En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Tam bir gençlik filmi. Aynı zamanda da eğlenceli. Belaltı vuruşlar biraz fazla olmuş ama bu tarz filmler için normâl olsa gerek.

Her şey sıradan başladı ama Amerika'dan Almanya'ya olan yolculuk başladığında her şey değişti. Hareketlilik başladı. Çok fazla abartılı sahnede vardı ama abartılık renk katıyordu filme.

Filmden sonra iyi yere gelen isimler de var. Mesela yan rollerde yer alan Matt Damon şimdi başarılı işleriyle dikkat çekiyor.

7.5/10
 

İçinde hem komedi, hem dram, hem de romantiklik bulunan, hepsinden ayrı ayrı geçip giden bir film. Bu da filmi farklı kılıyor. Abartılma yok, iyi bir anlatım var. Alexander Payne iyi iş çıkartmış yani.

Evlilik öncesi gezmeler tozmalardan renkli bir uyum çıkmasını çok iyi buldum. Abartmadan, olayın dozunu iyi ayarlayıp, iyi bir anlatıma sahip olduğu gösterildi. Bazı yerlerde gülme krizine, bazı yerlerde mutsuzluğa, yalnızlığa, ayrılığın zorluğunu gözler önüne serildi.

Paul Giamatti çok iyi rol yaptı, aynı zamanda Thomas Haden Church da öyle. Bir de Virginia Madsen'i de eklemek lazım. Çok iyi izlettiler. Bazı yerlerde duraksamalar oldu, oralarda biraz sıktı. Genel olarak iyiydi. Müzik konusunda da başarılıydı.

9/10
 

https://fav10.net/forum/threads/carlitos-way-carlitonun-yolu-1993-film-bilgileri-yorumları.224581/


Bu film etkinlik filmleri arasında gözüküyor ama film konularında bulamadım.
@berkann

Miyazaki'nin daha önce Spirited Away filmini izlemiştim ve izlediğim en kötü filmler arasındaydı.Filme kötü demek istemem ama belki de felsefesini anlayamadım.

Neyse bu filme gelelim.Bu film ona göre çok daha güzeldi.Süresi de kısaydı ilk kısmı sıkmasına rağmen ikinci kısım gayet heyecanlı ve akıcıydı.Film ama kitle olarak 5-10 yaş kategorisini alıyordu bence.Ama gayet eğlenceliydi bence.

Totoro,onun bindiği otobüs falan çok yaratıcıydı.

Beğendiğim sahneler:

Meşe palamutlarının filizlenmesi,Totoro ve kızların otobüs beklediği sahnede Totoro'nun zıplayıp yağmuru durdurması ve ardından kedi şeklindeki otobüsün gelmesi.

Film fena değildi.Ön yargıyla izleme dezavantajını da kırarak hoşuma gitti.

Puan:7.5'tan 8/10
 
Son düzenleme:
Bildirim gelmemiş yine.


Konusu olmayan filmlerden izleme. Her haf hafta 2 -bazı haftalar 3- filmin konusunu açıyorum. Neyseki Allah'tan izlediğin film bu haftanın filmiymiş.
Zaten izlememen gereken 4 film kalmış.


- Disconnect
- Mr. Nobody
- Gangs of New York
- 3: 10 to Yuma
 
Ejder Kapani

Ikinci kez izledim bu aksam. Sanki ilk kez izliyor musum gibi heyecanli bir sekilde hissettim. Cok basarili bir Türk filmi. Ugur Yücel ve Kenan Imirzalioglu cok iyi oynamislar.

Her türlü tavsiye ederim.
 

Biyografik bir eser olduğunu düşünüyordum ama değil. Gerçi son sahnesi, biyografik bir eser izlenimi vermiyordu.

Dünyada bu kadar zeki bir insan, sanırım şansını değelendirmeyi tercih ederdi ama burada aksi bir durum vardı. Hani "aşk mı, para mı" diye sorarlar, bu soru içerisinde geçiyor film. Bir süre sonra daha bir anlam kazanıyor, duygusallaşıyor.

