En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Tom Cruise'un dünyaca ünlenmesini sağlayan film. Bence iyi bir filmdi. Klişeler falan bolca vardı ama eğlenceli ve gaz bir filmdi. Gaz veren filmlere karşı her zaman zaafım olmuştur. Konusu farklı olsa da bu özellik bakımından Rocky'e benzettim filmi.

Çekim olarak eski olmasına rağmen başarılıydı. Yani sahneleri izlerken yadırgamıyorsunuz. Gerçi film onun dışında buram buram 80'ler havası taşıyor ama o da artı bir özelliği. Müzikleri mükemmeldi.

Oyunculuklar Tom Cruise ve Val Kilmer dışında kötüydü. Zaten ikisi filmi alıp götürmüş.

Bence 80'lerin en iyi filmlerinden biri. Özellikle aksiyon filmleri arasında.

8/10


Biraz ağır olsa da güzel bir bilim-kurguydu. Dışarıdan bakınca aksiyon ağırlıklı bir film bekliyorsunuz ama durgun sahneleri fazlaydı. Senaryoda da ufak tefek açıklar olsa da kaliteli ve farklı bir senaryosu var.

İlk 40 dakika sakin bir havada geçiyordu ve ikili diyaloglar filme hakimdi. Bence konuya biraz geç girdiler. Ama filmin ortalarına doğru iyi bir şaşırtma yaptılar.

="Aslında Titan diye bir yerin olmaması uzay gemisindeki astronotların bir makine tarafından kandırılması iyi düşünülmüş. Ama keşke makine hakkında daha fazla bilgi sahibi olsaydık."]

Tom Cruise yine her zamanki gibi filmi tek başına sırtlıyor. Morgan Freeman da çok gözükmese de filme kalite katmış.

Türünün en iyilerinden değil ama bilim-kurgu sevenlerin bu filmden memnun kalacağını düşünüyorum.

7.5/10


İzlediğim en iyi 2. Dünya Savaşı filmlerinden oldu. Pek sevmediğim bir tür olsa da hem akıcı, hem belgesel tarzında, propaganda olmayan, Yahudi dramı yapmayan bir film.

Aslında bu tarz filmlerde İngilizce dile karşıyım ama filmin zaten Almanca başlaması ve sonradan ince bir şekilde İngilizce'ye geçmesiyle çok iyi bir hamle yapmışlar.

Film konu açısından izlediğimiz diğer 2. Dünya Savaşı filmlerine benzemiyor. Film Hitler'in vahşi tutumundan rahatsız olan ve bu ayıba ortak istemeyen Nazi subaylarının darbe girişimini anlatıyor. Film boyunca başarısız olacaklarını bilseniz bile insan yine de heyecanlanıyor. Filmin en büyük artısı da bu.

Kostümler ve mekanlar başarılı olmuş. Oyunculuklar yine çok iyiydi ama Hitler'i başarısız buldum. Pek baskın gelmedi bana. Ama Tom Cruise'un oyunculuğu çok iyiydi. Özellikle filmin son kısımlarında karakterin çaresizliği gözlerinden okunuyordu.

Der Untergang'ı beğenenlerin bu filmi kesinlikle beğeneceğini düşünüyorum. İzlediğim en iyi 2. Dünya Savaşı filmlerindendi.

8.5/10
 
GÜVERCİN UÇUVERDİ


Atalay Demirci'nin ilk sinema filmi...


Filmde çalan şarkılar özellikle süperdi. Barış Manço şarkıları da dahil şarkıları çok beğendim, eskilere götürdü resmen.

Gökçe Özyol sürpriz yaptı, bu filmde olması sevindirdi.
Kendisini severim, yine öyle güzel bir rolde olmuş kendisi. Atalay Demirci'nin ilk oyunculuk deneyimine rağmen hiç eksiği yoktu bence, döktürdü adam.


Genel olarak oyunculukları beğendim, filmin konusu fena değildi.

Filmin sonunun mutlu bitmesi iyi oldu, aslında baştan beklenen bir şeydi.
Sema ile Yüksel'i balayına uykucu herif götürdü, uykucu herifte çok iyiydi.
Ben uçururum diye diye.

Puan: 7/10
 
The Seventh Seal

Bergman'ın izlediğim 2. filmi. İlk film Wild Strawberries bu filme göre daha anlaşılabilir bir filmdi.

