En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Nymphomaniac : Volume 1

(Sanırım ilk defa bir film Hakkında bu kadar uzun yorum yaptım, kimsenin okuyacağını sanmam :D)

İki bölüm halinde yayınlanan filmin ilk bölümü ve toplam süresi 120 küsür dakika.

Hepimizim malumu bu filmi Türkiye'de çıkan yasaklar sayesinde duydum ve oluşan merak duygusu içinde izlemeye karar verdim.

Ve ne yalan söyleyeyim korktuğum başıma gelmedi. Beklediğimden fazlasıyla çok çok iyi bir film çıktı.

Öncelikle bu filmi izlememiş birçok kişi bu filme karşı fazlasıyla önyargılı davranıyor.

Film erotik bir film kesinlikle değildi! Evet fazlasıyla açık sahne vardı ama bunu ballandıra ballandıra anlatan filmlerden değildi. Filmin konusu zaten Nemfomanyak bir kadın üzerine kurulu. Yine de abartılacak kadar rahatsız edici değildi.

Bu filmde açık sahneler sadece ufak bir ayrıntı, izlerseniz göreceksiniz ki birçok bilgilendirici detay var filmde. Doğa bilimleri, geometri, matematik, müzik gibi konular üzerinde güzel diyaloglar var.

Fazlasıyla felsefi ve sanatsal bir film. Eğer felsefeye ilgi duyuyorsanız izlemekte zorlanmazsınız zaten.

Ahlak ve Cinsellik kavramı üzerinde sıkça felsefe yapılmış. Esasında kadının içsel pişmanlığı bile bu filmin "zannedilen tarzda" bir film olmadığını kanıtlar nitelikte.

Diyalogları çok iyi. Derin ve güzel diyaloglara sahip.

Çok güzel müzikleri var, oyunculuk harika. Yönetmen. . . Lars Von Trier'in izlediğim ilk filmiydi. Lakin bu filmden sonra birçok filmini izleme listeme alacağım...

Hayatımda birkaç film dışında sanatsal film izlememiş insanım. Önyargılarım vardı ama bu filme sanırsam sanatsal filmlere olan önyargımı da kıracağım.

Filmin olay örgüsüne değinmek gerekirse, çok akıcı bir anlatım tarzı var filmin. Yaşlıca bir adam esas kadınımızı evinin önünde darp edilmiş bir vaziyette bulur ve onu evine alarak yardım eder. Sonrasında yaşlı adam, kadına ne olduğunu sorar. Kadında "Çok uzun hikaye, sıkılırsın anlatsam" der. Ancak yaşlı adam aksine "Uzun hikayeler iyidir, dinlemek isterim" der.

  • Ve kadın da en baştan, çocukluğundan itibaren adım adım Nemfomanyak oluşunu anlatmaya koyulur. Bu bakımdan Boyhood adlı filmden çok çok daha kaliteli ve akıcı. Boyhood gibi klişe değil. Zaten özgün olduğu için bu kadar dikkat çekti.

Kadın büyük bir vicdan azabı duymaktadır. Yaşlı adam ise kadına acımak ister ancak kadın "hikayeyi sonuna kadar dinledikten sonra kararınını ver" diyerekten anlatısına devam eder.

Uyarı: Film herkese göre değil bir kere. Eğer sanat, felsefe gibi konulardan sıkılan biriyseniz işiniz zor. Ama önyargınızı bir kenara bırakmanızı tavsiye ederim. Hiç sıkıcı bir film değil bence.

  • Bu filmi normal sıradan bir film izler gibi izleyemezsiniz, film karışık değil ama eğer dikkatle izlemezseniz filmden koparsınız.

  • Kesinlikle evde tek başınayken izlemeniz tavsiye edilir. Evet diğer filmlere göre oldukça fazla açık sahne var.

  • Ancak bence bu film Spartacus dizisinden daha ahlaklı. Yani Spartacus izlemiş ve rahatsız olmamış bir insan bu filmi rahatlıkla izleyebilir. Spartacus dizisinde çok daha açık, rahatsız edici sahneler vardı.