Matt Damon gençlik haliyle Leonardo DiCaprio'ya benziyordu, yani en azından ben benzettim. Çok başarılı performans sergiliyordu. İşin içine bir de Robin Williams girince, asıl o zaman başladı film. Ben Affleck olsun, Stellan Skarsgård olsun ve Minnie Driver olsun, renk kattı filme.

Bazı yerlerde sıkıcı oldu ama genel olarak iyiydi. Hatta son sahnelere doğru giderek daha da iyi olmaya başladı.

9/10
 
Peki sağol
 
Son düzenleme:
Ejder Kapani

Ikinci kez izledim bu aksam. Sanki ilk kez izliyor musum gibi heyecanli bir sekilde hissettim. Cok basarili bir Türk filmi. Ugur Yücel ve Kenan Imirzalioglu cok iyi oynamislar.

Her türlü tavsiye ederim.
kenan var onda
 

Bu filmle birlikte Top 250'deki ilk 52 filmin 51'i bitti.
Seven Samurai beni biraz düşündürüyor açıkçası.Hem Japon filmi olması hem de çok uzun olması sebebiyle.

Bu filme gelelim.Son 1 saate kadar çok ağır gitti film.Ama belli bir zaman sonra o durgunluk sizi içine çekiyor zaten.Sergio Leone en büyük üstadlardan biri.Büyük efsane.. Henry Fonda babacan tipli,sevecen suratlı olmasına rağmen kötü adam rolünü çok iyi oynamış.2 saat 45 dakikalık filmde az diyalog olmasına rağmen hepsi özene bezene yazılmış zekice diyaloglardı.


En beğendiğim diyaloglar:
-Hem kemer hem pantolon askısı giyen birine nasıl güvenirsin? Herif kendi pantolununa güvenmiyor.


-Onları korkutmanı istemiştim öldürmeni değil!
-İnsanlar ölürken çok korkuyor.

Charles Bronson'da harika oynamış.Karakterler inanılmaz karizma.Cheyenne karakteri de filme renk katmıştı.Claudia Cardinale de baya güzel kadınmış.


En beğendiğim sahneler:

Baştaki düello sahnesi iyiydi.Sondaki flashbackli düello sahnesi inanılmaz heyecanlıydı.Cheyenne'nin trende gizlice saklandığı sahne iyiydi.

Ennio Morricone harika müzikler yapmış.Zaman zaman filmin önüne bile geçti.


İlk 1 saat çok sıktığı yerler olsa da film efsane.The Good the Bad and the Ugly filminden sonra bu western akla gelir.

Puan:9/10
 

10 saat önce filmden çekindiğimi belirtmiştim.Ama birden izleyesim geldi. @gundix123'ün eski yorumlarına da baktım gazı aldım.
Top 250'de de ilk 52 film bitti böylece.

Ben önce filmle ilgili Kikichuyo'dan bahsetmek isterim.Gördüğüm en manyak karakter.
Çoğu yerde güldürdü.Hareketleri falan komedi zaten.
Toshiro Mifune müthiş canlandırmış.Zaten bir baktım da adam Kurasowa'nın her filminde var.

Bir de lider samuray iyiydi.Onun dışındaki oyuncular da iyiydi.

Filme gelirsek savaşa hazırlanma kısmını uzun tutmuşlardı.Çok sıkıldığım yerler oldu.Ama esprili yerler vardı.

Müzikleri beğendim.

Savaş sahneleri kötüydü.Yani yılına göre de kötüydü,gerçeklikten uzak ve yavandı.

Puan:7.5/10
 
Son düzenleme:

Bu sabaha karşı ailemle çerezlik bir film izleyelim dedik.Arada sırada böyle filmlere de ihtiyaç var.
Ama film beklentimi baya bir aştı.

Klişe aksiyon filmlerinden çok uzak bence.Gayet güzel kurgulanmış heyecanlı ve merak uyandıran bir senaryo vardı.

Filmin hiçbir anı sıkılmadım.Schwarzenegger ve Stallone sevdiğim oyuncular.İyi ikili olmuşlardı burada da.Schwarzenegger'in Alman aksanlı İngilizcesine de hastayım zaten.


Ayrıca esprili diyaloglar da bolca vardı hoşuma gitti.

Sonunda adamı arabayla gemiye yüklemeleri süperdi.

Kısacası herkesin beğeneceği çok güzel bir film olmuş.

