2019 Joker - Film Yorumları

Sherlock

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
7 Eylül 2016
Mesajlar
32,130
Reaksiyon puanı
47,947
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
72163


Joker

Tür:
Dram
Yönetmen: Todd Phillips

Oyuncular:
Joaquin Phoenix
Robert De Niro
Zazie Beetz

Filmin Özeti:
oker, başarısız bir komedyen olan Arthur Fleck'in hayatına odaklanıyor. Toplum tarafından dışlanan bir adam olan Arthur, hayatta yapayalnızdır. Sürekli bir bağ kurma arayışında olan Arthur, yaşamını taktığı iki maske ile geçirir. Gündüzleri, geçimini sağlamak için palyaço maskesini yüzüne takan Arthur, geceleri ise asla üzerinden silip atamayacağı bir maske takar. Babasız büyüyen Arthur’u en yakın arkadaşı olan annesi Happy adıyla çağırır. Bu lakap, Arthur’un içindeki acıyı gizlemesine yardımcı olur. Ancak maruz kaldığı zorbalıklar, onun gitgide toluma aykırı bir adam haline gelmesine neden olur. Yavaş yavaş psikolojik olarak tekinsiz sulara yelken açılan Arthur, bir süre sonra kendisini Gotham Şehri’nde suç ve kaosun içinde bulur. Arthur, zamanla kendi kimliğinden uzaklaşıp Joker karakterine bürünür.

Filmin Fragmanı:
 
  • Harika
  • Beğendim
Reactions: Dosi and DarkLegenD
Her şeyiyle dört dörtlük bir filmdi. Rahatlıkla söyleyebilirim ki; bir başyapıt.

Filmin yönetmenliğinden, senaryosuna kadar her şeyi çok iyiydi ama bir adam vardı ki... şov yapmış. Tabii ki Joaquin Phoenix'ten bahsediyorum. Uzun zamandır izlediğim en iyi bireysel performanstı diyebilirim, tek kişilik bir gösteri izletti bizlere kelimenin tam anlamıyla. Siniri bozucu bir oyunculuk performansı...

Adamın gülüşü önce sizi güldürüyor, sonra trajediyi o kadar iyi hissettiriyor ki üzülüyorsunuz. Gerçekten büyük bir oyunculuk performansı. Doğaçlama yaptığı sahneler de varmış ayrıca.

Bu sene ödülün en büyük adayı bence, ikinci sıraya ise Once Upon a Time in Hollywood filmindeki performansı ile Leonardo DiCaprio'yu koyuyorum şimdilik ama bence Joaquin Phoenix bir tık önde.

Filme geri dönecek olursak; filme gitmeden önce filmin hikayesinin bu kadar iyi işlendiğini düşünmemiştim açıkçası ama tam tersi. Oldukça iyi bir senaryo ile karşı karşıyayız. Filmin ismi Joker ama süper kahraman filmleriyle pek alakası yok, tabii ki bazı karakterler ve şehir çizgi romandan ve DC evreninden geliyor ama filmin işlenişi falan tamamen farklı.

Filmin hikayesi gitgide yükselen bir hikaye. Tam anlamıyla giriş-gelişme-sonuç olarak ilerliyor. Bunu o kadar gerçekçi veriyorlar ki, karakterin geldiği nokta ve yaptıkları gram rahatsız etmiyor. Anlam veremediğimiz, "ya bunu burada neden yaptı?" diyebileceğimiz hiçbir şey yok. Abartıya kaçabilecek, inandırıcılıktan uzak kalabilecek bir karakteri ve hikayeyi çok düzgün, tertemiz, boşluksuz bir şekilde işlemeyi başarmışlar.

Yaptığı eleştiriler, göndermeler de abartıya kaçmamıştı ve çok yerindeydi.

Birçok sahne çok iyi ve akılda kalıcı elbette ama benim favorilerim diyebileceğim iki sahne var; birincisi akıl hastanesinde Arthur'un annesi hakkındaki gerçekleri ve ona neler yaptığını öğrendiği sahne. Diğeri Arthur'un artık Joker'e evrildiği ve canlı yayına çıktığı, önce konuştuğu, sonra Murray'i vurduğu sahne. Bu iki sahneyi çok beğendim...

