Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Christian Bale'nin üst düzey performans sergilediği, gerçek hayattan esinlenmiş olan bir film. Aslında süresi kısa ama bana sani 3-4 saatmiş gibi geldi. Sıkmadı ama çok uzun geldi. Baştan sona, "acaba ne olacak" dedirterek gitti.
Aksiyonun had safhada olacağını düşünmüştüm ama o kadar da büyük aksiyon yoktu. Kaçmaca kovalamaca, kendi içinde hareketlenme vardı. Çok büyük kahramanlık beklerdim, o da yoktu. Her şeye rağman izletebilen, Christian Bale'nin başarılı oyunculuğuyla kendini göstermiş film.
Christian Bale'nin üst düzey performans sergilediği filmlerinden biri ve yine başarılı oyunculuk performansı çıkartıyor. İnandırıcılık yüksek ve başarılı da performans. Arada bir gerdiği de oldu. Sonu biraz soru işareti bıraktı ama iyiydi.
Filmi bir de ruh hastası, sapık, katil karakterin gözünden izlemek apayrı bir olay. Haliyle içinde uygun olmayan görüntüler de vardı. Christian Bale'nin performansı, kuşkusuz filmin önüne geçiyor. Unutulmaz bir performansa imzasını atıyor.
Directed by Joseph L. Mankiewicz. With Bette Davis, Anne Baxter, George Sanders, Celeste Holm. An ingénue insinuates herself into the lives of an established but aging stage actress and her circle of theater friends.
Daha önce izlemeye çalışmıştım ama izlememiştim. Bu kez izledim ve çok beğendim. Bir anda başlıyor ve bitiyor. Süresi sanki daha kısa gibi geliyor. O derece iyi ve görsel anlamda da başarılı.
Filmin bu kadar iyi olmasında Robert Downey Jr.'ın önemli payı var. Diğer yandan Jude Law'ın da öyle. Rachel McAdams'ı da ekleyebilirim. Her sahnesi birbirinden başarılı. Özellikle son sahneler müthişti. Akıl oyunları başarılıydı.
Directed by Guy Ritchie. With Robert Downey Jr., Jude Law, Jared Harris, Rachel McAdams. Detective Sherlock Holmes is on the trail of criminal mastermind Professor Moriarty, who is carrying out a string of random crimes across Europe.
www.imdb.com
Diğer filme göre, görsel anlamda daha fazla ön plana çıkan bir film. Bu filmde çok iyi, çok beğendim. Yine sıkmıyor, sonuna kadar izletiyor. Yine akıl oyunlarıyla dolu bir film.
Robert Downey Jr.'ın performansı burada da çok iyi, işin içine Jude Law'ın performansı da eklenince, ortaya çok iyi bir film çıkıyor. Holmes ile Watson'un ortaklığı burada daha çok ön plana çıkıyor. Bu filmde Rachel McAdams çok fazla gözükmüyor, yerine Noomi Rapace gözüküyor. Bu filminde son sahneleri çok iyiydi.
Son sahnesinden anladığım kadarıyla serinin yeni filmleri çıkacaktır. Bakalım ne zaman çıkacak. Akıl oyunlarıyla dolu Sherlock Holmes'in iki filmi de bitti.
Directed by Vittorio De Sica. With Lamberto Maggiorani, Enzo Staiola, Lianella Carell, Elena Altieri. In post-war Italy, a working-class man's bicycle is stolen. He and his son set out to find it.
Soluksuz izlediğim bir film olmuş. Aksiyonu ve gerilimi yüksek derecede. Bazı saçma kısımlarda yok değildi hani. Katile sinir oldum.
Film gayet güzeldi , aksiyonu gerilimi boldu. The Call orjinal adı , Acil Arama Türkçe adı.
Robin Williams'ın muhteşem performans sergilediği filmlerinden biri. O döneme damga vuran performansı. Filmi film yapan, "goooooooooood morning vietnam" demesiydi.
Robin Williams'ın ses tonunu hep etkileyici bulmuşumdur. Etkileyici ses tonunu kullandığı filmlerden olduğu bir gerçek. Filmde verilmek istenen mesajlar da net. Birçok yönden etkileyici bir filmdi.
Robin Williams'ın böyle performanslarını görünce, "neden izlenmesi gereken filmleri sonradan izledim" diyorum. Performansının tavan yaptığı filmlerinden sadece biriydi.
