Ama yaşadıkları kendi kendine uydurduğu bir hayal olsa, neden yaşasın ki? Kıyafetini çamur etmişti mesela, bunu neden yapsın ki o kurbağanın hayal olduğunu bile bile? Sonunu kendisi de uydurmuş olabilir ama film boyunca yaşadıkları kendi hayal dünyası değildi, bence.
Directed by Daniel Monzón. With Luis Tosar, Alberto Ammann, Antonio Resines, Manuel Morón. The story of two men on different sides of a prison riot -- the inmate leading the rebellion and the young guard trapped in the revolt, who poses as a prisoner in a desperate attempt to survive the ordeal.
Directed by Roberto Benigni. With Roberto Benigni, Nicoletta Braschi, Giorgio Cantarini, Giustino Durano. When an open-minded Jewish librarian and his son become victims of the Holocaust, he uses a perfect mixture of will, humor, and imagination to protect his son from the dangers around their...
www.imdb.com
La vita è bella (1997)
Ben fragmanını izlerken ve konusunu okuduğumda böyle birşey beklemiyordum, belki dikkatli okusaydım filmi izlemezdim, çünkü sinirleniyor ve nefret duygularım kabarmaya başlıyor.
İtalya o kısımdaydı fakat onlardada böyle bir ırkcılık düzeyi olduğunu bilmiyordum. Aklımda almıyor Dini sebeplerden insanlar nasıl ayrılabilir, insanız bana zararı olmayana ben nasıl dokunabilirim. Nefret ederek izledim orta ve son bölümü.
Tahmin ettiğim gibi çok iyi, sevdiğim bir giriş oldu.İtalyanlar ve Türkler benzerdir görünüş olarak derlerdi, gerçekten öyle. Ana karakterimiz hayat dolu bir insan ama zekası eskilerde olan insanların dini farklı diye bir yerde çalıştırılıyorlar ama bu adam yinede hayat neşeini kaybetmiyor, ortada oğlu ve karısı var o biterse biliyor ki onlarda biticek. Ve sonunda hayatını onlar için savaşırken yitiriyor.
Filmin son sahnesinde Amerikalılar bölgeye giriyor ve çocuğu kurtarıyorlar. Annesiyle karşılaştığı sahne artık benim son noktam oldu, yani hala sinirliyim beyin yok bu insanoğlunda dinin dinin ne sanane arkadaşım onun bunun dininden sana insanı öldürmek bu kadar kolay mı yani.
Hayat güzel felan değil, böyle insanlarla yaşıyoruz yani film felan değil gerçek olay sonuçta bu.
IMDb Puanı: 8.6
Sinemalar.com: 8.8
Film'i sadece giriş bölümüyle puanlandırıcağım, çok güzel bir başlangıçtı. Severek sıkılmadan izledim, eğlenceli ve gerçekten komikti. İtalyanları gerçekten bizim kültüre yakın buluyorum hafiften bizim eski sinema komedilerine yakındı o kısımlar.
Çok uzun zamandır listemdeydi. Artık daha fazla bekletmeye gerek yok diyerek izledim. Ve gerçekten çok memnun kaldım.
Film konuları aslında pek aklımda kalmaz ama bu filmin konusunu okuyalı bir yıldan fazla olsa da hala aklımdaydı. Bu çok iyi senaryoyu, iyi bir kurguyla, iyi çekimlerle ve iyi oyunculuklarla birleşince ortaya muhteşem bir şey çıkıyor.
Aslında bu tip olayların karmaşık anlatıldığı filmleri sevmem. (Yani 12345 değil de, 32541 şeklinde anlatılanları.) Ama bu filmin süresi mi kısa olduğundan yoksa konuya daha fazla ilgi çekicilik mi getirdiğinden çok takılmadım.
Etkinlik için de Insomnia'dan daha çok istediğim bir film olsa da, bu film pek olumlu şeyler alamamıştı. 4'te izlersiniz artık. 😛
Küçükken izlediğim ve muhtemelen orta kısmını izlediğim bir filmdi, çünkü olayları zıt şekilde anlamışım. Kötüyü iyi zannettim bir nevi.
Ve belkide bu sayede ilgi çekici bulabilirim, çünkü sok etkisi yarattı.
