En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
@OzaN Charlie Kaufman'ın Synedoche, New York diye bir filmi var, izledin mi? Beynim yandı o filmi izlerken.
 

Yine mi 2002 filmi diyeceksiniz de tamam bu sefer sondu.
2002 yılına dair izlemek istediğim en önemli filmleri izlemiş oldum. O kadar film izlemişken @Danger UA!'nın belirli aralıklarla övdüğü Spielberg amcamızın bu filmini es geçmek olmazdı.


Person of Interest izlerken "vay be adamlar ne konu bulmuşlar" demiştim ama meğer buradan araklamışlar.
Belki bu film de başkasından esinlenmiştir de neyse epey orijinal bir konuydu ve işleniş olarak da başarılıydı genel olarak.

İlk kısmını çok sevdiğim söylenemez ve yer yer sıkıldım ama ikinci yarısında olaylar gelişmeye başladıktan sonra keyif aldım.

Tom Cruise, Max von Sydow iyiydi de kadronun asıl yıldızı Samantha Morton olmuş, akılda kalıcı performanstı.


Orijinal bir bilim-kurgu ama özellikle ilk yarısı daha iyi olabilirdi. İlk yarısı 5.5 ikinci yarısı 7.5 desek:

6.5/10
 

Üç yıl önce Mud'ı izleyip beğendiğimden beri Jeff Nichols'ın diğer ünlü olan bu filmini izlemek istiyordum kısmet dün akşamaymış.


Ağır tempolu olan ama buna karşın konusunu sevdiğim, epey orijinal, başarılı bir film olmuş.

Çok sağlam bir psikolojik gerilim. İlk kısmı ağır da olsa ilgi çekici, orta kısmı fazla uzun ve durağan ama son kısmı çok etkileyici, mükemmel olmuş. Soluksuz izledim diyebilirim son kısmı ve finalini de çok beğendim. Bu tarz ağır filmleri her zaman sevmeyebiliyorum ama bu en çok sevdiklerimden biri oldu.

Filmde Jeff Nichols'ın harika yönetiminin katkısı büyük ama başroller Michael Shannon ve Jessica Chastain de çok iyi oynamışlar. Ayrıca Michael Shannon ile Boardwalk Empire'dan Eli'ın birlikte sahnelerinin olması da diziyi özlediğimi hissettirdi.
@gundix123

Görünen o ki Jeff Nichols her filmini ilgiyle beklediğim yönetmenler arasına girecek. Bu yıl da iki filmi var, hayırlısı.


7.5/10
 
@OzaN dizi ara ara benim de aklıma geliyor da gerçekten ben de çok özledim.
Zaten aksilik çıkmazsa bu yaz tatilinde ya da seneye tekrar izlemeyi düşünüyorum.
 

Fragmanı ilk izlediğimde en sevdiğim filmlerden biri olacağını düşünmüştüm ve öylede oldu. Konu ve işleyiş klişe gibi gözükebilir ama bence çok iyiydi. Parti müziklerini severim bazende dinlerdim, bu filmden sonra favorilerim arasına alıyorum müzikler süperdi


Zac Efron reyiz zaten, bu filmde de iyiydi


9/10
 
Uzun zamandır yeni yeni düşen filmlerden bakmıyordum. Bakayım dedim, baktım. Bakmaz olaydım


Oğlum Keanu Reeves nasıl kötü oyuncuymuş yahu
hem bu kadar pohpohlanan hem de bu kadar rezil oyunculuk kşmsede izlemedim. Adamın çıkış yapması gereken sahneler resmen komedi gibiydi
(Şimdi Matrix'i izleyenler bana patlamasın. Matrixi izlemedim izlersem eğer onun sahnelerinde gülerim heralde
)

Sarışın kız haricinde kimseyi beğenmedim.
Filmin sonunu partiye bağladılar
videoyu da beğendi mal

Film çok kötü ama yinede izliyorsunuz. 1 puanı fazlasıyla hak ediyor
Rezalet rezalet ama zevklide izlemesi
 
4 puanlık filmi niye izledin ki zaten başka film mi kalmadı.
 
4 puanlık filmi niye izledin ki zaten başka film mi kalmadı.
İmdb'ye filan hiç bakmadım biraz dün moralim filan düşüktü ilk gördüğüme sarıldım
ama oyunculuk senaryo filan cok kötü, gerilim diye geçse de komedi olarak iyi hissettirdi
 

Yıllardır seveceğimi bildiğim halde ha bu sezon etkinliğe seçtireceğiz ha şu sezon diye diye ertelediğim bir filmdi ve nihayet 1-2 hafta önce izledim.