Tabii babasını Wayne zannedip, ona hesap sorduğu sahne, cücenin gitmesine izin verdiği sahne ( :A ) falan da yine çok güzeldi.

Yönetmenlik ve görüntü yönetmenliği de keza harikaydı. Yönetmen Todd Phillips de şov yapmış diyebiliriz, bazı çekim açıları çok özeldi.

Taxi Driver'daki tarz ve açıyla çekilen bazı sahneler vardı, yine birçok filme gönderme yapılmış. Hepsini ilk izleyişte yakalamak mümkün değil tabii. Tekrar izledikçe yakalanabilecek detaylar eminim mevcuttur.

Değinmediğim tek şey olarak müzikler kaldı sanırım, onlar da sizi filmin içine çekiyordu. Yerinde bir müzik kullanımı vardı, rahatsız etmiyordu. Abartılı olmaması yerinde olmuş.

Arthur/Joker'in dans ettiği sahnelerde kullanılan şarkılar ve müziklerin kullanımını özellikle çok başarılı buldum.

Kısacası Joker her şeyiyle dört dörtlük bir film olmuş diyebiliriz, beklentiyi sonuna kadar karşılıyor. Joaquin Phoenix'in dev performansı bile filmi izlemek için tek başına yeterli bir sebep. 9,5 ile 10 puan arasında gidip geliyorum ama 10 puan vereceğim.

Puan: 9.5/10
 
İyi bir film kesinlikle. Top 250'deki pek çok filmden de daha iyi ama ilk 10'a girecek kadar da bir olayı yok.

Joaquin Phoenix, Oscar'ı almalı. DiCaprio'nun performansını da aşırı sevdim ama Joaquin abimiz çok başka şeyler yapmış. Gidip de ödülü Adam Driver suratsızına verirlerse oturup ağlayalım. :(

Tam yorum: joker-2019

Sevdiğim sahnelerden yazıda bahsedemedim:

Cücenin gitmesine izin verilmesinin ardından yaşadığı çaresizlik şahaneydi. :A

De Niro'nun karakterinin çat diye öldürülmesi kan dondurucuydu. İyiydi.

8/10
 
Akşam arkadaşlarla izledik. Tek kelimeyle harikaydı. Joker’miş, Batman’miş öyle pek süper kahraman fimleriyle aram yoktur. O yüzden sıkılacağımı düşünmüştüm ama tahmin ettiğim tarzda bir iş çıkmadı ve bu beni aşırı mutlu etti.

Joaquin Phoenix resmen şov yapmış. Ne desem az kalır ama harika oynamış cidden. O gülüşü, dansı, anlık değişen tepkileri her şey o kadar iyiydi ki.

Çok vurucu noktalar, replikler vardı filmde. Yönetmen çok güzel bir dünya kurmuş, o kasveti resmen sonuna kadar hissettim. Müzikler de harikaydı...

Arthur’un gülüşüne başlarda sinir oldum, sonrasında ise o güldükçe yüzümde bir tebessüm oluştu. Hikayesinin derinden işlenilmesini, Arthur’dan Joker’e dönüşümünü çok iyi yansıtmışlar kesinlikle.

İş arkadaşını öldürdüğü sahnede baya kötü oldum. Beklemiyordum. Sonrasındaki cüceyle olan sahneye ise baya güldüm. :F

Aynı şekilde annesini öldürdüğü sahnede de beklemiyordum. Hatta talk-show programına katılıp her şeyi anlatması ve Robert De Niro’nun karakterini şakaktan vurmasını hiç beklemiyordum. Çok etkileyici sahnelerdi gerçekten.

Programa katıldığında kadını öpmesine de oldukça güldüm. :F :F

İnşallah doğru hatırlıyorumdur, ”Umarım ölümüm, yaşamımdan daha mantıklı olur” repliği uzun bir süre aklımdan çıkmayacak sanırım.