Annenizi dinleyin,o yanılmaz mesajı çok netti. Fakat hepimiz bu konuda yanlış yaparız ve annemiz yine bizi kurtarır ya, filmde de aynı olay oldu. Etkiliyici idi gerçekten.
Film bence kendisini dakikasıyla kurtarmış, bir olay vardı uzatılamazdı, zaten orta karar 80 dakika sıkmayan bir faktor oldu.
IMDb Puanı: 6.5
Sinemalar.com: 8.1
Türk izleyicisi puanı yüksek tutmuş, nedeni belli açıkcası.
Onun dışında filmi izlerken içim gitti, o sahnelerde gögüs kafesimde ciddi huylanma hissettim, korku dolu anlarda diyebiliriz.
Directed by Alfred Hitchcock. With Rod Taylor, Tippi Hedren, Jessica Tandy, Suzanne Pleshette. A wealthy San Francisco socialite pursues a potential boyfriend to a small Northern California town that slowly takes a turn for the bizarre when birds of all kinds suddenly begin to attack people.
Directed by Edgar Wright. With Simon Pegg, Nick Frost, Martin Freeman, Bill Nighy. A skilled London police officer is transferred to a small town with a dark secret.
www.imdb.com
Etkinlik için adaydı ve seçilemeyen bir film olmuştu.Bu ekibin izlediğim ilk filmi.Bu filmi beğendim ve Shaun Of The Dead'i de mutlaka izleyeceğim.
Film kahkaha attırmasa da gerilimi,gizemi,komediyi,absürtlüğü,aksiyonu çok iyi harmanlamış.Keyifli bir 2 saat geçirdim bu filmle beraber.Film aksiyon filmlerine iyi göndermeler yapıyor,klişelerle iyi dalga geçiyor.
Filmin sonlarında yaşlı kadına uçan tekme atması,55-60 yaş aralığındaki köy ahalisiyle girilen silahlı çatışma çok absürd ve komikti.
Ve konseyin insanları saçma sapan nedenlerden öldürmesi de oldukça absürdtü.
Kimine saçma gelebilen bir tarzı var filmin ama ben beğendim güzel zaman geçirmek için herkese tavsiye ederim.
Son sahnelere doğru muazzam bir şey ortaya çıktı. Ben kendi kendine "adaletine dünya" demiştim izlediğimde. Böyle adalet mi olur? Filmi derinden etkileyen yönü Nicholas Angel'ın öğrenmesi ve sonrası yaşananlar.
Filmdeki diyaloglar, espriler de çok iyiydi. Bu filmi izlemek büyük keyif. Çok önceden izlemiştim ve filmden büyük keyif almıştım.
Son sahnelere doğru muazzam bir şey ortaya çıktı. Ben kendi kendine "adaletine dünya" demiştim izlediğimde. Böyle adalet mi olur? Filmi derinden etkileyen yönü Nicholas Angel'ın öğrenmesi ve sonrası yaşananlar.
Filmdeki diyaloglar, espriler de çok iyiydi. Bu filmi izlemek büyük keyif. Çok önceden izlemiştim ve filmden büyük keyif almıştım.
Çok uzun zamandır listemdeydi. Artık daha fazla bekletmeye gerek yok diyerek izledim. Ve gerçekten çok memnun kaldım.
Film konuları aslında pek aklımda kalmaz ama bu filmin konusunu okuyalı bir yıldan fazla olsa da hala aklımdaydı. Bu çok iyi senaryoyu, iyi bir kurguyla, iyi çekimlerle ve iyi oyunculuklarla birleşince ortaya muhteşem bir şey çıkıyor.
Aslında bu tip olayların karmaşık anlatıldığı filmleri sevmem. (Yani 12345 değil de, 32541 şeklinde anlatılanları.) Ama bu filmin süresi mi kısa olduğundan yoksa konuya daha fazla ilgi çekicilik mi getirdiğinden çok takılmadım.
