Limonlu dondurma mı o?
Kurtlar Vadisi Pusu: Allah'ın emri ile...
Dediler ki, “Halil ağabeyini kurtarmak için kaçmıştır…” Hiç olur mu öyle şey? Madem Polat’a inandın ve kurtaracaksın ne diye yardım istemesin? Seni kurtaran Alemdar ağabeyini mi harcayacak? İki sezondur Kurtlar Vadisi Pusu yorumları yazıyorum. “Sence Vadi’nin en büyük problemi nedir?“ diye sorsalar, "tahmin edilebilirlik" derdim. Seyircinin, daha doğrusu yorum bırakanların yanıldığını pek az gördüm. Bu, Vadi seyircisinin muhteşem tahmin yeteneğine sahip olduğu anlamına gelmiyor. Tabii çok titiz bir seyirci olduğu aşikar fakat bunun anlamı Vadi senaryosunun tahmin edilebilir oluşu. Oysa senaristlerin Gandalf’ı McKee ne demişti? “Aklınıza gelen onbirinci şeyi yazın." Vadi bu sorunu çözdüğü takdirde ratinglere minimum 2-3 puan ekleyecektir.
Tırda uyuşturucu olmayacağı konusunda yanılmadık ama bu yukarıdaki konudan ayrı bir durum. Hem tırdan bir hırsız çıktı ki hala şaşkınım. Karakteri sevdim mi, sevmedim mi kararsızım ama şu konuda netim ki gerçekten güzel olmuş. Hassasiyetleri ve hikayesi ile keyifli bir karakter yaratmışlar. Oyuncu da role ısınınca ortaya çok tatlı bir iş çıkmış. Aslında bir yanıyla Hollywood filminden fırlamış gibi ama problem değil. Anadolu Hoca’nın iksirinde kullanılacak özel malzemeleri çalmak için Gölge'yle yaptıkları operasyon gerçekten muazzam bir göz dağıydı. Bu kadar sinsi bir silah bence savaş ahlakına bile aykırıdır. Savaşta ahlak olur mu demeyin, her şeyde bir ahlak vardır. Hırsız’da bile var. Gölge falan demiyor işine sahip çıkıyor, hakkını vermeye çalışıyor.
Yoğurt Rascoln’ün gözünü açmış. Anadolu Hocam’ın dosta düşmana herkese faydası var maşallah. Rascoln tombalayı elitlere sunacakmış. Adamlar zaten zengin bir de üstüne artık her gün yılbaşı oh valla.. Kenan başta dalga geçti ama batakhanede 3 dönüyorsa elitte 13 döneceğini biliyor. Benim anlamadığım sermaye neden ondan geliyor? Kenan’dan aklama gelmesi gerekmez mi? Rascoln milyar dolarlık adam ama sanırım “asla kendi paranı kullanma” gibi bir kuralı var. Bu işi zamanla daha net göreceğiz.
Kahvenin yanında bol kara para gibisi yok azizim...
Geçenlerde Kenan-Yusuf analizi yapmış kan koktuğunu söylemiştim. Bu bölüm Mete Aymar, "Fehmi öylece geri çekilmez” diyerek olaya farklı bir boyut kattı. Bu iddia gayet akla yatkın ve son derece tehlikeliydi. İzlerken aile içinde gelişen hikayeyle ilgili heyecanım kat kat arttı. Ta ki Yusuf ile Kenan’ın ofisteki kısa sohbetine kadar… Meğer ortalıktaki gül kokusu imiş. Geçen bölüm Kenan’ın beraber yönetme önerisini umursamayan Yusuf şimdi o teklifi bizzat yapıyor. Arada ne değişti bilen varsa beri gelsin. Kenan, Yusuf’un “son sözü ben söylerim” espirisine gülerek tepki verdi. Mete’nin uyarısını mı dikkate aldı yoksa onun da gül bahçelerine bahar mı geldi bilemedim. Dizide belki de en heyecan duyduğum hikaye şuan itibariyle benim için anlaşılmaz bir halde. Bu konuda canım sıkkın.
Koca aşirette bir tane adam yok yahu. Mervan gitti, gelen daha çakal çıktı. Siyah Sancak çomağı soktu ama geç kalmışlar. Büyük sevkiyat gitmiş bile. Şimdi bir de Seyhan Ağa ihanetinin fark edilmesini bekleyeceğiz. Mutlaka Gölge’yle teması var. Şimdilik bu kadar biliyoruz. Siyah Sancak’a bölgede kalması için bir neden vermeye çalışılıyor ama tekrara düşülüyormuş gibi geldi bana. Umarım yanılıyorumdur.
Güldüğüme bakma soğuk ciğerime işledi ciğerime!
