1. Bölüm: https://fav10.net/forum/threads/aşkın-alfabesi-1-bölüm-yenİ-dİzİ.235396/
2. Bölüm: https://fav10.net/forum/threads/aşkın-alfabesi-2-bölüm.236019/
3. Bölüm: https://fav10.net/forum/threads/aşkın-alfabesi-3-bölüm.236490/
4. BÖLÜM - Çaresizlik...
(Deniz karşısında Enis'i görünce şoka girmiştir. Öyle ki Ozan ile birlikte gideceği akşam yemeğini bile unutuvermiştir.)
Deniz: Burada ne işin var senin?
Enis: Seninle konuşmam gereken çok önemli şeyler var Deniz...
Zuhal: Sen onu benim kızımı aldatmadan önce düşünecektin, pislik herif!
Deniz: Anne, sakin ol lüfen...
Enis: Girebilir miyim acaba?
Zuhal: Deniz, ben odama geçiyorum. Lütfen rahatsız etme beni...
(Zuhal odasına geçtikten sonra Deniz, mecburen Enis'i içeriye almak zorunda kalır. İkili salona geçer ve otururlar.)
Deniz: Ne konuşacaksın benimle, bu kadar önemli olan şey ne?
Enis: Biraz uzun bir şey... Kuru kuru konuşulmaz yani...
Deniz: İyi, tamam. Çay demlerim. Ama önce bir üstümü değiştireyim bari...
Enis: Tamam, bekliyorum...
(Deniz kendi odasına giderken, kamera Ozanların evine geçer. Kahvaltı sofrasından kendini zor kurtaran ve kendini odasına kapatmıştır. Yatağa uzanan ve derin düşüncelere dalan genç adam, kapının İpek ve Çiçek tarafından çalınmasıyla kendine gelir.)
İpek: Ozan Abi, duymuyor musun annemi? İki saattir seni çağırıp duruyor...
Çiçek: Vallahi kulak zarım patladı, çabuk git derim ben...
Ozan: Siz gelmeyeceğimi söyleseniz?
Şehriban: (salondan bağırarak) Ozan, hadi sofraya gel çocuğum!
İpek: Duyduğun gibi bizi dinleyeceğini sanmıyorum. Resmen çıldırdı annem...
(Ozan utana sıkıla kendi odasından çıkar. Koridorda arkadaşı Fatih'e de mesaj atan genç adam, salona geldiğinde babası ve dedesinin dışarıya çıktığını görür. Sofrada sadece Şehriban, Çiğdem ve Hafize kalmıştır.)
Ozan: Hayrola anne, babamlar nerede?
Şehriban: Dışarıya kadar çıktılar. Hem onlardan sanane, gel otur şuraya...
Çiğdem: Hem benim kekimden hiç yemedin?
Ozan: Ama, ben tokum...
(Israrlar bir süre daha devam eder ve bunlara dayanamayan Ozan çaresizce sandalyeye oturur. Çiğdem ise yaptığı kekten bir dilim keser ve hemen Ozan'ın ağzına sıkıştırmaya başlar. Ancak Ozan, ağzını açmamakta çok ısrarcıdır.)
Ozan: Çiğdem, biraz dur! Boğulacağım!!
Çiğdem: Yok, yok. Bir şey olmaz sana...
Hafize: Oğlum, çocukluk etme. Ye işte...
Şehriban: Kız kendi elceğizleriyle hazırlamış, çok ayıp...
(Ozan kadınlarla uğraşmaya devam ederken kamera ikizlerin odasına geçer. Kızlar, fermuar parçasını Şehriban'ın elinden nasıl alacaklarını düşünmektedirler.)
Çiçek: Niye bu kadar endişeleniyoruz ki? Annem bir şey anlamaz...
İpek: Çiçek, senin kafandan zorun mu var? Annem ne yapar eder, bulur onları...
(O sırada İpek'in telefonu çalar. Arayan Alper'dir.)
Alper: Alo, İpek. Sensin değil mi?
İpek: Benim tabii, ne oldu?
Alper: Benim ceketimin fermuarı çıkmış galiba, sen gördün mü?