  • Filmde açık sahneleri olmasına karşın film bu sahneler üzerine kurulu değil, bir hikaye üzerine kurulu. O yüzden filmi o amaçla izlemeye kalkışırsanız ( :D ) hayal kırıklığına uğrarsınız...

Velhasılkelam sinema bir sanattır ve başka hayatları bize yansıtır. Eğer farklı hayatları merak ediyorsanız ve sadece belli konular (aksiyon, savaş, macera vs.) Üzerinde kalmak istemiyorsanız bu filmi izlemeniz tavsiye edilir.

Kime tavsiye edeyim bilemedim, yine de @destere ve Spartacus un sahnelerinden rahatsız olmamış herkese tavsiye edip geçeyim. :)

Filmin genel türü: Ağır Dram ve Psikolojik'tir.

9.1/10
yazıyı okudum baştan sona ? neden söyledim bunu :) kimse okumaz demişsinde okuyan var yani :)
konu olarak seveceğim bir konu her haliyle.. felsefeylede aram iyi olmasına rağmen sanat filmlerinin bazıları benlik değil çok ağır giden anlaşılmaz kelimeler içermiyorsa büyük ihtimalle filmi seveceğim gibime geliyor , önemli olan anlatılan konuyu merak etmemizi sağlamaları merak dugusunu filmin herhangi bir yerinde kaybetmiyorsak filmi zevkle sonuna kadar izlemek mümkün olacaktır .. mesela boyhood da filmin yarısında benim konuyla bağlantım koptu :) diğer yarısını sırf bitsin diye izledim konuyla veya karaterlerle alakam kalmamıştı :)
zaten konu haricinde sahnelerin görüntü kalitesininde! bayağı güzel olduğunu söylemişsin :) önümüzdeki hafta için filmi izleme listeme ekledim :)
 

Uzun süresinden ve savaş filmi olmasından dolayı sıkılacağımı düşünüyordum ama tam tersi oldu.

Japonya ve Çin savaşının ortasında kalan bir grup insanın yaşamını anlatan bir filmdi.

Bale reyiz yine döktürmüş filmi tek başına sırtlamış. Kadın başrol oyuncusuyla olan sahneleri güldürsede sonda ki hali bayaa duygusaldı.

Savaş sahneleri olsun, diğer oyuncular olsun bence herşeyiyle müthiş bir filmdi.

9/10
 

Bu aralar çok film izliyorum ama göz sorunumdan dolayı az yorum yapabiliyorum. Fakat merak etmeyin sorun çözülür çözülmez hepsini tek tek yorumlayacağım. Kış Uykusu'nu birkaç gün içinde izleyeceğimden izlediğim son Nuri Bilge Ceylan filmini de kısaca yorumlamak istedim.

Film açıkçası Nuri Bilge Ceylan'ın izlediğim dört filmi içerisindeki en zayıf halka. Boş bakışmalar her zamankinden de fazla ve konu gerçekten zayıf. Fakat Nuri Bilge Ceylan'ın tarzını artık çok benimsediğimden dolayı ne yapsa belli bir çıtanın üzerinde olur benim için. :)

Bu filmin en büyük artısı Nuri Bilge Ceylan'ı ilk kez kamera önünde de görmekti. Bence oyunculuğu da hiç fena değil. Zaten sade bir rol ve üstesinden gelmiş. Eşi Ebru Ceylan için de aynı şeyleri söylemek mümkün.

Sonuç olarak iyi ama diğer Nuri Bilge Ceylan filmlerine göre zayıf bir film...

