En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Eternal Sunshine Of The Spotless Mind

Böyle bir film beklemiyordum. Yani bilim kurgu tarafının olmasına şaşırdım. Ama filmi özel kılan da buydu aslında. Yine de ben aşk filmlerinin hayattan olması taraftarıyım.

Özgün bir aşk hikayesine sahipti film.

Filmin işleyişi çok iyiydi. Aslında anıları silmek karmaşık olabilecek bir konu ama filmde hiç karmaşık işlenilmemiş. Kafa karıştırıcı hiç bir şey yok.

Fakat filmin sonu bence zayıf kalmıştı. Daha iyi bitirilebilirdi. Belki de mutlu son olmamalıydı.

Jim Carrey'nin 2 filmin izledim. 2'side komedi değil. :D

Bu arada filmde pek duygulanmadım ama film daha ilk sahnesinden sizi içine çekiyor.

Puanım: 8.3/10
 
Eternal Sunshine Of The Spotless Mind

Böyle bir film beklemiyordum. Yani bilim kurgu tarafının olmasına şaşırdım. Ama filmi özel kılan da buydu aslında. Yine de ben aşk filmlerinin hayattan olması taraftarıyım.

Özgün bir aşk hikayesine sahipti film.

Filmin işleyişi çok iyiydi. Aslında anıları silmek karmaşık olabilecek bir konu ama filmde hiç karmaşık işlenilmemiş. Kafa karıştırıcı hiç bir şey yok.

Fakat filmin sonu bence zayıf kalmıştı. Daha iyi bitirilebilirdi. Belki de mutlu son olmamalıydı.

Jim Carrey'nin 2 filmin izledim. 2'side komedi değil. :D

Bu arada filmde pek duygulanmadım ama film daha ilk sahnesinden sizi içine çekiyor.

Puanım: 8.3/10

The Mask, Yes Man, Bruce Almighty falan izle komik Jim Carrey istiyorsan. :D
 
Jim Carrey'in izlenmesi gereken filmlerinden biri 'Eternal Sunshine Of The Spotless Mind'. Çok derinden bir mesaj da veriyor. İstediğiniz kadar aklınızdan sildirmeyi çalışın sevdiğinizi, o kalbinizden gitmedikçe asla unutamazsınız. Kendimce böyle bir cümle kurdum, yani bence mesaj budur. Farklı bir konusu var. Böyle farklı konusu olan filmleri seviyorum. :)
 
Bu arada filmle ilgili bir şey daha eklemek istiyorum. Film sonlara doğru Memento'ya benzemişti. :) @OzaN @Arslan Bey
 
Hotel Rwanda (2004)

Etkileyici ve bir o kadar da güzel bir filmdi.Rwanda katliamını çok iyi anlatmış film.Katliama dur demek isteyen bir adamın hayatını anlatan duygusal yüklü bir film.Neredeyse gerçekle birebir örtüşmüş.

İyi oyunculuklar ve sürükleyici senaryosuyla izleyicileri sıkmıyor.Ama bazı yerlerde sıkıldığım da olmadı değil. :)Açıkçası tavsiye edebileceğim güzel bir filmdi.IMDb puanıyla aynı puan olacak ama; :D

Puanım: 8.2/10


 
Son düzenleme:
Bu arada filmle ilgili bir şey daha eklemek istiyorum. Film sonlara doğru Memento'ya benzemişti. :) @OzaN @Arslan Bey

İkisini de izleyeli çok uzun zaman oldu net hatırlamıyorum ama önce Eternal Sunshine of the Spotless Mind'i izlediğimden olsa gerek Memento'yu izlerken herhangi bir benzerlik kurmamıştım. :)



Hotel Rwanda (2004)

Etkileyici ve bir o kadar da güzel bir filmdi.Rwanda katliamını çok iyi anlatmış film.
Katliama dur demek isteyen bir adamın hayatını anlatan duygusal yüklü bir film.Neredeyse gerçekle birebir örtüşmüş.

