En Son İzlediğiniz Film? 🎞

Yakamoz-Asi

Emekli
Katılım
8 Ocak 2013
Mesajlar
49,192
Reaksiyon puanı
29,113
Puanı
1,061
Ben İsviçre'ye ait ünlü bir film söyleyebilirim, o da Youth filmi. İtalya, Fransa, İsviçre ve İngiltere ortak yapımı bir film. Swiss Almanca dili de kullanılıyor filmde. Filmde Hollywood filmlerinde gördüğümüz oyuncular da var. En önemlisi de çekim yeri İsviçre.

Vay, isvicre almancasi varsa iyidir. :A tanimiyorum filmi.
 
  • Güldürdün
Reactions: Araf

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Vay, isvicre almancasi varsa iyidir. :A tanimiyorum filmi.
Bazen ülke ülke sinema filmlerine bakıyordum, İsviçre sinemasında da bu film denk gelmişti. Tanınan bir film aslında ve önerilen de bir film. :D

Film ilgi çeksin diye bu posterle de görürsün filmi:

1631706917949.png

Uzun zamandır arşivimde, izleyeceğim yakın bir zamanda. :D
 
  • Güldürdün
Reactions: Yakamoz-Asi

Yakamoz-Asi

Emekli
Katılım
8 Ocak 2013
Mesajlar
49,192
Reaksiyon puanı
29,113
Puanı
1,061
Bazen ülke ülke sinema filmlerine bakıyordum, İsviçre sinemasında da bu film denk gelmişti. Tanınan bir film aslında ve önerilen de bir film. :D

Film ilgi çeksin diye bu posterle de görürsün filmi:


Uzun zamandır arşivimde, izleyeceğim yakın bir zamanda. :D

Posterini hic begenmedim. :T:
 
  • Güldürdün
Reactions: Araf

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın

Görülmüştür, daha önce kısa filmlerde yönetmenlik yapan Serhat Karaaslan'ın ilk uzun metrajlı film yönetmenliği. Filmi hem yazıyor, hem de yönetiyor. Ağır, kasvetli bir havası ve ilgi çekici de bir konusu var.

Filmde Zakir'in cezaevinde memurdur, görevi de mahkumlara gelen mektupları okuyup onaylamaktır. Bir mektup ve o mektuptaki bir fotoğraf dikkat çeker, o da Selma'nın fotoğrafıdır. Yazarlıkla ilgili kursa da giden Zakir, Selma'yı takıntı haline getirmeye başlar. Kurstan arkadaşı Emel ve kurs arkadaşları, takıntı yaptığı Selma, evdeki annesi ve hapishanedeki memur arkadaşlarıyla kurulu bir hayatı olur.

Zorlu bir konu aslında, işin sonunu iyi bağlamanız gerekiyor; ya üst düzey bitireceksin ya da basit bir şekilde bitecek. Film ilgi çekici bir şekilde ilerlese de, sonu basit bir şekilde bitiyor. Yönetmen basit bir şekilde bitirmeyi tercih etmiş. Berkay Ateş'in ve Saadet Işık Aksoy'un bakışlar üzerine kurulu oyunculuğu başarılıydı, oyunculuk bir yerde gözlerle konuşmaktır. Bir de keşke sonu iyi bir şekilde bağlanmış olsaydı da, o gözlerle oyunculuk daha da anlam kazansaydı.

6/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,001
Reaksiyon puanı
49,676
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com

Spontaneous (2020)

Geçen yılın kesinlikle en underrated filmlerinden biri. Pek sevdiğim Katherine Langford oynamasa ben de keşfedemeyecekmişim. Sırf Katherine Langford var diye izledim ve beklediğimden çok daha iyi bir film buldum karşımda.

Öncelikle filmin underrated kalmasında hedef kitleyi düzgün ayarlayamaması olduğunu düşünüyorum. Daha çok hafif gençlik işlerini seven kitleye uygun bir iş gibi pazarlanmış. Afişi mesela çok ucuz bir romantik komedi kokuyor. Fakat işin aslında metafor üzerine kurulmuş, derinliği yüksek bir iş. Buna uygun şekilde pazarlansa daha popüler olup daha yüksek puanlar elde edebilirmiş...

Filmin senaristi Brian Duffield esinlenmiş midir bilmiyorum ama Tolga Karaçelik'in Kelebekler'ini andıran bir filmdi. Orada tavuklar patlıyordu, burada insanlar. :) Bu tip absürt konuları normalde sevmeyen biri olarak tıpkı Kelebekler'deki gibi bunda da çok sevdim. Filme bu absürtlüğü o kadar iyi oturtmuşlar ki şikayetçi olmak çok zor...