İyi ki de izlemişim harika bir filmdi. İzlerken büyük zevk aldım. Jason Reitman'ın filmlerini zaten severim ama bu en iyisi olmuş. Tabii filmi sırtlayan Ellen Page'i es geçmemek lazım. Bu tip rollerde gösterilebilecek en iyi performanslardan birini göstermiş ve Oscar adaylığını sonuna kadar hak etmiş. Marion Cotillard'ın ödül alan filmini izlemedim ama ben Oscar da verebilirdim Ellen Page'e.


Filmin oyuncu kadrosu çok iyiydi sevdiğim oyuncuları toplamışlar çoğunun filmde olduğundan haberim yoktu sürpriz oldular.

En sevdiğim 30 oyuncuyu saymaya kalksam çok büyük ihtimalle Jason Bateman aklıma gelmez ama adamın bugüne kadar oynadığı yapımlardan sevmediğim olmadı. En kötü 6.5 puanı cepte.
Michael Cera, J.K. Simmons, Allison Janney ve özellikle Jennifer Garner iyilerdi. The Office'in Dwight'ını küçük bir rolde görmek de güzeldi. Jason Reitman o dönemlerde The Office'in 1-2 bölümünü yönetmiş oradan gelen bir yakınlık olabilir.


Sonuç olarak izlemek isteyenlere rahatlıkla önerebileceğim yüzünüzü gülümsetecek çok hoş bir film.


8.5/10
 

Olağanüstü bir kurgu, müthiş bir paradoks! @Danger UA! ya da @OzaN 'ın önerdiğini hatırlıyorum bu filmin, fırsat bulup izledim ve çok keyif aldım. Senaryonun uyarlama olduğunu öğrensem bile bu filmin kurgusunu gölgede bırakmıyor, şuana kadar gördüğüm en büyük ve en kafa açıcı paradokslardan biri! Filmi anlatmak mümkün değil, anca izlemek gerekiyor.

Kapının önüne kendi bebekliğini koyup büyüdükten sonra yine kendisiyle aşk yaşayıp kendisini öldüren ve kendisiyle barda konuşan... Beyin Error verdi


Sonsuz bir döngü...

Senaryosunun kafa açıcılığı bir yana, filmin teknik yönden de başarılı olduğunu söylemek zor. Tamam Ethan Hawke çok iyi iş çıkarmış fakat yönetmen değil. Bu senaryoya çok daha üstün bir yapım giderdi...

7.0/10
 

En sevdiğim diziler içinde olan BMS'in filminide izledim sonunda
Açıkcası dizisi gibi değildi ama karakterleri görmek güzeldi, eski bi arkadaşımla hasret gidermiş gibi oldum
Thad'in yaptığı çılgınlıklar, Sammy'nin keçiyle olan ilişkisi filan çok iyiydi


10/10
 
Torino Atı



Gelmiş geçmiş en sıkıcı filmlerden biri. Şuana kadar izlediğim bilmem kaç yüz film içinde kesinlikle en sıkıcı olanı. 2001 Bir Uzay Serüvenine sıkıcı diyen bunu izledikten sonra tövbe eder, hiç abartmıyorum.

Fakat sıkıcı derken kötülemek maksadıyla söylemiyorum. Filmin yapılış amacı bu! İnsan varoluşunun sıkıcılığı, anlamsızlığı, monoton yaşamı üzerine bir kesit.

Filmin en büyük mesajı hiç mesaj vermeden mesaj vermiş olmasıdır heralde. Sinemasız sinema yapmak! Sıfır olay, sıfır konu ve yaklaşık 145 dakika!

Böylesine az diyaloglu film de nadir bulunur. İnanın Nuri Bilge Ceylan'ın Bir Zamanlar Anadolu filmi bu filmin yanında Pulp Fiction gibi kalır. 2001'deki ilk 20 dakikalık maymun sahnesi kesinlikle çok daha sürükleyici.

Gerçekten kelimenin tam manasıyla olağanüstü bir filmdi. Böyle bir filmi tecrübe etmiş olmak çok zor. İleriye alma meselesinin en kolay uygulanabileceği film. Başta bir at arabası sahnesi var, bilmem kaç dakika boyunca sadece onu izliyoruz. Kadının kuyudan su alıp getirmesini İzliyoruz birkaç dakika boyunca, kamera pür dikkat. Bilmem kaç dakika boyunca kıyafeti giyinişlerini, patates yiyişlerini izliyoruz. Patatesten ve hiçlikten başka hiçbir şey yok lanet yerde!

Sabah kalkış, odun sobaya, kadın kuyuya gidip su alır, gelir babasını uyandırır, babası elini yüzünü yıkar, üstünü giyer. Sadece bu anlattıklarım en az 30 dakika sürüyor. Ardından karşılıklı haşlanmış patates yemeler... Sürekli aynı, aynı şeyler. Filmin yarısı patates yemelerini izlemekle geçiyor?

