En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Filmi çok severim, Demi Lovato'yu da severim aslında az çok ama Let It Go'yu resmen katletmiş ya. Idina Menzel'in yorumunun yanından bile geçmez.
 

Sonunda CD'sini buldum ve izledim, iyiki izlemişim...

Çok beğendiğim bir film oldu. Oyuncular çok iyiydi özellikle. Hümeyra ve Işıl Yücesoy döktürmüştü. Genç isimlerden Farah olsun, Mehmet olsun, Kerem olsun... Ne güzel oyunculuklardı. Hepsi ayrı samimiyetle, ayrı sempatiyle oynamış.

Farah Zeynep Abdullah'ın söyledi şarkılara ne demeli? Müthiş şarkılar söyledi, hepsi ayrı anlamlı. Çok beğendim şarkıları. Özellikle ''Gel Ya Da Git'' şarkısına bayıldım.

Çağan Irmak her zamanki gibi döktürmüş. Filmin hikayesinde çok beğendim. Çok kaliteli bir iş olmuş gerçekten.

Filmin sonu özellikle çok iyi bitti. Özellikle Erhan'ın yaşlılığı gelince sesli güldüm.
Helal olsun tüm oyunculara, Çağan Irmak'a...


Puanım : 10/10
 

Sinemada izlediğim 2.filmdi, ilk filmde bir öncekiydi zaten


Fragman çıktığından beri rahat 50 defa izlemişimdir, o yüzden hem çok heyecanlıydım hemde beklentim çok yüksekti ve her anlamda istediğimi aldım filmden.

Jason Statham'ın da katılmasıyla aksiyon daha da artmış ve hem dövüş sahneleriyle hemde yarış sahneleriyle bence Jason reyiz farkını ortaya koymuş.

Paul Walker çok iyiydi ya reyizi her gördüğümde duygulandım, otobüsün üstünden koşarak atladığı sahnede tüylerim diken diken oldu çok iyiydi.

Son 25 dk. filanda full aksiyondu gözümü kırpmadan izledim resmen ve finalide çok güzeldi.

10/10
 

İzlemek isteyipte bir türlü izleyemedim bir filmdi.

İlk başları beni sıktı. Hatta kapatmak istedim bir ara. Bu muymuş film dedim. Sonrası geldi. Sürükleyici ve güzel bir filmdi. İlk 20 dakikasını saymıyorum.


Filmin müziği çok güzeldi. Film başlarken çaldı ve daha sonra film aralarında yine çaldı. Çok duygu yüklü bir müzik, müziği ayrı bir beğendim.

Film hikaye bakımından çok değişik ve etkileyici. Fırtına sahnesi olsun özellikle çok iyiydi. Kaplanımız çok iyiydi.


Kısacası oyunculukları çok beğendim, şarkıda süperdi. Dediğim gibi ilk 20 dakika dışında sürükleyici ve etkileyici bir filmdi. Mutlaka izlenmesi gerek bir film.

Puanım : 9.5 / 10

 

Tolga Örnek'in çok başarılı bir filmi olmuş. Fox Tv o kadar çok verdiki tekrarı merak ettim ve izledim filmi.

Timuçin Esen yine döktürmüş. Adam oynadığı her dizi ve film projesinde başarılı performans gösteriyor. Helal olsun, yine müthiş oynamıştı.

Selma Ergeç'de müthişti. Bu kadar iyi rol yapacağı beklemezdim. Evet başarılı bir oyuncu ama filmde döktürmüş.

Filmin en hüzünlü ve final sahnesi :
Meral Teyze'nin ölümü çok kötü oldu, gözlerim doldu...

Biraz sıkıcı yerleri vardı. Ama oyunuluklar çok iyiydi. Müzikleri beğendim. Nevra Serezli çok iyiydi. Yorumlamaya bile gerek yok.
Sıkıcı yerlerin fazla olması ve çok çok uzaması puan kırmama sebep oldu. Süresi biraz daha kısa olabilirdi.

