Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Türü: Animasyon Yönetmen: Pete Docter Senaryo: Pete Docter (screenplay), Meg LeFauve (screenplay), Josh Cooley (screenplay), Pete Docter (story), Josh Cooley (head of story)
Oyuncular:
Amy Poehler
Phyllis Smith
Richard Kind
Bill Hader
Lewis Black
Bulutların üzerinde macera dolu bir balon yolculuğundan canavarlarla dolu bir şehre varış.
Babası San Francisco’da yeni bir işe başlayınca Orta-Batı’daki hayatından kopmak zorunda kalan Riley de hepimiz gibi duyguları ile hareket eden bir kızdır. Neşe, Korku, Öfke, Tiksinti ve Üzüntü (Gupse Özay)... Bu duygular, Riley’nin zihninin içinde ana merkezde yaşar ve ona günlük hayatında tavsiyeler verirler. Riley ve duyguları San Francisco’da yeni bir hayata alışmak için çabalarken ana merkezde kargaşa baş gösterir. Neşe’nin, Riley’nin en önemli duygusu olmasına ve her şeyi pozitif tutmaya çalışmasına rağmen, diğer duygular yeni bir şehre, eve ve okula uyum sağlama konusunda birbirleriyle çelişir.
Kesinlikle yılın en iyi animasyon filmiydi. Hatta 2015'in şu ana kadarki en iyi filmi desem abartmamış olurum.
Pixar oyuncaklar, böcekler, canavarlar, balıklar, arabalar, fareler derken şimdi de duyguların duygularını perdeye taşıyor. Filmde Joy (Neşe), Sadness (Üzüntü), Anger (Öfke), Disgust (Tiksinti) ve Fear (Korku) olmak üzere 5 duygu var, ama ağırlık kontrol manyağı Joy ve onun tarafından pasifize edilen Sadness'ta.
Filmin tasarımları çok iyiydi. Aile, dürüstlük, hokey, maskaralık gibi kişilik adalarından uzun vadeli anıların bulunduğu yerlere kadar her şey tüm ayrıntılarıyla ustaca beyazperdeye taşınmış.
Film bence çocuklardan çok yetişkinlere hitap ediyor. Gerçi Pixar'ın neredeyse tüm filmleriyle bu mantık üzerine kurulu, ama bu filmde amaç daha fazla belli oluyor. Joy ve Sadness'in yolculuğunda neşenin de, üzüntünün de, öfkenin de, korkunun da, tiksintinin de insanlar için ayrı ayrı önemli olduğunu ve hepsinin birbirini tamamladığı mesajını bas bas bağırmadan izleyicilere veriyor. Öyle ki Joy ve Sadness'in yokluğunda Anger, Disgust ve Fear işleri doğru dürüst yürütemiyor ve bu da Riley'de kişilik bozukluğuna yol açıyor.
Tüm duyguları sevdim aslında, ama en beğendiğim duygu Sadness oldu. O şirinliğini görünce sarılasım geldi. Gerçekten çok tatlı bir karakter olmuş.
Riley’in hafıza katmanları, hayal dünyası, rüyalar stüdyosu, kızarmış patates ormanı, Kanadalı hayali erkek arkadaş yaratıcı, soyut kavramlar geçidi derken film, adeta bir görsel şölene dönerken en güzel espriler de bu anda karşımıza çıkıyor.
Ben filmi dublajlı izlesem de hiçbir sorun yoktu. Aksine orijinalini aratmayan, çok kaliteli bir dublajdı. Örneğin Gupse Özay (Üzüntü) konusunda biraz endişeliydim, ama karakterinin boğuk ses tonunu ve bıkkınlığını çok iyi vermiş. Diğer isimler de çok başarılıydı. Orijinalini de yakın zamanda izlemeyi düşünüyorum, ama Türkçe dublajın da hiçbir sıkıntısı yok.
Sonuç olarak yılın en harika animasyonu ve hakiki bir başyapıt. Oscar'ın En İyi Animasyon kategorisinde kimin kazanacağı şimdiden belli. Pixar bomba gibi döndüğünü cümle aleme kanıtlarken bizlere de Kasım'da (bizde Ocak'ı bulur) vizyona girecek olan yeni filmi The Good Dinosaur'u beklemek düşüyor.