İpek: Evet, pencerenin pervazına düşmüş. Annem de onu buldu...
Alper: Ne? Bir de bu eksikti. Zaten başımızda birçok bela var...
İpek: Başka ne oldu ki?
Alper: Sana söyleyeceğim adreste buluşalım, olanları konuşuruz...
(Gençler konuşmalarına devam ederken kamera Deniz ve Enis'e geçer.)
Deniz: Evet, ne konuşacaksın benimle?
Enis: Şey diyorum, şey... (cebinden küçük bir kutu çıkararak) Benimle... evlenir misin?
Deniz: Ne?!
Enis: (onun duymadığını düşünüp biraz bağırarak) Benimle evlenir misin?
(Deniz, Enis'e sertçe tokat atar ve kalkıp salonda gezinmeye başlar. Genç kadın çok sinirlidir.)
Deniz: Sen ne diyorsun be?! Ben seni ancak siliyorum hayatımdan, sen bir gün gelip zebellah gibi karşıma dikiliyorsun. Üstüne üstlük bana bir de evlenme teklifi ediyorsun. Sen nasıl bir adamsın?
Enis: Ama beni hiç dinlemiyorsun Deniz. Ben sadece...
Deniz: Git başımdan...
Enis: Bana gitmem için bir neden söyle...
Deniz: (masadaki çay bardağını alıp onun üstüne dökerek) Al, işte neden...
Enis: Sen ne yapıyorsun Deniz? Üstüm, başım yandı...
Deniz: İyi ya, daha çabuk gidersin. (kapıyı açarak) Hadi, yallah...
Enis: (acıyla) Bu iş burada bitmeyecek, senin peşini bırakmayacağım...
(Deniz kızgınlıkla kapıyı kapatır ve derin bir nefes alır. Kamera ise Ozanlara geri döner. Çiğdem, hala kek yedirmekte ısrarcıdır.)
Çiğdem: Hadi, bir dilim daha ye...
Ozan: Sabahtan beri "bir dilim, bir dilim" diye, 4-5 dilim yedirdim bana Çiğdem. Yeter artık! Öğlen olmuş, biz hala kahvaltıdan kalkamadık...
Çiğdem: Kızınca çok tatlı oluyorsun, biliyor musun?
(O sırada kapı çalar. Ozan kapıyı açmak üzereyken, Çiğdem onu oturtur. Şehriban kapıyı açar, gelen Fatih'tir.)
Şehriban: Aa, Fatih. Hoşgeldin oğlum...
Fatih: Hoşbulduk Şehriban Teyze. İçeriye girebilir miyim?
Şehriban: Gel oğlum, gel. Bak Ozan, Fatih gelmiş...
Ozan: (tek gözünü kırparak) Hoşgeldin Fatih...
Fatih: (ona yine aynı karşılığı vererek) Hoşbulduk. Şey, İlker Abi seni çağırıyor da. Çay makinesi bozulmuş da... Ben de anlamam o işlerden, Ozan'ı çağırayım dedim...
Çiğdem: İlla şimdi mi?
Fatih: Yok, 5 ay sonra... Yani, tabii ki de şimdi...
Şehriban: Normal şartlarda göndermezdim, ama İlker Bey'in de bizde hatırı var. Adamı kırmak olmaz. Ozan hadi git sen çabucak...
Ozan: (yerinden fırlayıp kapıya koşarak) Tamam, tamam. Gelirim...
(İkili hızlı adımlarla sokağa inerek yürümeye başlar.)
Ozan: Vallahi ben bile öyle yalan bulamazdım, amma salladın...
Fatih: Bir kadınla 5 yıl kadar evli kalınca tecrübeli oluyorsun tabii...
Ozan: Bu çapkın halinle bile 5 yıl boyunca bir kadınla aynı yatağı paylaşabilmen büyük başarı...
Fatih: Ben de onu diyorum ya...
Ozan: Şimdi nereye gidiyoruz?
Fatih: Sürpriz... Düş peşime...