İyi oyunculuklar ve sürükleyici senaryosuyla izleyicileri sıkmıyor.Ama bazı yerlerde sıkıldığım da olmadı değil. :)Açıkçası tavsiye edebileceğim güzel bir filmdi.IMDb puanıyla aynı puan olacak ama; :D

Puanım: 8.2/10



Sıkmadığı halde sıkıldın yani. :D

Ben de beğenmiştim ve gerçekten hakkı olan puan 8.2 :)
 
İkisini de izleyeli çok uzun zaman oldu net hatırlamıyorum ama önce Eternal Sunshine of the Spotless Mind'i izlediğimden olsa gerek Memento'yu izlerken herhangi bir benzerlik kurmamıştım. :)





Sıkmadığı halde sıkıldın yani. :D

Ben de beğenmiştim ve gerçekten hakkı olan puan 8.2 :)

Bence sıkmayan bir senaryosu var. :D Ama ben çabuk sıkılan biriyim.O yüzden sıkıldığım yerler oldu.Ama bence çoğu kişi sıkılmadan izler. :D
 
Yoğunluktan yazma fırsatım olmadı dün izledim:

Life of Brian (1979)

Monty Python'un izlediğim ikinci filmiydi ve bu filmle tarzlarını çok iyi anladığımı anladım. :):) Yine son derece absürttü, güldüren çok iyi sahneler vardı ama genel olarak hikayenin çok başarılı olduğu söylenemez. Fakat seviyorum bu adamların tarzlarını, diğer izlediğim filmleri kadar olmasa da çok keyifliydi yine.

Puanım: 8/10
 
İkisini de izleyeli çok uzun zaman oldu net hatırlamıyorum ama önce Eternal Sunshine of the Spotless Mind'i izlediğimden olsa gerek Memento'yu izlerken herhangi bir benzerlik kurmamıştım. :)

Ciddi bir benzerlik yok aslında. Şimdi Memento'da adamın hafıza sorunu vardı ve unutmamak için dövmeler yaptırıyor, fotoğraflar çekiyordu. Bu filmin de sonlarına doğru hafızalarından sildirdikleri bölümleri hatırlamak için kaset veriliyordu. Benziyordu bence. :D
 
The Departed

Genelde bu tür filmleri sevmem. Yani polis-mafya tarzı. Ama bu film güzeldi bence. Çünkü bu filmde suçlular polisten kaçmıyordu, yani film aksiyon sahneleriyle dolu klişe bir film değildi.

Senaryosu çok güzeldi. İyi birisi kötülerin arasında, kötü birisi iyilerin arasında. Film özellikle sonlara doğru bayağı şaşırtıyor ve çok heyecanlı bir hal alıyor.

Filmin müziklerine bayıldım, çok iyiydi. İskoçların çaldığı şeye benzer bir müzik vardı, süperdi.

Bence son bir sahne daha olabilirdi. Bill'in (Dicaprio) kıza verdiği kağıdı okuyabilirdi. Gerçekten de ne yazdığını çok merak ettim. Bence bebek ile ilgili bir şeydi?

Film kendini izlettiriyor ve sıkmıyor.

Puanım: 9/10
 
The Departed

Genelde bu tür filmleri sevmem. Yani polis-mafya tarzı. Ama bu film güzeldi bence. Çünkü bu filmde suçlular polisten kaçmıyordu, yani film aksiyon sahneleriyle dolu klişe bir film değildi.

Senaryosu çok güzeldi. İyi birisi kötülerin arasında, kötü birisi iyilerin arasında. Film özellikle sonlara doğru bayağı şaşırtıyor ve çok heyecanlı bir hal alıyor.

Filmin müziklerine bayıldım, çok iyiydi. İskoçların çaldığı şeye benzer bir müzik vardı, süperdi.

Bence son bir sahne daha olabilirdi. Bill'in (Dicaprio) kıza verdiği kağıdı okuyabilirdi. Gerçekten de ne yazdığını çok merak ettim. Bence bebek ile ilgili bir şeydi?

Film kendini izlettiriyor ve sıkmıyor.

Puanım: 9/10

​Yarın izliyim o zaman bu filmi. :D
 
Law Abiding Citizen (2009)

Öncelikle film müthiş bir senaryoya sahip.Senaryo gerçekten çok iyi düşünülmüş ve kurgulanmış.Son derece etkileyici bir filmdi.İnsanı şaşırtan ağzı açık bırakan kısımlar çokca vardı.Hapishane filmlerini seven biri olarak izlerken sıkılmadığımı söyleyebilirim. :)

Filmin kurgusu ve oyunculukları da çok iyiydi.Özellikle Gerard Butler süper bir iş çıkarmış ve rolünün hakkını vermiş.Hapishane vb. türünde film sevenler için kesinlikle önerebileceğim bir filmmutlaka izleyin. :)

Puanım: 9.1/10
 
Shutter Island

Film bana çok garip duygular hissettirdi. İlk başlarda dedektiflik filmi izleyeceğimizi sanıyoruz. Daha sonra sonlara doğru filmin şizofren filmi olduğunu anlıyorsunuz. Ama finalinde bunların ikisinin de olmadığını daha başka bir hikaye olduğunu düşünüyorsunuz. Ben öyle düşündüm açıkçası. Yani aslında başroldeki dedektif deli değildi, onu doktorlar delirttiler. Mesela filmin başında tabelada yazanlar -Bizim de yaşadığımızı, sevdiğimizi ve güldüğümüzü unutmayın- beyin ameliyatına bir gönderme gibiydi. Daha sonra adama hep sigara vermeleri filan. (Doktor adama sigara içer misin diyor, adam yok diyor, fakat doktor da içmiyor?)