9/10
 
Herkes bu filmden konuştuğu için 2 yıl sonra ilk defa sinemaya bu film için gitdim. Gitmeme değdi hakkaten verdiği duygu ile muhteşem bir filmdi.
Maalesef bizde sinemaya böyle filmler ya orjinal ingilizceyle, ya da rusca dublajla geliyor. Ben de ingilizceye gitdim, bu durumda ise ne ingilizce ne de bizim dilde altyazısı olmuyor direkt orjinal filmi izliyorsun. :D Böyle durumda filmdeki konuşmalar içinde mutlaka kaçırdığım kısımlar olmuşdur. İnternete düştüğünde yeniden ingilizce altyazı ile izlerim. :D

Gerçekten filmin konusuna giriş, konunun irelilemesi ve sonu muazzam bağlanmışdı.
Arthur karakterini oynayan adam rolü öyle oynadı ki, hele o gülüşü ile paralel olarak psikolojik sorunlarını göstermesi ile duyguyu tam olarak veriyordu. Arthur'un daha filmin başında çocuklar tarafından dövülmesi kısmında o arka fondaki müzikle resmen ağlayacak duruma geldim. O çaresizlik hissi o müzikle tam uyuyordu.
Katile dönüştükten sonra sadece komşudaki kadını öldürmesine şaşırdım, belirli bir nedeni yoktu çünkü.
Ayrıca kendisine silah veren iş arkadaşını öldürmesi ve Murray'ı öldürmesi sahneleri çok heyacanlıydı. Murray'yı aniden vurdu şok oldum o an.
Müzikler, o devrin şehir hayatı falan da güzeldi. Çekimler zaten muhteşem idi. :D
İnternete düşmesini ve yeniden izlemeyi merakla bekliyorum.

9,5/10
 
Herkes bu filmden konuştuğu için 2 yıl sonra ilk defa sinemaya bu film için gitdim. Gitmeme değdi hakkaten verdiği duygu ile muhteşem bir filmdi.
Maalesef bizde sinemaya böyle filmler ya orjinal ingilizceyle, ya da rusca dublajla geliyor. Ben de ingilizceye gitdim, bu durumda ise ne ingilizce ne de bizim dilde altyazısı olmuyor direkt orjinal filmi izliyorsun. :D Böyle durumda filmdeki konuşmalar içinde mutlaka kaçırdığım kısımlar olmuşdur. İnternete düştüğünde yeniden ingilizce altyazı ile izlerim. :D

Gerçekten filmin konusuna giriş, konunun irelilemesi ve sonu muazzam bağlanmışdı.
Arthur karakterini oynayan adam rolü öyle oynadı ki, hele o gülüşü ile paralel olarak psikolojik sorunlarını göstermesi ile duyguyu tam olarak veriyordu. Arthur'un daha filmin başında çocuklar tarafından dövülmesi kısmında o arka fondaki müzikle resmen ağlayacak duruma geldim. O çaresizlik hissi o müzikle tam uyuyordu.
Katile dönüştükten sonra sadece komşudaki kadını öldürmesine şaşırdım, belirli bir nedeni yoktu çünkü.
Ayrıca kendisine silah veren iş arkadaşını öldürmesi ve Murray'ı öldürmesi sahneleri çok heyacanlıydı. Murray'yı aniden vurdu şok oldum o an.
Müzikler, o devrin şehir hayatı falan da güzeldi. Çekimler zaten muhteşem idi. :D
İnternete düşmesini ve yeniden izlemeyi merakla bekliyorum.

9,5/10
Sizdeki altyazısızlık olayı çok kötüymüş. Niye öyle ki acaba? :(
 
Sizdeki altyazısızlık olayı çok kötüymüş. Niye öyle ki acaba? :(
Doğru düzgün dublaj ve altyazı şirketi yok maalesef cinemalar için. Son 2 yıldır türkçe filmlere azerice altyazı ekliyorlar. Ama yabancı filmlerin neredeyse hepsi rusca dublajla koyuyorlar, aşırı saçma. :D Nadiren türkçe dublaj geliyor.
Bu filmi de mecbur düz ingilisce ile izledim. Altyazısız insan otomatik kaçırıyor bazı kısımları. :(
 
  • Üzücü
Reactions: bazinga
"I just hope my death makes more cents than my life."