İlk 60 dakikada toplam diyalog sanırım 10 saniyeden fazla değil! Film boyunca yalnızca bir tane uzun tirat sahnesi var, ki filmin belkemiği de o kısım. O sahne de dâhil olmak üzere film boyunca bütün diyalogları toplasak 4 dakikayı geçmez, zaten 3 dakikası yabancı adamın yaptığı tirattan ibaret. Film boyunca yalnızca 4 kişiyi görüyoruz, birisi evlerine misafir olan yabancı ki tirat yapan bu adam en fazla 4 dakika gözüküyor. Öteki yaşlı adam ve diğeri kızı. Film boyunca gördüğümüz ikili. Son kişi ise At. Ha bir de çingeneleri unutmamak gerek.

Nietszche bir gün (1889) Torino'da dolaşırken bir faytoncunun atını kırbaçladığını görür, at hareket etmemektedir çünkü. Nietszche koşarak atın yanına gelir, atı okşar ve ağlamaya başlar. O günden itibaren Nietszche zihinsel olarak tamamen çöker ve öldüğü 1900 tarihine kadar ablası ve annesi tarafından bakılır.

Filmde bu at ve faytoncunun yaşamının bir kesidi var. Nietszche hiç gözükmüyor. 6 bölüm halinde her bölüm bir gün şeklinde ilerliyor, 6 gün olması heralde meşhur göndermeyle alakalı.




Teknik açıdan kimsenin itiraz edemeyeceği düzeyde ksurusuz, dibine kadar sinematik. İnanılmaz doğal, film boyunca rüzgar ve fırtına sesi eksik olmuyor. Kavisli ve fırtınalı, iç sıkıcı bir havada geçiyor sürekli. İzlerken üşüdüğümüzü, bunaldığımızı hissediyoruz. Sürekli aynı şeyler tekrarlanıyor. Yüzü asık baba ve kızının monoton yaşamı. Sadece bir sahnede çingeneler geliyor, neşeli çingeneler. Baba ve kız bu neşeli insanları kovuyor ve monoton yaşama devam ediyorlar. Tâbi buram buram fakirlik kokuyor, öyle ki film boyunca patatesten başka bir şey yediklerini göremedik. Günde 1 adet haşlanmış patates. Yine de "ye, yemek zorundasın." diyerek bu anlamsız yaşamlarına anlamsız şekilde devam ediyorlar hiçbir anlamı olmadan. At bile yemiyor fakat onlar yemek zorunda. Ateş bulamıyorlar mı, çiğ patatesi yemek zorundalar... Yaşamları inanılmaz zor, yaratılışın 6 günü değil yok oluşun 6 gününe şahit oluyoruz, varlığın yok oluşu.

Düz izlenildiği vakit bir şey anlamak mümkün olmayacaktır, aslında filmin tek amacı da bu. Bir şey anladığını anlamak, anlamsızlığı değerli kılmak. Öyle ki film boyunca At, baba ve kızdan öte bir de hiçliği hissediyor insan.


Bundan daha sıkıcı bir film var mıdır bilmiyorum fakat doğa tasvirleri, bunaltıcı atmosferi aktarış bakımından bundan daha iyi teknikte bir film var mıdır, hiç sanmıyorum.

8.0/10
 
One Day

Dedim depresyona en güzel ağlamaklı aşk filmi yakışır. Ama film o kadar kötü işlenmiş ki. Fikir ancak bu kadar batırılabilirdi. Çok çabuk gelişti, bazı yerler hızlı geçildi. Ve
sanki kötü son yapmak için uğraşılmış. O kadar yıl seviyorsunuz işte birbirinizi ne uzatıyorsunuz.
Sonuç olarak film kötü ama film izlemek güzeldi.

6/10
 

kuşkusuz etkileyici bir yapım. İnsanlıktan çıkmış insanlığı anlatan, gerçek olaylardan esinleme yarı biyografik bir iş olmuş. Biyografik olsa bile sinematik açıdan belgesellikten uzak, sinematiğe daha yakın olduğu için beğendim. Başroldeki Don Chondle'nin oyunculuğu çok iyiydi. Kadın oyuncuyu da beğendim, resmen siyahi güzel.

Filmin içeriği ile ile diyecek fazla söz yok. Esasında çok var, yüzbinlerce kişinin katledildiği ve hâlâ katledilmekte olduğu bir dünyada söyleyecek söz tükenmez, tükenmemeli.

Çarpıcı bir konuyu başarılı bir şekilde ele almışlar fakat sanki çok daha iyi olabilirmiş? Daha etkileyici yapımlar gördüm bu filme benzer. O yüzden ne kötü ne çok iyi diyorum.

7.1/10