(Ozan ile Fatih yürümeye devam ederken, kamera Deniz ile Nihal'e geçer. İkili apar topar bir kafede buluşmuş ve olan son şeylerden konuşmaya başlamışlardır.)
Deniz: Bugün ne olduğunu söylesem aklın durur...
Nihal: Ne oldu ki?
Deniz: Enis pisliği var ya, geldi kapıma dayandı bugün. Bunu boşver, asıl bomba şimdi geliyor: Bana evlenme teklifi etti! İnanabiliyor musun? Ben de duyar duymaz sıcak çayı üstüne boşalttım...
Nihal: O kadarını yapmasaydın keşke...
Deniz: Bir şey mi oldu Nihal? Sabahtan beri konuşuyorum, sen de Nur Yerlitaş gibi asık suratla beni dinliyorsun...
Nihal: Uzatmayacağım, söyleyeceğim gerçeği... Enis'i aslında oraya ben getirdim. Yani aslında ilk olarak senin evini söyledim, ama bulamamış seni. Ben de annenin evini tarif ettim. Kızdın mı?
Deniz: Sen? İnanmıyorum ya, nasıl kızmayayım sana Nihal? Şimdi sana nasıl kızmayayım?
Nihal: Ne kadar kızsan da çok haklısın, ama çok acıdım ona. Seni hala aklından çıkaramamış...
Deniz: Beni o kadınla aldatmadan önce düşünecekti. Bravo Nihal, sana da. Gerçekten bravo!
Nihal: Ama ben evlenme teklifini bilmiyorum. Gerçi bir yüzük mevzusu geçti ama...
(Deniz hışımla ayağa kalkıp hızlıca yürümeye başlar. Nihal de onun arkasından koşturup durmaktadır.)
Nihal: Gerçekten bilmiyordum ama... Deniz, bir dinlesene...
Deniz: Dinleyecek bir şey yok Nihal, sen bana ihanet etmişsin...
Nihal: Ne ihaneti Deniz? Her şeyi yanlış anlıyorsun ama...
(O sırada Ozan ile Fatih de karşı kaldırımda yürümektedir. Fatih, Nihal’i görür görmez ona bakakalır ve peşinden gitmeye çalışır, ancak Ozan onu durdurur.)
Ozan: Hey, hayalci çocuk? Kime bakıyorsun?
Fatih: (kendine gelerek) Kimseye baktığım yok, hadi yürü...
(Fatih'in bir gözü de Nihal'dedir. Kadın gözden kaybolunca önüne geri döner ve gelecekleri yere geldiklerini fark eder.)
Fatih: Tamam, burası...
Ozan: Burası mı? Emin misin, burası takım elbiseci...
Fatih: Adım kadar eminim. Gel hadi...
(Ozan içeriye girer girmez etrafındaki elbiselere hayranlıkla bakakalır.)
Ozan: Doğru yere geldiğimizden emin misin?
Fatih: Emin olduğumu söyledim ya...
Ozan: Böyle dostça bir akşam yemeği için takım elbise, biraz fazla değil mi?
Fatih: Dostça, mostça... Sonunda yeni bir ilişkiye yelken açmak üzeresiniz ve kızı etkilemen lazım...
Ozan: Sen de haklısın...
(Ozan vitrindeki takım elbise ve ayakkabıları sırasıyla denemeye başlar. Birçok takımı çıkarıp giymekte olan genç adam bir türlü ne giyeceğine karar verememiştir. Ancak, bir süre sonra karar verilir.)
Fatih: Vay, kardeşim. Çok şık oldun...
Ozan: Sahiden mi? Güzel oldu mu?
Fatih: Harika oldu, yakıyorsun. Hepsi çok güzeldi, ama bu bambaşka olmuş. Kız, seni çok beğenecek...
Ozan: (önündeki aynada kendine bakarak) Beğenecek, değil mi? Beğenecek, beğenecek...
2. Bölüm: https://fav10.net/forum/threads/aşkın-alfabesi-2-bölüm.236019/
3. Bölüm: https://fav10.net/forum/threads/aşkın-alfabesi-3-bölüm.236490/
4. BÖLÜM - Çaresizlik...
(Deniz karşısında Enis'i görünce şoka girmiştir. Öyle ki Ozan ile birlikte gideceği akşam yemeğini bile unutuvermiştir.)
