En Son İzlediğiniz Film? 🎞

The_Erinch

Favori Üye
Katılım
24 Kasım 2019
Mesajlar
21,385
Reaksiyon puanı
31,383
Puanı
1,060
Konum
Manisa
1625943813877.png


Sinemada izleme şansına eriştim...16 ay sonra beyazperdeye döndüğüm film oldu.

Benim açımdan Marvel ve DC filmleri herzaman çok başarılıdır.

2D izledim; 3D tercih etmedim.

BlackWidow oluşumu;Scarlet Ablamızın küçüklüğü,ailesi ,kardeşi...
Bol aksiyon barındıran başarılı bir film olmuş.

10 üzerinden 8
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın

Vizontele, 2001 yapımı olan, senaryosunu Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı ve Ömer Faruk Sokak'la birlikte filmi yönettiği, güçlü oyuncu kadrosuyla dikkat çeken bir film. Konusu ve senaryosu ilgi çekici, hem komedi, hem de dram unsurlarını da barındırıyor.

Film 70'li yıllarda geçiyor ve Anadolu'ya televizyonun yeni yeni gelmeye başlaması anlatılıyor. Sinemanın yaygın olduğu, televizyonun yeni geldiği bir ortamda çatışma da dikkat çekiliyor. İçinde halka dair unsurlar da var, sosyolojik tespitler de var. Deli Emin karakteri olsun, Belediye Başkanı Nazmi, "Zeki Müren de bizi görecek mi?" repliğiyle dikkat çeken Fikri olsun, sinemacı Latif olsun ve daha birçok karakter olsun akılda kalıcı.

Aradan yıllar yıllar geçse de, tekrar tekrar izlenebilecek tarzda bir yapım. Hem oyuncu kadrosuyla, hem de konusuyla ve senaryosuyla akılda kalıcı bir yapım.

8/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın

Climax, aykırı yönetmen olan Gaspar Noé'nin 1996 yılında gerçekleşmiş olan bir olaydan esinlenerek oluşturduğu bir Dram, Korku ve Müzik türünde bir yapımı. Gaspar Noé ve müzik ikisi yan yana geliyor, aynı zamanda tek mekanlı bir iş de ortaya çıkıyor.

"Cehennemvari bir sinemasal dans partisi" ismiyle nitelendirilen Climax, dansçıların provadan sonra beklenmedik bir olaydan sonra filmin başka bir boyut kazanmasını anlatıyor. O beklenmedik olayın çıkmasıyla birlikte Gaspar Noé'nin tarzı ortaya çıkıyor. O klasik kameranın tersten görüntüsü, tek rengin ağırlıklı olarak kullanımı gibi detaylar kendini gösteriyor.

Doksanlı yıllarda olduğu için yan tarafında kitapları olan ve önde tüplü televizyonun olduğu bir giriş yapılıyor. Film boyunca telefona dair bir şey göze çarpmıyor ve muhtemelen günümüzde geçmiş olsaydı, ellerde sürekli bir telefon olurdu. Bu detaylar iyiydi.

Dans provasından sonra içkilerine uyuşturucu ya da hap katılan dansçıların bir anda kimlik değişimini görüyoruz. Birbirleriyle anlaşabilen dansçılar, şimdi birbirlerine düşman kesiliyor ve kanlı bıçaklı oluyor. İçkiye kimin uyuşturucu kattığını birbirlerine suç atmaya başlanıyor. İş birden şiddete, cinselliğe, hatta ırkçılığa da dönüşüyor. Bu detaylar da iyiydi, böylesi bir durumda ancak suç atma eğilimi ön plana çıkar.

Yönetmenin kendi tarzını ön plana çıkarmaya başlaması, sonlara doğru oluyor, özellikle de karanlık çökünce. İşte o zaman renk ağırlıklı bir kullanım, kameranın ters açıyla ön plana çıkması, şiddet ve cinselliğin artması gibi unsurlar da kendini gösteriyor ya da daha belirginleşiyor diyelim. Bence detaylarıyla olsun, tek mekanlı tarzıyla olsun başarılı bir yapımdı.