Açılışı Joker filmi ile yaptım. Şuan hâla etkisindeyim filmin. Başlarında hafif sıkılma oluşmuştu ama çok çabuk adapte olabildim ve sonrasında kendimi kaptırdım filme.
Başroldeki adam rolünü müthiş oynamış. Onun üzüntüsünü hislerini filmin çekim kalitesiyle biz de hissetmiş olduk.
Eğer arkadaşı o silahı vermeseydi bu olaylar olmayacaktı. Annesini öldürmesi beni şaşırttı. Beklemediğim bir sahneydi. O hayalini kurduğu programdaki sunucu Arthur ile alay edince o sahneden etkilenmişti ve son sahnede sunucuyu öldüreceğini tahmin ettim çünkü kendisi artık insanları öldürmeye başlamıştı ve kendisini üzen kişileri hedef alıyordu. Cüce arkadaşı ona hep iyi davranmış olduğu için ona dokunmadı. Annesinide öldürdükten sonra bu ölümlerin devam edeceği belliydi. Show programındaki sahneler baya güzeldi. Yaşlı doktoru öptüğü sahne komikti.
Filmde, toplumda dışlanmanın nelere vesile olacağını net bir şekilde gördük.

9.5/10
 
Son düzenleme:
İzleyeli bir aydan fazla oldu ama gelmişken yorumumu yapayım yoksa unutacağım. Hatta biraz unutmaya başladım bile o yüzden yorumum biraz bölük pörçük olacak. Tekinsiz atmosferi sayesinde her an tüylerin ürperdiği, Joaquin Phoenix'in insan üstü performansıyla adeta "öttürdüğü" bir film olmuş. Adamın önceki filmlerinden sadece Her'i izlemiştim ama oradaki yalnız, sakin adamla buradaki psikopatın aynı bedenden çıkmış olması takdir edilesi.

Joker aslında kötü şartlarla kalan herhangi bir insanın dönüşebileceği bir karakter. Yani sırtını hepimizin içinden böyle olmasa da bir Joker çıkabilir gibi bir ana fikre dayıyor diyebiliriz. Zaten hayatı sefil bir haldeyken önce sosyal hizmetlerdeki departman kapanıyor, ardından herkesin dalga konusu oluyor, ardından gerçek babasını öğreniyor vs. derken içindeki güçsüzlüğü değil karanlığı serbest bırakmayı tercih ediyor ve Arthur'dan Joker'e giden yollar adım adım döşeniyor. Karakterin özenilecek biri olarak resmedilmeyip yorumlanmasının izleyiciye bırakılması ve yaptıkları yenilir yutulur şeyler değilken senaryonun da bunu aklama gibi bir çabaya girmemesi güzel.

En etkileyici sahneler önce metrodaki adamları, sonra annesini ve en son talk-show sunucusunu öldürdüğü (ve oradaki tiradı) kısımlardı. İş arkadaşını vahşice öldürdüğü sahnede cüceye de bir şey yapacak diye korktum ama ona dokunmadı neyse ki. Tabii salon oralara gülerken ben aşırı vahşetten gözlerimi kapata kapata izledim oraları. :A

Hem filmdeki şehrin kasvetinden hem de adım adım artan gerilim nedeniyle hem rahatsız edici hem de başarısını bu rahatsız ediciliğinden alan bir yapım. İyidir kötüdür tartışılır ama yılın izlenmesi gereken yapımlarından biri olduğu kesin.

8.5/10
 
Son yıllarda çıkan en iyi filmlerden biri olmuş tereddütsüz. Süper kahraman filmleriyle ve Batman seriyle pek alakası olmayanları dahi içine çekebilecek kalitede bir yapım. Özellikle Nolan filmlerinin yapmacıklığı bu tür serilerden soğutmuştu, ama bu filmle birlikte Joker halka inmiş oldu.

