En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Herkes 2.filmi daha çok beğenmiş ama bence 1.film daha iyiydi. Bu film aksiyon olarak daha iyiydi. Scarlett Johannson'un olmasıda + puan tabi ama benim için ilk filmin yerini tutmadı. Chris Evans yine müthişti, adamın ses tonu bile karizma be :D

8.5/10
 

Chris Evans'ı Yenilmezler 1 ve 2'de çok sevmiştim. Bu filmi izleyince daha da çok seveceğimi biliyordum ve öylede oldu :D Adam resmen Kaptan Amerika için doğmuş müthişti. Steven'in makinaya girip uzun boylu ve kaslı olarak çıktığı sahnede tüylerim diken diken oldu, daha önce Hızlı ve Öfkeli 7 de Paul reyizin otobüsten koşup atladığı sahnede böyle olmuştum :D

Filmin geneli hem komedi hemde aksiyondu. Steven'in Peggy Carter'le olan konuşmaları çok iyiydi :D Filmin sonuda müthişti :D

9/10
Nasıl ya yenimi izliyorsun sen?(b)😕
 
Allah Allah sanki önceden izledin gibime geliyor? Konuşmuştuk senle.

Hatta ik filmde ki kızın dizisini yaptılar hani 3 bölümde bırakıtığın dizi var ya. :F Onu nerden tanıyordun bu filmi izlemeden önce o zaman. :D
Filmle ilgili şeyleri biliyordum ama izlememiştim :D
 
Ağır Roman


Zamanında nedensiz yere, belki afişinden dolayı, fazla ön yargıyla yaklaşmış ve izleme gereği duymamıştım. Geçen yıldan beri araştırmalar sonucunda merakım ters tepki yaptı ve ne zamandır izlemek için fırsat bekledim.

Film beklediğimden çok daha güzel çıktı, hiç böyle bir film beklemiyordum. Gönül rahatlığıyla denilebilir ki Eşkiya kalitesinde. Türk sinema tarihine geçmiş kült bir film. Dönemin Tarlabaşı dolaylarını, atmosferini bir başka güzellikte anlatmış. Gerek Okan Bayülgen, Müjde Ar, gerekse Mustafa Altıoklar çok güzel performans ortaya koymuş. Yan karakterler de çok başarılıydı, en çok heykeli dikilen delikanlı kabadayı ağabeyi sevdim.

Ve tabi finali müthişti. Sinematik bir son ile noktayı koydular. Sırf o final için bile tekrar tekrar izlenebilir.

8.3/10
 
İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı

images (13).jpg


Üniversiteden yeni mezun olduğu günün meşhur Cumhurbaşkanının başbakana anayasa kitapçığı fırlattığı güne denk gelmesi ile engellenemez bir işsizlik sürecine giren genç bir arkadaşın trajikomik hikayesini, tek kişilik ama çok emekli olarak hazırlanmış keyifli bir devlet tiyatrosu oyunuydu. Tek kişilik olmasından ötürü ön yargıyla yaklaştım, hayatımda hiç tek kişilik canlı kurmaca metin izlememiştim. Gerçi şuanaFkadar izlediğim ikinci oyun oldu ama bundan sonra film izleme alışkanlığı kadar olmasa bile ayda 2-4 arası oyuna gitmeye özen göstereceğim. Dediğim gibi tek kişilik olduğu için ön yargı vardı başta fakat Beklediğimden çok daha keyifli ve kaliteli çıktı. Bunda performansı gerçekleştiren Berkay Tukumbacı adlı oyuncunun büyük emeği de var hiç kuşkusuz.

Dekoru ve müzikleri, özellikle arkaplanda gösterilen animasyonları da beğendim. Oyunun hikayesi zaten hepsinin önüne geçiyor, o işsizlik psikolojisi eminim buram buram yansıtılmış. Oyuncu diğer karakterleri de gerçekçi biçimde betimleyerek canlandırdı, tabi arkadaki animasyonun da etkisiyle. Günün stres ve yorgunluğuna iyi geldi. :)

Kadına araba çarpıp ölmesine üzülmedim değil. Ayrıca anne taklidini abartı buldum.