Deniz: Burada ne işin var senin?
Enis: Seninle konuşmam gereken çok önemli şeyler var Deniz...
Zuhal: Sen onu benim kızımı aldatmadan önce düşünecektin, pislik herif!
Deniz: Anne, sakin ol lüfen...
Enis: Girebilir miyim acaba?
Zuhal: Deniz, ben odama geçiyorum. Lütfen rahatsız etme beni...
(Zuhal odasına geçtikten sonra Deniz, mecburen Enis'i içeriye almak zorunda kalır. İkili salona geçer ve otururlar.)
Deniz: Ne konuşacaksın benimle, bu kadar önemli olan şey ne?
Enis: Biraz uzun bir şey... Kuru kuru konuşulmaz yani...
Deniz: İyi, tamam. Çay demlerim. Ama önce bir üstümü değiştireyim bari...
Enis: Tamam, bekliyorum...
(Deniz kendi odasına giderken, kamera Ozanların evine geçer. Kahvaltı sofrasından kendini zor kurtaran ve kendini odasına kapatmıştır. Yatağa uzanan ve derin düşüncelere dalan genç adam, kapının İpek ve Çiçek tarafından çalınmasıyla kendine gelir.)
İpek: Ozan Abi, duymuyor musun annemi? İki saattir seni çağırıp duruyor...
Çiçek: Vallahi kulak zarım patladı, çabuk git derim ben...
Ozan: Siz gelmeyeceğimi söyleseniz?
Şehriban: (salondan bağırarak) Ozan, hadi sofraya gel çocuğum!
İpek: Duyduğun gibi bizi dinleyeceğini sanmıyorum. Resmen çıldırdı annem...
(Ozan utana sıkıla kendi odasından çıkar. Koridorda arkadaşı Fatih'e de mesaj atan genç adam, salona geldiğinde babası ve dedesinin dışarıya çıktığını görür. Sofrada sadece Şehriban, Çiğdem ve Hafize kalmıştır.)
Ozan: Hayrola anne, babamlar nerede?
Şehriban: Dışarıya kadar çıktılar. Hem onlardan sanane, gel otur şuraya...
Çiğdem: Hem benim kekimden hiç yemedin?
Ozan: Ama, ben tokum...
(Israrlar bir süre daha devam eder ve bunlara dayanamayan Ozan çaresizce sandalyeye oturur. Çiğdem ise yaptığı kekten bir dilim keser ve hemen Ozan'ın ağzına sıkıştırmaya başlar. Ancak Ozan, ağzını açmamakta çok ısrarcıdır.)
Ozan: Çiğdem, biraz dur! Boğulacağım!!
Çiğdem: Yok, yok. Bir şey olmaz sana...
Hafize: Oğlum, çocukluk etme. Ye işte...
Şehriban: Kız kendi elceğizleriyle hazırlamış, çok ayıp...
(Ozan kadınlarla uğraşmaya devam ederken kamera ikizlerin odasına geçer. Kızlar, fermuar parçasını Şehriban'ın elinden nasıl alacaklarını düşünmektedirler.)
Çiçek: Niye bu kadar endişeleniyoruz ki? Annem bir şey anlamaz...
İpek: Çiçek, senin kafandan zorun mu var? Annem ne yapar eder, bulur onları...
(O sırada İpek'in telefonu çalar. Arayan Alper'dir.)
Alper: Alo, İpek. Sensin değil mi?
İpek: Benim tabii, ne oldu?
Alper: Benim ceketimin fermuarı çıkmış galiba, sen gördün mü?
İpek: Evet, pencerenin pervazına düşmüş. Annem de onu buldu...
Alper: Ne? Bir de bu eksikti. Zaten başımızda birçok bela var...
İpek: Başka ne oldu ki?
Alper: Sana söyleyeceğim adreste buluşalım, olanları konuşuruz...