6.5/10

Bu arada @berkann Nymphomaniac için konu aç istersen, ben de izlerim belki. Hem @Tolstoyevski o kadar yorum yapmış bu konuda kaynamasın. :D
 

Ne zamandır izlemeyi düşündüğüm bir filmdi. Bugün sonunda izledim. Filmi ben çok beğendim. Gişede nasıl iş yapmamış şaşırdım. Belçim Bilgin harikalar yaratmış burada ayrı bir oyunculuğunu beğendim. İbrahim Çelikkol 'Ali' karakteri ile bence yıldızdı. Senaryosu normaldi fakat filmde bize çok iyi yansıtıldı bence. Tesadüfün bu kadarı dedirtecek, ağzımı açık bırakacak olaya gerçekten çok şaşırdım. :D Filmi ben beğendim, şarkıları sanki biraz daha iyi olabilirdi gibi geldi bana. :)

9/10
 
Waking Life/Hayata Uyanmak
4.jpg




Manyakça bir filmdi. Hayatımda izlediğim "izlemesi zor" en zor filmdi bence. Lucid rüya temel konu. Hemen her konuda felsefe yapılmış ve film de zaten felsefe üzerine kurulu. Müzikleri büyüleyiciydi hele filmin başında kemanlarla çalınan o orkestra müziği harikaydı, uzun süre akıldan gitmez.

Bu filmi uykunuz varken izlemeniz imkansız. Defalarca izleyip kapatmak zorunda kalmıştım. Uykudan yeni kalkıp izlediğimde bile uyku getirdi hafif.

Kafa karıştırıcı değildi pek ama dediğim gibi izlemesi zor bir filmdi. Yine de gerek felsefesi gerek sıradışı çekim, görüntü tekniği ile mükemmeldi.


Hayatımda izlediğim belki de izleyebileceğim en iyi felsefe dolu filmdir belki de. Filmi kavramak zaman geçtikçe olacağa benziyor.

Bu noktada filmde geçen güzel repliklerden birini copy-paste yapacağım

  • “Bu gezegene renkli kalem kutusu ile gelmeye benzer. Kutunuz 8’li veya 16’lı olabilir. Ama önemli olan kalemlerle ve size verilen renklerle ne yaptığınız. Çizgilerin içini ya da dışını boyadım diye üzülmeyin. Çizgilerin dışını boyayın derim ben. Sayfanın dışını boyayın. Beni de kutuya koymayın. Biz okyanusa doğru akıp gidiyoruz. Kara ile kuşatılamadık...

Tabi bu filmden sonra sanıyorum ki dijital kol saatimin düzgün çalışıp çalışmadığına bakıp sık sık ışık anahtarını açıp kapatacağım. :D Kim bilir belki de şuan rüyanın içindeyimdir, dur şüpheye düştüm en iyisi ışığı açıp kapatmaya çalışayım. :)

9.0/10
 
Son düzenleme:

Çevremde bu filmle ilgili o kadar öneri geldi ki izleme mecburiyetinde kaldım.Holiganlığın zararını anlatan iyi bir film olmuş.

Bu filmde beni en çok şaşırtan bir kadının elinden çıkma olması.Çünkğ film konusuyla sahneleriyle tam bir erkek filmi.

Birçok etkileyici sahnesi vardı.Oyunculukları da Elijah Wood hariç beğendim.

Filmle ilgili söyleyecek pek bir şey yok.Tamamıyle holiganizm üzerine bir film.Başarılı olmuş.Ayrıca şunu da söylemeden geçemeyeceğim: İngiliz aksanı gerçekten berbat.:D

7.5/10
 

Yaklaşık 6 aydır izlemek istediğim ama yazın bir sürü film izlememe rağmen halen daha izleyemediğim bir filmdi.

Film İtalyan sinemasının başyapıtlarından.Geçmişi,nostaljiyi o kadar iyi anlatıyor ki.Köy halkının topluca sinema izlediği sahneler,Alfredo ve Toto'nun dostluğu çok içten ve sıcaktı.Tabi şimdi bu izleyen kendisinden ne kadar çok şey bulursa o kadar beğenir.Bana pek hitab etmedi ve biraz sıkıldım ama film yine kalitesini gösterdi.Bu tabiri daha önce birkaç film için de kullandım: Sinema eğer sanatsa böyle filmler sayesinde sanattır bence.Filmin büyüsü sadeliğinde gizliydi.İnsanın geride bıraktıklarının değişmesini,bitmesini,yok olmasını sonlara doğru iyi özetliyor ve gerçekten duygulandırıyor.