3.5/5
 

Bu konuya yorum yapmayalı aylar oldu. Gerçekten buraya bir şeyler yazmak çok güzel bir his. Özellikle aradan geçen bunca zamandan sonra bunu daha da iyi anlıyorum.

Bu belgeseli izlemeyi bir süredir bekliyordum ve nihayet izledim. Bende yeri çok ayrı olan Marlon Brando'nun belgeselini izlemek benim için farklı bir tecrübe oldu. Bugüne kadar kaç yapım izledim bilmiyorum ama izlemeden önce beni bu kadar heyecanlandıran bir yapım olmamıştı.

Belgesel diyorum ama daha önce izlediğim hiçbir belgesele benzemiyor bu belgesel. Normal biyografi belgesellerinden çok farklıydı. Normalde yapılan belgesellerde, belgeseli yapılan kişiyi yakınları falan anlatır genelde ama burada belgeselin en başından sonuna kadar her şeyin anlatıcısı Marlon Brando'ydu. Belki yaşayan bir aktör kendi hayatını bu şekilde anlatsa bu kadar ilgimi çekmezdi ama öleli 12 yıl olmuş birinin bundan uzun yıllar önce hayatını anbean naksetmesi, hislerini bu kadar açık yüreklilikle ifade etmesi bence çok özel bir durum.

Bundan sanırım 2 ya da 3 yıl önce Marlon Brando ile ilgili forum için bir biyografi çalışmam olmuştu. O zaman gerçekten baya detaylı bir çalışma yapmıştım ve belgeseli izlerken fark ettim de neredeyse kendisi hakkında bilmediğim bir bilgi yokmuş. :D Fakat yine fark ettim ki ben her ne kadar Marlon Brando'nun hakkında o kadar şey biliyor olsam da onu ve hayata bakışını anlayamamışım. Belgeseli izlerken en dikkatimi çeken şey bu oldu.

Çok popüler bir belgesel olacağını düşünmüyorum ama belgesel için verilen emek takdire değer. Yüzlerce ses kaydını incelemek, derinlemesine analiz etmek ve can alıcı noktaları bulup onu doğru bir şekilde aktarmak kolay bir iş değil. Bu belgeselde emeği geçen herkesin emeğine sağlık gerçekten çok başarılı bir iş olmuş. Yukarıda da söylediğim gibi bu belgesel bence Marlon Brando'yu yakından tanımanın yanında onu daha iyi anlama imkanı veriyor. Sinemaya değer veren herkesin izlemesi gerektiğini düşünüyorum. :)

Puanım: 9/10
 

Boş bir film olmamamış mı ya? :( Hayal kırıklığı yarattı bende.

O güzelim kadroyla böyle ayrı ayrı hikayeler dizmek kimin aklına gelmiş şaşırıyorum. Bu kadroyla güzel bir komedi çekilirdi. İkincisinin gelmesine gerek yok yani. :) Evet güldüğüm sahneler baya oldu. Özellikle Şebnem Bozoklu ve o Alman kızla o adamın konuşması baya güldürdü beni. :F

Dediğim gibi daha farklı bir iş bekliyordum, hayal kırıklığı oldu dediğim gibi. Bu kadroyla daha iyi iş çıkarırlardı.

6/10
 
@destere bu arada yukarda dediğim filmi 2008 yılına kadar kimse bilmiyormuş lafımı unut, yanlış anlamışım. :D

Adamlar 99 da bile biliyormuş https://eksisozluk.com/metropolis--39000?p=1

Bu arada film Führer'in en sevdiği filmmiş ekşide gördüm. :)

Film tam olarak 153 dakika ama restorasyonsuz halini bulabilirsen o ayrı. :)

Edit: şu 2009 yılında yayınlanmış haberde gerekli bilgiyi vermişler, 2008 de Bruno Alves'te bulunmuş filmin eksik parçaları. Öyle bir şey işte :D

http://www.radyotube.com/204-metropolis-restore-edildi.html


o zamanda bu mesajını görmemişim işte görsem mutlaka cevap verirdim :))
şimdi okudum :)
 
Star Wars: Episode I - The Phantom Menace


Çılgınlık yaparak yeni film çıkmadan seriye yeniden başladım. Geçen sefer 4-5-6-1 diye gidip bu filmden sonrasını izlememiştim. Bu kez tekrar bunu izleyerek başladım. Çoğu şeyini unutmuşum aslında. :)