Hem eğlenceli hem draması güçlü bir filmdi. Son yarım saatte konuyu fazla dağıttılar ve toparlayamayacakları endişesine sürüklediler. Fakat en son birkaç dakikanın mükemmelliğiyle her şey yeniden anlam kazandı...

Katherine Langford inanılmaz güzeldi yine. Kendisini izlemek büyük zevk. Daha fazla projede yer almalı. Charlie Plummer da sevdiğim bir oyuncu.

Mükemmel bir film diyemem ama ben epey sevdim ve etkileyici buldum.

7/10
 
  • Beğendim
Reactions: Araf

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın

Yunan sinemasında Theo Angelopoulos diye bir gerçek var ama son zamanların da yükselen bir ismi daha var, o da Yorgos Lantimos. Yorgos Lantimos, kendisinin yönettiği ve Efthymis Filippou ile senaristliğini üstlendiği filmde herkese hitap etmeyen, herkesin sevmeyeceği tarzda bir yapıma imza atmış.

Filmde bir distopya söz konusu ama distopya konusunu ne kadar iyi çizebildiğiniz önemli olan. Yalnız kalan insanlar otele yerleştiriliyor ve 45 gün sonra eğer ki çiftini bulmayı başaramıyorsa hayvana dönüştürülüyor ve ormana sürgüne gönderiliyor. Filmin baş kahramanı David de bu otelde kalmaya başlıyor, çiftini de buluyor ama sonra ilginç olaylara karışıp yolu kaçmaya, ormana, yalnızların yanına düşüyor. Yalnızların da kendi aralarında belli kuralları var, aynı o oteldeki gibi. Bu kez David yalnızlarla birlikte yaşamaya başlıyor.

Erkeklerin bir kadına nasıl yaklaştığı, erkeklerin ve kadınların birbirlerine olan bakış açısı, çift olmak için aynı özelliklere sahip olmanın gerektiği algısı ve aynı özellikler için doğruluktan taviz verildiği gibi mesajlar verildi ya da bana göre mesajlar böyleydi.

Filmin çekim yeri İrlanda, ormanlık alanlar County Kerry. Başrol oyuncusu olan Colin Farrell'in ülkesinin seçilmesi de ilginç bir rastlantı olmuş. Film neredeyse baştan sona metaforlarla dolu, düşündürücü bir tarzı var. Metafor tarzı tamam ama distopik tarzı biraz daha iyi kurgulanabilirdi. Distopik tarzda apayrı bir kasvetli hava olur, olaylar dünyanın sonu gibi anlatılır ama bu hava yoktu filmde, Karakterler sanki deneysel bir ortama düşmüş gibiydi ve bu da distopik ortamın inandırıcılığını düşürüyor. Böyle bir sorun olduğu için filmi genel olarak yapay buldum. Bence daha iyi bir film ortaya çıkabilirdi.

6/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın

Namuslu, Başar Sabuncu'nun kaleminden çıkan, Ertem Eğilmez'in yönettiği bir toplum eleştirisi filmi. Filmin en büyük özelliklerinden birisi de, Şener Şen'in ilk başrol oynadığı film olması ve yine çok başarılı bir performans sergilemesi. Filmin bir diğer özelliği, tokat gibi bir film olması.

Filmde Ali Rıza'yı görüyoruz, dürüst ve namuslu bir mutemet. Tabii kendisi aynı zamanda bir memur, parası olmadığı için itibarı olmayan bir karakter. Bir gün iş yerine ait yüklü bir miktar parayı çaldırır ve ne yaparsa yapsın, kimseye kendisinin paraları çalmadığına inandıramaz. Namuslu olarak itibar göremeyen Ali Rıza, hırsız biri olarak itibar görmeye başlar. Herkes paranın çalınmasına değil, paranın olmasına ve kendilerine de o paraların döneceği düşüncesine bakar. Bu filmi günümüze de uyarlayabiliriz, hiç şaşmaz.

8/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Dosi

Süper Mod.
Katılım
10 Mart 2015
Mesajlar
85,157
Reaksiyon puanı
107,776
Puanı
1,060

Yine rast gele bakınıp seçtiğim bir film oldu. Giriş kısmını izlerken sonlarının böyle olacağını tahmin edemedim.
Evini satışa çıkarıp hastanedeki baba karakterinin masraflarını çıkarmaya çalışan bir aile ve oğullarının tesadüf eseri hiç alışık olmadığı bir ortama girmesini konu alan bir film. Genel olarak güzeldi.
şu iddia ve düello kısımlarında birbirlerini öldürme kısımları çok sert geldi. Filmin sonu ise sürpriz oldu. Keşke ölmeseydi. Üzüldüm o sahneye. Drama filmi beklerken aksiyon dozu fazla olan bir film çıktı karşıma.