Puanım : 8.5 / 10

 
İncir Reçeli 2
İkinci film,ikinci şans.İlkinden daha güzel bir hayatmiydı,yoksa daha mı kötüydü dönüşüp duruyorum.Cevap yok aklımda.Akışa fazla müdahale edilmemiş.Değişik senaryo farklılıkları yoktu.Sevdiği kadın öldükten sonra ilk akla gelen şey hayattan kopmak,öyle de kurmuşlar.Doğru olanı da bu.Olacak olan da o çünkü.
Bu defa da Erkek karakterin o tuhaf "mal" gibi dikine bakması yine sıkça kullanılmış.Cool haller ikincide daha da fazla,Kadın karakterler de farklılar fazla gözükmese de fazlasıyla var gibi.En başta Duygu daha pozitif hayatı seven bir karakterdi.
Oyunculuklar güzeldi.Yan roller diye bir şey yok zaten,direkt 2 kişinin üzerine bütün film.Sıktı mı hayır,ilki kadar etkiledi mi hayır.Bir daha izlermiyim kesinlikle)
 
Cool Hand Luke

http://m.imdb.com/title/tt0061512/



3 Part şeklinde, dizi gibi 42 şer dakikalar halinde izledim. Ancak bunun sebebi Lagaan gibi sıkıcı olması değil, vaktimin fazla olmayışı idi.

Korkarak başladım ama beklediğim gibi çıkmadı, çok güzel ve sürükleyici filmdi. Hiç şüphesiz efsane ve kült film sıfatını, İmdb Top250 ye girmeyi fazlasıyla hakediyor.


Karakter üzerine kurulu filmlerden. Yani hapishane filmi değil kesinlikle, sinema tarihine geçmiş Luke karakteri üzerine kurulu.

Birçok efsanevi sahnesi vardı ve uzun süre akıllardan çıkmayacak kadar kaliteliydi

50 Yumurta yeme sahnesi kesinlikle efsane üstü bir sahneydi. Sinema tarihine geçmiş olması kaçınılmaz o sahnenin


Luke un 3 kaçışı da mükemmeldi. Hele en son yaptığı kaçış

Paul Newman oyunculuğun kitabını yazmış resmen. Yazmamış, bildiğin karakteri yaşamış. Mükemmel bir oyunculuk. O yıl Oscarı nasıl kazanmamış hayret ediyor insan. Paul Scofield diye bir oyuncu kazanmış, Michael Scofield'ın dedesi heralde.



8.4/10
 
Son düzenleme:
22 Jump Street (2014)

+ En son hangi filmde güldüğümü hatırlamıyorum, komedinin adını verdi acayip mutluyum şuan.

+ Filmde başka 2 karakterimiz ve Müdürleri ve kızı acayip yakışıyordu filme, alt roldekiler bile ana rollerdeymiş gibiydiler.

+ Saçmalama üzerineydi senaryosu ama bu adamlar harbiden iyi saçmalamışlar yani kahkaha attığım sahnelerin sayısı bir haylı fazlaydı. Yani yok böyle bişi.


+ Neyse bunun birde ilk filmi varmış sanırım, şansa bala izledim zaten bunuda onuda izleyip geleyim


+ Film IMDb'den 7.1 ile puanlanmış, daha da yüksek verirdim aslında bilmiyorum şuan cimri davranasım geldi,

Filme Puanım: 8.5



 
Lets Be Cops (2014)

+ Bir komedi'nin arkadasına güzel bir hayat dersi yapıştırılmasını her zaman sevmişimdir, bu da o filmlerden biri oldu.

+ Filmde 2 tane çılgın hayatta kaybeden tiplerimiz var ve filmin isminden anlaşılacağı gibi şans eseri polisliğe bulaşıyorlar ve sonrasında komik olaylar silsilesi.

+ Hemen hemen 2 karakterde iyiydi fakat beyaz tenli arkadaş daha çok ağır basıyor gibiydi, daha doğrusu diğer eleman biraz daha ağır başlıydı çılgınlıkları durduramadı ne yazık ki. Ve güzel bir şölen sundular.

+ Kişisel olarak, uzun zamandır kaybetme hissine denk gelen bir cevaptı benim için. O yüzden film daha bir anlamlı geldi bana puanımda kişisel olarak yüksek olacak haliyle.

+ Film IMDb'den 6.5 olarak puanlanmış, klasik bir komedi puanlamasından tabiki sinemasal değil duygusal olarak puanlayacağım,

Filme Puanım: 8.5

 
Dial M For Murder




Klasik bir Hitcock filmi. Zeka dolu senaryo, ama beklediğim gibi devam etmeyen işleyiş.

Cinayet romanı tadında filmdi, Agatha Christie tadı verdi.