Yer yer güzel ama yer yer yine epey sıkıcıydı. Belki bu kez daha fazla severim dedim ama galiba yine pek öyle olmayacak izlemeye devam bakalım. :)

Liam Neeson ve Natalie Portman'ı izlemek güzeldi. Ne zamandır Natalie Portman'ı izlemiyordum zaten. Şöyle şu seri bitsin de bir ara dandik de olsa Natalie Portman'lı romantik komedi filmi falan izleyeyim. :):)

5.5/10

Popüler kültür işte:T 2 saatime yazık oldu. Bu nasıl bir film yaa... Tamam uzayda geçiyorsun filan ama fazla animasyona kaçmamiş mi? Çok kötüydü. Telefuz edilemeyen isimler,kelimeler, karakter çokluğu anlaşılmayan senaryo derken sıkılarak ve efektlere bakarak geçirdim.

Filmden tek anladiğim şey
Anika'nın Hz. İsa rolünü oynaması:F o ne ya öyle anasına soruyor adam, bu cocugun babası kim? Kadın diyor kimse ben karnımda taşıdım:F
Master sonra diyor. Bu çocuk geleceği kurtaracak:F
Haa dedim ya telefuz edilemen kelimeler diye. Dna'ya bilmem bişey demişler. Zihin kontrolüne bişey demişler:F

Öyle böyle yine de izleyeceğim J.J Abrams için. Ben o adama güveniyorum iyi bişey yazmıştır. Fakat bu senaryoyla nasıl bu kadar büyük bir yapım olmuş şaşirdim.

Umarım sözlerimi yutarım ilk bölüm diye böyle konuştum dicem ama bunun çncesi de var:T birde eski zamanın çekim tekniği filan Allah yardımcım olsun izlerken!

Bi kaç sahnesi güldürdüğü için 4/10 hadi şu Master için 5/10 olsun:unamused:
 
Popüler kültür işte:T 2 saatime yazık oldu. Bu nasıl bir film yaa... Tamam uzayda geçiyorsun filan ama fazla animasyona kaçmamiş mi? Çok kötüydü. Telefuz edilemeyen isimler,kelimeler, karakter çokluğu anlaşılmayan senaryo derken sıkılarak ve efektlere bakarak geçirdim.

Filmden tek anladiğim şey
Anika'nın Hz. İsa rolünü oynaması:F o ne ya öyle anasına soruyor adam, bu cocugun babası kim? Kadın diyor kimse ben karnımda taşıdım:F
Master sonra diyor. Bu çocuk geleceği kurtaracak:F
Haa dedim ya telefuz edilemen kelimeler diye. Dna'ya bilmem bişey demişler. Zihin kontrolüne bişey demişler:F

Öyle böyle yine de izleyeceğim J.J Abrams için. Ben o adama güveniyorum iyi bişey yazmıştır. Fakat bu senaryoyla nasıl bu kadar büyük bir yapım olmuş şaşirdim.

Umarım sözlerimi yutarım ilk bölüm diye böyle konuştum dicem ama bunun çncesi de var:T birde eski zamanın çekim tekniği filan Allah yardımcım olsun izlerken!

Bi kaç sahnesi güldürdüğü için 4/10 hadi şu Master için 5/10 olsun:unamused:

İlk önce 4-5-6'yı izlemek gerekiyordu aksi taktirde seriden tat alınmaz ve anlaşılmaması doğaldır. :)
 
İlk önce 4-5-6'yı izlemek gerekiyordu aksi taktirde seriden tat alınmaz ve anlaşılmaması doğaldır. :)
@OzaN sormuştum internette de araştırdığımda episode123 diye izlersek daha iyi olacağını söylüyorlardı. Belki sorun izleme sırasında değildir(benim için) bilmiyorum dizide o kadar çok animasyondan karakterler vardı ki izlerken yoruldum.
prenses mi kraliçemiydi o kızın hangisi gerçek hangisi dublörüydü hala soru işareti
 