(Gençler konuşmalarına devam ederken kamera Deniz ve Enis'e geçer.)
Deniz: Evet, ne konuşacaksın benimle?
Enis: Şey diyorum, şey... (cebinden küçük bir kutu çıkararak) Benimle... evlenir misin?
Deniz: Ne?!
Enis: (onun duymadığını düşünüp biraz bağırarak) Benimle evlenir misin?
(Deniz, Enis'e sertçe tokat atar ve kalkıp salonda gezinmeye başlar. Genç kadın çok sinirlidir.)
Deniz: Sen ne diyorsun be?! Ben seni ancak siliyorum hayatımdan, sen bir gün gelip zebellah gibi karşıma dikiliyorsun. Üstüne üstlük bana bir de evlenme teklifi ediyorsun. Sen nasıl bir adamsın?
Enis: Ama beni hiç dinlemiyorsun Deniz. Ben sadece...
Deniz: Git başımdan...
Enis: Bana gitmem için bir neden söyle...
Deniz: (masadaki çay bardağını alıp onun üstüne dökerek) Al, işte neden...
Enis: Sen ne yapıyorsun Deniz? Üstüm, başım yandı...
Deniz: İyi ya, daha çabuk gidersin. (kapıyı açarak) Hadi, yallah...
Enis: (acıyla) Bu iş burada bitmeyecek, senin peşini bırakmayacağım...
(Deniz kızgınlıkla kapıyı kapatır ve derin bir nefes alır. Kamera ise Ozanlara geri döner. Çiğdem, hala kek yedirmekte ısrarcıdır.)
Çiğdem: Hadi, bir dilim daha ye...
Ozan: Sabahtan beri "bir dilim, bir dilim" diye, 4-5 dilim yedirdim bana Çiğdem. Yeter artık! Öğlen olmuş, biz hala kahvaltıdan kalkamadık...
Çiğdem: Kızınca çok tatlı oluyorsun, biliyor musun?
(O sırada kapı çalar. Ozan kapıyı açmak üzereyken, Çiğdem onu oturtur. Şehriban kapıyı açar, gelen Fatih'tir.)
Şehriban: Aa, Fatih. Hoşgeldin oğlum...
Fatih: Hoşbulduk Şehriban Teyze. İçeriye girebilir miyim?
Şehriban: Gel oğlum, gel. Bak Ozan, Fatih gelmiş...
Ozan: (tek gözünü kırparak) Hoşgeldin Fatih...
Fatih: (ona yine aynı karşılığı vererek) Hoşbulduk. Şey, İlker Abi seni çağırıyor da. Çay makinesi bozulmuş da... Ben de anlamam o işlerden, Ozan'ı çağırayım dedim...
Çiğdem: İlla şimdi mi?
Fatih: Yok, 5 ay sonra... Yani, tabii ki de şimdi...
Şehriban: Normal şartlarda göndermezdim, ama İlker Bey'in de bizde hatırı var. Adamı kırmak olmaz. Ozan hadi git sen çabucak...
Ozan: (yerinden fırlayıp kapıya koşarak) Tamam, tamam. Gelirim...
(İkili hızlı adımlarla sokağa inerek yürümeye başlar.)
Ozan: Vallahi ben bile öyle yalan bulamazdım, amma salladın...
Fatih: Bir kadınla 5 yıl kadar evli kalınca tecrübeli oluyorsun tabii...
Ozan: Bu çapkın halinle bile 5 yıl boyunca bir kadınla aynı yatağı paylaşabilmen büyük başarı...
Fatih: Ben de onu diyorum ya...
Ozan: Şimdi nereye gidiyoruz?
Fatih: Sürpriz... Düş peşime...
(Ozan ile Fatih yürümeye devam ederken, kamera Deniz ile Nihal'e geçer. İkili apar topar bir kafede buluşmuş ve olan son şeylerden konuşmaya başlamışlardır.)
Deniz: Bugün ne olduğunu söylesem aklın durur...
Nihal: Ne oldu ki?
