Alles Gute
@Dosi. Herzlichen Glückwunsch.
(Almanca bildiğini hatırlıyorum, umarım yanlış hatırlamıyorumdur.
)
Dediğin gibi iyi bür hediye bekliyordun bu sefer benden. Ben hediyeni düşündüm düşündüm ama bir türlü karar veremedim. Sonra kendi kendime dedim ki acaba ne hediye etsem. En sonunda sana kendi hayatımdaki deneyimlerimden bir kesit vereyim dedim. Normal de yapmam çünkü
Yıl 2017 gece sokakta yürüyorum, dışarda kız arkadaşımlayım. Hergün gittiğimiz müze, kütüphane ve sergi olan bu yerde yılın sadece 1 günü parti düzenlendiğini duyuyorum. Bende hemen araştırdım. Meğersem zamanında buraya esir olarak getirilen bir çok yahudiden biri olan Daniel ve onun kahraman annesi için yapılımıyormış bu.
Hikâye şöyle; Daniel 7 yaşında bir çocuk, birgün ailesiyle yemek yerken aniden kapısı çalınıyor ve neonazi askerler Daniel ve anne babasını buraya getiriliyorlar. Başta 1000 yahudinin getirildiği bu yerde her gün biri çağırılıyor. Ama çağırılan kişi öldüreceğinin farkında bile değil... Günden güne azalan kişilerin sayısını gören baba oğlu Daniel'e "oğlum ben seni buradan çıkarmayı çok istiyorum ama elimden hiçbir şey gelmiyor, beni lütfen affet" diyor ve iki gün sonra askerler tarafından çağrılıyor ve diğerleri gibi ondan da hiçbir zaman haber alınamıyor. Bunu farkeden annesi sıra oğluna geleceği gün için hazırlık yapıyor. Her tarafı askerlerle kuşatılan bu evin günü geliyor ve askerler kurban olarak Daniel'ı seçiyorlar. Oğlunun çağrıldığını duyan anne oğluna önceden söylediği gibi "ben birazdan o yöne koşacağım sende bütün gücünle askerlerin olmadığı yerden kaçacaksın" diyor. Daniel bunu ağlaya ağlaya kabul ediyor ve annesinden işaret alıyor. Anne askerlerin dikkatini dağıtmak için her yöne bağırarak nedensizce koşuyor ve tam o sırada askerler annesine odaklanmışken Daniel olabildiği gücüyle hemen dışarıya koşuyor. Bir yandan annesinin kurşunlara dizildiğini duyuyor ama bir yandan da kurtulmak için askerlerin olmadığı yöne doğru koşuyor ve kurtulmayı başarıyor.
Ama Daniel için bu sonun başlangıcı oluyor ve bir kaç ay sonra askerler tarafından tekrar yakalanıp deney yapılmak üzere cani bir doktorun eline bırakılıyor. Doktor narkoz vermeden Daniel'ın karnını kesiyor ve içinden canlı canlı böbreğini çıkarıyor, acılar içinde kıvranan Daniel kan kaybından ölecekken başka bir doktorun insafıyla hayata geri döndürülüyor.
2. Dünya Savaşının sonunda ise Daniel bir nazi askerinin hedefi oluyor ve sokakta kurşuna diziliyor. Ama onu orada gören Alman bir doktor hemen müdahale ediyor ve Daniel pes etmediği için yine 3. kez ölümün eşiğinden dönüyor.
Günümüzde ise 25 Nisan'da Daniel, annesi ve kamptaki 1000 kişiyi düşünüp, onların isimlerini anıp, simsiyah giyinip, fotoğrafları olanların fotoğrafını heryere asıp o gece onların adına bütün gün kutlama yapılıyormuş. Kutlama yapılıyor çünkü bu kutlama Daniel'in kurtulduğu günün yıldönüm tarihi. Ben bunu duyunca o kutlamaya o kadar çok dahil olmak istedim ki ama gel gör ki kutlama doğum günü geceme denk geldiği için gidemedim. O yüzden içimde hep bir uktesi kaldı buranın.
Bu resim de o kampın günümüzdeki hali...
Neyse umarım hediyeni beğenmişsindir değişik ve anlamlı bir şey olsun istedim.
Son olarak Sertab Erener'in bu muhteşem şarkısını bırakıyorum. Pek bilen yoktur bu şarkıyı o yüzden benim için yeri ayrı.
Yıldönümün tekrar kutlu olsun.