8/10
 

The_Erinch

Favori Üye
Katılım
24 Kasım 2019
Mesajlar
21,385
Reaksiyon puanı
31,383
Puanı
1,060
Konum
Manisa
AAAABTiFpOeFYmehi71V1N_lcLg_fP4jx3bD7bH8TnKiiXXIMQhQhv3fkakyzsTCLRz-8Av6SN3Fk1Bhb5jCH20rbT9xSAGR.jpg


Netflixde izlediğim Fantastik-Macera-Aksiyon filmi..

how can i become a superhero

Filmin bana göre ilginç yanı filmin orta avrupadan Fransada çıkması...çok fazla fantastik filmlerin çıkmadığı orta avrupadan özellikle sonrala doğru aksiyonu artan keyifli bir süperkahraman filmi..
fransızcanın kibarlığı altında eziliyor aksiyon sahneleri :A :A

10 üzernden 7.
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın

Climax, aykırı yönetmen olan Gaspar Noé'nin 1996 yılında gerçekleşmiş olan bir olaydan esinlenerek oluşturduğu bir Dram, Korku ve Müzik türünde bir yapımı. Gaspar Noé ve müzik ikisi yan yana geliyor, aynı zamanda tek mekanlı bir iş de ortaya çıkıyor.

"Cehennemvari bir sinemasal dans partisi" ismiyle nitelendirilen Climax, dansçıların provadan sonra beklenmedik bir olaydan sonra filmin başka bir boyut kazanmasını anlatıyor. O beklenmedik olayın çıkmasıyla birlikte Gaspar Noé'nin tarzı ortaya çıkıyor. O klasik kameranın tersten görüntüsü, tek rengin ağırlıklı olarak kullanımı gibi detaylar kendini gösteriyor.

Doksanlı yıllarda olduğu için yan tarafında kitapları olan ve önde tüplü televizyonun olduğu bir giriş yapılıyor. Film boyunca telefona dair bir şey göze çarpmıyor ve muhtemelen günümüzde geçmiş olsaydı, ellerde sürekli bir telefon olurdu. Bu detaylar iyiydi.

Dans provasından sonra içkilerine uyuşturucu ya da hap katılan dansçıların bir anda kimlik değişimini görüyoruz. Birbirleriyle anlaşabilen dansçılar, şimdi birbirlerine düşman kesiliyor ve kanlı bıçaklı oluyor. İçkiye kimin uyuşturucu kattığını birbirlerine suç atmaya başlanıyor. İş birden şiddete, cinselliğe, hatta ırkçılığa da dönüşüyor. Bu detaylar da iyiydi, böylesi bir durumda ancak suç atma eğilimi ön plana çıkar.

Yönetmenin kendi tarzını ön plana çıkarmaya başlaması, sonlara doğru oluyor, özellikle de karanlık çökünce. İşte o zaman renk ağırlıklı bir kullanım, kameranın ters açıyla ön plana çıkması, şiddet ve cinselliğin artması gibi unsurlar da kendini gösteriyor ya da daha belirginleşiyor diyelim. Bence detaylarıyla olsun, tek mekanlı tarzıyla olsun başarılı bir yapımdı.

8/10
@Tolstoyevski'nin bu yorum dikkatinden kaçmış sanırım. :A
 

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,106
Reaksiyon puanı
49,771
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com

Crouching Tiger, Hidden Dragon (2000)

Bir türlü izlemeye elimin gitmediği önemli filmlerden biriydi. Sevmeyeceğimi tahmin ediyordum ama bu kadar nefret etmeyi beklemiyordum. Tek kelimeyle berbat bir filmdi...

Filmdeki hiçbir duygu geçmedi, hiçbir karakterle bağ kuramadım. Dövüş sahneleri aşırı abartıydı. Fantastiklik katılması da hoşuma gitmedi...

Ang Lee'nin Hollywood'da büyük torpili var galiba. Yoksa bu filmin en iyi film dalında aday olmasını falan anlamak mümkün değil. Kendisinin Life of Pi dışında hiçbir filmiyle uyuşamayacağız sanırım...