@OzaN sormuştum internette de araştırdığımda episode123 diye izlersek daha iyi olacağını söylüyorlardı. Belki sorun izleme sırasında değildir(benim için) bilmiyorum dizide o kadar çok animasyondan karakterler vardı ki izlerken yoruldum.
prenses mi kraliçemiydi o kızın hangisi gerçek hangisi dublörüydü hala soru işareti
Önce Episode 1'i izlemek gerekseydi madem adamlar 4'ü neden önce çekmiş. Bu arada 1. bölümü beğenmemen yine normal serinin en kötü filmlerindendir. Gerçek prenses Natalie Portman.:)
 
Profesyonel

images (16).jpg


Kapalı gişe oynayan ve biletleri 5 dakikada tükenecek kadar aşırı ilginin ve övgünün olduğu bir gösteriydi. Fakat bu kadar pohpolamaya, hayatımda görmediğim kadar bu denli aşırı ilgiye rağmen hayal kırıklığı yarattı. Hiç beklediğim düzeyde çıkmadı, sıradan ve sıkıcı bir metin oynandı. Baştan sona dek herhangi bir sürpriz, olağanüstü bir durum ya da ne bileyim izleyiciyi şaşırtacak bir hareket hiç olmadı; başından sonuna dek aynı monotonlukta devam etti.

Buna rağmen bitişinde dakikalarca büyük çoğunluk tarafından ayakta alkışlandı, hiç sevmediğim bir hareket, bilmiyorum belki de tiyatrodan çok sinema izleyicisi olduğum için onlar kadar etkilenmemiş olabilirim.

Övülecek bir kısım varsa o da oyunculukları. Öğretmen Kemal ile Sarı Eşref'i canlı görmüş olmak en azından değdi. Kemal öğretmenin yani Bülent Emin Yar'ın oyunculuğu çok iyiydi. Fakat yan rolde oynayan sekreter ile öteki adam oyuna hiç mi hiç etki etmedi, olmasalar da olurmuş.

Müzikleri de fena değildi, en azından hikayeden iyiydi. Bu arada Leyla ile Mecnun'daki İsmail Abi de izleyiciler arasındaydı, ben ona selam vermedim o da bana vermedi; öyle işimize baktık. :D

En azından bu kadar aşırı ilginin koyun psikolojisinden ibaret olduğunu öğrendik, bu da hiç yoktan iyidir. :)

3/5
 

Filmi çok büyük beklentilerle izledim ama ne yazık ki vasat bir filmden öteye gidemedi.Çok iyi başladı ama.devamı aşırı durgun geçti gizem ve merakta bırakmayan bir filmdi.

Keanu Reeves için filmi izledim ama birde ne göreyim filme katkısı koca bir sıfır.Filmdeki rolü dedektif ama ben hayatımda bu kadar pasif ve hiçbir zaman senaryoya dahil olmayan az gözüken bir dedektif görmedim.Madem Keanu Reeves'i kullanmayacaktın niye kadroya aldınız ki filmin konusu ile çelişen başka bir film izlemedim.Başroldeki kadının gölgesinde kaldı film boyunca ve sanki zorla oynuyormuş gibi bir hali vardı.

Film tam başlıyor başlayacak derken başroldeki kadının dakika başı gözükerek heba edilmiş bir yapım.

Filmin sonunda kadın şizofren çıktı.Tecavüz eden dedektifi öldürdü bu yüzden aklını kaybetmiş.Meğersem filmin başından beri devamlı yanından ayırmadığı küçük kız hayalmis? Babasını bile öldürdü o kız için

2/10
 
Uzun yıllardır,aylardır ha bugün ha yarın izleyeceğim diye diye sonunda geçenlerde se7en'i izledim :D

Dizinin yayınlandığı yıla bakarsak 1995 yapımı olmasına rağmen film sanki şimdiki zamanda yayınlanmış dönem film polisiyesi gibi geldi.Bazıları sıkıldısa ben sıkılmadım çünkü bana filmde ki diyaloglar sürükleyici geldi .Brad Bitt ve Morge Fremaan oyunculuklarını her zaman ki gibi çok beğendim yine o rolü hissetirdiler. Filme tek eleştiri noktam son sahnesi oldu ben az çok tahmin ettim, biraz daha düşündürücü olabilirdi.Son sahneden ötürü 2 puan kırdım .

Puanım: 8/10
 
Son düzenleme: