Directed by Jeff Tremaine. With Johnny Knoxville, Jackson Nicoll, Gregorio, Georgina Cates. 86-year-old Irving Zisman takes a trip from Nebraska to North Carolina to take his 8 year-old grandson, Billy, back to his real father.
2012 ve 2013 yılına dair çeşitli nedenlerle izlemek istediğim ama vakit kaybı olacağından korktuğum süresi çok uzun olmayan kötü filmleri İngilizce altyazıyla izleme kararı aldım. Bu şekilde çok film izleyerek gelecek seneki ödül mevsimine kadar çoğu filmi İngilizce izleyecek güveni sağlamayı hedefliyorum.
Neyse bu kuşak için seçtiğim ilk film bu oldu. Uygun bir seçim olmuş çünkü hem kötü bir filmdi hem de dili oldukça hafifti ve replik kaçırmadan izleyebildim. (Birkaç durdurup geri sarma dışında tabii.
)
Filme adını veren Jackass bir kamera şakası grubuymuş ve çok ünlülermiş. Filmi izlemeden önce bilmiyordum bu durumu. O nedenle ilk dakikalarda çok tuhaf karşıladım filmi. Çünkü çekimler tamamen amatör gibiydi ve karakterlerin gülmesi falan tuhaf gelmişti, kamera şakalarını hatırlatmıştı.
Neyse merak edip filmin ortasındayken araştırıp gizli çekimlerle yapıldığını öğrendim filmin. Ondan sonra her şey yerine oturdu.
Birkaç güldüren yer vardı ama genel olarak kötü filmdi. İğrençliğe dayalı pek çok şey vardı.
Bu filmi beğenip Recep İvedik'e laf atmanın pek mantıklı bir açıklaması olamaz herhalde.
Küçük çocuk iyi oynamış teklifleri artacaktır bundan sonra.
Little Miss Sunshine göndermelerinden bazıları eğlenceliydi.
Oscar'a aday olan makyaj gerçekten çok iyiydi. Gerçekten yaşlı olduğuna inanıyorsunuz.
Fakat böyle kötü bir filmin Oscar adayı olarak anılması üzücü. Bence böyle filmlere iyi olduğu alanlarda da adaylık vermeseler olur. Mesela The Butler'ın Oscar adaylığı yok ama bu filmin Oscar adaylığı var inanması zor ama öyle.
Baya eleştirdim filmi ama beğenenler de olabilir bu tarz esprileri izlemek isteyenlere mani olmuş olmayım.
Puan çok da düşük vermeyeceğim çünkü en azından pek sıkılmadım izlerken ve güldüren yerleri vardı.
4/10