Bergman bu filmde hayatı sorguluyor. Filmde zaten sürekli sorular var. Ölümden sonra ne olacak?, Tanrı var mı? gibi soruları şövalye durmadan soruyor. İnanmak istiyor ama inanamıyor. Kesin bir cevap arıyor. Ölümle satranç oynama da sanırım hayatta kalma içgüdüsüydü.

Ben baya sıkıldım izlerken. İyi diyaloglar olsa da pek beğenmedim.

6/10

Pirates of The Caribbean: The Curse Of The Black Pearl

Bu tarz filmlerden hiç hoşlanmıyorum aslında. Top 250'de olduğundan mecbur izledim.

Müzikleri güzeldi tabii ki. Hans Zimmer'ın efsane müziğini film başlamadan önce biliyordum.
Johnny Depp çok iyiydi. Keira Knightley de iyiydi ama Orlando Bloom'u hiç beğenmedim. Ha bir de Geoffrey Rush müthiş performans göstermiş.

Film 10 yıldan önce çekilmesine rağmen sahneler çok başarılı. Tarzını beğenmesem de eğlenceli bir filmdi.

7/10

Yip Man

Uzak Doğu filmlerinden bugüne kadar sadece Salineu Cheok ve Oldboy'u beğendim. Bu film de ilk yarısıyla çok kalitesiz bir film gibi gelmişti ama savaş dönemlerine girince film hoşuma gitti. Aslında dövüş sahnelerinden de nefret ederim ama bu filmde hoşuma gitti. Bu film zaten biyografi filmi. Gerçek olaylardan alınmış.

Her ne kadar 10 tane kişiyi aynı anda haşat ettiği sahneler olsa da yine de zevkli filmdi. Oyunculukları da beğendim.

7.5/10
 
Hep siz mi toplu yorum seansı yapacaksınız bir kere de ben yapayım.
Aslında tek mesajda çok yorum yapınca sayfa uzayıp kasıldığından istemiyorum ama bu sefer mecbur kaldım filmler birikti. Daha blogda yazılmayı bekleyen birkaç film de var. Otobüste film izleme olayı bana ilaç gibi geldi. Artık haftada en az 2-3 film izlemem garanti.



Gayet eğlenceli bir ajan filmiydi. Melissa McCarthy filmlerini hiç izlememiştim bugüne kadar (St. Vincent'i saymıyorum orada rolü azdı) Bunu da izlememeyi düşünüyordum ama son anda izlemeye karar verdim, iyi ki de izlemişim. Gayet eğlenceliydi. Forumda daha izleyecek olursa konusunu da açtırabiliriz aslında.
Jason Statham'ı da sevdim ayrıca bu filmde @cevaa


Tam yorum: http://izleryazar.com/spy-2015/

7/10


Yıllardır izlemek istediğim ama sürekli ertelediğim bir filmdi nihayet izledim ikincisi gündemdeyken.


Filmi asıl izlemek isteme sebebim Anna Kendrick'in sesinden dinlediğimiz "Cups" şarkısıydı. Kısacık süreli o şarkıyı yıllardır dinleme listemde tutuyorum ve bayılıyorum. Onun için filmi de seveceğimi düşünüyordum ama o şarkıyla ilgili kısımlar çok azmış.

Genel olarak iyi sayılabilecek bir filmdi ama pek çok olmamışlık da vardı. Şarkılar çoğunlukla çok güzeldi, bazı performanslara bayıldım. Beğenmediğim noktalar yer yer konu tıkandı gibi, çok sıkıcılaştığı oldu. Sonu çok da tatmin edici değildi ve kusma sahnesine gülmemizi beklediler. Çok uzattılar o kısmı ve belki de direkt puan kırma sebebim oldu o kısım.


Yani özetle iyi ama daha iyi olabilecek bir filmdi. 6.5 versem mi vermesem mi kararsızlığına düştüm ama biraz cimri davranacağım.


6/10


Biraz önce bitirdim, normalde yapmazdım ama bu seferlik böyle olsun taze taze yorumlayayım.


Emma Stone nedeniyle izlemek isteyip bir türlü izleyemediğim bir filmdi. Filmi nedense ben öğretmeniyle ilişki kurup A almak isteyen bir öğrenci filmidir gibisinden düşünmüştüm isminden dolayı ama alakası yokmuş.


Açıkçası konu ve senaryo zayıftı ama Emma Stone her zamanki gibi harikaydı. Filmi tek başına kurtarır gibi oldu onun performansı ama yine de bir yere kadar tabii. Keşke daha iyi bir senaryosu olsaymış.