2/10
 
  • İlginç
Reactions: Araf

The_Erinch

Favori Üye
Katılım
24 Kasım 2019
Mesajlar
21,385
Reaksiyon puanı
31,383
Puanı
1,060
Konum
Manisa
1626028481636.png


Öğlen Fransada gezerken akşamı Rusyada kapadık...

Keyifle izlediğim bir filmdi.
Bol aksiyonlu ,sırad ışı bir filmdi.
Çok uzundu bu arada.

Sanırım Con Comic uyarlamasıymış.

10 üzerinden 7.
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın

Jim Jarmusch'un senaryosunu ve yönetmenliğini üstlendiği Mystery Train ismini muhtemelen Elvis Presley'in aynı isimli şarkısından alıyor ve filmin başlarında çalan şarkı da bir Elvis Presley şarkısı, hatta film boyunca "Elvis Presley" ismini duymamak mümkün değil.

Filmde üç hikaye şeklinde bir anlatı var. Birbirinden habersiz olan insanların aynı otel odalarında kalmaları bağlantılı şekilde anlatılmaya çalışılmış ve güzel detaylar da var ama tabii bu detayları bir kenara bırakırsak biraz sıkıyor. Filmin en dikkat çekici ismi ise, Steve Buscemi. Steve Buscemi'nin gençlik hallerini görmek mümkün ve özellikle doksanlı yıllardan sonra, bilhassa Fargo'dan sonra adını duyurmaya başlıyor. Bir diğer detay da radyodaki sesin sahibi olan Tom Waits. Yönetmenin bir başka filminde de rol almıştı, burada radyodaki ses.

Jim Jarmusch'un Night on Earth filmini çok sevmiştim ama bu film için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Tamam, bağlantı kurulmak istenmiş ama bence biraz zayıf kalmış ve bence daha iyi olabilirdi. Birbirinden bağımsız üç hikaye şeklinde olsa ve hikayeler etkileyici olsa çok daha iyi olurdu.

6/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

phoebebuffay

Favori Üye
Katılım
12 Şubat 2020
Mesajlar
4,870
Reaksiyon puanı
5,790
Puanı
559
Son zamanlarda yeni bir şeyler izleyebilme becerimi kaybettim gibi. :A Yorum yapasım da yok hiç ama kısa dipnotlarla izlediğim filmleri yazayım yine de.

Walk The Line8.5
Rear Window8.2
The Best Offer7.7
Dial M For Murders7.0
The Greatest Showman5.0

Walk The Line: Çok keyifli ve akıcı bir biyografik filmdi. Güzel country müzikler eşliğinde çok iyi bir film izledik. Joaquin Phoenix ve Reese Witherspoon'ın performansları harikaydı...

Rear Window: Röntgencilik temalı ilk filmlerden sanırım. Güzel bir fikir ve yılına göre de çok iyi bir film fakat filmin gelişme kısmı 1 tık yavan kalmış gibi geldi bana, daha keyifli olabilirdi. Son 10-15 dk çok iyiydi, bayağı bir gerildim izlerken.

The Best Offer: Çok sürükleyici, gizem seviyesi yüksek ilgi çekici bir filmdi ama senaryoda tatmin etmeyen kısımlar vardı. Finali pek beğenmedim, daha çarpıcı bir sonla bitseydi harika diyeceğim bir film olurmuş ama bu haliyle diyemiyorum. Gayet güzeldi yine de, keyifli bir zaman geçirdim.

Dial M For Murders: Hitchcock'ın izlediğim 5 filmi arasında en az sevdiğimi oldu. İyiydi ama günümüz gözüyle izleyince çok bir olayı olmayan ve biraz sıradan kalan bir cinayet filmiydi. Diyaloglar fazlaydı, sıktığı sekanslar oldu...

The Greatest Showman: Masalsı filmlerden pek haz etmeyen biri olarak bu filmi de hiç sevmedim. Basit ve kötü bir senaryosu vardı. Senaryo olmayınca da güzel müzikler ve görsellik beni çekmiyor maalesef. Bu tarz müzikaller bana göre değil gibi...

