En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
@kvp bir şeyler buldum okuyabilirsin. :)

- tesla'nın makinesi çalışıyor mu?

tesla'nın makinesi çalışıyor efendim. hem de zehir gibi. makinenin, cutter'a ilk tanıtıldığı zaman, ölen şahıs angier'in ta kendisiydi. tıpkı, makinenin ilk denendiği zaman, ateş edilerek öldürülen angier gibi.
tıpkı, makine ackerman'a tanıtılırken, "prestij"de beliren angier gibi. tıpkı, bir kapının dibindeki boşluktan aşağı düşüp, dizini inciten angier gibi. demem odur ki; klonlanan angier de, tıpkı, aslı "özü" gibi "öz". yani, angier'in kopyası da gerçek, gerçeği de.
hem bunun mesajını, tesla bize şapkasını ayırt edemeyen angier'in, "hangisi benim şapkam?" sorusunu karşılık, "hepsi sizin şapkanız." cevabını vermesiyle, vermişti zaten.

- o halde, angier her şovda bir adedini öldürüyor mu?

aynen öyle. eşinin suda boğulmasının ardından, bunun nasıl bir his olduğunu anlamak için, kafasını lavaboya soktuğu anları hatırlayın. angier, her şovda bir adedini öldürerek, bir nevi aşkını kanıtlıyor ve eşinin çektiği sıkıntıyı kendisi de çekiyor.

- peki ya cutter'ın ölümle ilgili söylediği şeyler?

evet. onlar da etkili. angier, ölümün "eve dönmek gibi" olduğunu düşünerek, bir nebze de olsa, sıkıntılarından arınıyor.

- borden, angier'in eşine attığı düğümü bilmediğini söylediğinde, yalan mı söylüyordu?

borden, angier'in eşine attığı düğümün ne çeşit düğüm olduğunu bilmediğini söylediği an, doğru söylüyordu. zira, o düğümü kendisi değil, ikiz kardeşi atmıştı. "farklı düğümler denemeliyiz." lafını söyleyen de yine borden'in ikiz kardeşiydi ki, bu söylemini, o an gerçekleştirmiş oldu.

- borden'in makineden haberi var mıydı?

borden'in makineden haberi yoktu. böyle bir şey olduysa, "1 saniyede 50 metre! nasıl yapıyor bunu?" cümlesini neden kursun ki? üstelik, "bir yöntem o. benim numaram değil." cümlesini kurmasının sebebi de, yaptığı işte "dublör kullanması" idi. hatırlayın: aynı teklifi (dublör kullanması gerektiğini) cutter angier'e de götürmüş ve bir süre şovlarını aynı yolla yapmışlardı. o bir "yöntem"di, "sihir" değil.

- borden, angier'i neden tesla'ya gönderdi?

borden, tesla'nın gerçekten böyle bir makine yapacağına inanmıyor ve angier'i oyalamak istiyordu. tesla'nın "hayalperest" olduğunu düşünenlerden biriydi kısacası. bu yüzden, bu yolu seçti.

- borden, büyük şovda bodrum kata indiği ve angier'i cam kafeste boğulur iken gördüğü zaman, angier neden "prestij"de ortaya çıkmadı?

angier, insanlara nasıl bir yanıt vereceğini bilmediğinden (nikola tesla'nın da bir zamanlar kaçık olarak anıldığı fikrinden hareketle), öldüğünün kabul görmesini sağlamak amacıyla, "prestij"de ortaya çıkmadı ve zaten ezeli rakibi olan borden'in, böylelikle adam öldürmekten suçlanmasına sebep oldu.

Ama bu sefer de Angier, o gün Borden'in alt kata ineceğini nereden biliyordu ki? sorusu ortaya çıkıyor. (b)
 
@kvp bir şeyler buldum okuyabilirsin. :)

- tesla'nın makinesi çalışıyor mu?

tesla'nın makinesi çalışıyor efendim. hem de zehir gibi. makinenin, cutter'a ilk tanıtıldığı zaman, ölen şahıs angier'in ta kendisiydi. tıpkı, makinenin ilk denendiği zaman, ateş edilerek öldürülen angier gibi.
tıpkı, makine ackerman'a tanıtılırken, "prestij"de beliren angier gibi. tıpkı, bir kapının dibindeki boşluktan aşağı düşüp, dizini inciten angier gibi. demem odur ki; klonlanan angier de, tıpkı, aslı "özü" gibi "öz". yani, angier'in kopyası da gerçek, gerçeği de.
hem bunun mesajını, tesla bize şapkasını ayırt edemeyen angier'in, "hangisi benim şapkam?" sorusunu karşılık, "hepsi sizin şapkanız." cevabını vermesiyle, vermişti zaten.