Dört dörtlük bir film değil. Bazı kısımlar çok hızlı geçilmiş ya da gösterilmemiş, erken bitirilmiş. Ama bu haliyle bile fazlasıyla etkileyici. Tür olarak Nolan’ın abartılan serisindeki ikinci filme değil, V For Vandetta’ya daha yakın. V For Vandetta her alanda bu filmden çok daha üst düzey, ama bu film de yavana atılacak bir yapım değil. 10-20 sene sonra bugünün Vandetta’sına benzer düzeyde akılda kalabilir.

Filmin geçtiği Gotham ortamı içimi açtı, neşelendim. Kasvet ve karanlık detayları muhteşemdi. Kutlu hedef olan anarşizm gösteren sahneler de çok güzeldi. Joker’in Nolan’ın abartılan filmindeki Joker gibi karizmatik olmadığı yönünde eleştiriler var, bu doğru olabilir ama bu filmdeki Joker çok daha gerçekçi ve insanların içine işleyen bir karakterdi. Filmin süresi gereği karakter gelişimi biraz daha uzun ve detaylı olsa çok daha da mükemmel olabilirdi. O yüzden seçim yapmak gerekseydi bunu seçerdim. Toplumdan dışlanmışlık anlamında elbette nispeten benzer hayatlara sahip olununca filmin bu derece etki yaratması da kaçınılmaz oldu. Yani Joker karakteri kendini hissettirdi birçok kişiyi, beyaz yakalılar hariç.

Joaquin normal şartlarda bu performanstan sonra Oscarı gözü kapalı alacaktır. Ama The Irıshman’i izlemeden kesin bir şey söylemek güç. Yılın en iyi filmleri ödününe bu film de aday olacaktır ama kazanması çok zor.


8/10
 
Çıktığı ilk gün sinemada izlemiştim ama tabi ki üşengeçliğim filme dair yorum yapmamı engelledi şimdiye kadar. Ama aslında üzerinde bol bol konuşulacak bir film olduğunu söylemeye gerek yok. Modern bir başyapıt. Çekim kalitesi, müzikleri, şehirdeki o kasvetli ortamı müthiş yansıtan görüntü yönetmenliği, bir çizgi roman uyarlaması olduğu için ellerinde var olan sınırlı bir konuyu çok çarpıcı bir şekilde işlemeleri... Psikolojik gerilim türünün zirve yapımlarından biri var karşımızda. Senaryosu da gerçekten çok başarılı ve kafa kurcalayıcı bir yapım. Buna spoilerda değineceğim...

Filme sadece bir adamın toplumdan dışlanıp, nasıl zıvanadan çıktığı ve Joker'e nasıl dönüştüğünün gösterildiği bir hikaye gibi bakamayız. Biraz düşününce ortada daha derin bir senaryo var.

Filme bakış açım normalde ilk çıktıktan sonra biraz daha farklıydı ama hakkında bazı yorumları okuyunca ve filme odaklanıp parçaları birleştirince mantıklı da geldi. Konuya şöyle girmek lazım. Filmde 3 kritik sahne var. Bunlardan ilki filmin başındaki Arthur'un profesörle ilk konuşma sahnesi. Orada kritik bir detay var. Arthur'un daha önce akıl hastanesinde kaldığına dair. İkinci sahne Arthur filmin ortalarında yine profesöre gidiyor ama bu sefer profesör orada yok. Devletin bu yardımı çektiğini ve artık topluma bu hizmetin yapılmadığını öğreniyor. Filmin finalinde ise tüm olaylar bittikten sonra Joker yüzünde gülücük yapıyor, o sahne yaşanıyor ve bir anda yine hastanede görüyoruz Arthur'u. Oradaki sahnelerde ise çok kuşkulu diyaloglar var. Çalan şarkıda da keza.

Sadede geleyim. Filmin aslında Arthur Fleck'in Joker'e dönüşme hikayesi değil de Joker'in nasıl bu hale geldiğini anlattığı hikayelerden biri olma ihtimali çok yüksek. Joker hikaye anlatmayı çok sever, bu çizgi romanlarda bilinen bir şey. Hatta Nolan filmindeki Joker mesela yüzünün nasıl o hale geldiğini 3 farklı şekilde anlatmıştı. Yani sürekli farklı farklı hikayeler anlatır kendiyle ilgili. Bu çizgi romanlarda da böyledir. Joker hep insanların kendine acımasını ister ve acı verici şeyler yaşadığını anlatır. Yani bu filme baktığımızda da Arthur aslında zaten Joker olmuş. Deliler hastanesine kapatılmış. Ve aslında final sahnesinden de anladığımız profesöre nasıl bu hale geldiğini kendi yöntemiyle anlatıyor. Gotham City'e bir tasvir çiziyor kafasında.

