En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
3 tane filmini izledim genelleme yapamam ama en iyisiydi izlediklerimden.
İşte Drive,Blue Valentine ve The Place Beyond The Pines 3'üde bağımsız yönetmenden çıkma.Ben de 5 filmini izlemişim en çok The Place Beyond The Pines'ı beğendim.Sence oyunculuğu nasıl?
 
Marvellous


Güzel bir biyografi. Böyle yaşanmış tuhaf filmleri seviyorum. Futbol filmi yok denilecek kadar az maalesef. Yeşil Saha Holiganları ve Damnet United'dan sonra izlediğim en güzel futbol filmdi. Stoke City'e sempati duyuyorum bu film sayesinde.

8.5/10
 
İşte Drive,Blue Valentine ve The Place Beyond The Pines 3'üde bağımsız yönetmenden çıkma.Ben de 5 filmini izlemişim en çok The Place Beyond The Pines'ı beğendim.Sence oyunculuğu nasıl?
Sahi The Notebook'ta da vardı onu unutmuşum, bence en iyisi o içlerinden.


İyi sayılır her rolün altından kalkıyor ama filmografisini biraz geliştirmesi lazım iyi roller kapmak için ideal yaşlardayken.
 
It's a Wonderful Life: Çok iyi bir filmdi. Anlatış tarzı, hikayesi hoşuma gitti.
Sonunda ağladım.
Ama üzüntüden değil, mutluluktan.
Bunu başarmak çok önemli bir şey.
9.5/10 -nereden puan kırdığımı net hatırlamıyorum aslında. Ha hatırladım.
Daha önce kızla evlenecek bir adamla, bu kadar yakın arkadaş kalabilmesi biraz garip geldi. Bir de yer yer sıkılmıştım az da olsa.

A Streetcar Named Desire: Marlon Brando izlemek için izlediğim bir filmdi. Ama onu izlemek için bile yeterli değilmiş.
Geçmiş zaman oyunculukları çok iyi olmadığı sürece hep inandırıcı gelmemiştir bana. -boyun çevirip uzağa bakmalar falan bana göre değil pek.- Bir de,
baldızın doyumsuz aşk hayatını izlemek çok sıkıcıydı. Bu tür konularda erkekleri izlemek daha zevkli sanırım.
5.5/10 -tan 5-

Catch Me If You Can: Uzun zamandır izlemek istediğim bir filmdi. Ama sürümün bozukluğundan dolayı izleyememiştim. Açıkçası filmin gerçek hayattan alındığını söylemeseler puanım daha düşük olurdu. Tabi yine kurgu vardır ama genel hikaye böyleymiş.
Hayat Frank'a güzelmiş ya.
Adam kaç yıl öyle gezdi. Üstüne bir de FBI'da çalışmış. Oh.
7.5/10 -tan 7-

Into the White: Konusu ile Tangerines'i andıran bir film. Ama bu film gerçek hayattan alınmış. Diyaloglar kötüydü, karakterlerin daha derin olmasını isterdim.
Özellikle en sondaki yazılarda adamın birbirleriyle buluşmaları puanımı attırdı.
7.5/10 -tan 7-
 

Bu filmi yıllarca izlemedim.İzlememe sebebim ise hakkında gelen yorumlar ve dışarıdan bakıldığında tam bir "Türk Kızı" filmi havası taşıyordu.Nitekim aşağı yukarı beklediğim gibi çıktı.Şimdilerde izleme sebebim de Ryan Gosling'in filmlerine son zamanlarda ilgi duymam.

Senaryosu Yeşilçam'ı aratmayan cinstendi.Yemin ediyorum Yeşilçam'daki her klişe var.

Yaz aşkı mı dersin,zengin kız fakir oğlan mı dersin,mektupları saklayan aile mi dersin,annenin de önceden fakir aşkı olması mı dersin,zengin damat mı dersin hepsi vardı.

Ama olayı yaşlı çifte bağlamaları fena değildi.En azından o yaşta ve o koşullarda birbirlerine olan bağlılık iyi yansıtılmış.

Sonuç olarak hiç bana göre bir film değildi.Korku ve romantizm türlerinde malzeme belli.Bu tarz filmler hep belirli olaylar etrafında şekilleniyor.Overrated film.

5.5/10
 

Uzun zamandır izleme listemde olan bir filmdi. Aslında filmi de yeni izlemiş sayılmam 1 hafta falan oldu sanırım.
Seveceğime nerdeyse emindim. Yanılmadım. James Stewart yine çok iyiydi. Filmlerinin benim için her zaman ayrı bir güzelliği oluyor.