Ama film şizofren hikayesi olarak da düşünülebilir. Yani en sonda açıklandığı gibi. Ama filmin başında çoğul hitap ediliyor. Eğer o hayali kişiyi sadece kendisi görüyorsa nasıl çoğul hitap edebilirler ki? (Bir de bu sahneyi yazmak için tekrar izlerken fark ettim. Bizimkinin ortağı silahını çıkarmakta zorlanıyor. Yani iyi bir dedektif bunda nasıl zorlanır ki? Bence filmin sonu üstte belirttiğim gibi oldu.)

Görüldüğü gibi filmin çok güzel senaryosu var. Film bitiyor ve siz olayları çözmeye devam ediyorsunuz. Mesela aklıma bir tane daha geldi. Ana doktor dedektife, delilerin delirmesinde en büyük etkenin savaş olduğunu söylüyor, bizim kahramanımızda 2. Dünya Savaşı'na katılan birisi. Amaçlarına ulaşmak için bunu söylüyor bence.

Leonardo Di Caprio'nun oyunculupu çok iyiydi. Bence The Departed filmindeki oyunculuğuna göre daha iyiydi.

Gerçekten de üzerine düşünülmesi gereken iyi bir film.

Puanım: 9.3/10
 
Shutter Island

Film bana çok garip duygular hissettirdi. İlk başlarda dedektiflik filmi izleyeceğimizi sanıyoruz. Daha sonra sonlara doğru filmin şizofren filmi olduğunu anlıyorsunuz. Ama finalinde bunların ikisinin de olmadığını daha başka bir hikaye olduğunu düşünüyorsunuz. Ben öyle düşündüm açıkçası. Yani aslında başroldeki dedektif deli değildi, onu doktorlar delirttiler. Mesela filmin başında tabelada yazanlar -Bizim de yaşadığımızı, sevdiğimizi ve güldüğümüzü unutmayın- beyin ameliyatına bir gönderme gibiydi. Daha sonra adama hep sigara vermeleri filan. (Doktor adama sigara içer misin diyor, adam yok diyor, fakat doktor da içmiyor?)

Ama film şizofren hikayesi olarak da düşünülebilir. Yani en sonda açıklandığı gibi. Ama filmin başında çoğul hitap ediliyor. Eğer o hayali kişiyi sadece kendisi görüyorsa nasıl çoğul hitap edebilirler ki? (Bir de bu sahneyi yazmak için tekrar izlerken fark ettim. Bizimkinin ortağı silahını çıkarmakta zorlanıyor. Yani iyi bir dedektif bunda nasıl zorlanır ki? Bence filmin sonu üstte belirttiğim gibi oldu.)

Görüldüğü gibi filmin çok güzel senaryosu var. Film bitiyor ve siz olayları çözmeye devam ediyorsunuz. Mesela aklıma bir tane daha geldi. Ana doktor dedektife, delilerin delirmesinde en büyük etkenin savaş olduğunu söylüyor, bizim kahramanımızda 2. Dünya Savaşı'na katılan birisi. Amaçlarına ulaşmak için bunu söylüyor bence.

Leonardo Di Caprio'nun oyunculupu çok iyiydi. Bence The Departed filmindeki oyunculuğuna göre daha iyiydi.

Gerçekten de üzerine düşünülmesi gereken iyi bir film.

Puanım: 9.3/10

​İlk hangisini izliyim sence ? :D
 
​İlk hangisini izliyim sence ? :D

OzaN önce Köstebek'i izle demişti. :D Bence de önce onu izle. Çünkü fazla kafa yormayan bir film. :D Sen altta yazdığımı okuma, spoiler var. :D

Bu arada her filmi Memento'ya benzetiyorsun diyeceksiniz ama Shutter Island'da gerçekten benzerlik var. Memento'da karısını öldüren adam suçluluk duyuyor ve kafasında yeni bir hikaye uyduruyor. Shutter Island'da aynısı oluyor. (Ama bu benzerlik için adamın gerçekten deli olması gerek.)