Filmin sonlarında Toto'nun eski sinemada dolaşması,Alfredo'nun ona bıraktığı montajlanmış sahneleri izlerken duygulanması gerçekten enfesti.

Oyuncular Alfredo dışında çok iyi değildi.Ama yine de fena değildi.

Filmin yönetmeni iyi sahnelere imza atmış.Zaten çok iyi bir film ortaya çıkarmış.

Son sözüm de Ennio Morricone'ye.Müthiş bir üstad.Tam bir müzisyen.Bu filmde de harika müziklere imzasını atmış.

7.5/10
 

Makas Eller gibi gayet sıcak ve fantastik bir aile filmiydi. Filmin genelinde neler olacağını tahmin ediyorsunuz ama o masalsı anlatıma kendinizi kaptırınca hiçbişey anlamadan film bitiyor.

Depp reyiz yine rolünün hakkını vermiş, müthişti.

5 çocuğunda farklı karakterde olması filmi daha iyi yapmış.

Görsel olarak çok iyiydi. Fabrikada Willy Wonda'nın yarattığı kendi dünyası herşeyin çikolatadan olması filan süperdi.

8.5/10
 
Kelebek ve Dalgıç

kelebek-ve-dalgic-turkce-dublaj-izle-143.jpg



Oldukça güzel bir filmdi. Çok iyi uyarlanmış sinemaya. Konusu itibariyle izledikten sonra her insan haline şükretmiştir heralde. Kamera açıları sıradışıydı özellikle filmin başlarındaki "ben merkezli" kamera açısı değişik ve güzel geldi.

Çok fazla yorumlanacak bir film değil, biyografi olduğu için şöyle bitseydi, öyle olsaydı diyemiyorum tabi. Yine de iç burkan türden bir film olduğu için sıkıntılı zamanlarda izlenmesi pek tavsiye edilmez.

7.5/10
 

Marilyn Monroe'nun son filmi ve bence en sıkıcı filmiydi. Film başından sonuna kadar sadece diyalogdan oluşuyor konu filan yok. Marilyn'in karakteri biraz fantastik olmuş, yine iyiydi ama komediye daha çok yakışıyor bence.

Film filmin dışında gelişen olaylarla ilginçleşmiş. Marilyn Monroe ve Clark Gable bu filmden sonra ölmüşler. Sette Marilyn'in bayaa bi problem çıkardığıda söyleniyor.

Marilyn'in filmlerini izliyorsanız sona bırakmanızı tavsiye ederim.

6/10



Bence çok iyi bir filmdi. Filmin süresi kısa olduğu için konu biraz hızlı ilerliyor ama yinede beğendim filmi. 2006 yılında da En İyi Yabancı Film Oscarını kazanmış film.

Tsotsi'yi oynayan çocuk iyiydi ama öyle konuşmadan baktığı sahneler filan gereksizdi :D

Finalinde de Tsotsi'nin bebekten ayrıldığı sahne çok iyiydi.

8/10



Ne zamandır izlemek istediğim bir filmdi bugüne kısmet oldu.

Filmin konusu filan herşey iyiydi ama süresi biraz uzundu bence. Eğer ki 100 dk. civarı bişey olsaydı daha yüksek puan alabilirdi diye düşünüyorum.

İlk başları ve orta kısım çok iyiydi sıkılmadan izledim ama son kısımda süreninde uzamasıyla biraz sıkıldım.