Açıkcası imdb puanı +8 ve üstü olan rahat 25-30 küsür siyah beyaz film izlemişimdir. Ve siyah beyaz filmlere içinde ilk defa bu filmde aşırı sıkıldım!
Filmin özellikle ilk yarısı fena sıkıcı. Tek güzel olan şey ıslık! Islık hariç doğru düzgün müzik bile yoktu.
Oldukça ağır bir film. Tamam vermek istediği mesajlar pekala güzel ama daha da güzel bir biçimde verebilirdi. O yıllarda yapılmış daha zevkli filmler biliyorum.
Ya da ne bileyim demek ki Alman filmleri bana göre değilmiş. Gerçi hayatımda izlediğim 2.Alman filmi. İlki "Başkalarının Hayatı" idi ve onu da yılına göre sıkıcı ve ağır bulmuştum. Üçüncü izleyeceğim film Metropolis olacak. Eğer ondan da keyif almazsam demek Alman Sineması ile husumetim var.
Neyse filme dönersek. Filmin senaryosu aslında kaliteli. Ama işleniş tarzı hoşuma gitmedi.
Katili ilk gördüklerinde, katilin dibine girmelerine rağmen onu ellerinden kaçırıp işi uzatmalarını saçma ve amaçsız buldum
Ceza hukukuna sert bir eleştiri var bu filmde.
katili yargılayanların yine katil ve suçlular olması buna örnek olarak gösterilebilir
Ve tabi tüm ülkenin aradığı katili kör bir adamın bulması da filmin ironilerine bir örnek
Eğer hafif bile olsa uykunuz varsa asla izlemenizi önermem. Belki de 4 saatlik uykuyla ayakta durduğum için filmi aşırı sıkıcı bulmuşumdur...
Directed by Jean-Pierre Dardenne, Luc Dardenne. With Marion Cotillard, Fabrizio Rongione, Catherine Salée, Baptiste Sornin. Liège, Belgium. Sandra is a factory worker who discovers that her workmates have opted for a EUR1,000 bonus in exchange for her dismissal. She has only a weekend to...
Açıkcası imdb puanı +8 ve üstü olan rahat 25-30 küsür siyah beyaz film izlemişimdir. Ve siyah beyaz filmlere içinde ilk defa bu filmde aşırı sıkıldım!
Filmin özellikle ilk yarısı fena sıkıcı. Tek güzel olan şey ıslık! Islık hariç doğru düzgün müzik bile yoktu.
Oldukça ağır bir film. Tamam vermek istediği mesajlar pekala güzel ama daha da güzel bir biçimde verebilirdi. O yıllarda yapılmış daha zevkli filmler biliyorum.
Ya da ne bileyim demek ki Alman filmleri bana göre değilmiş. Gerçi hayatımda izlediğim 2.Alman filmi. İlki "Başkalarının Hayatı" idi ve onu da yılına göre sıkıcı ve ağır bulmuştum. Üçüncü izleyeceğim film Metropolis olacak. Eğer ondan da keyif almazsam demek Alman Sineması ile husumetim var.
Neyse filme dönersek. Filmin senaryosu aslında kaliteli. Ama işleniş tarzı hoşuma gitmedi.
Katili ilk gördüklerinde, katilin dibine girmelerine rağmen onu ellerinden kaçırıp işi uzatmalarını saçma ve amaçsız buldum
Ceza hukukuna sert bir eleştiri var bu filmde.
katili yargılayanların yine katil ve suçlular olması buna örnek olarak gösterilebilir
Ve tabi tüm ülkenin aradığı katili kör bir adamın bulması da filmin ironilerine bir örnek
Eğer hafif bile olsa uykunuz varsa asla izlemenizi önermem. Belki de 4 saatlik uykuyla ayakta durduğum için filmi aşırı sıkıcı bulmuşumdur...
O filmi izlerken ben de sıkılmıştım biraz belli noktalarda ama bazı filmler vardır izlerken öyle çok tat vermese de bittikten sonra geriye bıraktığı etki kalıcı olabiliyor.
İzlerken ben de biraz sıkılmış olsam da bence bugün hala değer görmeyi hakeden filmlerden. (Görüyor da tabii bu değeri)
Islığı efsaneydi, unutulmaz. Son sahnedeki mesaj efsaneydi, unutulmaz.
Bunun dışında yer yer artan dozunda gerilim de hala aklımda.
Directed by Seth Gordon. With Jason Bateman, Charlie Day, Jason Sudeikis, Steve Wiebe. Three friends conspire to murder their awful bosses when they realize they are standing in the way of their happiness.