@bazinga bu filme 9.5 vermene şaşırdım. Şu an tekrar bakıyorum listene de genel olarak 9 puan verdiğin filmler 9.5 verdiklerinden daha kalburüstü yapımlar, biraz ilginç geldi bana. :A
 

Sherlock

Süper Mod.
Katılım
7 Eylül 2016
Mesajlar
32,077
Reaksiyon puanı
47,696
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Son zamanlarda yeni bir şeyler izleyebilme becerimi kaybettim gibi. :A Yorum yapasım da yok hiç ama kısa dipnotlarla izlediğim filmleri yazayım yine de.

Walk The Line8.5
Rear Window8.2
The Best Offer7.7
Dial M For Murders7.0
The Greatest Showman5.0

Walk The Line: Çok keyifli ve akıcı bir biyografik filmdi. Güzel country müzikler eşliğinde çok iyi bir film izledik. Joaquin Phoenix ve Reese Witherspoon'ın performansları harikaydı...

Rear Window: Röntgencilik temalı ilk filmlerden sanırım. Güzel bir fikir ve yılına göre de çok iyi bir film fakat filmin gelişme kısmı 1 tık yavan kalmış gibi geldi bana, daha keyifli olabilirdi. Son 10-15 dk çok iyiydi, bayağı bir gerildim izlerken.

The Best Offer: Çok sürükleyici, gizem seviyesi yüksek ilgi çekici bir filmdi ama senaryoda tatmin etmeyen kısımlar vardı. Finali pek beğenmedim, daha çarpıcı bir sonla bitseydi harika diyeceğim bir film olurmuş ama bu haliyle diyemiyorum. Gayet güzeldi yine de, keyifli bir zaman geçirdim.

Dial M For Murders: Hitchcock'ın izlediğim 5 filmi arasında en az sevdiğimi oldu. İyiydi ama günümüz gözüyle izleyince çok bir olayı olmayan ve biraz sıradan kalan bir cinayet filmiydi. Diyaloglar fazlaydı, sıktığı sekanslar oldu...

The Greatest Showman: Masalsı filmlerden pek haz etmeyen biri olarak bu filmi de hiç sevmedim. Basit ve kötü bir senaryosu vardı. Senaryo olmayınca da güzel müzikler ve görsellik beni çekmiyor maalesef. Bu tarz müzikaller bana göre değil gibi...

@bazinga bu filme 9.5 vermene şaşırdım. Şu an tekrar bakıyorum listene de genel olarak 9 puan verdiğin filmler 9.5 verdiklerinden daha kalburüstü yapımlar, biraz ilginç geldi bana. :A
Bunlar nasıl puanlar böyle, Hitchcock dedem ve Hugh Jackman adına üzüldüm... :A
 

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,106
Reaksiyon puanı
49,771
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Son zamanlarda yeni bir şeyler izleyebilme becerimi kaybettim gibi. :A Yorum yapasım da yok hiç ama kısa dipnotlarla izlediğim filmleri yazayım yine de.

Walk The Line8.5
Rear Window8.2
The Best Offer7.7
Dial M For Murders7.0
The Greatest Showman5.0

Walk The Line: Çok keyifli ve akıcı bir biyografik filmdi. Güzel country müzikler eşliğinde çok iyi bir film izledik. Joaquin Phoenix ve Reese Witherspoon'ın performansları harikaydı...

Rear Window: Röntgencilik temalı ilk filmlerden sanırım. Güzel bir fikir ve yılına göre de çok iyi bir film fakat filmin gelişme kısmı 1 tık yavan kalmış gibi geldi bana, daha keyifli olabilirdi. Son 10-15 dk çok iyiydi, bayağı bir gerildim izlerken.

The Best Offer: Çok sürükleyici, gizem seviyesi yüksek ilgi çekici bir filmdi ama senaryoda tatmin etmeyen kısımlar vardı. Finali pek beğenmedim, daha çarpıcı bir sonla bitseydi harika diyeceğim bir film olurmuş ama bu haliyle diyemiyorum. Gayet güzeldi yine de, keyifli bir zaman geçirdim.

