The Bourne Identity (2002) and The Bourne Supremacy (2004)
Serinin ilk ve ikinci filmi. Sürekli bir çatışma yerine sürekli bir kaçış var aslında. Belkide filmi birazda olsa cazip kılan özelliği budur. Matt Damon'un bebeyken bu rolü almasını ne sağlamış olabilir bilmiyorum. Veya aksine filmi bu kadar isim yapan kendiside olabilir.
Yani şuan iyi bir oyuncu olarak biliyoruz ama ozaman ki hali nasıl buralara geldi bir fikrim yok.
Klasik bela olan bir Amerikan projemiz var askerin beynini yıkayıp yenilmez yapmak. Ama bu sefer işler biraz daha farklı gidiyor ve adamımız hafızasının bir bölümünü kaybediyor fakat hafıza kaydı refleksler için engel değil haliyle başlıyor olayları deşmeye.
İlk filmde adamı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar projeyi çökertiyor bizimkisi öldü sanılıyor, ikinci filmde bunlar yine bir mallık yapıp bunu öldürmeye çalışıp bir vurgunu bunun üzerine atmaya çalışıyorlar ve sonuç yine değişmiyor. 2. filmde beğendiğim diğer bir kısımsa adamın geçmişiyle yüzleşmesi. Annesinin önce babasını sonra kendisinin öldürdüğünü biliniyordu. Fakat öldüren bizim adamdı gidip kızıyla konuşup en azından durumu biraz kurtardı sözleriyle. Anlatınca biraz saçma gelebilir haliyle izlemek lazım.
Identity: 7.8/10
Supremacy: 8.0/10
Matt Damon 1997'deki Good Will Hunting ile senaryo Oscar'ı kazandı ve oyunculuk Oscar'ı adayı oldu. Bir yıl sonrasında ise Saving Private Ryan'da oynadı. Yani bu rolü kaptığında piyasanın yeni parlayan gençlerinden biriydi.
Çok uzun zamandır izlemek istediğim ama ertelediğim bir filmdi.Filmi sevmeyeceğimi düşünüyordum ama beklediğimin aksine efsane bir yapım olduğunu görmüş oldum
Son yılların abartmıyorum en fazla beyin yakan ve filmin üstüne yorumları ve analizleri okuduktan sonra filmin efsaneliği ortaya çıkıyor.Rüyalar ve imgelerin fazla olduğu ve çok ciddi göndermelerin olduğu bir film.
Sahnelerin birçoğu birbirinden anlamsız olsa da son 20 dk aslında ne kadar bağlantılı olduğu ortaya çıkıyor.
Filmin büyük bölümü sarışın kadının rüyası.Şu kovboyun uyanma vakti dediğinden sonra gerçek hayat başlıyor.Sarışın kadın ile esmer kadın aslında lezbiyen ilişkiye içindeler.Bir filmde esmer kadının yönetmen ile birlikte başrolü kapınca sarışın kadın tarafından kıskanılıyor ama ona aşık olduğu için pek birşey demiyor.Ufak tefek filmlerde oynuyor.Esmer kadın günün birinde şu balo sahnesinde kıza acı çektirmeyi ve ona peşinden düşmesi gerektiği mesajını verdikten sonra sarışın kadın bir katil tutarak onu öldürtüyor.Pişman olduğu için rüyasında yeni bir hayat kuruyor.Baloda her gördüğü kişiye bir takım roller veriyor.Silencio sahnesinde ağlama sahnesi ise arkadaşını öldürmesinin vicdan azabıymış
Vicdan azabı yaşlı kadın ve yaşlı adam üzerinden verilmiş.Kadın bunlara dayanamayıp intihar ediyor.İntihar ettikten sonra çalan müzik ve siyah beyaz görüntüler çok iyi sahneleri
Bittikten sonra insanı şok eden ve kafasının zonklamasına neden olan mükemmel bir psikolojik gerilim.İzlemeyen çok şey kaybediyor söylemiş olayım.
9.5/10
Çaktırma.@OzaN Ben hiçbir şey anlamadım. Sen?
Ya tamam olay o da sonuna doğru iyice karman çorman oluyor ayrıca o kadının evi niye yanıyor falan.Çaktırma.
Anladım aslında da yani çok uçuk kaçık böyle anlatılmaz bu olay. Adam işte kendi hayatıyla tiyatroyu birleştiriyor tiyatroyla kendisine iyi anları tekrar yaşayabileceği vs bir dünya kuruyor ama sonra orada da işler pek yolunda gitmiyor falan. Tabii pek çok yan şey çıkarılabilir filmden, her izlemede farklı şeyler çıkarılabilir hatta da gerek yok. Bu kadar zor ve karmaşık olmamalı sinema.
Yanan ev olayı çok acayipti cidden. Adamın kafa normal değil, farklı çalışıyor.Ya tamam olay o da sonuna doğru iyice karman çorman oluyor ayrıca o kadının evi niye yanıyor falan.
Her filmi acayip kafada zaten de bazen cozutuyor.Yanan ev olayı çok acayipti cidden. Adamın kafa normal değil, farklı çalışıyor.