En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Geçen bir konuda görmüştüm Holy Grail'i izlediğini ama ona yorum yapmadın sanırım. :):)

Ben de iki filmi de sevdim ama Holy Grail çok başkaydı. :D
Holy Grail'i izleyeli 1 hafta oldu ama yorum yazmadım.Bence de o daha iyiydi.

Özellikle:

Brave Sir Robin şarkısı,inek fırlatma sahnesi ve köprü sahnesi çok iyiydi.:D
 

Uzun süredir izlemek istediğim ve sonunda izlediğim film.Çok iyi bir filmdi.Filmin başkahramanı Henri Charriere kendi hayat hikayesini yazdığını filmden sonra öğrendim.

Fransız hapishane sistemini mükemmel şekilde gözler önüne sermiş.Bu film sadece bir hapishaneden kaçış hikayesi değil.Bir azim,pes etmeme,mücadele,dostluk ve özgürlüğün en iyi anlatıldığı filmlerden.

Steve McQueen aşmış resmen.Özellikle hücre sahneleri ve son kısımlarda mükemmel oynuyor.Dustin Hoffman da çok başarılıydı.

Her yakalanıp yıllarca hücre cezası aldığında tamam artık pes edecek diyorsunuz ama adam her seferinde uğraşıyor asla teslim olmuyor ve pes etmiyor.Hayatını özgürlüğe adıyor.

Beğendiğim sahneler:

Hücrede böcek yediği sahne,toplu olarak kaçtıkları sahne ve son sahne mükemmeldi. Hey you bast*rds! I'm still here!

Okuduğum yorumlarda kitabının çok daha iyi olduğu,kitap uzun olduğu için bazı önemli yerlerin kırpıldığını okudum.Bulabilirsem kitabını da okurum bir ara.


Hapishane konulu filmleri sevenlerin mutlaka seveceğini düşündüğüm bir başyapıt.

9/10
 

Gerçek hayattan esinlenerek çekilmiş bir film olması, film için ayrı bir artı aslında. Çok etkileyici bir film olmuş böylece. Homer Hickam'in hayatı anlatılıyor.

Vazgeçmek, kadere mahkûm olmaktır. Kaderi değiştirmek ise, vazgeçmemekten geçiyor. Ne olursa olsun, vazgeçmemek lazım. Hayalin peşinden gitmek lazım. Filmde vazgeçmemenin, azmin karşılığını çok iyi gösterdiler. Başarmanın karşılığını da gösterdiler. Başarmak zordur ama azimle, inançla o günü beklersen, başarırsın.

Bakış açısı açısından çok farklı ve insana ilham kaynağı oluyor. Geleceğe umutla bakmamız gerektiğini iyi bir şekilde gösteriliyor. Bu filmin bu kadar etkileyici olması, mutlaka gerçek hayattan alınmasıyla alakalı.

8.5/10
 
Grave of the Fireflies

Hüzün dolu bir anime. :( 3-4 yerde ağlamaklı olur gibi oldum. Küçük kızın replikleri çok gerçekçi. Sanki sizin kardeşiniz.
İzleyin, izlettirin.
8.5/10 -tan 8-
 

Düşünme ağırlıkta olan, sorgulatan ve soru işaretleri bırakan bir film. Biraz insanı yoruyor haliyle. Terry Gilliam bu tarz filmleriyle öne çıkan bir isim zaten.

Sıfır teorisi vurgu yapılmak isteniyor. Bu olay o kadar karışık ki; aniden vurguda denge kayboluyor. Hayatın anlamsızlığı değil, aslında karmaşıklığı anlatılıyor. Bunu karmaşıklığa iten nedenler anlatılıyor.

Film hakkında;
Bilgisayar uzmanı Qohen Leth'in kendi dünyası içerisinde yaşayıp gitmesi ve hizmet ettiği kurumun sıfır teorisini ispat etmesini istemesi kurulu. Sıfır teorisi ispat edildiği taktirde, hayatın anlamsızlığı kendini gösterecek. Qohen Leth'in hayatı karmakarışık olmasının ardından işin içine Bainsley ile Bob dahil oluyor. Hayatındaki dengeler değişiyor. Sıfır teorisini ispatlayamıyor zaten. Kendi içindeki boşlukta kaybolup gidiyor.

İlginçlikler;
Mesela teknoloji anlamında farklı bir anlatım vardı. Orada da vurgular vardı. Kendi içinde kaybolmuş olacak ki; kendisine hep "biz" diye hitap etti.

Christoph Waltz, oyunculuğunu konuşturdu. Christoph Waltz'ın, Mélanie Thierry ile sahneleri de iyiydi. Matt Damon çok farklı bir imaja sahipti. Bir de Lucas Hedges için ayrı bir parantez açmak lazım. Genç yaşına rağmen iyiydi.

Hayatın karmaşıklığını, yalnız insanların yaşamını, teori üzerinden farklı bir anlatımla izleyiciye sunulmuş. Terry Gilliam'dan anlaşılması güç ama anlaşıldıkça da tat veren bir film.

8/10
 


Uzun süredir izlemeyi ertelediğim bir filmdi.Genelde politik konulu filmleri pek sevmem.Ancak filmi izleyince bu filmin politik bir filmden öte çok daha konulara dokunduğunu anladım.