Dial M For Murders: Hitchcock'ın izlediğim 5 filmi arasında en az sevdiğimi oldu. İyiydi ama günümüz gözüyle izleyince çok bir olayı olmayan ve biraz sıradan kalan bir cinayet filmiydi. Diyaloglar fazlaydı, sıktığı sekanslar oldu...

The Greatest Showman: Masalsı filmlerden pek haz etmeyen biri olarak bu filmi de hiç sevmedim. Basit ve kötü bir senaryosu vardı. Senaryo olmayınca da güzel müzikler ve görsellik beni çekmiyor maalesef. Bu tarz müzikaller bana göre değil gibi...

@bazinga bu filme 9.5 vermene şaşırdım. Şu an tekrar bakıyorum listene de genel olarak 9 puan verdiğin filmler 9.5 verdiklerinden daha kalburüstü yapımlar, biraz ilginç geldi bana. :A
Walk the Line'ı sevmene sevindim ama son iki film üzdü. Dial M For Murder polisiyelerin en iyilerindendir. :A The Greatest Showman de yakın tarihin en iyi soundtracklerine sahip tam bir görsel ve işitsel şölen. Sinemada izleyip aşırı beğenmiştim. Utanmasam ayakta alkışlayacaktım bittiğinde ki sinemada bu duyguyu bana yaşatan 1-2 film olmuştur sadece. Sen çok yanlış bir modda izledin yüksek ihtimalle. :A
 
Son düzenleme:
  • Beğendim
Reactions: Sherlock

Sherlock

Süper Mod.
Katılım
7 Eylül 2016
Mesajlar
32,077
Reaksiyon puanı
47,696
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Ben puanlama konusunda çok bonkör değilim, Rear Window gayet iyi puan aldı bu bakımdan ama diğerini öyle çok sevemedim. :A
Çok bonkör olmadığını biliyorum da Dial M for Murder nefis bir polisiye, benim en sevdiğim filmlerden birisi şaşırdım o yüzden puan ve yorumuna. :A

The Greatest Showman'i ise ben de @bazinga kadar çok sevmiyorum fakat 5'lik film de değil. :A
 
  • Güldürdün
Reactions: bazinga

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın

Vizontele Tuuba, Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği serinin devam filmi. Şu meşhur Tuba Ünsal'ın performansının eleştirildiği film. Tabii o sıralar 20'li yaşların başındaydı. Yılmaz Erdoğan üstüne Tuba Ünsal'ın ismini filme veriyor ve bir röportajında Tuba Ünsal şunu dedi: "Yılmaz Erdoğan hayatımda yapabileceği en büyük kötülüğü yaptı. 23 yaşında bu kadar filmle oynamakla kalmayıp filme adımı verdi. Ondan sonra kariyerinizin daha iyisi nasıl olabilir? ‘Vizontele Tuuba’ filminden daha iyisinde olmam, olmadı."

Filmde Vizontele filmindeki kasaba aradan altı yıl geçmiş haliyle geri dönüyor. Geri dönen kasabada tabii birtakım eksikler de var, yeniler de geliyor. Yeni gelenlerden birisi de Tarık Akan'ın canlandırdığı kütüphane müdürü karakteri. Kapalı olan köy, ideolojik olarak da açılmaya başlıyor, ideolojik fikirler girmeye başlıyor. Malumdur ya, 1980'de geçtiği için darbenin ayak sesleri duyuluyor. Hem o dönem halkının cehaleti aktarıldı, hem de sağcı solcu mevzusu aktarıldı ya da aktarılmaya çalışıldı diyelim.

Bence ilk filmdeki etkileyicilik bu filmde yoktu. Politik mesajlar verilmeye çalışılıyor da, havada kalıyor gibiydi ve son sahneler de biraz hızlı gelişiyordu olaylar. İyi sahneler var mıydı, evet vardı ama ilk film kadar iyi değildi.