Etkinlik için de Insomnia'dan daha çok istediğim bir film olsa da, bu film pek olumlu şeyler alamamıştı. 4'te izlersiniz artık. 😛
Directed by Neil Burger. With Bradley Cooper, Anna Friel, Abbie Cornish, Robert De Niro. With the help of a mysterious pill that enables the user to access one hundred percent of his brain abilities, a struggling writer becomes a financial wizard, but it also puts him in a new world with lots...
www.imdb.com
Filmi izleyeli baya oldu aslinda. Otobüs seferinde izlemistim tatildeyken.
Filmde oldukca usta isimler var. Bradley Cooper gayet basarili bir oyunculuk sergilemis, keza Robert de Niro ustaligini sergilemis her zaman ki gibi.
Filmin konusunu bilmiyordum baslarken o yüzden ilk basta biraz garip geldi, lakin daha sonra cabuk aksiyon tarafini gösterdi ve insani icine cekti diyebilirim.
öyle bir hap gercekten var midir acaba?
Filmi her yönüyle tavsiye ederim, mutlaka izleyin.
Directed by Neil Burger. With Bradley Cooper, Anna Friel, Abbie Cornish, Robert De Niro. With the help of a mysterious pill that enables the user to access one hundred percent of his brain abilities, a struggling writer becomes a financial wizard, but it also puts him in a new world with lots...
www.imdb.com
Filmi izleyeli baya oldu aslinda. Otobüs seferinde izlemistim tatildeyken.
Filmde oldukca usta isimler var. Bradley Cooper gayet basarili bir oyunculuk sergilemis, keza Robert de Niro ustaligini sergilemis her zaman ki gibi.
Filmin konusunu bilmiyordum baslarken o yüzden ilk basta biraz garip geldi, lakin daha sonra cabuk aksiyon tarafini gösterdi ve insani icine cekti diyebilirim.
öyle bir hap gercekten var midir acaba?
Filmi her yönüyle tavsiye ederim, mutlaka izleyin.
Bir film dahi olsa, o halden sonra kalkıp kazanması için birşeyleri feda edebilirdim. Bazen hayatta hedefler belirliyoruz şurayı kazanayım, şunu başarıyım, şunu elde edeyim ama okadar kolay vazgeçiyoruz ki sonra kaybedince sanki birşey olmamış gibi yolumuza devam ediyoruz.
Her zaman bir sorumlu buluruz ama hiçbir zaman biz olmayı o kişi. Hayatta kötü insanlar sürekli sizden birşeylerinizi alırlar, savaşamayız çünkü alışmışız yenilmeye.
Filmin ana repliği koçun kıza öğrettiği kural denir, her zaman kendini korumaktır işleyişiydi. Hızla uğruna herşeyi yaptığı yere hızlı hızlı tırmanırken, şeref yoksunu birini yendiğini düşünüp elini indirip gardını düşürmekti onun ki.
Kadro güzeldi, diğer yandan danger'a üzüldüm derken, oda geri döndü. Sonu kötü biten filmlerden oldu, eğer sonu iyi bitseydi gerçekten rahat bir uyku uyuyabilirdim.
Bir film dahi olsa, o halden sonra kalkıp kazanması için birşeyleri feda edebilirdim. Bazen hayatta hedefler belirliyoruz şurayı kazanayım, şunu başarıyım, şunu elde edeyim ama okadar kolay vazgeçiyoruz ki sonra kaybedince sanki birşey olmamış gibi yolumuza devam ediyoruz.
Her zaman bir sorumlu buluruz ama hiçbir zaman biz olmayı o kişi. Hayatta kötü insanlar sürekli sizden birşeylerinizi alırlar, savaşamayız çünkü alışmışız yenilmeye.
Filmin ana repliği koçun kıza öğrettiği kural denir, her zaman kendini korumaktır işleyişiydi. Hızla uğruna herşeyi yaptığı yere hızlı hızlı tırmanırken, şeref yoksunu birini yendiğini düşünüp elini indirip gardını düşürmekti onun ki.
Kadro güzeldi, diğer yandan danger'a üzüldüm derken, oda geri döndü. Sonu kötü biten filmlerden oldu, eğer sonu iyi bitseydi gerçekten rahat bir uyku uyuyabilirdim.