Mario Casas çok iyiydi bu filmle birlikte favorilerime ekledim reyizi :D

Devam filmide varmış yakın zamanda onuda izlemeyi düşünüyorum

8.5
 
En son Show Tv'de Zaman Makinesi 1973 izledim bence biraz daha profesyonel çekilse kaliteli bir yapım olabilirmiş ama yine de hoş vakit geçirtti.
7/10

Zaman+Makinesi+1973.jpg
 

İzlemeden önce çok ilgimi çeken tam benim tarzım diyebileceğim bir filmdi.Beklediğim oldu ve film beklentilerimi karşıladı.

Brian Clough gerçek bir efsane.Fakat bu filmin ilginç yönü bir efsanenin başarısızlığını anlatması.Filmde Don Revie karakterini Fatih Terim'e benzettim.Brian Clough'a karşı çıkan futbolcuları da yine bizim takım içinde yeniçerilere benzettim.(Selçuk-Burak) Hocaya göre oynayan adamlar Brian Clough'un başını yemişti.

Müzikler çok iyiydi fakat filmde taktiksel açıdan daha çok sohbet olmasını isterdim.Genelde saha dışı konular ağırlıktaydı pek taktik yoktu.

Oyunculuklar iyiydi.Aynı zamanda bu yıl Oscar'da iddialı olan Timothy Spall'ı da izlemiş oldum.Başarılı bir performans sergilemiş.

8.5/10
 
Son düzenleme:
Birikmiş 4 filmi daha yorumladım izleryazar'da. Sanırım hiçbirinin başlığı yok. Benden başka izlemek isteyen çıkarsa başlık açarız ama pek ilgi görmeyeceğini düşündüğüm filmler olduğundan buraya yazayım şimdilik. :)

Toplu yorumlar için: http://izleryazar.com/kisa-kisa-2014-filmleri-2/

Birer cümle de burada yazayım:


Yer yer iğrenç ama genel olarak izlenebilir iyi sayılabilecek bir komedi:

5.5/10


Çok iyi oyunculuklar, o kadar iyi olmayan senaryo ama sonuç olarak iyi sayılabilecek bir film:

6/10


Başrol oyuncusu yılın en iyilerinden ama film o kadar da iyi değil ne yazık ki:

5.5/10


Başrolü iyi, onun dışında kötü film:

4/10
 
Stalker_afi%C5%9F.jpg



Stalker/İz Sürücü

İnanılmaz derecede müthiş sıkıcı bir film. Hayatımda izlediğim en sıkıcı film diyebilirim. Boyhood falan bunun yanında çok hareketli kalıyor.

Ancak sıkıcı bulmam benim görüşüm değil. Filmin sankş yapılış amacı bu. Evet sıkıcı, durgun, kasketli, puslu, ıslak, izleyeni yorgun düşüren bir atmosfer hakimdi filmde. Böyle olmasının bir nedeni olabilir, tıpkı hayatın kendisi gibi durgun, sıkıcı, yorucu?

3 Part halinde üç günde zar zor izleyebildim. Eğer bu filmi baştan sonra bir an bile sıkılmadan izleyen varsa o büyük derviş olmuştur, ellerinden öperim.

Neyse film sıkıcı olduğu kadar aşırı derin bir felsefi yapıya sahip. Hayatın anlamı üzerine birçok diyalog var. Ancak süslü ve ağır. Halka yönelik değil. Sanki üst kesme yönelik.

Dakikalar boyunca yer yer tek bir diyaloğun olmadığı, yağmur yağışına dakikalarca bakınılan bir filmdi. İnanılmaz durgundu.

Müzikleri ve müziği kullanmaları enfesti. Özellikle trenin çıkardığı ray sesini bir süre dinlettikten sonra o ray sesinin zamanla müziğe dönüşmesi filan. . .

Bilmiyorum ama bu film beni fazlasıyla aştı. Herkese göre bir film değil. Buram buram kalite kokmasına rağmen verilen mesajların izleyiciye ulaşması çok zor. Dediğim gibi çok yorucu bir filmdi. İzledikten sonra yorgunluk hissi oluşu. O ne basık bir atmosferdi öyle içim karardı?

