Aşkın Alfabesi - 2. Bölüm

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Aşkın Alfabesi'nin ilk bölümünü okumak için tıklayın:
https://fav10.net/forum/threads/aşkın-alfabesi-1-bölüm-yenİ-dİzİ.235396/


2. BÖLÜM - Bak Sen Şu İşe...

(Geçen bölümde birbirleriyle çarpışan ve yolları iş yerinde kesişen Ozan ile Deniz, daha ilk bakışlarında birbirlerinden elektrik almaya başlar. İkili daha şimdiden birbirleriyle yakınlaşır. Bu bakışmadan sonra ayağa kalkıp topladıkları dosyaları birbirlerine verirler.)

Ozan: Adınızı öğrenebilir miyim acaba?
Deniz: Neden ki?
Ozan: Öylesine merak ettim işte...
Deniz: Deniz. Peki ya seninki?
Ozan: Ozan. Memnun oldum.
Deniz: Ben de...

(O sırada Erdal Bey, ikilinin yanına gelir. Her zamanki gibi kızgındır.)

Erdal Bey: Vay, vay! Ozan Bey, Deniz Hanım. Ben burada sizi bekleyeyim, siz burada lak lak yapın. Sizden iyisi yok vallahi. Ozan Bey sizi görüşmede bekliyorum, neredesiniz?
Ozan: Biz hanımefendi ile çarpıştık da, dosyalar falan dağıldı. Onları topladık...
Erdal Bey: Hanımefendinin elleri kolları var, değil mi? Yani dosyaları da toplayabilirdi kendisi. Benim zamanım mı daha önemli, yoksa bu mu Allah aşkına?
Ozan: (kaşlarını çatar ve bir adım öne çıkarak) Bana bakın, bir hanımefendiye "bu" diyerek hitap edemezsiniz...
Erdal Bey: Yoksa ne olur? Asıl sen bana artistlik taslayamazsın, burası babanın çiftliği değil, anladın mı?
Deniz: Tamam Ozan, sakin ol. Erdal Bey, siz de gitmeyin üzerine...
Erdal Bey: Gidiyorum zaten... (Ozan'a imrenerek bakarak) Seni de bir daha gözüm görmesin burada...

(Ozan hala çok sinirlidir, Deniz onu sakinleşmeye çalıştırır.)

Deniz: Sen iş görüşmesi için mi gelmiştin?
Ozan: Evet. De, bu sizin bu patronunuz her zaman böyle mi?
Deniz: Çok dakik birisidir o. Bir salise bile geç kalsan başlar car car kafa ütülemeye. Gerçi bu sefer çok sinirlendi, ama dert edip canını sıkma sen...

(Ozan tam arkasını dönüp yürümeye başlarken, Deniz ona bir şey söylemek için arkasından gelir.)

Deniz: Bir baksana... Şey diyorum, benim yüzümden geç kaldın ya görüşmeye... Hani bunu telafi etmek için bir akşam yemeğine mi çıksak? Sakın yanlış anlama, başka bir amacım yok. Sadece kendimi affettirmek istiyorum.
Ozan: (önüne dönerek) Üzgünüm, ama kabul edemem...
Deniz: Niye ki?
Ozan: Zahmet vermek istemiyorum sana. Hem işe kabul edilmezdim ki zaten. O elinde tuttuğun özgeçmiş bile benim değil. Sırf patronu etkilemek için arkadaşımdan aldım...
Deniz: (kısa bir kahkaha atar) Gerçekten mi?
Ozan: (tebessümle) Evet, öyle. Asıl sen sıkma canını...
Deniz: Tamam, ama öyle olsa da bir akşam yemeği yiyelim diyorum. Ne olur kırma beni...
Ozan: (derin bir nefes alıp vererek) Tamam, tamam. Olur da, bu akşam olmaz. Yarın akşam çıksak nasıl olur?
Deniz: Tamam... Zaten ben akşam müsaitim yani, sorun yok... Bu arada gitmeden önce numaramı da vereyim sana. Sonra unuturuz falan. Unutma, yarın akşam...
Ozan: Yarın akşam...