Ama senaryodan çok yönetmenlik ve oyunculuk mükemmeldi. Hitcock un yönetmenlik olarak diğer filmleri gibi bu da üst düzey filmiydi ama senaryo anlamında diğer filmlerine oranla biraz gerideydi.

Çok film izlemenin en büyük yan etkilerinden biri de herhangi bir filmi istesen de kolay kolay beğenemiyor olman, bunda biraz da mükemmeliyetçi huyum da var malesef.

Böyle işleyişi olan cinayet filmlerini de bir türlü sevemiyorum, istiyorum ki Death Note gibi akıl oyunları üstüne akıl oyunları olsun, ayrıca filmin sonunu taa en başından tahmin etmek çok kolay, dahası gerilim hissi yaşatmasına karşın pek bir gizem, merak unsuru uyandırmıyor izleyende. Ki benim için cinayet filmlerinin, romanlarının en önemli iki unsuru merak ve gizem.

Tony nin planı mükemmeldi tam bir zeka dolu senaryo diyordum ama sonradan çuvallaması ve en sonunda yakayı ele vermesi hoşuma gitmedi

Eğer en son da, ondan yavaş yavaş şüphelendikleri sırada ona yapılan akıl oyunlarına karşın o da onlara akıl dolu bir oyun oynasaydı ve filmin sonunda karısı idam edilseydi! Hiç şüphesiz Kubrick filmlerinde bile zor raatlayacağımız etkiyi bırakırdı ve kalkar ayakta alkışlardım!


Ama malesef düz ve bekledik bir finalle bitti.

7.0/10
 

Çok iyi bir gençlik komedi filmiydi. Baştan sona klişe geçsede böyle filmleri seviyorum ve her zamanda izleyeceğim.

Konusu mezuniyet töreninden sonra yapılan partide olanları anlatıyor. Filmdeki oyuncuların çoğunu diğer gençlik filmlerinden biliyordum zaten, bu filmde de görmek şaşırtmadı


Komedi yönü daha çok İnek öğrenciyle Seth Green ikilisinin üstüdeydi, birçok yerde güldürdüler


Başrol erkeğin sevdiği kıza 4 yıl sonra forsat bulup açılması olayıda iyiydi. Fırsatları değerlendirmek gerektiğini vurguladı zaten çoğu yerde, bende katılıyorum fırsat varken yapmak lazım bişeyleri yoksa pişman oluyoruz


8/10
 
A Wednesday


Mini İmdb Top250 etkinliğinde Lagaan ve Cool Hand Luke'dan sonra üçüncü filmdi. Geriye Rashoman kaldı ve ekstra olarak seçilen iki uzun film Barry Lyndon ve Arabistanlı Lawrence. @OzaN a hatırlatılır.



Filme dönecek olursak, çok iyi bir senaryo ama bir o kadar da kötü teknik ekip. Oyunculuk iğrenç, efektler iğrenç, yönetmen iğrenç, müzik idare eder, senaryo ortalama üstü


Özellikle finaliyle sıradanı aşmış ve özgün bir film ortaya konmuş

beklediğimin aksine suçluyu yakalamadılar, yine de adalet bir nevi yerini buldu.

Filmin ilk 20 dakikası oldukça sıkıcı ama sonradan hareketleniyor.

Dövüş sahneleri ya da daha doğrusu dayak sahneleri inanılmaz başarısız. Her vurduğunda çıkan Şılaak! Şlap! sesleri, sanırsın 1950 model film?

Eğer iyi bir yönetmen, oyuncu ve teknik ekibin elimden çıkmış olsaydı çok çok daha efsane olabilirdi. İmdb ye girmiş olma sebebi elbette dünyanın çeşitli yerlerinde örgütlenmiş olan Hintli insanlar. Başka sebebi olamaz. Film çok mu kötüydü? Elbette hayır, hatta vasatın üstü bile sayılır ama 7.0 ın üstünü hakettiğini sanmıyorum.


6.4/10
 
@Tolstoyevski şu an Cool Hand Luke molasındayım, etkinliği unutmadım yani.


Ayrıca Dial M For Murder için haksızlık etmişsin bence. Hitchcock'un harika filmlerindendir, IMDb'de 10 tam puanı verdiğim 4 filminden biri.
Benim kadar herkes beğenmeyebilir tabii ama en azından 8'i alacak bir film bence.
 

