Bazı filmler vardır senaryosundan ziyade görselliği işler duygularını, vermek istediği mesajları. İşte bu film, o filmlerden birisi. Yönetmen üç hikaye işler film boyunca ve bu filmler boyunca adeta tablo çizer gibi görüntüler çizerek duyguları geçirmeye çalışır. Her bir sahneyi tablo niyetine duvara asabilirsin, öyle kalitede görüntüleriyle dikkat çekiyor film.
Filmin müziklerinin sakinleştirici bir etkisi vardı. Doğaya git, kulağına kulaklık tak, gözlerini kapat ve derin bir nefes alıp müziklerini dinle, öyle müzikleri vardı. Yönetmen Takeshi Kitano, genel olarak görsellik üzerine kurulu bir dram ve romantik türünde bir film çıkarmış ortaya ve bu özelliğiyle de birçok bu türdeki filmlerden sıyrılıyor.
Film boyunca üç hikaye öne çıkıyor; birinci hikayede evlenmenin eşiğinde olan bir çiftin erkek yüzünden intihar etmesi, sonrasında da buna pişmanlık duyan bir erkeğin onu taşımasını anlatıyor. İkinci hikayede bir erkeğin yıllar önce bir kadını terk etmesi ama kadının onu beklemesi anlatılıyor, sadakati anlatılıyor. Üçüncü hikayede bir pop yıldızına aşık olan bir hayranı anlatılıyor. Kısacası aşkın pişmanlık, sadakat ve bağlılık temalarının işlendiğini de söyleyebiliriz.
Film genel olarak ilk hikaye üzerine kurulu ve "bebekler" mevzusu da orada yatılı. Özellikle de o son sahnedeki vurgu ve ilk hikaye ile bağlantısı iyiydi. İkinci hikayedeki o sadakat duygusunun aktarımı çok iyiydi. Yıllar geçse de o unutmama, inatla bekleme durumu çok iyiydi. Üçüncü hikaye biraz da filmin akışını bozmak gibi oluyordu filmde ama birinci ve ikinci hikaye çok iyiydi.
Film genel olarak ilk hikaye üzerine kurulu ve "bebekler" mevzusu da orada yatılı. Özellikle de o son sahnedeki vurgu ve ilk hikaye ile bağlantısı iyiydi. İkinci hikayedeki o sadakat duygusunun aktarımı çok iyiydi. Yıllar geçse de o unutmama, inatla bekleme durumu çok iyiydi. Üçüncü hikaye biraz da filmin akışını bozmak gibi oluyordu filmde ama birinci ve ikinci hikaye çok iyiydi.
8/10