En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Kuzuların Sessizliği 1 | 9/10


Başları biraz karışık ve durgundu ama sonradan açıldı film. Beğendim. InşAllah 2 ve 3'ü de izliycem ay içerisinde.
 

2012 ve 2013 yılına dair çeşitli nedenlerle izlemek istediğim ama vakit kaybı olacağından korktuğum süresi çok uzun olmayan kötü filmleri İngilizce altyazıyla izleme kararı aldım. Bu şekilde çok film izleyerek gelecek seneki ödül mevsimine kadar çoğu filmi İngilizce izleyecek güveni sağlamayı hedefliyorum.


Neyse bu kuşak için seçtiğim ilk film bu oldu. Uygun bir seçim olmuş çünkü hem kötü bir filmdi hem de dili oldukça hafifti ve replik kaçırmadan izleyebildim. (Birkaç durdurup geri sarma dışında tabii.
)

Filme adını veren Jackass bir kamera şakası grubuymuş ve çok ünlülermiş. Filmi izlemeden önce bilmiyordum bu durumu. O nedenle ilk dakikalarda çok tuhaf karşıladım filmi. Çünkü çekimler tamamen amatör gibiydi ve karakterlerin gülmesi falan tuhaf gelmişti, kamera şakalarını hatırlatmıştı.
Neyse merak edip filmin ortasındayken araştırıp gizli çekimlerle yapıldığını öğrendim filmin. Ondan sonra her şey yerine oturdu.


Birkaç güldüren yer vardı ama genel olarak kötü filmdi. İğrençliğe dayalı pek çok şey vardı.
Bu filmi beğenip Recep İvedik'e laf atmanın pek mantıklı bir açıklaması olamaz herhalde.


Küçük çocuk iyi oynamış teklifleri artacaktır bundan sonra.


Little Miss Sunshine göndermelerinden bazıları eğlenceliydi.


Oscar'a aday olan makyaj gerçekten çok iyiydi. Gerçekten yaşlı olduğuna inanıyorsunuz.
Fakat böyle kötü bir filmin Oscar adayı olarak anılması üzücü. Bence böyle filmlere iyi olduğu alanlarda da adaylık vermeseler olur. Mesela The Butler'ın Oscar adaylığı yok ama bu filmin Oscar adaylığı var inanması zor ama öyle.

Baya eleştirdim filmi ama beğenenler de olabilir bu tarz esprileri izlemek isteyenlere mani olmuş olmayım.


Puan çok da düşük vermeyeceğim çünkü en azından pek sıkılmadım izlerken ve güldüren yerleri vardı.


4/10
 

Sıradan bir geçnlik filmiydi. Olaylar tesadüf eseri gerçekleşiyor ve mutlu sonla bitiyor
Amanda Bynes o zamanlar güzelmiş


Artık dram filmleri filan izlemeye başlayınca bu tür filmler bi değişik gelmeye başladı


6/10
 

Değişiklik iyi yönde mi kötü yönde mi?
 
Değişiklik iyi yönde mi kötü yönde mi?

Orta diyelim
Bu tür gençlik filmlerini seviyorum ama süre bakımından olaylar bakımından filan dram filmlerine göre daha iyi


Ama dram filmlerinde kalite olarak duygu olarak insanı daha çok etkiliyor


Uzun bi aradan sonra gençlik filmi izledim bi değişik geldi hemen bitti
 

Filmin konusu bir uyuşturucu satıcısının bir anda yükselip sonra dibe batmasını anlatıyordu. Film bitene kadar gerçek bir hikayeden uyarlama olduğunu bilmiyordum, sonunda gerçek kişinin resmini görünce filmden aldığım keyif daha da arttı.
Depp reyiz ve Penelope Cruz başrolleri paylaşmışlar. Johnny Depp filmi tek başına sırtlamış diyebilirim, oyunculuğu çok iyiydi. Penelope Cruz'da çok fazla sahnesinin olmamasına rağmen iyiydi.