Filmin başından sonuna kadar düşündüğümüzde, yaşanılan olayları irdelediğimizde bunun başka türlü olmadığını düşünüyoruz. Çünkü son sahneye baktığımızda Joker olmuş, tüm halkı yanına almış ve gücü eline almış bir adam görüyoruz. Yani adam sözde Joker olmuş artık gelişimini tamamlamış. Peki neden bir anda biz hastane sahnesini görüyoruz. Yani Joker o gücü elde ettikten sonra nasıl yakalanıyor da hastaneye geliyor. Eğer film Joker'e dönüşme hikayesi olsaydı son sahne hastane sahnesi değil arabanın üstünde olduğu sahne olurdu. Ama hastane sahnesi orada var ve o sahnede çalan şarkının sözleri de bu duruma baya bir gönderme yapıyor. Biz baştan sona Joker'in kafasındakileri izledik aslında. Joker bizim ona acımamızı istedi. Joker bizim onu anlamamızı istedi. Joker Gotham City'e bir tasvir çizdi. Keza babasının Wayne olmasını kafasında istedi. Ama tabi öyle bir şey yok. Filmin başındaki profesörle sonundaki profesör zaten aynı kişi. Anlattığı hikayeye de aynı kişiyi yerleştirdi. Filmi izlerken Gotham City halkı biraz çabuk ikna oldu diyordum. Hani hemen isyan çıktı olaylar biraz hızlı mı gelişti. Şehrin durumunu düşünüp buna kendimce açıklamalar getiriyordum. Ama diğer yönden düşününce Joker'in kurguladığı bir Gotham'ın böyle olması çok normal. Bir akım başlatıyor ve ardı arkası kesilmiyor bu akımın. Sonrasında annesi üzerinden anlattığı hikaye kendini acındırma hikayesi. Tv programını da aslında bir ders, bir mesaj niteliğinde düşünebiliriz.

Bu düşünce genel olarak biraz uçuk gelebilir. Ne yani biz 2 saat boyunca adamın anlattığı hikayeyi mi izledik denilebilir. Veya saçmaymış, o zaman Joker gerçekte nasıl Joker oldu denilebilir. Ama Joker'in gerçekte nasıl Joker'e dönüştüğü çizgi romanlarda bile birçok farklı şekilde anlatılıyor. Yani resmi olarak Joker'in nasıl bu hale geldiği kesin bir şekilde açıklanmıyor zaten. Ve yine akıllara final sahnesini getirmek istiyorum. Eğer diğer türlü olsaydı o final sahnesinin hiç bir anlamı olmazdı. O 2 dakikalık sahneyi ordan keserdiler ve alın size Joker böyle Joker oldu derlerdi...

Tüm bunları kenara bıraktığımızda teknik olarak da çok çok başarılı bir iş var. Joaquin Phoenix'in destansı bir performansı var. Oscarda net favori. Ama alıp alamayacağını diğer performanslara göre belirleyebiliriz. Müzikleri gerçekten farklı ve güzel. Arada açıp dinlerim. Filmin havasını daha iyi yansıtamazlardı. Gözümde yılın en iyi 2 3 filmi arasında yer alacak gibi duruyor. En iyisini tüm filmleri izledikten sonra net söyleyebiliriz. Keza yine son 10 yıldaki en iyi filmler listesine 2014'teki o müthiş filmlerin arasına girerek yerleşti diyebiliriz. Filmin değeri ise yukarıda spoilerda yazdığım durumdan sonra gözümde iyice arttı. Yani diğer türlü de çok iyi bir puana sahip olurdu ama o durum işleri çok değiştirdi.

9.5/10