Belli bir kitlenin hayran olduğu bir film. Filmin yönetmeni Troy Duffy'nin çektiği 3 filmden biri. Zaten diğeri de filmin ikincisi.

Farklı bir hikaye ama Pulp Fiction'la benzerlikler var. Kurgu olarak değil ama belli ayrıntılar uyuşuyor. Tabi bu filmin kendine has bir havası var.

Bol aksiyon ve kara mizah tadında geçen bir film. Sorgulatıcı yönünü çok beğendim. İlahi hukuk mu yoksa insan hukuku mu? Film size bunu düşündürüyor.

Oyuncuların performansı iyi. Özellikle Willem Dafoe çok başarılı.

Beklediğimi buldum diyebilirim. Başarılı bir film.

8/10


Bu kadar beğeneceğimi tahmin etmezdim ama süper film çıktı. Bruge'ün güzelliği, oyuncular, konu herşeyiyle çok iyiydi. Filmdeki İrlanda İngiliz aksanı bile çok iyiydi.

Kiss Kiss Bang Bang'e benziyor hareketli olaylar ve kara mizah olması ama bu filmin Bruge farkıyla biraz daha masalsı bir tadı var. Yani kara mizahlı bir masal diyebilirim filme.

Colin Farrell filmin şüphesiz en iyisi ki Altın Küre almış bu filmle. Ralph Fiennes ve Brendan Gleeson da ustalığını konuşturmuş.

Bu film hakkında daha uzun yazmak isterdim ama zaman olmadı. Sonuç olarak çok beğendim. Kara mizah konuşunda başyapıt.

9/10


In Bruge gazıyla izlediğim ama beklediğimi bulamadığım bir film oldu. Bu filmde kadro daha geniş, konu daha ilginç ama nedense bir eksiklik bir olmamışlık hakim bütün film.

Psikopatlar gerçekten çok ilginç ama işte bütünlüğü yakalayamamış yönetmen.

Absürt olayım derken filmin akışı ve işleyişi bozulmuş. In Bruges ne kadar doğal yazılıp absürtlüğü yakalamışsa bu film de o kadar zorlama bir şekilde absürt yazılmaya çalışılmış ve becerilememiş.

Filmin oyunculuk anlamında en iyi ismi Sam Rockwell'di. Colin Farrell bu filmde yerlerde sürünüyor. Christopher Walken ve Woody Harrelson ise her zamanki klasında.

Boş zamanınız varsa izleyin derim. Yoksa izlemeye değecek bir film değil.

6/10
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
Mulholland Dr





Şundan eminim ki Sigmund Freud bu filmi izleseymiş ayakta alkışlarmış!

Hayatımda izlediğim en değişik filmlerin başında gelebilir. Kesinlikle en beyin yakıcı filmlerden biri. Beynim bildiğiniz kısadevre yaptı! Bu kadar gizem dolu bir filmi görebileceğimi sanmıyorum.


Bu, öyle bir filmki uğruna kitaplar da yazılabilir, tek cümle satır dahi yazılmayadabilir.

İlk 30 dakikası felaket sıkıcı ve ağır geldi. Bir ara bırakmayı bile düşündüm. Ama ondan sonra işler garip hal almaya başlayınca bir çırpıda bitti.

Adam resmen komplo teorileri havada uçuşsun diye film yapmış. Tek seferde izleyip anlamak mümkün olmadığı gibi, defalarca izlense bile ancak detaylar farkedilir. Sonuç açık kapalı bırakılmış. Bence tabi.

En ağır matematik denklemleri, fizik problemleri bile insan beynini bu film kadar zorlayamaz! Kesinlikle bu filmi izlemeden önce dinç, uykunuzu almış, tok ve tüm dikkatinizi dağıtacak her şeyden uzaklaşmış olmanız lazım.

Filmin sonuyla alakalı bir teorim vardı ve film sonrası yaptığım uzun araştırmalar sonucunda benim teorimi destekleyen pek çok teori ile karşılaştım. Kubrick in 2001 ve Eyes Wide Shut filmi gibi bu film de, izledikten sonra belli bir araştırma gerektiren bir film. Ve ne kadar çok araştırma yapıp taşları yerine oturtsak da bunların kesin böyle kesin şöyle olduğunu söyleyemeyiz.