Filmin işlenişinde sorun vardı bence, olaylar çok çabuk gelişti. Bir anda uyuşturucu işine girdiler bir anda kral oldular sonra herşey ters gitmeye başladı filan. Filmi biraz daha uzatıp daha detaylı anlatılabilirdi konu. Onun dışında herşey iyiydi sıkılmadan izledim filmi. Depp reyizi böyle bir rolde görmekde iyiydi


8.5/10
 

Kadrosunda dev isimleri bulunduran bu film ilk haberleri gelmeye başladığından beri dikkatimi çekmişti ama yine de çok umudum yoktu. Çünkü genelde böyle bol yıldızlı filmler pek iyi sonuç vermiyor. IMDb puanı da çok yüksek olmadığı için filmi izlemeyi düşünmüyordum ama İngilizce altyazılı filmler kuşağı vesilesiyle izleme kararı aldım ve iyi ki de izlemişim.


Açıkçası kötü senaryo ve kısmen sıkıcı bir film bekliyordum ama baştan sona neredeyse hiç sıkılmadan izledim filmi. Filmi sevmemin en büyük sebebi şüphesiz usta oyuncular. En genci 67 yaşında olan ustalar iyi iş çıkarmışlar. Sırf onların bu yaştaki performanslarını izlemek için bile izlenebilir film.


Özellikle Morgan Freeman beni şaşırttı. Genellikle ağırbaşlı karakterleri canlandırmasına alıştığımız Morgan amcamızın bu kez deli dolu bir karaktere hayat verişini izlemek eğlenceliydi. Filmde beni en çok güldüren kişi de kendisi oldu.


Ödüllere falan oynayabilecek bir film değil belki ama büyük beklentiler beklemeden izlerseniz sevebileceğiniz bir film.


7/10
 

Rap sevenlerin izlemesi gereken bir film. Aslında konusunu okuyunca daha farklı bi son beklerdim ama bu son daha iyi olmuş, benim beklediğim gibi bir sonla bitseydi klişe olacaktı.

Kadın satıcılığı yapan bir adamın, rapçi olma hikayesini anlatıyor film. Ben izlerken keyif aldım, müzikler çok iyiydi ama film biraz uzun olmuş sanki 110 dk. yerine 90 dk. yeterdi bu konuya, onun dışında herşey iyiydi.

7/10
 

Çok enteresan bir filmdi. Ne ilk görüşte aşk oldu benim için ne de tam nefret edebildim.

Önce eksilerinden başlayayım:

- Karakterler gerçekten çok uzaktı. Konuşmaları, giyimleri, davranışları bir garipti. Belki bu gariplik olması gereken şeydi ama fazla göze batıyor.

- Müzikler çoğu kişi tarafından beğenilmiş olsa da ben sevmedim. Uzay filminden alınmış gibiydi.

- Oyunculuklar iyi değildi. Belki karakterlerin garip davranışları yüzünden bana böyle geliyor olabilir. Ancak yine de etkileyici bulmadım oyunculukları. En iyisi Alex rolüyle izlediğimiz kişiydi.

Artıları:

- Hikayede sevebileceğiniz bir karakter, ya da tamamen sevebileceğiniz bir karakter yok. Bence bu filmin en büyük artısıydı.

- Pederin söylediği bir replik vardı. O çok güzeldi. Ve bence filmin ana fikri de oradaydı.

Kubrick'in izlediğim ilk filmi. İzlemeye devam edeceğim. Ancak şöyle bir şey de var ki Kubrick yaptı diye her şeyden bir şeyler çıkarmak çok saçma. Şu listedekilerin bir çoğu zorlama.
kubrick’in evreninden benim yakaladığım filmin akışına paralel satır başlıkları;