5.5/10


Kubrick her ne kadar çok sevdiğim filmleri olsa da nefret ettiğim filmleri de olan bir yönetmen. Bu nedenle üç saatlik Kubrick filmi korkutucu geliyordu. (bkz: 2001) O nedenle de baya erteledim izlemeyi ama artık izleme vakti gelmişti.


Beklediğimden çok daha iyi bir film çıktı. Aslında Kubrick beni şaşırttı çünkü kendi tarzı dışında ve "normal" diyebileceğimiz bir filmdi. Galiba The Shining ve A Clockwork Orange'dan sonraki en sevdiğim Kubrick filmi oldu ama Full Metal Jacket ile yarışırlar ve henüz izlemediğim filmleri de var tabii.

Yer yer çok sıkıcılaştı özellikle orta bölümlerde ama sonlara doğru benim için tatmin edici olmayı başardı. Sıradışı, ilginç bir şahsiyetin yaşamını anlatmış Kubrick amca. (Gerçi roman uyarlaması) Özellikle baba-oğul kısımları beni çok duygulandırdı.


Ölünce cennete gideceğim değil mi baba?
Siz de annemle barışın ve cennette buluşalım.

8/10
 
TAMAM MIYIZ?


Çağan Irmak'ın her filmi güzel olmak zorunda mı?

Filmi çok beğendim, sıkılmadan izledim. Evet bazı durgun ve gereksiz sahneler vardı, onları zaman dolsun diye eklemişler sanırsam.

Filmde Temmuz karakterini canlandıran Deniz Celiloğlu beni baya şaşırttı. Çağan Irmak'ın bu oyuncuyu başrole koyması da şaşırttı ama bir bildiği varmış demek ki. Oyunculuğu çok iyiydi.


Aslı Enver'de filmde varmış. Ama bence gereksiz bir rolde, yani sırf Aslı Enver de var denmesi için var gibi. Filme renk kattı, çok sevdiğim bir isim ama olmasa da olurmuş yani.

Oyunculukların hepsini beğendim, hiç birine laf yok. Temmuz'un köpeği de iyiydi tabi.


Film engelli olan İhsan'ın, hayatına Temmuz'un da girmesiyle değişmesini alıyor. Tabi İhsan'ın ölmek istemesi filme renk kattı, özellikle son sahneye. Temmuz ile sonunda Titanik yaptılar ve hayalini gerçekleştirdi.
Gerçekten sonunu buraya taşıyacağını hiç düşünmezdim Çağan Irmak'ın.

Filmin şarkıları pek iyi değildi malesef.

Neyse kısaca filmi beğendim, oyunculuklar çok iyiydi. Senaryo klişe gibi dursa da çok güzel yansıtılmıştı, klişe değildi yani.

Puan: 8.5/10
 
@OzaN Spy'ı ben de izledim ama konusunu bekliyordum. Konusunu bekleyip yorum yazmadığım bir kaç 2015 filmi daha var.
 
Dalgaları Aşmak


•••Her Lars Von Trier filminde olduğu gibi bunda da yine buram buram kalitenin aktığı manyakça bir aşk dram inanç filmi.

Emily Watson bu rolle kazandığı Oscarı kesinlikle hak etmiş. Mükemmel bir oyunculuk.

Klasik Trier tekniği olarak yine bölümlere ayrılmış ve her bölüm sonunda filmle alakalı bir şarkının olması da filmin kalitesini ve müzik anlamında güzelliğini arttırmış.

Körü körüne bir inanç ve aşkın insanı nerelere götürebileceğini çok hoş bir şekilde anlatmışlar.

Kadının ölüp Jan ın yaşamasını hem de iyileşmesini hiç beklemiyordum, kaderin cilvesi işte...

Sonu alışılmışın çok dışında, çok orjinal ve harikaydı bence•


Onu cehenneme gönderen bir grup kendini beğenmiş cemaata karşın, gökten gelen ilahi bir cenaze töreni.

8.5/10
 
LANET 2

Uzun zaman sonra sinemada korku filmi izledim.


Açıkçası film gayet iyiydi. Korku filmlerine göre çok başarılı buldum filmi. Senaryo bakımından ve görüntü, oyunculuk bakımından her şey çok iyiydi.

Film korkudan daha çok gerilimliydi. Çok gerildik arkadaşlarla. Filmin o gerilim müzikleri süperdi tabi.