Puanım: 9/10


Açıkçası Marlon Brando olduğu için konusunu bile okumadan filmi izledim. Filmi seveceğimi düşünüyordum ama maalesef yanıldım. Filmin bitmesi için resmen dualar ettim. Bana göre aşırı sıkıcı ve boş bir senaryo vardı. IMDb puanının bu kadar iyi olmasına şaşırdım.

Puanım: 5/10


Yine izleme listemde olan filmlerden birisiydi. Oyuncular arasında Hem Leonardo DiCaprio'nun hem de Tom Hanks'in olması bile izlemek için yeterli bence.

Genel olarak eğlenceli bir filmdi. Filmi izlerken hiç sıkılmadım. Oyunculuklar da iyiydi. Son olarak hayat gerçekten de Frank'e güzel.


Puanım: 8/10


Filmin sadece hikayesi bile filmi izlemem için yeterli bir sebep. Bence hikaye çok iyiydi. Zaten onun haricinde ne yönetmeni ne de Rupir Grint haricinde tanıdığım bir oyuncu vardı. O yüzden farklı bir deneyimdi bu filmi izlemek benim için.

Genel olarak güzel bir filmdi. Sıkılmadan izledim.

Puanım: 7.5/10
 
Kendi aramızda özel mini etkinlikler. Hatırlarsın.
Yapmadığımız etkinliği mi kıskandınız.
Sen geçen sezon normal etkinliği bile tamamlayamadığın için (vakit yokluğundan) dahil etmemiştim. @gundix123 o günlerde bilgisayarında değildi herhalde. Yine de size de söyleyecektim tabii icraata geçmeye yakın olduğu dönemde.
 
Kıskanmakla alakası yok bunun. Gücenmek diyelim. En azından ben.

Ama yapacaktınız? Ve orada "kendi aramızda özel etkinlik" yazmışsın. Etiketlediğin kişi sayısı 2. Forumdaki diğer üyelere de icraata geçmeye yakın söyleyecek olsan kendi aramızda diye bir şey söylememen gerekirdi.

Mesajı görünce inanamamıştım gözlerime ama ikinci kez aynı şeyi sormuşsun ve yine 2 kişiye. -filmleri belirlemek için-

Neyse ya ben konuşamıyorum pek şu an.
Düşüncelerimi ifade edemedim tam. Ama icraata geçmeye yakın diğer üyeleri de dahil etseydin, katılmazdım yine de.
 
Haklısın katılmayacağını bilsem bile en azından etiketlemem gerekirdi ama yani tek sebebi katılamayacağını düşünmemdi. Yoksa biliyorsun yani yıllardır filmle ilgili her şeye ilk seni etiketlerim. Bu etkinlik dediğim şey zaten yani çok büyük bir şey de değil. Bir hafta anlaşıp aynı 3-4 filmi izlemekten ibaret. Diğer etkinlikle aynı zamanlar içerisinde olacağından da senin katılamayacağını düşündüm geçen sezon normal etkinliği bile zar zor yetiştirmeye çalıştığını bildiğimden.


Diğer konu Top 250'lerde ise o ikisine sorma sebebim onların izlemediklerinin daha az olması yani listeyi oluşturmakta işimi kolaylaştırmaktı. Ama o listenin sonuçlarını açıklarken sizi de etiketleyecektim çünkü o listede öncelikli amacım normal etkinliğin 4. sezonu için film listesi hazırlamaya başlamaktı. Hatta ikisinden birinin izleyip birinin izlemediği filmleri de özel olarak size sormak için ayrı bir grup oluşturdum.
 

Anlamadığım yer, eğer normal etkinliğe katılan üyeler de katılacaksa, böyle bir planın varsa neden "kendi aramızda" kelimesini kullandın ki? Benim için sorun bu. Dışarıdan bakınca kendimin dışlanmış olduğunu hissettim.

Kaç film olduğunun bir önemi yok benim için. Top 250'deki bütün filmleri de izleseydiniz, bir film de izleseydiniz bu aynı şey bence.

Genel etkinlik için film aradığın mesajından da belli oluyor. Ona bir şey demiyorum zaten. -yukarıda söylediğim şeydi beni böyle hissettiren.-

Neyse olan oldu artık.
 
Kendi aramızdan kasıt Top 250'deki filmleri izleyen üyeler yani. Etkinliğe çok fazla eski film alamıyoruz sonuçta. Üzüldüm yani alınmanıza çünkü dile getirmemiş olsam bile bu düşüncemde hep siz ikiniz de vardınız, mutlaka dahil edecektim olaya bir şekilde. (İzleyemesen bile soracaktım izlemek istediğin filmleri onları ayrı bir listede tutacaktım, etkinliğin sonraki sezonlarında veya yaza izlemek üzere)
 

Adını sıkça duysam da bir türlü izlemek nasip olmamıştı filmi nihayet bugün izleyebildim. İzlemeden önce beğeneceğimi düşünüyordum nitekim yanılmadım. Her ne kadar çok iyi bir film olmasa da güzel bir filmdi.