1. stilize bir gelecek tablosu içinde bireyin temel iki dürtüsü olan şiddet ve cinsel arzunun “sözde estetik” patlamalarla ortaya çıkışı. yani hayvansal ihtiyaç ve tepkilerin modernize edilişi.
2. bu modernizasyon ile birlikte eskiye, sözde ilkelliğe karşı duyulan tiksinti (alex ve çetesinin köprü altında ihtiyara saldırması).
3. birlik olmanın, toplumun beklentilerine göre yaşamamanın, kendine ait bir sürüyle olmanın verdiği güç ve özgüven(alex ve çetesinin araba sürerkenki coşkusu).
4. diğer sürülerle girişilen toprak mücadelesi (billy boy ve ekibine karşı alex ve çetesini girdiği kavga).
5. zaferin barış değil, yeni zaferlere duyulan bir açlık ve doyumsuzluk getirmesi( billy boy ve ekibine karşı kazanılan zafer sonrası yazarın evine yapılan şiddet dolu baskın).
6. sürü içi iktidar savaşı. liderin becerililerin sorgulanması (georgie’nin lider olma çabaları).
7. alex’in sürü içi liderliğini korumak için şiddete başvurması (çetesini denize dökmesi).
8. toplumsal otoritenin yanında sürü içi otoritenin de en büyük silahının birey üzerinde oluşturduğu korku olması (çetenin alex’e karşı duyduğu büyük korku).
9. liderin önce arkasından, sonra yüzüne karşı gösterilen isyan. (alex’in suratında patlayan süt şişesi)
10. sürünün lidere ihaneti sonucu, liderinin sürgünü.
11. erkek cinsel organının toplum için tehdit olduğu vurgusu (sporcu kadının alex tarafından penis şeklindeki heykel ile infazı).
12. daha büyük bir otoritenin, “totaliter rejimin” devreye girmesi.
13. rejimin devrik lideri tutsak etmesi (alex’in hapishaneye girişi). rejimin bireye verdiği; “ruhunun ve bedeninin her zerresi benim” mesajı (gardiyanın alex’e yaptığı anal muayene).
14. bireyin temel dürtülerini bastıramaması, sadece gizlemesi (alex’in süregelen şiddet odaklı fantezilerine karşın uysallaşmış bir rol içine girmesi).
15. totaliter rejimin birey ve toplumu uyuşturma çabaları.
16. dinin bu dizginleme faaliyetlerindeki en temel araç olması. buna rağmen ironik bir şekilde kutsal kitapların içerdiği yoğun cinsellik ve şiddetin alex’in fantezileri ile birleşmesi.
17. rejimin iyileşme dediği şeyin aslında sadece uyum sağlama olması. özgür iradeyi devre dışı bırakıp bireyi mutlak bir uyuşmuşluğa terk etmesi (alex, uygulan tedavi sonunda artık istese bile şiddet uygulayamaz olmuştu).
18. toplumu oluşturan bütün parçaların da bu uyuşmuşluğa göz yumması (alex’in ailesinin oğullarına karşı duyduğu korku ve tepkisizlik).
19. bireyin rejim karşısında acizleşmesi ve düşüşü (alex’in sahnedeki adamın ayakkabılarını yalaması)
20. ölümün bir çıkış olmaması ( alex’in başarısız intiharı)
21. bu acizleşmenin bireyi kıpırdayamaz hale getirmesi (alex’in bir bebek gibi başkaları tarafından yatalak olduğu yatakta beslenmesi)
22. rejimin istediğinde gösterdiği sıcak yüz( başkan’ın alex’i beslerken takındığı babacan tavır). elbette bu besleme sürecinde rejimin bireye verdiği; “karnını ben doyuruyorum” mesajı.
23. bireyin artık vazgeçmesi.
24. rejimin kazanması (alex’in başkan’ın elini sıkması).
25. mutlak teslimiyet (alex'in kameralara gülümseyerek verdiği poz).

Aslında filmin anlatmaya çalıştığı şey güzel ancak böyle eleştiri filmlerini genelde yetersiz buluyorum.

Sonuç olarak izlenmesi gereken bir film. Sever misiniz, sevmez misiniz bilemiyorum. Çünkü çok farklı bir film.

7/10 (şimdilik, ilerde tekrar izleyince değişebilir.)

Bu arada Alex bana Joker'i anımsattı.
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

Yine klişe bir gençlik komedi filmi izledim. Konusu lisede çok çalışkan ve başarılı bir kızın üniversiteye gitmeden önce bekaretini kaybetmesi


Kız üniversiteye gitmeden önce erkeklerle yapması gereken şeyleri liste yapıyor ona göre yapıyor, kimle yaptığıda önemli değil


Filmde Brooklyn 99'dan Peralta ve Community'den Troy'da vardı


Beklentinizi düşürerek izlerseniz iyi bir film, sıkılmadan izledim


5/10
 

Yorumları okuduğumda filmden beklentim çok yükselmişti. Ama bence abartılmış bir film olmuş. Genel olarak sıkıcıydı film, sadece son 15 dk. tempo biraz yükseldi. Will Smith'in oyunculuğu olmasa izlenicek bir film değil bence.

5/10