Tabi bu film tam anlamıyla "Semboller filmi". Her karakter, her an, her nesne, her su damlası bile bir şeyleri temsil ediyor. Filmdeki üç karakter birbirine zıt fikirleri temsil ediyor mesela.

Filmin sıkıcı olması düşünüldüğü gibi filmin kötü bir özelliği değil, burda nesneler dünyasının ne kadar sıkıcı olduğunu anlatmak istemiş yönetmen Tarkovski.

İçi dolu dolu efsanevi bir film olsa da herkese önerilecek bir film değil. Hele benim gibi Boyhood filminden bile sıkılmış kişilere göre hiç değil. Durgun, kasvetli ve sıkıcı.

Filmde geçen güzel bir replik,

bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir.öldüğü zamansa kaskatı ve duygusuzdur. bir ağaç büyürken körpe ve yumuşaktır.ama kuru ve sert hale geldiğinde ölüp gider. sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır. esneklik ve zayıflık varoluşun tazeliğinin ifadeleridir. kendini sertleştiren hiçbir şey kazanmayı başaramaz
@Danger UA!

8/10
 
Stalker_afi%C5%9F.jpg



Stalker/İz Sürücü

İnanılmaz derecede müthiş sıkıcı bir film. Hayatımda izlediğim en sıkıcı film diyebilirim. Boyhood falan bunun yanında çok hareketli kalıyor.

Ancak sıkıcı bulmam benim görüşüm değil. Filmin sankş yapılış amacı bu. Evet sıkıcı, durgun, kasketli, puslu, ıslak, izleyeni yorgun düşüren bir atmosfer hakimdi filmde. Böyle olmasının bir nedeni olabilir, tıpkı hayatın kendisi gibi durgun, sıkıcı, yorucu?

3 Part halinde üç günde zar zor izleyebildim. Eğer bu filmi baştan sonra bir an bile sıkılmadan izleyen varsa o büyük derviş olmuştur, ellerinden öperim.

Neyse film sıkıcı olduğu kadar aşırı derin bir felsefi yapıya sahip. Hayatın anlamı üzerine birçok diyalog var. Ancak süslü ve ağır. Halka yönelik değil. Sanki üst kesme yönelik.

Dakikalar boyunca yer yer tek bir diyaloğun olmadığı, yağmur yağışına dakikalarca bakınılan bir filmdi. İnanılmaz durgundu.

Müzikleri ve müziği kullanmaları enfesti. Özellikle trenin çıkardığı ray sesini bir süre dinlettikten sonra o ray sesinin zamanla müziğe dönüşmesi filan. . .

Bilmiyorum ama bu film beni fazlasıyla aştı. Herkese göre bir film değil. Buram buram kalite kokmasına rağmen verilen mesajların izleyiciye ulaşması çok zor. Dediğim gibi çok yorucu bir filmdi. İzledikten sonra yorgunluk hissi oluşu. O ne basık bir atmosferdi öyle içim karardı?

Tabi bu film tam anlamıyla "Semboller filmi". Her karakter, her an, her nesne, her su damlası bile bir şeyleri temsil ediyor. Filmdeki üç karakter birbirine zıt fikirleri temsil ediyor mesela.

Filmin sıkıcı olması düşünüldüğü gibi filmin kötü bir özelliği değil, burda nesneler dünyasının ne kadar sıkıcı olduğunu anlatmak istemiş yönetmen Tarkovski.

İçi dolu dolu efsanevi bir film olsa da herkese önerilecek bir film değil. Hele benim gibi Boyhood filminden bile sıkılmış kişilere göre hiç değil. Durgun, kasvetli ve sıkıcı.

Filmde geçen güzel bir replik,

bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir.öldüğü zamansa kaskatı ve duygusuzdur. bir ağaç büyürken körpe ve yumuşaktır.ama kuru ve sert hale geldiğinde ölüp gider. sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır. esneklik ve zayıflık varoluşun tazeliğinin ifadeleridir. kendini sertleştiren hiçbir şey kazanmayı başaramaz
@Danger UA!