7/10
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın

Yine rast gele bakınıp seçtiğim bir film oldu. Giriş kısmını izlerken sonlarının böyle olacağını tahmin edemedim.
Evini satışa çıkarıp hastanedeki baba karakterinin masraflarını çıkarmaya çalışan bir aile ve oğullarının tesadüf eseri hiç alışık olmadığı bir ortama girmesini konu alan bir film. Genel olarak güzeldi.
şu iddia ve düello kısımlarında birbirlerini öldürme kısımları çok sert geldi. Filmin sonu ise sürpriz oldu. Keşke ölmeseydi. Üzüldüm o sahneye. Drama filmi beklerken aksiyon dozu fazla olan bir film çıktı karşıma.

7/10
@Tolstoyevski'yi güldürmüşüsn. :A
 

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,001
Reaksiyon puanı
49,676
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com

Swimming Pool (2003)

Sanırım François Ozon hayranı olma yolunda ilerliyorum. İzleyiciyi avcunun içine almayı çok iyi bilen bir yönetmen kesinlikle, bu film de bunun en bariz örneklerinden biri olmuş.

Baştan sona çok ilgi çekici bir işleyişi var filmin. İki karakter etrafında şekilleniyor film ve iki karakter de hem derinlikleri yüksek hem de oldukça merak uyandıran ilginç karakterler. Yazar motivasyonlarına dair epey film izledim ama bu en iyileri arasına girdi.

Charlotte Rampling teyzemiz yine çok iyiydi. Ludivine Sagnier de gençliği ve güzelliğiyle büyüledi. Oyunculuk konusunda da yetenekliydi tabii. Yönetmen erotizmin dozunu biraz fazla kaçırmış ama buna pek itirazım olmadı doğrusu.

François Ozon filmlerinde genelde en sondan şikayetçiyimdir ama buradaki sonu çok sevdim. Filmin ilginçliğini katlayan bir son olup pek çok şeye anlam kazandırdı. Hiç akla gelmeyen bir sondu diyemem ama böyle bitmesine sevindim. Tekrar izleme isteği oluşturdu.

8/10
 
  • Beğendim
Reactions: Araf

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın

Kanadalı yazar Ian Reid'in romanından uyarlayan Charlie Kaufman oldukça sanatsal bir işe imza atıyor. Bu arada kitap 2016 yılında çıkma, uyarlaması dört yıl sonra çıkıyor. Herkese hitap etmeyecek tarzda bir film olduğu da bir gerçek.

Filmde uzun bir yolculuğa çıkan Jake'i ve kız arkadaşını anlatıyor. Kız arkadaşı, Jake ile ilişkisini bitirmeyi düşünüyor ama bu yolculuk, onları bambaşka yerlere götürüyor. Jake ailesiyle tanıştırıyor, farklı yollara sapıyor.

Filmde kar, karın verdiği o melankolik hava, karakter arasındaki zamansallık gibi birçok şey vardı. Bazı şeyler kafada bir anda oturmaz ya, bu da o tarz filmlerden birisi. Filmi tam anlamıyla çözemedim, çok karmaşık. Belki bir gün kitabını okurum, daha sonra tekrar izlerim ve o şekilde kafamda oturur film. Kısacası çok karmaşık bir filmdi ama sinematografisini başarılı buldum.

6/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Dosi

Süper Mod.
Katılım
10 Mart 2015
Mesajlar
85,157
Reaksiyon puanı
107,776
Puanı
1,060

2018 yapımı bir film.

İngilizce film sanıp açtım ama karşıma Hong Kong aksiyon drama filmi çıktı. Okul filmi olduğu için izledim ve genel olarak beğendim. Farklı bir filmdi. Eski bir askerin bir okulda öğretmenliğe başlayıp sorunlu öğrencileri okula ve ailesine kazandırmasını konu alan bir filmdi. Tür aksiyon dram olsada eğlenceli yönüde çoktu.
Süresi biraz kısa tutulabilirdi

7/10
 

Tolstoyevski

Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,283
Reaksiyon puanı
39,933
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com

2018 yapımı bir film.

İngilizce film sanıp açtım ama karşıma Hong Kong aksiyon drama filmi çıktı. Okul filmi olduğu için izledim ve genel olarak beğendim. Farklı bir filmdi. Eski bir askerin bir okulda öğretmenliğe başlayıp sorunlu öğrencileri okula ve ailesine kazandırmasını konu alan bir filmdi. Tür aksiyon dram olsada eğlenceli yönüde çoktu.
Süresi biraz kısa tutulabilirdi

7/10
Beğeni atacaktım ama Hong Kong draması yanlışlıkla çıktığı için güldürdün attım :A
 
  • İlginç
  • Güldürdün
Reactions: Araf and Dosi