Deniz: Enis pisliği var ya, geldi kapıma dayandı bugün. Bunu boşver, asıl bomba şimdi geliyor: Bana evlenme teklifi etti! İnanabiliyor musun? Ben de duyar duymaz sıcak çayı üstüne boşalttım...
Nihal: O kadarını yapmasaydın keşke...
Deniz: Bir şey mi oldu Nihal? Sabahtan beri konuşuyorum, sen de Nur Yerlitaş gibi asık suratla beni dinliyorsun...
Nihal: Uzatmayacağım, söyleyeceğim gerçeği... Enis'i aslında oraya ben getirdim. Yani aslında ilk olarak senin evini söyledim, ama bulamamış seni. Ben de annenin evini tarif ettim. Kızdın mı?
Deniz: Sen? İnanmıyorum ya, nasıl kızmayayım sana Nihal? Şimdi sana nasıl kızmayayım?
Nihal: Ne kadar kızsan da çok haklısın, ama çok acıdım ona. Seni hala aklından çıkaramamış...
Deniz: Beni o kadınla aldatmadan önce düşünecekti. Bravo Nihal, sana da. Gerçekten bravo!
Nihal: Ama ben evlenme teklifini bilmiyorum. Gerçi bir yüzük mevzusu geçti ama...
(Deniz hışımla ayağa kalkıp hızlıca yürümeye başlar. Nihal de onun arkasından koşturup durmaktadır.)
Nihal: Gerçekten bilmiyordum ama... Deniz, bir dinlesene...
Deniz: Dinleyecek bir şey yok Nihal, sen bana ihanet etmişsin...
Nihal: Ne ihaneti Deniz? Her şeyi yanlış anlıyorsun ama...
(O sırada Ozan ile Fatih de karşı kaldırımda yürümektedir. Fatih, Nihal’i görür görmez ona bakakalır ve peşinden gitmeye çalışır, ancak Ozan onu durdurur.)
Ozan: Hey, hayalci çocuk? Kime bakıyorsun?
Fatih: (kendine gelerek) Kimseye baktığım yok, hadi yürü...
(Fatih'in bir gözü de Nihal'dedir. Kadın gözden kaybolunca önüne geri döner ve gelecekleri yere geldiklerini fark eder.)
Fatih: Tamam, burası...
Ozan: Burası mı? Emin misin, burası takım elbiseci...
Fatih: Adım kadar eminim. Gel hadi...
(Ozan içeriye girer girmez etrafındaki elbiselere hayranlıkla bakakalır.)
Ozan: Doğru yere geldiğimizden emin misin?
Fatih: Emin olduğumu söyledim ya...
Ozan: Böyle dostça bir akşam yemeği için takım elbise, biraz fazla değil mi?
Fatih: Dostça, mostça... Sonunda yeni bir ilişkiye yelken açmak üzeresiniz ve kızı etkilemen lazım...
Ozan: Sen de haklısın...
(Ozan vitrindeki takım elbise ve ayakkabıları sırasıyla denemeye başlar. Birçok takımı çıkarıp giymekte olan genç adam bir türlü ne giyeceğine karar verememiştir. Ancak, bir süre sonra karar verilir.)
Fatih: Vay, kardeşim. Çok şık oldun...
Ozan: Sahiden mi? Güzel oldu mu?
Fatih: Harika oldu, yakıyorsun. Hepsi çok güzeldi, ama bu bambaşka olmuş. Kız, seni çok beğenecek...
Ozan: (önündeki aynada kendine bakarak) Beğenecek, değil mi? Beğenecek, beğenecek...
- 4. BÖLÜM SONU -
@cookies, @gözlemci, @Çiğdem-, @sokak sanati, @Nisa, @kvp-medya, @Bully, @Yiğitt, @Harunnn60, @denizz19, @mrt-06, @sürgünüm, @ozgur2113, @OzaN, @Billy Kane, @HachiKo, @hayret bi şey, @xemrexxx, @papuleoo, @Yakamoz-Asi, @-potterhead-, @RevaN, @ABAY_06, @Ice_Cool_23, @yatutarsa, @Forumdash, @eros, @KayıpSehir, @Cengo, @pompy...
Son düzenleme: