesi başladı oralarda en sevdiğim karakter richie idi
köpeğe o kadar konsantre oldumki valeria nın uzun uzadıya çekilmişş acılı sahneleri sıktı, tek derdim orda bir an önce richi nin bulunmasıydı köpeciği fareler yiyecekti nerdeyse
dangalak daniel köpeğin sesi duyduğu halde nasıl rahat uyuyabiliyordu o köpek ordan çıkarılmadan insan bir saat uyuyamaz o kısımlar abartıydı epeyde rahatsız etti o kadar rahatsız ettiki dedim şimdi şu richie o delikten çıkıp daniel le valeria ya tecavüz etse filme 10 puan vereceğim
sonra filmi harika kılan son çeyrek başladı.... el chivo - maru lu kısım muhteşemdi
sempatik cofi ben senin var ya...
... neyse ... cofi kendisini kurtaran chivo amcanın köpeklerini yedi ya! o sahnede küfürler cofi ye gitti köpeği orda benzinle yaksa mutlu olurdum en çok etkilendiğim sahnelerden biridir..
chivo amcamızın gidip öldüreceği adamı yakalayıp kelepçelediği sahneler ve onu öldürmek isteyeni aynı yere getirip yüzleştirdiği yerler yine süperdi
sonunda kızı maru ya bıraktığı mesaj etkileyiciydi ..
son olarak konuyu terketmeden önce spoi suz bir şeyler anlatalım?
octavio bir hikaye anlatıyordu hikayeyi arkadaşlar duysun özellikle @xemrexxx ve @Çiğdem- bu geleneği mutlaka öğrenmeli
Guadalaharada yeni doğan çocuklara parmak atarlarmış :
- çocuk atılan pandiğe, ağlayarak tepki verirse ilerde şarkıcı olacak demekmiş
- çocuk tekme atarsa topçu olacak demekmiş
- çocuk gülerse top olacak demekmiş )
orta alandaki durgun bölüm nedeniyle filmden yarım puan kırıyorum
@OzaN film için senlik film dedi, izledim gerçekten benlikmiş
filmin ilk girişi hareketli aksiyonu bol, filmin orta alanı durgun, son çeyreği muhteşemdi ,,,
ilk çeyrekte aksiyon doruktaydı benlik sahnelerde boldu
octavio ve susana nın güreş tuttukları sahneler ve ramiro ile iş arkadaşı kızın kaçamakları terletti bayağı
araba kovalamacasıyla başlayan hareketli kısım valeria hikayesine kadar kesmeden devam etti
köpek dövüşleri rahatsız edici olmakla birlikte heyecanlıydı ..
kazadan sonra daniel valeria hikayesi başladı oralarda en sevdiğim karakter richie idi
köpeğe o kadar konsantre oldumki valeria nın uzun uzadıya çekilmişş acılı sahneleri sıktı, tek derdim orda bir an önce richi nin bulunmasıydı köpeciği fareler yiyecekti nerdeyse
dangalak daniel köpeğin sesi duyduğu halde nasıl rahat uyuyabiliyordu o köpek ordan çıkarılmadan insan bir saat uyuyamaz o kısımlar abartıydı epeyde rahatsız etti o kadar rahatsız ettiki dedim şimdi şu richie o delikten çıkıp daniel le valeria ya tecavüz etse filme 10 puan vereceğim
sonra filmi harika kılan son çeyrek başladı.... el chivo - maru lu kısım muhteşemdi
sempatik cofi ben senin var ya...
... neyse ... cofi kendisini kurtaran chivo amcanın köpeklerini yedi ya! o sahnede küfürler cofi ye gitti köpeği orda benzinle yaksa mutlu olurdum en çok etkilendiğim sahnelerden biridir..
chivo amcamızın gidip öldüreceği adamı yakalayıp kelepçelediği sahneler ve onu öldürmek isteyeni aynı yere getirip yüzleştirdiği yerler yine süperdi
sonunda kızı maru ya bıraktığı mesaj etkileyiciydi ..
son olarak konuyu terketmeden önce spoi suz bir şeyler anlatalım?
octavio bir hikaye anlatıyordu hikayeyi arkadaşlar duysun özellikle @xemrexxx ve @Çiğdem- bu geleneği mutlaka öğrenmeli
Guadalaharada yeni doğan çocuklara parmak atarlarmış :
- çocuk atılan pandiğe, ağlayarak tepki verirse ilerde şarkıcı olacak demekmiş
- çocuk tekme atarsa topçu olacak demekmiş
- çocuk gülerse top olacak demekmiş )
orta alandaki durgun bölüm nedeniyle filmden yarım puan kırıyorum
Alejandro Gonzalez İnarritu kendine has tarzı olan bir yönetmen.Bu film de onu dünyaya tanıtan ve en iyi yönetmenlerden bir yapan bir filmdir.Bayadır izlemek istiyordum.Bugün sonunda izledim.
Etkinliklerde hep bu tarz filmler seviliyor.Ben Disconnect'e bayılmıştım.Bu filmi de beğendim.Bir daha ki sezona da 21 Grams'ı mı koysak? @OzaN
Film tarz olarak Pulp Fiction'u andırıyor.Fakat Inarritu'nun bununla ilgili söylediği bir şey var: "Tarantino suçun mizahını yapıyor ama benim yaşadığım yerlerde yaşam hiç komik değildir".Evet bu filmde de Paramparça olan kalpleri,aşkları görüyoruz.Filmde olan her karakterin içinde bir burukluk,umut ve acı var.
3 hikaye var.Filmin kurgusu iyi.Bu karakterler ara sıra kesiştiği noktalar var aynı Disconnect'deki gibi ama hepsi birbirinden bağımsız sayılır.Belki 2.hikayedeki dramı 1.hikayedekiyle olan çarpışmadan dolayı bağıntılı olarak düşünebiliriz.
Akıcılığa gelirsek ilk hikaye akıcı ve güzel ilerledi,2.hikaye bana biraz fazla uzatılmış geldi.3 ise temposu en az olanı ama dramı en yüksek olanı.Genel olarak en iyi hikaye 1 diyebilirim.
Bu arada Octavia'nın abisini Felipe Melo'ya benzettim.
Filmde bir yuva yıkanın yuvası olmaz mesajı da var.
Ne yengesini ayartmaya çalışan Octavia mutlu olabildi ne de mankenle-adam mutlu bir hayat sürebildi.
Sonuç olarak Inarritu'nun tarzını konuşturduğu uzun süresine rağmen sıkmayan bir filmdi.
Bu site, içeriği kişiselleştirmek, deneyiminize uyarlamak ve kayıt olmanız durumunda giriş yapmanızı sağlamak için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanır.
Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımına izin veriyorsunuz.
