olive in oğlunun çağrısı üzerine yaptığı seyahat, yeni geliniyle ve oğluyla yaşadığı diyaloğlar ilginçti güzeldi, christopher ın annesine karşı göstermiş olduğu tavrı destekliyorum , yeni gelin ann çok sempatikti birazda psikoloğa fazla gitmenin verdiği alışkanlıkla her konuya psikoloğ gibi yaklaşımı olmasa dahada sevecektim kadını
çocuklariyla ann in yaşadığı diyaloğ ilginçti güzeldi.. modern çocuk yetiştirme tekniğiyle geleneksel kodummu oturturum tarzı çocuk yetiştirme tekniğinin çarpışmasını izledik , bu çatışmadan olive tüm otoriter tavrına rağmen yenik ayrıldı,güzelde oldu burnu sürtsün kadının
tamam olive istemediği bir evlilik yapmış olsun , geleneklere bağlı kalıp evliliğini bitirmemesinide anladık... ama hayatı eşiyle oğluna zindan yapmaya hakkı yoktu bu açıdan oğul kendini kurtardıda ben henry e acıyorum diktatör bir eşle geçirmiş olduğu heba edilmiş yıllar ve berbat bir ölüm... felç geçirmeden direk ölse daha iyiydi ?
sonra olive in yalnızlığı çok çarpıcı şekilde verilmişti gidip parkta kendisi gibi yakında dünyaya veda etmeye hazırlanan vatandaşla karşılaşması onunla gerçekleştirdiği sohbette ''köpeğimin ölümünü bekliyorum o da ölürse kendimi öldüreceğim''... derkenki umutsuz halleri, üzücüydü.. ama yaptıklarına sayıyoruz ?
gerçi bu kadın kötülük yaptıda o yüzden mi sonunda yalnızlık yaşıyor? yaptığı kötülüklerin karşılığını mı buluyor? ondanda emin değiliz tabiki, çünkü çok iyi insanları da mutlu bir ölüm beklemiyor onuda biliyoruz, ama yinede yapılan bir kötülüğün karşılığının olma ihtimali bizi sevindiriyor
köpeği çok sevmiştim, kısa bacaklı clancy izbandut sahibesi yanında şeker gibi duruyordu
nedense bu tarz izlediğim ölümlü sahnelerde insanlardan çok hayvanların ölümüne daha çok üzülüyorum