O evin altındaki çocukların ikizlerden birisini sürekli aşağıya çağırıp o filmleri izlettiği sahne falan süperdi, çok kötü sahnelerdi gerçekten. Özellikle o fareleri kızdırdığı sahne iğrençti.

Oyunculuklar çok iyiydi filmde. Dedektifi canlandıran adam iyiydi, çok değişik bir tip gerçekten.


Filmde ikizlerden birisinin sonunda ailesini yakmak istemesi falan çok kötüydü. Babasını cayır cayır yaktı zaten, tam kardeşine sıra geliyordu Dedektif yetişti. O sahne baya gerici.

Genel olarak başarılı bir korku filmi olarak buldum. İkizler birbirine çok benziyordu bu arada.

Puan: 8.00

YA SONRA


Bu film çıkalı yıllar oldu, yeni izliyorum maşallah bana.


Deniz Çakır'ın oyunculuğuna bayıldım. Özlemişim kendisini izlemeyi, o duygulu sahnelerdeki yüzünü görmeyi falan. Daha fazla sinemaya yönelmeli bence. Tek kelimeyle çok iyiydi kendisi.

Özcan Deniz her zamanki gibiydi.
Adam her filminde aynı, aynı iyi şekilde yani. Hiç mi değişmez birisi.
Oyunculuğunu zaten severim, filmlerini de aynı şekilde.


Naz Elmas ve Barış Falay sürprizi varmış filmde. Özellikle Naz Elmas ne kadar güzelmiş burada.
Barış Falay'a bu rolü pek yakıştıramadım ama oyunculuğu iyiydi tabi.

Adem'in arkadaşlarını canlandıran iki kişi çok iyiydi, özellikle o tombul olanın Naz Elmas ile ilişkisi güldürdü.


Filmde sürprizi bana Duygu Çetinkaya yaptı.
Bu filmde oynadığını biliyordum ama açarken hiç aklıma gelmedi, o sarı saçlarıyla ne kadar da güzel çıkmış öyle.


Filmde bazı noktalarda sıkıldım. Öyle pek güzel senaryosu da yoktu ama izlettirdi kendisini. Bu arada filmde çalan müziklere bayıldım. Adem'in Didem'e yaptığı şarkı ayrı müthiş olmuş.

Puan: 7.5
 

Bugün sinemada izledim sanırım yeni vizyona girmiş, başlarda yine bu arkadaşlarım ne seçmiş diyerek uyku moduna geçtim fakat daha sonra ilgimi çekmeye başladı. Filmin konusu çok ilginç atari oyunları canlanıyor ve Dünya'yı yok etmek için geliyor, filmi izlerken çocukken oynadığım tüm oyunları hatrladım güzel bir nostalji oldu.

Kadroda da iyi isimler vardı mesela GoT'taki adam ve başaroller... Yer yer gülümsetti, Amerika dışında İngiltere, Hindistan'da da sahneler vardı. Güzel zaman geçirmelik bir filmdi kısacası.
 
Seni seviyorum adamım gayet başarılı bir film
 
Temple Grandin

Öncelikle yorumuma başrol oyuncusuyla başlamak istiyorum, Claire gerçekten saf güzelliğin yanında o muazzam oyunculuk,sözlerle anlatılmaz bir oyunculuk.. şuana kadar yüzlerce film izlemişimdir abartısız gördüğüm en iyi oyunculuktu.

Film gelirsek kendisine acıma duygusu veya otizmi tanıtma, küçümseme tarzında bir olayda değildi, bize birşeye nasıl bağlanabileceğimizi nasıl çözüm bulacağımızı nasıl haz duyup sonuna kadar gideceğimizi bir şevkle anlama derdindeydi. Temple'nin hayatını okumak gerekecek anlaşılan, böyle bir muazzam hayatı başarabilecek başka biri daha yoktur diye düşünüyorum. Gerçek hikayeyi filme bu kadar güzel yansıtabildilerse bayanın hayatını düşenemiyorum bile.

Filmin odaklandığı noktalar, bize göstermeye çalıştığı mantık şeyleri ve sanki 10 dakika sürmüş gibi geçen bir film. Abartmıyorum bir bu kadar süresi daha olsa izlerdim.

Daha önce hiçbir filme bu puanı vermedim, belki yarın öbür gün başrolü hatırlayamacağım ama bu gaza gelip yüksek puanladığım filmlerden değil dibine kadar puanını hakeden bir film oldu. Tam puan !

10/10