- o halde, angier her şovda bir adedini öldürüyor mu?

aynen öyle. eşinin suda boğulmasının ardından, bunun nasıl bir his olduğunu anlamak için, kafasını lavaboya soktuğu anları hatırlayın. angier, her şovda bir adedini öldürerek, bir nevi aşkını kanıtlıyor ve eşinin çektiği sıkıntıyı kendisi de çekiyor.

- peki ya cutter'ın ölümle ilgili söylediği şeyler?

evet. onlar da etkili. angier, ölümün "eve dönmek gibi" olduğunu düşünerek, bir nebze de olsa, sıkıntılarından arınıyor.

- borden, angier'in eşine attığı düğümü bilmediğini söylediğinde, yalan mı söylüyordu?

borden, angier'in eşine attığı düğümün ne çeşit düğüm olduğunu bilmediğini söylediği an, doğru söylüyordu. zira, o düğümü kendisi değil, ikiz kardeşi atmıştı. "farklı düğümler denemeliyiz." lafını söyleyen de yine borden'in ikiz kardeşiydi ki, bu söylemini, o an gerçekleştirmiş oldu.

- borden'in makineden haberi var mıydı?

borden'in makineden haberi yoktu. böyle bir şey olduysa, "1 saniyede 50 metre! nasıl yapıyor bunu?" cümlesini neden kursun ki? üstelik, "bir yöntem o. benim numaram değil." cümlesini kurmasının sebebi de, yaptığı işte "dublör kullanması" idi. hatırlayın: aynı teklifi (dublör kullanması gerektiğini) cutter angier'e de götürmüş ve bir süre şovlarını aynı yolla yapmışlardı. o bir "yöntem"di, "sihir" değil.

- borden, angier'i neden tesla'ya gönderdi?

borden, tesla'nın gerçekten böyle bir makine yapacağına inanmıyor ve angier'i oyalamak istiyordu. tesla'nın "hayalperest" olduğunu düşünenlerden biriydi kısacası. bu yüzden, bu yolu seçti.

- borden, büyük şovda bodrum kata indiği ve angier'i cam kafeste boğulur iken gördüğü zaman, angier neden "prestij"de ortaya çıkmadı?

angier, insanlara nasıl bir yanıt vereceğini bilmediğinden (nikola tesla'nın da bir zamanlar kaçık olarak anıldığı fikrinden hareketle), öldüğünün kabul görmesini sağlamak amacıyla, "prestij"de ortaya çıkmadı ve zaten ezeli rakibi olan borden'in, böylelikle adam öldürmekten suçlanmasına sebep oldu.

Ama bu sefer de Angier, o gün Borden'in alt kata ineceğini nereden biliyordu ki? sorusu ortaya çıkıyor. (b)
Çok karışık gerçekten ama soruların çoğu cevaplanmış oldu sanırım o halde. bu yoruma göre ikizi varmış (b)
 
kvp post: 1395101' Alıntı:
Çok karışık gerçekten ama soruların çoğu cevaplanmış oldu sanırım o halde. bu yoruma göre ikizi varmış (b)

Sonuçta bu yorum da bizim gibi bir izleyicinin yorumu. Doğru da olabilir yanlış da.

Bir de mesela ikiziyle ya da klonuyla rolleri değiştiklerini söylemişti. Yani eğer kardeşlerse birbirlerinin yengeleriyle yatıyorlardı? Hırsı doğrultusunda bunu yapmış mıdır acaba? Bence yapmaz gibi. (b)

Bilmiyorum en yakın zamanda tekrar izlemek istiyorum filmi. Ya çok çok iyi bir film ya da hatalarla dolu bir film? :D
 
berkann post: 1395113' Alıntı:
Sonuçta bu yorum da bizim gibi bir izleyicinin yorumu. Doğru da olabilir yanlış da.

Bir de mesela ikiziyle ya da klonuyla rolleri değiştiklerini söylemişti. Yani eğer kardeşlerse birbirlerinin yengeleriyle yatıyorlardı? Hırsı doğrultusunda bunu yapmış mıdır acaba? Bence yapmaz gibi. (b)

Bilmiyorum en yakın zamanda tekrar izlemek istiyorum filmi. Ya çok çok iyi bir film ya da hatalarla dolu bir film? :D
Filmi anlamak için tekrar izlemek gerekiyor
 
The Departed (2006)

İzlemek istediğim filmlerin başında geliyordu aslındabugüne kısmetmiş. :D Martin Scorsese çok iyi bir işe daha imza atmış.