8/10
uyarman iyi oldu :) yani ben hiç başlamayayım :)
 
@destere film durgun olsa da çok derin ve kaliteli. Ayrıca filmden tat alma konusu da kişiden kişiye değişebilir. Bu filmi her sitede yapılan yorumlarda çok övmüşler. Bence en azından ilk 50 dakikasına bir ara bakabilirsin, eğer sana göre değilse boşuna devamını getirmezsin. :)
 

Yorum şurada: https://fav10.net/forum/threads/gone-girl-kayıp-kız-film-bilgileri-yorumları.236099/#post-2205785

Stalker_afi%C5%9F.jpg



Stalker/İz Sürücü

İnanılmaz derecede müthiş sıkıcı bir film. Hayatımda izlediğim en sıkıcı film diyebilirim. Boyhood falan bunun yanında çok hareketli kalıyor.

Ancak sıkıcı bulmam benim görüşüm değil. Filmin sankş yapılış amacı bu. Evet sıkıcı, durgun, kasketli, puslu, ıslak, izleyeni yorgun düşüren bir atmosfer hakimdi filmde. Böyle olmasının bir nedeni olabilir, tıpkı hayatın kendisi gibi durgun, sıkıcı, yorucu?

3 Part halinde üç günde zar zor izleyebildim. Eğer bu filmi baştan sonra bir an bile sıkılmadan izleyen varsa o büyük derviş olmuştur, ellerinden öperim.

Neyse film sıkıcı olduğu kadar aşırı derin bir felsefi yapıya sahip. Hayatın anlamı üzerine birçok diyalog var. Ancak süslü ve ağır. Halka yönelik değil. Sanki üst kesme yönelik.

Dakikalar boyunca yer yer tek bir diyaloğun olmadığı, yağmur yağışına dakikalarca bakınılan bir filmdi. İnanılmaz durgundu.

Müzikleri ve müziği kullanmaları enfesti. Özellikle trenin çıkardığı ray sesini bir süre dinlettikten sonra o ray sesinin zamanla müziğe dönüşmesi filan. . .

Bilmiyorum ama bu film beni fazlasıyla aştı. Herkese göre bir film değil. Buram buram kalite kokmasına rağmen verilen mesajların izleyiciye ulaşması çok zor. Dediğim gibi çok yorucu bir filmdi. İzledikten sonra yorgunluk hissi oluşu. O ne basık bir atmosferdi öyle içim karardı?

Tabi bu film tam anlamıyla "Semboller filmi". Her karakter, her an, her nesne, her su damlası bile bir şeyleri temsil ediyor. Filmdeki üç karakter birbirine zıt fikirleri temsil ediyor mesela.

Filmin sıkıcı olması düşünüldüğü gibi filmin kötü bir özelliği değil, burda nesneler dünyasının ne kadar sıkıcı olduğunu anlatmak istemiş yönetmen Tarkovski.

İçi dolu dolu efsanevi bir film olsa da herkese önerilecek bir film değil. Hele benim gibi Boyhood filminden bile sıkılmış kişilere göre hiç değil. Durgun, kasvetli ve sıkıcı.

Filmde geçen güzel bir replik,

bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir.öldüğü zamansa kaskatı ve duygusuzdur. bir ağaç büyürken körpe ve yumuşaktır.ama kuru ve sert hale geldiğinde ölüp gider. sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır. esneklik ve zayıflık varoluşun tazeliğinin ifadeleridir. kendini sertleştiren hiçbir şey kazanmayı başaramaz
@Danger UA!

8/10
Yorumuna bakılırsa Space Odyssey gibi derin anlam ve sembolleri olan ama ağır akan bir film.Kendi adıma filmi anlayacağımı sanmıyorum ve sanırım izlemeyi erteleyeceğim.