(Deniz cebinden küçük bir kağıt çıkarır ve numarasını yazar. Ozan da yine küçük bir kağıda kendi numarasını yazar ve ona verir. Ozan gitmeden önce Deniz'e el sallar, o da ona. İkisi de çok mutlu olmuşlardır. Belki de aradıkları dermanı birbirlerinde bulacaklardır. Deniz yine düşüncelere daldığı sırada Nihal gelir.)

Nihal: Ne yapıyorsun hayalci kız?
Deniz: Nihal, seninle konuşmam lazım...
Nihal: Aaa, benim gitmem lazım. Bana trip atanlarla konuşmuyorum da...
Deniz: Bunun sırası değil ama, Nihal. Tamam, özür dilerim. Çok pişmanım...
Nihal: (önüne dönerek) Ben de biraz büyüttüm olayı, değil mi?
Deniz: (alaycı bir tavırla) "Biraz" mı?
Nihal: Tamam işte, ben de özür dilerim...
Deniz: Madem, barıştık. Al şunu o zaman...

(Deniz, Nihal'e önceki gün arabada fırlattığı bilekliği geri verir. Nihal onu koluna tekrar takar takmaz ikisi de duygusallaşır ve birbirlerine sarılırlar.)

Deniz: Bir daha hiç bozuşmayalım, olur mu?
Nihal: Tamam. Bir de benimle ne konuşmak istiyorsun?
Deniz: Hadi gel kafeteryaya. Böyle ayak üstü olmaz...

(İkili kafeteryaya inerken, kamera dışarıda duran Ozan'a odaklanır. Genç adam çok mutludur ve arkadaşı Fatih'i arayıp bu anını onunla da paylaşmak istemektedir, ancak ona ulaşamamaktadır.)

Ozan: Açsana şu telefonu Fatih. Yine kızlarla mı fingirdeşiyorsun sen? Hadi be...

(Ozan tahmininde yanılmamıştır. Çünkü Fatih koynunda iki güzel kadınla birlikte fingirdeşmekle meşguldür. Birkaç denemeden sonra sonunda telefonu açar.)

Fatih: Bir dakika kızlar, çekilin. Ozan arıyor... Alo kanka, ne yapıyorsun?
Ozan: Oğlum, yine kızlarla mısın sen? Sabret biraz, Özlem ile boşanma aşamasına geldin zaten. Sonra ne yaparsan yap. Başına bela mı alacaksın yine?
Fatih: Kendin de söyledin, "boşanma" aşamasındayız. Boşanacağız ve kendi yollarımıza devam edeceğiz...
Ozan: Her gün yeni bir kızla mı devam edeceksin yoluna?
Fatih: Ne dedin?
Ozan: Yok bir şey. Gelsene yanıma, konuşmak istiyorum seninle. İlker Abi’nin kahvehanesinde buluşalım.
Fatih: Vaay, kanka... Yoksa... Ha, başka bir şey için mi? O zaman tamam, görüşürüz...

(Bundan sonra ise Ozanların evine geçeriz. Şehriban ve Hafize kahvaltı hazırlamaktadır. Şehriban, Ozan’ın nerede olduğunu çok merak etmekte ve endişelenmektedir.)

Şehriban: Hafize Anne, bir şey olmasın çocuğa? Kazadır, bir şeydir...
Hafize: Aaa, ne diyorsun sen? Allah korusun... (elini tezgaha üç kez vurur) Sabah iş görüşmesine gitmemiş miydi?
Şehriban: Gitmişti ama, şu ana kadar gelmesi lazımdı... (endişeli bir yüz ifadesi ve sesle) Acaba bir şey mi yaptılar oğluşuma?
Hafize: Merak etme, kaç yaşında adam oldu artık o. Bir arkadaşına rastlamıştır işte, boşuna endişelenme...

(Hanımlar kahvaltıyı hazırlamaya devam ederken, kamera Ozan’ın ikiz kardeşleri olan İpek ve Çiçek’in odasına gelir. İpek biriyle mesajlaşıp durmaktadır.)

