Anna Karenina
Düşük puanına ve olumsuz eleştirilere rağmen bence gayet başarılı bir uyarlamaydı. IMDB yi de anlamak güç, Monte Kristo Kontu nun uyarlaması hiç de başarılı olmamasına rağmen o kadar yüksek almış ancak Anna Karenin in bu başarılı uyarlaması vasat puan almış.
Heralde sadece filmi izleyenler çoğunlukta. Anna Karenin i sıkıcı bir aşk filmi diye biliyorlar?
Filmin teknik kısmı çok özgün. İlk başlarda yadırgadım ama sonradan hoşuma gitti. Tiyatrosal -Müzikal - Sinematik bir anlatım. Sanki tiyatro sahnesinde oynuyorlar gibi geliyor ama alıp götürüyor izleyiciyi. Görsel ve işitsel olarak bu başyapıt eserin hakkını yeterince vermişler.
İçerik ve konu alarak zaten 800-900 sayfalık bir romanı tamamen olduğu gibi uyarlamayı bekleyemezdik. Elbette romanın tadı yok, hiçbir filmin de bunu başaracağını sanmıyorum. Ama yine de olabildiğince sadık kalınmış esere, öyle senaryo uğruna değiştirilmiş veya eklenmiş hiçbir şey yok. Belki de bu yüzden bu kadar düşük puan almıştır düz izleyiciler tarafından.
20.yy Rus Sosyetesinin merkezinden Kadın, aşk, ihanet, aile kurumu, evlilik gibi kavramları en ince ayrıntısına kadar ele alan ve okuyanı (kişiden kişiye değişse de) evlilik kurumundan soğutan, ders veren bir kitap.
Erkeğin ve kadının toplumdaki yerini ve haklarını gözler öne seriyor. Erkek, evli bir kadınla ilişki yaşasa bile erkektir, hakkı vardır, ona bir şey olmaz. Ama kadın için aynı şey söz konusu değil, evli bir kadın eğer kocasını aldatıyor ve bunun için boşanmak istiyorsa onun toplumda yeri yoktur, herkes tarafından dışlanır, düşmüş kadın muamelesi görür. Bu, 20.yy Rusyasında da böyleydi, 21.yy Türkiye'sinde veya herhangi bir medeni ülkede de böyle.
Romanda esas eleştirilen mevzu, kadının erkek kadar haklara sahip olamaması ve aralarındaki eşitsizlik. Neden erkek aldatır da unutulur gider ama kadın aynısını yapınca hayat kadını gözüyle bakarlar ona? Toplum etken midir yoksa bunun asıl nedeni din, kültür ve gelenekler midir?
Filmin uyarlama bakımından kitabın temeli sayılan noktalara şöyle bir göz atıp geçtiğini söyleyebiliriz. Kesinlikle kitabın ruhunu, tadını vermiyor.
Eserde 8 ana karakter vardı ve içlerinden 4 ü ön plandaydı. Film de bunu olduğu gibi almış. Beklediğim gibi Anna Karenin ve Vronski daha ön planda. Ama eserin aslında en önemli karakteri Levin de filmde yeteri kadar yer bulmuş. Öyle ki son sahnelerin birebir uyarlanması, kitabı okumamış biri için anlamsız ve sıkıcı olur. Hatta filmin geneli için öyle.
Asil ve kendine has güzelliği ile Keira Knightly, rolün ve Anna Karenina karakterinin hakkını sonuna kadar vermiş. Mimikleri, yüz hatları karaktere çok uymuş.
Filmin mekan seçimi başta dediğim gibi ilginç ve özgündü. İşi sanatsal bakımdan çabalamışlar o yüzden bir müzikal tadı vermişler lakin eserin ruhunu yakalayamamışlar. Kitaptan bağımsız düşünürsek gayet başarılı ve emek harcanmış bir iş ortaya çıkmış.
7.3/10