Başkaları Fehmi’nin dedikodusunu yapadursun onun dünya umrunda değil. Numaradan yapıyorsa vallahi helal olsun. Asya’ya hafif hafif yürüdüğünü sandığımız noktada elid zevkleriyle evlilik teklif etmesi gerçekten şaşırtıcıydı. Asya başta bu durumun işine yarayıp yaramayacağını tartamadığı için net bir tavır sergileyemedi. Bakalım Yusuf öz annesinin, üvey babasıyla evlenme arzusuna ne diyecek. Ne kadar garip olay varsa bu çocuğun başına geliyor. Bu arada tangoya ben de bayılırım. Kurtlar Vadisi Pusu'da daha çok tango görmek istiyoruz!
Anadolu Hocam’ın kimyasal imzası küfle falan yapılıyormuş. Kimyadan pek anlamam, senaryo ekibi de eminim yazmadan evvel biraz araştırma yapmıştır ama yine de ne bileyim… Neyse. Hocam ofise yollanan paketten Polat’ın peşine düşebileceğini biliyor muydu acaba? Satrançla haber yollayan kadın her şeyi düşünür. Tabii Polat ipucunun peşine takıldı doğal. Aktar’ın hiçbir şeyden haberi yok. Hocam sen neymişsin yahu? Şifreli mesajlar, kullandıkları insanların hiçbir şey bilmemesi falan. Aslan Amca? Sen misin?
Ha, yarım kalan bir Rascoln işi vardı di mi ya...
Rascoln, Hüsnü’den yediği kazığı tüm Rus coğrafyasında yememiştir. Hakikaten deli bu Hüsnü. Bari plasebo ver de bu kadar oldu de… Adamın atlarını uyutmuş! Rascoln boşuna üç saattir kum torbası yumruklamıyormuş. Mete’nin uyarmasına rağmen intikam alacağını söyledi ama bir Hüsnü Yalıkılıç öyle kolay lokma değildir. Tam bir demir leblebi. Yut yutabilirsen...
"Hoca nerede?” diye sordum şıp diye damladı. Sanırsın köşede bekliyormuş. Rusya’dan önemli istihbaratlar da getirdi. Gölge’nin araklattığı insansız hava aracı haberini verdi ama “Sibirya yakınlarındaki..” ne demek hocam? Sibirya dediğiniz yerin içine 10-12 tane Türkiye sığar. Haritayı açıp bir şehir adı seçemediniz mi? Neyse iş döndü dolaştı gene Kuzuzadelere geldi. Polat bulaşmak istemese de yolları hep çakışacak. Bundan kaçış yok. Zira iki büyük güç ama tek bir arena var.
Polat’ın aldığı ipucunun sonu tabii ki Anadolu Hocam’a çıktı. Tam da ümidini kaybettiği anda çıktı. Malum Hıdırellez zamanı, Hızır mısın be Polat Alemdar? Erhan ve Cahitle gerçekten güzel bir operasyon yaptılar. Üç kişi daima daha iyi oluyor. Bu arada Gölge’nin Polat’la tanıştırmak istediği adam sanırım yeni bir karakter. Phoneix dedi galiba ama net duyamadım. Belki de Hırsız demiştir.
Hazır gelmişken Erhan'a mı versem acaba? Hem daha uzun süredir tanıyorum hem ofiste oturuyor öyle her dakka namlunun ucunda değil.
Cahit’i ordunun üstüne salaydınız da o koltukta kahve bekletmeyeydiniz. Adam ne yapacağını şaşırdı. "Hüküm Allahındır” dendi ya vermeyecek diye ben bile korktum. Polat’ın abi kız konuşması bilindik ama daima güzel olan konuşmalardandı. Fakat Safiye’nin “onunla her şeye hazırım” repliği kötü olayların habercisi. Bak bunu atın fava. Sanırım arada bir türk kahvesi makinasının göze sokmalı virali de vardı. Vadi ne zamandır bu işte bilmiyorum ama ilk defa bugün fark ettiysem rezil oldum rezil! Son olarak “Allah’ın izni” değil hocam. Türküdeki gibi “Allah’ın emri ile, Allah'ın emri ile gelinim olsun desin, gelinim olsun..”
Beni memleket hasreti sardığı bu aralar hazır türküden de bahsetmişken vedayı dinleyerek yapalım bari. Aklımızdan çıkarmayalım, bizi ne kadar ayrıştırırlarsa ayrıştırsınlar türkülerde hep yeniden toplanırız. Bir Konyalı'nın Karadeniz türküsünde gözlerinin yaşarmasını, bir Karadenizli'nin Yozgat türküsünde annesini özlemesini kimse engelleyemez.
Haftaya görüşürüz.