Çiçek: Kimle mesajlaşıyorsun yine?
İpek: (mırıldanarak) Kimseyle...
Çiçek: Sabahtan beri tuş sesi duymaktan sıkıldım artık, yeter...
İpek: (kafasını kaldırıp) O zaman git, annemlere yardım et...
Çiçek: Hayır, kalsın. Ben gelince bütün işi bana yığıyorlar. (Yatağından kalkarak) Ya, göstersene kimle mesajlaştığını...

(Çiçek telefonu almaya çalışsa da, İpek vermemek için direnmektedir. Adeta birbirleriyle kapışmakta olan ikiliyi evin küçük oğlu Alican görür. Sadece ablalarını kahvaltıya çağırmak için odaya giren zavallı çocuk, bu manzara karşısında öylece bakakalır. Çocuğunun neye baktığını merak eden Şehriban, kızlarını o halde görünce adeta yaygara koparır. Kız kardeşler bu bağırmayla kendilerine gelirler.)

Şehriban: Kızlar, ne oluyor?! Zavallıcık sizi kahvaltıya çağırmak için geldi sadece, ama neler gördü bu küçük yaşında?
İpek: Anne, abartma sen de. O kadar da değil. Bir şey yok işte...
Şehriban: Terliği yiyince görürsün abartıp abartmadığımı. Hadi, zorlamayın sabrımı...

(Kızlar yataktan kalkıp süklüm püklüm kahvaltıya gelirler. Bundan sonra evden uzaklaşıp yeniden şirkete geçeriz. Kafeteryada Deniz ve Nihal konuşmaktadırlar.)

Nihal: E, ne oldu? Anlatsana, çatladım meraktan...
Deniz: Tamam, gelme üstüme... Şimdi ben böyle Bülent Bey’in odasından önemli dosyalarla çıktım. Adam da nasıl koşuyor ama, deli dana gibi üstüme geliyor. Çekilmek istedim, ama çarpıştık. Sonra dosyalar döküldü filan. Topladık, verdik...
Nihal: Sonra ne oldu?

(Öte yandan Ozan ve Fatih de kahvehanede buluşup konuşmaya başlamışlardır.)

Ozan: Sonra patron geldi bağırdı bana. Ama nasıl biri, bir görsen... Dışarıdan bücür gibi görünüyor, ama öyle bir bağırıyor ki...
Fatih: Uzatma, konuya gel...
Ozan: Anlatıyorum işte, sık boğaz etme insanı... Yok neden geç kalmışım da, neden hanımefendiye yardım etmişim de. Onun zamanı daha önemliymiş de...

Nihal: Gerçekten onun için mi bağırdı?
Deniz: Evet, aynen böyle oldu. Şaka gibi, değil mi?
Nihal: Ben de çok şaşırdım. E, devamı var mı bunun?
Deniz: (önceden gelen kahveden bir yudum alarak) Var, var...

Ozan: Sonra kız, bana hiç beklemediğim bir şey söyledi...
Fatih: Ne dedi?
Ozan: Onun yüzünden işe alınmamışım, o da teselli etmek için beni bir akşam yemeğine çıkarmak istediğini söyledi.
Fatih: Bunu kendi ağzıyla söyledi yani?

Deniz: Evet, söyledim işte. Ne var?
Nihal: Yok bir şey, ama bu tür hareketler genellikle erkeklerden beklenir.
Deniz: Ben de bir kadınım ve ona akşam yemeğine çıkma teklifi ettim Nihal. Her şeyi erkekler yapmak zorunda değil ki...
Nihal: Ama kanunlar böyle...

Ozan: Ne kanunu?
Fatih: Yazılı olmayan kanunlar işte oğlum, anlasana...
Ozan: Bende anlayacak kafa kalmadı kardeşim. Onu gördüm ve her şey bitti. Adeta gökten yere düşmüş bir melek gibiydi...

Deniz: Onun gözleri çok güzeldi. Her şeyi çok iyiydi, ama o gözleri var ya... Anlatılamaz...

Nihal: İyi hoş da, kendini çok kaptırmasan buna... Ya terk edip giderse seni? Bir kez daha üzülmene izin veremem...