Bu arada filmden önce yayınlanan "Lava" isimli kısa film de çok güzel olmuş, söylemeden geçemeyeceğim.
Bu arada film bittikten sonra sakın yerinizden kalkmayın. Otobüs şoförü, öğretmen gibi kişilerin kafalarında neler yaşadığı gösterildiği sahneler gerçekten de çok iyiydi, özellikle kedilerinkine bayıldım. Bing Bong'un kendini feda ettiği sahneyi saymıyorum bile.
Film aşırı övülüyor her yerde, muhtemelen Top 250'de ilk 30 gibi çok iddialı sıralarda bulunacak bir süre de olsa. Ben de çok merak ediyorum, vaktim olsa izlemeye giderdim.
Film aşırı övülüyor her yerde, muhtemelen Top 250'de ilk 30 gibi çok iddialı sıralarda bulunacak bir süre de olsa. Ben de çok merak ediyorum, vaktim olsa izlemeye giderdim.
Animasyonda dublaj çok sorun değil ama İngilizce versiyonu olsa daha iyi olurdu ya hem yetişkin yoğunluğu daha fazla olurdu. Bu filme koymaları lazımdı bence.
Neyse bakarız duruma göre ama ben vakit bulana kadar vizyondan kalkar bile belki de.
Animasyonda dublaj çok sorun değil ama İngilizce versiyonu olsa daha iyi olurdu ya hem yetişkin yoğunluğu daha fazla olurdu. Bu filme koymaları lazımdı bence.
Neyse bakarız duruma göre ama ben vakit bulana kadar vizyondan kalkar bile belki de.
Dinozor da iyi olacak diyorlar hatta bazıları diyor ki Akademi bir ilki yapacak ve en iyi filmi de dinozora verecek. (Tabii çılgınca bir iddia ve Inside Out böyle müthiş tepkiler almadan önce yapılmış bir iddia. )
Dinozor da iyi olacak diyorlar hatta bazıları diyor ki Akademi bir ilki yapacak ve en iyi filmi de dinozora verecek. (Tabii çılgınca bir iddia ve Inside Out böyle müthiş tepkiler almadan önce yapılmış bir iddia. )
Film aşırı övülüyor her yerde, muhtemelen Top 250'de ilk 30 gibi çok iddialı sıralarda bulunacak bir süre de olsa. Ben de çok merak ediyorum, vaktim olsa izlemeye giderdim.
Özetlemek gerekirse çok tatlı bir animasyondu. Gerçekten Pixar'ın Toy Story 3'ten bu yana en iyi işi. Büyük ihtimalle de bu yılın en iyi filmlerinden biri olarak kalacak benim için. Filmi izleyeli 1 hafta geçmesine karşın hala sürekli filmden sahneler canlanıyor kafamda. (Hayatta benzer karşılıklarına rastlayınca )
Bu arada sinema konusundan konuşmuştuk sonucu da söyleyim. Salonda %50 çocuk vardı. Geri kalan %50 de ebeveynleriydi. Fakat erken seansta gittiğimden pek kalabalık değildi belki diğer seanslarda daha fazla yetişkin katılıyordur. İyi ki yalnız gitmemişim, daha tuhaf hissedecektim.
Özetlemek gerekirse çok tatlı bir animasyondu. Gerçekten Pixar'ın Toy Story 3'ten bu yana en iyi işi. Büyük ihtimalle de bu yılın en iyi filmlerinden biri olarak kalacak benim için. Filmi izleyeli 1 hafta geçmesine karşın hala sürekli filmden sahneler canlanıyor kafamda. (Hayatta benzer karşılıklarına rastlayınca )
Bu arada sinema konusundan konuşmuştuk sonucu da söyleyim. Salonda %50 çocuk vardı. Geri kalan %50 de ebeveynleriydi. Fakat erken seansta gittiğimden pek kalabalık değildi belki diğer seanslarda daha fazla yetişkin katılıyordur. İyi ki yalnız gitmemişim, daha tuhaf hissedecektim.
Bu site, içeriği kişiselleştirmek, deneyiminize uyarlamak ve kayıt olmanız durumunda giriş yapmanızı sağlamak için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanır.
Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımına izin veriyorsunuz.