Aslında amacım farklı bir filmi izlemekti bunu indirmiştim fakat ne olduğunu hatırlamamıştım bir gireyim dedim, sonuna kadar gitti film öyle. İyiki böyle bir işe girişmişim mutlu son ile ayrıldım, gerçi filmin sonu umduğum gibi bitmedi bence mutsuz bir son ile bitirdiler.
Film müzikal-drama ile karşımıza geliyor ki en sevdiğim türdür. İzlemeyi düşündüğüm filmde aynı türdendi fakat bunuda aradan çıkarttığım için mutluyum.
Müzikler harikaydı, en sevdiğim yanı amatör çekim dediğimiz tarzda birşeydi 180 bin dolar harcanmış zaten düşük bütçeli ama bunu avantaja çevirmeyi bilmişler. Oyuncular çok iyiydi her zaman sempatik karakterleri severim, oraya herkes manken koyar ama robotlaştırmamak lazım filmi, ben karakterlere hayran kaldım uyumları mütişti.
Müziği söyleyen eleman acayip söylüyordu, içiniz cız eder hani. Çok üst düzeydi, oralarda ünlü biridir belki ama sanmıyorum o bütçeye o adamı ünlü olsa getiremezler. Kulağım pası silindi uzun zamandır bu içtenliği alamıyordum. Film olmuş kısacası başarmışlar.
Bir edit geçeyim: 2014'de bir konserde büyük bir topluluğa karşı söylemiş muhtemelen ünlüydü veya yeni ünlenmiş bilmiyordum.
IMDb Puanı: 8.0
Sinemalar.com: 8.4
Film için söylenebilecek bir söz yok, üstüne bu bütçeyle böyle bir film çıkartabilmek meseleydi asıl olan zaten herkes anlamış olacak ki değerlendirme puanları iyiydi. Müziğe hayran kaldım söz bulamıyorum şuan, kaynağını bulup alabilirim hemen.
Bir insan bir filmi tek başına taşıyabilir mi sorusunu sormalı insan kendine karşınızda, genç yetenek Chloë Grace Moretz. Konudan bahsedeyim, sonra yıldızımıza bir iki övgü ve kapanış.
Ülkemizde ki yobazcıklarımızı herkes bilir. ^^ Hristiyanlar arasında yobaz olduğunu sanmıyordum ama varmış sanırım en azından filmde Grace'in annesi tipik yobaz. -Gördüğümüz kadarıyla diyelim- Ya delirmiş ya da eskiden başına birşeyler gelmiş ki geçmişiyle ilgili hiçbir bilgimiz yok. Herkesin bildiği gibi eğer yeteri kadar odaklanırsak nesneleri hareket ettirebiliyoruz, bu bilinen bir durum ve anakonumuz bu bir kız var bu özelliğe sahip ki sanırım babanesi veya babamdan geçmiş diyordu.
Sürekli küçücük bir odaya kapatılan bir küçük kızı düşünün kız odaklanmaktan başka ne yapabilirdi onca senede. Tabi filmde ki olay insaniyet üstü birşey ama burada vurgulamak için yapmışlar belli ki annesi tarafından hiçbirşey öğretilmeyen kız ve bir süre sonra dalga geçilmeye başlanan kız. Haliyle sonrası malum. Konu çokta iyi değildi, Grace olmasa adı bile duyulmazdı. Bir insan mimikleriyle duruşuyla anca bu kadar filmi gerçek gösterebilirdi.
Ve bu filmi tek başına kaldırarak verdiği tek mesaj her türde oynarım, başrolünüz bana emanet mesajı gibi birşey olmuş. Gerçekten ailesini alkışlamak lazım,küçüklüğünü biliyoruz bu kızın.
Ve bu şaka carrie için hazırlanmış, daha önce izlemiştim şimdi haberim oldu.
IMDb Puanı: 6.0
Sinemalar.com: 7.1
Açıkcası şans verme sebebim sadece Grace idi, çünkü Kick-ass serisinde okadar iyiydi ki bu şansı tanıyın demek istiyordu aslında, bende o yüzden izledim, iyi ki izlemişim. Bu kıza türkçe bir tabir bulamadım, "amazing". Ve bu filme Grace için:
Bu site, içeriği kişiselleştirmek, deneyiminize uyarlamak ve kayıt olmanız durumunda giriş yapmanızı sağlamak için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanır.
Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımına izin veriyorsunuz.