Fatih: Kız sana bakar mı sence, abi? Emin misin?

Deniz’in İç Sesi: O da var, değil mi? Ya beni terk edip giderse bu da... Ne yaparım ben? Nasıl kurtulurum bu acıdan. Ne kadar çırpınırsam o kadar dibe batarım, kurtaracak biri olmaz beni. Umutlarımı da bırakmak istemiyorum o azgın deryaya. Onlar benim her şeyim. O benim umudum...

Ozan’ın İç Sesi: Korkuyorum, geleceğimden korkuyorum. Ayrılıktan korkuyorum. Aşktan korkuyorum, gitmekten korkuyorum, korkmaktan korkuyorum, ümitlerimin yok olmasından korkuyorum. Ben her şeyden çok korkuyorum. Ama risk almaktan korkmamam lazım. Belki de o benim son çarem...


- 2. BÖLÜM SONU -
@cookies, @sürgünüm, @Bully, @FahriyEvcen, @mrt-06, @denizz19, @gözlemci, @sokak sanati, @Çiğdem-, @Ice_Cool_23, @ozgur2113, @Harunnn60, @yatutarsa, @OzaN, @Yiğitt, @Forumdash, @ABAY_06, @xemrexxx, @papuleoo, @hayret bi şey, @HachiKo, @Billy Kane, @Yakamoz-Asi, @eros, @kvp-medya, @*YıldırıM*, @pompy... :)
 

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Yine yorumlarınızı bekliyorum. Elimden geldiği kadar kısa yapmaya çalıştım. Geçen hafta yazdığım taslaktan birçok sahneyi attım ve bazı sahneleri düzelttim zaten, son hali böyle oldu. Umarım beğenirsiniz... :)
 

cookies

Tecrübeli Üye
Katılım
6 Ekim 2012
Mesajlar
29,742
Reaksiyon puanı
18,793
Puanı
1,060
Yaş
26
Yine yorumlarınızı bekliyorum. Elimden geldiği kadar kısa yapmaya çalıştım. Geçen hafta yazdığım taslaktan birçok sahneyi attım ve bazı sahneleri düzelttim zaten, son hali böyle oldu. Umarım beğenirsiniz... :)
Dizi bnm dizilerimden bile uzun olmus okurken akıcıydi ama uzundu uzun olmasi bnm için iyi bisey ama digerlerini bilemiycem :)
Yani guzel olmus :)

Neyse bn dizimi yaziyim bay bay :)
 

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul

Nisa

Favori Üye
Katılım
9 Eylül 2014
Mesajlar
2,046
Reaksiyon puanı
2,280
Puanı
259
Konum
Yalova
Sadece numaralarını kağıda yazmak yerine telefona yazabilirlerdi.:F Çok güzel olmuş canım ellerine sağlık keyifle okudum. :) @aserat54
 

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Sadece numaralarını kağıda yazmak yerine telefona yazabilirlerdi.:F Çok güzel olmuş canım ellerine sağlık keyifle okudum. :) @aserat54
Bu sefer de kağıt olsun işte, ne var? :F
Olumlu yorumun için de teşekkürler... :)

Büyük ihtimalle akşam saatlerinde yoğunlaşır burası, ama online olanlar varsa yorumlarınızı bekliyorum... :)
 
Son düzenleme:

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul

Ice_Cool_23

Favori Üye
Katılım
5 Eylül 2014
Mesajlar
2,030
Reaksiyon puanı
1,345
Puanı
205
Yaş
27
Konum
Elazığ
Bu sefer okudum başarılı olmuş,Ama böyle entrika çok olsun çok severim entrikayı :D
 

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Bu sefer okudum başarılı olmuş,Ama böyle entrika çok olsun çok severim entrikayı :D
Entrika derken, onu biraz açsan... :)
 

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,585
Reaksiyon puanı
62,903
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Yani arkadan iş cevirmeler türlü türlü oyunlar Karagül Özlem Lale Devri Zümrüt misali :D
Sonraki zamanlarda entrika derecesinde olmasa da küçük tatlı oyunlar olacak. Tabii diğer kullanıcılar da okursa... :)