Directed by Edgar Wright. With Simon Pegg, Nick Frost, Kate Ashfield, Lucy Davis. A man's uneventful life is disrupted by the zombie apocalypse.
www.imdb.com
Bu ekibin daha önce Hot Fuzz filmini izleyip beğenmiştim.Yorumlarda Shaun Of The Dead daha güzel falan diyorlardı.Ben Hot Fuzz kadar komik ve eğlenceli bulmadım.
Yani genel olarak boş bir film,zombi filmlerini tiye almışlar ama espriler falan iyi değildi bence.
Film sıkıcı da değildi fakat eğlenceli bir film değil.
Quenn çalarken zombilere girişmesi iyiydi,sonunda da zombiye dönüşen arkadaşıyla Playstation oynaması iyiydi.
Ben beğenmedim diyebilirim,ekibin 2.filmi Hot Fuzz çok daha iyi.Bu filmi izlerken sandalyeden düşen insanlar da varmış.Onların da mizah anlayışına diyecek bir şey yok.Bu filmi Türkler çekse aynı kişiler demediğini bırakmaz bu filme.Ama İngiliz komedisi olunca bir başka oluyor tabii.
Çok boş vaktiniz var ve izleyecek hiçbir film bulamazsanız izleyin,süresi kısa zaten.
Directed by Tom Hooper. With Colm Meaney, Henry Goodman, David Roper, Jimmy Reddington. The story of the controversial Brian Clough's 44-day reign as the coach of the English football club Leeds United.
www.imdb.com
İzlerken büyük keyif aldığım filmdi. 2004 yılında hayata gözlerini yuman Brian Clough'un teknik direktörlük hayatını anlatıyordu. Özellikle de 2004 yılındaki Leed United anlarını.
Brian Clough, hiç kuşkusuz İngiltere futbol tarihinin en iyi teknik direktörlerinden sadece biri. Jose Mourinho'nun, Brian Clough'a benzerliği de var, onu farkettim. Brian hırslı, zeki ve başarılı. Neler getirdi, neler götürdü. Sonuç olarak İngiltere milli takımını çalıştırmayan en iyi teknik direktörlerden ve farkı da buydu.
Hırsın insanı ne kadar büyütebildiğini ve ne kadar küçültebildiğini gördüm. Brian Clough ile Peter Taylor çok iyiydi. Rolleri yapan Michael Sheen ile Timothy Spall de iyiydi. Büyük keyif aldığım, iyi bir biyografik çalışmaydı. Hiç sıkılmadan izledim.
Directed by Stanley Kubrick. With Matthew Modine, R. Lee Ermey, Vincent D'Onofrio, Adam Baldwin. A pragmatic U.S. Marine observes the dehumanizing effects the Vietnam War has on his fellow recruits from their brutal boot camp training to the bloody street fighting in Hue.
www.imdb.com
Uzun süredir izlemek istediğim filmlerden biriydi ve en sonunda da izledim. Yönetmen Stanley Kubrick, usta bir iş çıkartmış. Savaşa farklı bir gözle bakılmış. Hani milliyetçilikten çok, eleştirel bir bakış açısı ağır basıyor.
İlk 45 dakika filme girişti ve o anlarda renkli görüntüler çıktı ortaya ama aynı zamanda da kötü anlar. Disiplin öne çıktı.
İlk 45 dakikadan;
Leonard'ın delirmesi ve delirdiğinde hem komutanını, hem de kendini öldürmesi ilk 45 dakikada çıkarabilecek en etkili sahneydi.
İlk 45 dakikadan sonra ağırlık olarak savaşlar başladı. Eleştirel bakış açısı burada başladı. Neden savaştığını bile bilmeyen askerler ağırlıktaydı. Bir asker düşünün, savaşsın ama neden savaştığını bilemesin, savaş ile barış ikileminde kalsın.
Özellikle;
Sondaki savaş sahnesi acımasızlığı özetliyor. Vietnamlı nişancının üç askeri öldürüp, daha sonra kendisinin ölmesi. Hatta o Vietnamlının kadın olması da vardı. Joker de ne yapsın, öldürdü. Can çekişeceğine, öldürdü.
Matthew Modine'nin karakteri ağırlıktaydı filmde. Belki ilk 45 dakika için bu söylenemez ama daha sonrası için söylenebilir. İyi bir karakteri canlandırdı.