Filmin sonunda bir müddet düşündükten sonra, aslında her şeyin Sarışın kadının aklından geçenler olduğunu ve Esmer kadını kıskandığı için kendi bilinçaltında kendi istediği gi şekillendirdiğini düşündüm. Kısmen öyle de denilebilir ama daha derin tabii

Aslında Sarışın kadın, kıskandığı için Esmer kadını kiralık katile öldürttü. Kiralık katile ödediği para, filmin başlarında Sarışın kadının Esmer kadının çantasından bulduğu para. Elbette Esmer kadının hafızasını kaybetmesi, Sarışının ona yardımcı olması filan tümüyle rüya.

Sarışın kadın gerçek hayatta sefil, hayallerine ulaşamamış, oyuncu seçmelerinde arkadaşı Esmer kadına kaybetmiş.. Rüyasında ise doğal olarak kendi bilinçaltında istediği gibi değiştirerek, Esmer kadını kendine yardıma muhtaç olarak yansıtıyor

17 Numaralı odada buldukları sarışın ceset , yoruma açık bir imge
Oradaki ceset belki de ceset değildir, sarışın kadın, Esmer kadını öldürttükten sonra evine kapanmış ve kendi ruhunu ceset gibi görmüştür. Kovboy bir sahnede "Uyanma vakti geldi" derken gerçek hayata gözleri açmanın vaktinin geldiğini belirtiyor ve aslında komşu kadının kapıyı çalması, Sarışının rüyasında "Kovboy un onu uyarması" gibi yorumlanıyor


Neyse ne kadar da yazsak az veya çok. Tek bildiğim kafamın zonkladığı.


Bu film izleme listemde hiç yoktu ve @Danger UA! nın önerisiyle izlemiştim. Bunu izleyip izlemediğini hatırlamıyorum ama eğer izlemişse , uygun bir zamanda ve dinç bir kafayla izlemesini öneririm.


Ayrıca bu tür filmleri sevdiğini pek sanmasam da (2001 Uzay Efsanesi, Matrix tarzı filmleri sevmemesinden örneklendirdim) yine de @OzaN a da öneriyorum, izlememişse tabii.



9.6/10
 

Ben de @Tolstoyevski gibi üç parçaya bölerek izledim. Ancak benim sebebim onun aksine sıkıcı olmasıydı.


Beklediğimden çok daha düşük seviye bir filmdi. Birkaç efsane sahnesinin olduğunu kabul etmekle birlikte fazlasıyla abartılmış vasat sayılabilecek bir film olduğunu düşünüyorum.

Hapishane konulu olsa da zorunlu işte çalışılan mahkum kampında geçiyor hikaye. Cool bir adamımız var Luke diye. Özgürlüğüne düşkün, sürekli kaçmak istiyor falan. Bilmiyorum ben ilgi çekici bulmadım konuyu ve çoğu yerde sıkıldım. Üç parçaya bölmeme rağmen her parça iki saat hissettirdi.


İki tane çok iyi sahne vardı. Spoiler kullanmaya da gerek yok aslında biri araba yıkama sahnesi, diğeri yumurta iddiası sahnesi.


Oyunculuklardan en çok George Kennedy'yi beğendim ve Oscar da kazanmış. Paul Newman iyiydi ama karakteri sevemediğimden oyunculuğu da Oscar alacak kadar iyi gelmedi bana.


Sonuç olarak Top 250'de olmayı hak etmeyen filmlerden biri.

6/10
 
Sadece 4 filme mi 10 verdin? Ben 40 küsür filme 10 verdim.
Ne filmdi ya. İzledikten sonra şoka girmiştim başım falan ağrımıştı. Şu sahneyi anladın mı?

Kovboyun yönetmenle konuşurken söylediği söz: "Ukalalıkla o kadar meşgulsun ki düşünmüyorsun" Bunu aslında biz seyirciye söylüyor David Lynch kovboy aracılığıyla.Aynı zamanda şunu da söylüyor:

K:Bir at arabasını kaç kişi kullanır?
Y:Bir.
K: Sana verdiğim fırsatları değerlendirirsen benimle birlikte kullanabilirsin.

Yani demek istediği filme ve ipuçlarına dikkatli bakarsan 2.yönetmen sen olursun.

Adamın verdiği mesaja bak ya.

Bir de dediğin gibi ben de filmin büyük kısmının rüya olduğunu düşünüyorum.
 
Yok ya 4 tane Hitchcock filmine 10 verdim. Yoksa genel Top 4'üme girecek kadar da bir film değil tabii.