Filmi 2 buçuk saat boyunca hiç sıkılmadan izledim.Film bana çok şey kattı,zaten bir film de böyle olmalı,hem bilgilendirmek hem de izleyen kişiye birşeyler katıp hislerine dokunmak.. Bu filmde ikisi de vardı ve ben de bu yüzden oldukça etkilendim.Üstelik yakın tarihten de çok önemli bilgiler içeriyor film.

Birbirini tanımayan ve hiç yüzyüze gelmeyen iki insanın ilişkisi o kadar iyi anlatılmış ki.. İş etiği ve ahlak çatışması çok iyi anlatılmış.Doğu Almanya yozlaşması üzerine kurgusuyla aslında bir insanlık hikayesini anlatmış film.Bu yönüyle de kurgusunun çok başarılı olduğunu söyleyebilirim.

Filmin kapanışı da son zamanlarda gördüğüm en anlamlı kapanışlardan:

Yazar Dreymann kendisinin delillerini örtbas eden HGW XX7 kodadlı Stasi ajanına kitabında teşekkürlerini sunar.Kitabı alan Weisler'e görevli hediye paketi olacak mı diye sorar.Weisler'in cevabı ise çok anlamlıdır: "Hayır.Bu benim için."

Oyunculukları da çok iyi bulduğumu söyleyeyim.Özellikle Ulrich Mühe.

Müzikler de iyiydi.

Florian von Dommersmack'a da böylesine mükemmel bir film yaptığı için ne denilse az.

9.5/10
 

Hiç sıkmayan, usta bir kurguya bağlı olarak olayların geliştiği; ters köşe üstüne ters köşenin yaşandığı ve olayların akışının bir anda değiştirği türde bir film. Bu filmin en büyük özelliği, olayların sadece bir günde geçiyor olması. Aslında asıl etkileyici olan kısım bu işte, sadece bir günde olan biten şeyleri izlemek.

Oyuncular da çok iyiydi. Denzel Washington'a ayrı parantez açmak gerek, çok iyi performans sergiledi. Diğer yandan Ethan Hawke da, Denzel Washington kadar olmasa da iyi performans sergiledi. Eva Mendes'in de filmde yan rolde yer alması vardı.

İyi bir filmdi sonuç olarak. Akıcı, sıkmayan, iyi bir kurgusu olan ve tahmin edilebilir bir özelliği olmayan tarzda bir film. Baştan sona aksiyondan kopmak yok. Diyaloglar desek, o da çok iyi. Yönetmen Antoine Fuqua için de ayrı parantez açmak lazım, iyi bir film ortaya çıkartmış. Başroller de iyi olunca, haliyle iyi bir film ortaya çıkmış.

9/10
 

Hiç sıkmayan, usta bir kurguya bağlı olarak olayların geliştiği; ters köşe üstüne ters köşenin yaşandığı ve olayların akışının bir anda değiştirği türde bir film. Bu filmin en büyük özelliği, olayların sadece bir günde geçiyor olması. Aslında asıl etkileyici olan kısım bu işte, sadece bir günde olan biten şeyleri izlemek.

Oyuncular da çok iyiydi. Denzel Washington'a ayrı parantez açmak gerek, çok iyi performans sergiledi. Diğer yandan Ethan Hawke da, Denzel Washington kadar olmasa da iyi performans sergiledi. Eva Mendes'in de filmde yan rolde yer alması vardı.

İyi bir filmdi sonuç olarak. Akıcı, sıkmayan, iyi bir kurgusu olan ve tahmin edilebilir bir özelliği olmayan tarzda bir film. Baştan sona aksiyondan kopmak yok. Diyaloglar desek, o da çok iyi. Yönetmen Antoine Fuqua için de ayrı parantez açmak lazım, iyi bir film ortaya çıkartmış. Başroller de iyi olunca, haliyle iyi bir film ortaya çıkmış.

9/10


Ne gündü ama! Ben de çok beğenmiştim.A Beautiful Mind'ı izlemişsindir.Sence Russell Crowe'ın performansı mı daha iyiydi yoksa bu filmde Denzel Washington'un mu?


iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi
 
Ne gündü ama! Ben de çok beğenmiştim.A Bea
Konu çok iyi, senaryo iyi işlenmiş ve kurgu da çok iyi. Oyunculuklar desek, o da öyle. Diğer filmlerden ayıran özelliği, tek günde işlenmiş olması. Ben diyordum, "ilk gün" ismi ne alaka. Alaka buradaymış. Başroldekiler de döktürmüş adeta. :)
 

Filmle ilgili yorumum için tıklayın.
 

Filmle ilgili yorumum için tıklayın
 

Süper bir komedi filmiydi. Zaten bu kadrodan da kötü bir film çıkmazdı :D

Charlie Day'i dizi dışında bi filmde görmek iyiydi. Filmde de uçuk bir karakterdi yine güldürdü baya :D

Ama beni güldüren asıl kişi Jason Sudeikis oldu :D Adamın her haraketi komediydi ya :D İzlediğim 3.filmi oldu, her filmde de beni güldürmeyi başardı reyiz :D

Jennifer Aniston'da seksiliğiyle filme renk katmış :D

8/10