Hikayesi tanıdık geldi filmin. Sanki daha önce buna benzer hikayeli birkaç film izlemiştim diye hatırlıyorum. Ama en eski tarihli film buydu sanırım o yüzden öncü bir film diyebiliriz.


Oyunculuklar iyiydi genel olarak. Filmi izlerken Dustin Hoffman'ın Oscar'ı almış olmasını tahmin etmek zor olmadı. Genelde bu tip rolleri canlandıran oyuncular ödülsüz kalmıyor. Hak edilmiş bir ödül diyebilirim.
Tom Cruise'un filme pek bir artısını göremedim ama kötü de değildi.

Senaryo güzeldi. Filmin bazı kısımlarında sıkıldım ama geneli akıcıydı. Bunun yanında güzel ayrıntılar da vardı filmde.

Rain Man'in Raymond çıkması gibi. O sahne duygulandırdı.
Bir de filmin sonunda cast yayınlanırken ekranda yansıyan resimler Ray'in film içinde çektiği fotoğraflarmış. Bu da hoş bir ayrıntı bence.

Genel olarak güzel bir filmdi ama bu hikayeden daha da iyi bir film çıkabilirdi bence. Yine de izlemesi keyif veren bir filmdi.

Puanım: 8/10
 

Rain Man
Benim de adını sıkça duyduğum bir filmdi. Bu zamana kadar izlememe engel olan şey neydi bilmiyorum.
Film hep aynı seviyedeydi. Yani öyle sonlara doğru artan bir heyecan yoktu. Bu fillmin olumsuz yanı. Bir de Tom Cruise var tabi.
Hikaye çok sıcaktı bir de. Ama bunda en büyük etkenlerden birisi de Dustin Hoffman'ın oyunculuğuydu.

8/10


Rope

Hitchock'un izlemediğim önemli filmlerinden birisiydi. Belki de son dakikada beklentimi düşürdüğümden dolayı, filmi sevdim diyebilirim. Klasik Hitchock filmlerinden daha farklıydı bence.
Aslında cinayetin işleniş sebebi kimine oldukça saçma gibi gözükse de bence o kadar saçma değildi. Çünkü adamlar işleyiş sebeplerine uygun davrandılar.-parti düzenlemeleri, sandığa koyup yemek yemeleri.- Cinayetin çözümü de daha farklı olabilirdi. En azından katillerden birisi bir anda itiraf etmeseymiş.
Bir de filmin başından sonuna cinayet sanattır dediler. Bir Hannibal izlesinler de cinayet sanatını görsünler.


7.5/10 -tan 7-
 

Konusu itibariyle ilgi çekici bir filmdi. Ünlülerin evlerini soyan bir grup ve yaşadıklarını anlatıyordu. Hem evler, hem kızlar filan çok iyiydi ama son yarım saatinde biraz sıkıldım onun dışında iyiydi.

7/10


Sırf Emma Roberts oynuyor diye izledim filmi ama pek keyif alamadım. Güldüğüm 1 sahne vardı onun dışında vasattı.

6/10


Bu filmi beğendim. Özellikle Gerard Butler'ın oynadığı karakter çok iyiydi
Yer yer güldüren keyifli bir romantik komediydi.

8/10
 

Benim de izlemediğim önemli Hitchcock filmlerinden birisiydi. Genel olarak beklentim yüksekti. Hem filmi izlemeden önce konusunu okuduğumda hoşuma gitmişti, hem James Stewart ve Hitchcock ikilisi vardı hem de genel olarak yorumlar olumlu yöndeydi. Film güzeldi ama keşke biraz daha beklentiyi düşük tutsaymışım. Beklendiğimi tam alamadım.


Oyunculuklar iyiydi. James Stewart'ı başrol olarak düşünüyordum ama ondan çok John Dall ön plandaydı. Bu biraz sürpriz oldu benim açımdan ama kötü bir sürpriz değildi.


Hikaye dediğim gibi güzeldi ama

Olayların bu kadar kolay çözülmesi film adına olumsuz bir şeydi. Bir de kusursuz bir cinayet değildi ama öyle olsa bile cesedi sandığa koyduktan sonra Brandon'ın David'in gelmeyeceği ile ilgili imalarda bulunması saçmaydı. Bir de sandık olayı var. Sandık olayını hemen herkes biliyormuş ve sandığın bu kadar göz önünde bulunması da yine çok şüphe çekiyordu. Yani katiller sandıkları kadar üstün zekalı değildi.

Kısacası yine keyifle izlenebilecek bir Hitchcok filmiydi.


Puanım: 8/10