Puan:8.5/10
 

Film hakkında pek bir şey yazamayacağım.Çünkü hiçbir şey anlamadım.Kafam allak bullak oldu.

Jake Gylenhall iyi oynamış.

İnternete baktım tanjant evreni,paralel evren falan diyor.Bence bu filmi yapamamışlar millet de farklı farklı anlamlar yükledi ve ortaya overrated bir film çıktı.Çok anlamsız saçma filmdi bence.


Puan:4/10
 

Aslında konu olarak çok başarılıydı ama işleyiş olarak yeterli değildi gibi hissettim. Yine de iyiydi tabi.

Zamanda yolculuk olayını bu kadar farklı bir boyuta çevirmek başarıdır. Gerçi konu daha iyi işlenebilidi. Yine de akıl oyunlarıyla dolu, anlamanın zor olduğu sahneler de vardı.

Joseph Gordon-Levitt'in filmde, diğer filmlerin aksine sert bir yüzü vardı. Bruce Willis'i sonradan gözüktü ama gözüktüğü andan itibaren hareketlilik başladı. Emily Blunt da çok iyiydi, güzelliğiyle de renk kattı.

Ara ara sıkıcı olduğu oldu ama genel olarak iyiydi diyebilirim. Konusu bakımından başarılı, işleyiş olarak yeterli değil gibiydi. Akıl oyunları olan, soru işaretleri bırakan filmlerden biri.

8/10
 

''Neden izlemek için bu kadar geç kalmışım'' dediğim filmler arasında.

Çok güzeldi her şey çok güzel kurgulanmış. Oyunculuklar zaten mükemmeldi.
 
Son düzenleme:

Filmle ilgili yorumum için tıklayın.
 

Bradley Cooper zaten başarılı bir oyuncu, işin içine Robert De Niro gibi usta bir oyuncu da eklenince, bir de konunun farklılığı izletiyor insanı.

Senaryonun işlevi çok iyiydi, konu iyi yansıtılmış. En ince detayına kadar indikçe film, izleyiciyi içine çekiyor. Kimi zaman güldürüyor, kimi zaman şaşırtıyor. Film ilerledikçe "nasıl bitecek acaba" sorusu giderek gündeme geliyor. Çoğu sahnede soru işaretleri bıraktığı da oldu.

Bradley Cooper çok başarılı performans sergiliyor. Robert De Niro kendini biraz geç gösteriyor ama gösterdikten sonra da, filmin hareketlenmesini sağlıyor. Abbie Cornish'i es geçmeyelim, güzelliğiyle renk katıyor. Hele kendisi bir sahnede çok hareketliydi, çok başarılıydı.

Film o kadar ilerleme yaptı ki; iyi sonla değil de, kötü sonla bitse daha iyi olurdu imajı çizdi. Gerçi iyi bitsin ya da kötü bitsin, film her türlü eleştiri alacak. Son sahne daha iyi olabilirdi.

8.5/10
 
Son düzenleme:

George Nolfi'nin ilk yönetmenlik deneyimiydi ve ilk deneyimi olmasına rağmen iyi bir iş çıkmış diyebilirim. İzleyiciye iyi mesajlar verildi.

'Kader' tanımını iyi bir şekilde yaptılar ama aslında daha detaya inip, daha sağlam bir film oluşabilirdi. Belki abartıyorum ama üzerinde çalışılsaymış, 'başyapıt' denilecek kadar sağlam bir iş ortaya çıkacaktı. Kafada soru işaretleri bırakan, tam anlamıyla oturmamış bir yapısı da vardı ama kötü değil elbette.

Matt Damon özellikle son sahnelerde kendisini çok iyi gösterdi, oyunculuğunu konuşturdu. Emily Blunt ise, güzelliğiyle büyüledi, oyunculuyla da başarılıydı. Sonuç olarak bu ikili sırtladı filmi genel olarak.

Film sıktığı da oldu, şaşırttığı da oldu. Bir de zaman atlaması yapıp durmasalardı. Şu bir gerçek; 'kader' konusunda iyi mesajlar verildi. Alınacak kararların doğruluğu, doğruluğun kararlılığı gibi süreçler zor.

8/10