6/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

phoebebuffay

Favori Üye
Katılım
12 Şubat 2020
Mesajlar
4,870
Reaksiyon puanı
5,790
Puanı
559
Walk the Line'ı sevmene sevindim ama son iki film üzdü. Dial M For Murder polisiyelerin en iyilerindendir. :A The Greatest Showman de yakın tarihin en iyi soundtracklerine sahip tam bir görsel ve işitsel salon. Sinemada izleyip aşırı beğenmiştim. Utanmasam ayakta alkışlayacaktım bittiğinde ki sinemada bu duyguyu bana yaşatan 1-2 film olmuştur sadece. Sen çok yanlış bir modda izledin yüksek ihtimalle. :A
Çok bonkör olmadığını biliyorum da Dial M for Murder nefis bir polisiye, benim en sevdiğim filmlerden birisi şaşırdım o yüzden puan ve yorumuna. :A

The Greatest Showman'i ise ben de @bazinga kadar çok sevmiyorum fakat 5'lik film de değil. :A
Ben de iyiydi diyorum zaten ama etkileyici bir olay örgüsü yoktu. Ben de yer edinmedi yani, en az sevdiğim filmi oldu. Ben zaten Hitchcock'ın filmlerini öyle abartıldığı gibi kusursuz bulmuyorum. Bu cümlem sevmiyorum olarak yanlış algılanmasın lütfen. :A

The Greatest Showman'a daha düşük verirdim normalde ama güzel müziklerinin hatrına biraz yükselttim puanı. Metacritic puanı benim puanımdan bile düşük zaten, eleştirmenler de beğenmemiş. :A
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Son zamanlarda yeni bir şeyler izleyebilme becerimi kaybettim gibi. :A Yorum yapasım da yok hiç ama kısa dipnotlarla izlediğim filmleri yazayım yine de.

Walk The Line8.5
Rear Window8.2
The Best Offer7.7
Dial M For Murders7.0
The Greatest Showman5.0

Walk The Line: Çok keyifli ve akıcı bir biyografik filmdi. Güzel country müzikler eşliğinde çok iyi bir film izledik. Joaquin Phoenix ve Reese Witherspoon'ın performansları harikaydı...

Rear Window: Röntgencilik temalı ilk filmlerden sanırım. Güzel bir fikir ve yılına göre de çok iyi bir film fakat filmin gelişme kısmı 1 tık yavan kalmış gibi geldi bana, daha keyifli olabilirdi. Son 10-15 dk çok iyiydi, bayağı bir gerildim izlerken.

The Best Offer: Çok sürükleyici, gizem seviyesi yüksek ilgi çekici bir filmdi ama senaryoda tatmin etmeyen kısımlar vardı. Finali pek beğenmedim, daha çarpıcı bir sonla bitseydi harika diyeceğim bir film olurmuş ama bu haliyle diyemiyorum. Gayet güzeldi yine de, keyifli bir zaman geçirdim.

Dial M For Murders: Hitchcock'ın izlediğim 5 filmi arasında en az sevdiğimi oldu. İyiydi ama günümüz gözüyle izleyince çok bir olayı olmayan ve biraz sıradan kalan bir cinayet filmiydi. Diyaloglar fazlaydı, sıktığı sekanslar oldu...

The Greatest Showman: Masalsı filmlerden pek haz etmeyen biri olarak bu filmi de hiç sevmedim. Basit ve kötü bir senaryosu vardı. Senaryo olmayınca da güzel müzikler ve görsellik beni çekmiyor maalesef. Bu tarz müzikaller bana göre değil gibi...

@bazinga bu filme 9.5 vermene şaşırdım. Şu an tekrar bakıyorum listene de genel olarak 9 puan verdiğin filmler 9.5 verdiklerinden daha kalburüstü yapımlar, biraz ilginç geldi bana. :A
Sevmediğin filmleri özellikle ekle buraya, izleyeyim. Senin sevmediğin filmleri severim muhtemelen. :A
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
  • Güldürdün
Reactions: phoebebuffay