Film oyunculuksenaryo ve kurgu yönünden çok iyiydi.Bu tür filmleri çok seven biri olarak zevkle izledim.Çok akıcı bir filmdi izlerken sıkılmadım.Leonardo Di Caprio ve Matt Damon rollerinin hakkını fazlasıyla vermişler.Gerçekten müthiş bir oyunculuk sergilemişler.

Yine tavsiye edebileceğim güzel bir filmdi. :)

Puanım: 9/10
 
Demir Adam 1

Çoğu zaman ertelediğim filmi nihayet bugün izledim.Başları sıkıcıydı ama filmin geri kalanında aksiyon ve heyecan ön plandaydı.Filmi çok beğendim.Filmde oyunculuklar gerçekten harikaydı.Bu filmi zevkle izledim açıkçası.
 
The Machinist

Filmin şizofreni filmi olduğunu bilmiyordum. Zaten filmi izlerken fark ettim bunu. İlk kez bu kadar erken fark ettim izlediğim filmler arasında. Yine, bir şizofreni filmini suçluluk duygusundan kaçışa bağlamışlar. O yüzden hikaye pek özgün gelmedi bana. Ama film yine de kendini izlettirdi.

Filmdeki küçük ayrıntılar çok iyiydi. Mesela iki kadının da aynı diyalogları kurması, çocuğu ölen kadının koşması...

Christian Bale'in yaptığı gerçekten de büyük bir fedakarlık. Zayıflamış, ama aynı zamanda da çok iyi bir oyunculuk sergilemiş. Alkışı hak ediyor.

Filmin verdiği mesaj iyiydi. "Vicdanından kaçamazsın."

Puanım: 7.9/10
 
Schindler List's (1993)

Steven Speilberg adına yakışan muhteşem bir işe imza atmış.Bu adamın özellikle tarihi filmlerine bayılıyorum. :) 2.Dünya savaşı soykırımını bu kadar açık ve gerçekçi anlatabilen başka film görmedim şuana kadar.

Steven Speilberg kalitesini her filminde gösteriyor bu filmde onlardan biri oldu.Liam Neeson harika bir iş çıkarmış ve aldığı oscar adaylığını da sonuna kadar haketmiş.Muhteşem bir performans sergilemiş.Burda Ralph Fiennes'ede ayrı bir parantez açmak gerek oda muhteşem bir iş çıkarmış.İzlerken Ona da hayran kaldım.

Filmin senaryosu,kurgusu ve oyunculuklar çok başarılı.Dönemini çok iyi yansıtmış.Uzun süresine rağmen sıkmayan bir film.Aldığı 7 Oscarı'da sonuna kadar haketmiş.Herkese önerebileceğim bir film; :)

Puanım: 9.9/10


 
Geleceğe Dönüş Part III (1990)

Serinin son filminide izledim, bence 2.filme göre daha iyiydi konu olarak, sıkmadan izlettirdi kendini. 1885'de ki sahneler hoşuma gitti en iyi yerleri orasıydı zaten. İlk filmi izlerken önyargıyla başlamıştım ama seriyi severek bitirdim. Bence film izlemeye meraklı olan herkesin izlemesi gereken bir başyapıt olmuş.

9/10
 
The Fighter (2010)

Uzun zamandır izlemek isteyip de izleyemediğim bir filmdi, nihayet izleyebildim. Pek çok boks filmi gibi bu da gerçek hikaye baz alınarak yapılmış. Boks filmlerini severim ve bunu da hafif durgun yapısına karşın sevdim.

Oyuncular oldukça iyiydi. Christian Bale'i ilk dakikalarda Joaquin Phoenix sandım. :D Christian Bale'i daha önce izlediğim filmlerde öyle çok çok iyi bir performans sergilerken görmemiştim ama bu filmdeki performansı gerçekten çok iyiydi Oscar'ı haketmiş.

Melissa Leo'nun Oscar aldığını filmden önce bilmiyordum bence ortalama bir performanstı, aldığı Oscar şaşırtıcı. Ondan ziyade aynı yıl aynı kategoride aday olan Amy Adams'ın kazanması daha doğru olurdu, gayet iyi bir performans göstermiş. :)

David O. Russell'in izlediğim ikinci filmi oldu. Zaten iyi oyuncularla çalışıyor ama onlardan oldukça iyi verim almayı biliyor. Takip etmeye devam edeceğim kendisini. :)

Puanım: 8/10