En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Yorum için ilgili sayfalara bakınız.
 
Ben de herkes tt0809 gibi film izliyor sanıyordum.
Meğersem Neler Yeni'de öyle gözüküyormuş.
 
Sen uğraşma link vermekle biz uğraşalım.
 

İlk gördüğümden itibaren olumlu baktığım ve sevebileceğimi düşündüğüm bir filmdi. Fantastik bir film zannediyordum fakat içinde fantastik şeyler barındıran fantastik olmayan bir filmmiş. O nasıl oluyor derseniz filmi izleyenler anlayacaktır.


Film dikkat çekici bir şekilde başladı özellikle stüdyo adı vs isimlerin özel olarak yazılması çok hoşuma gitti.


Hayal gücüyle ilgili şeyler çok eğlenceliydi iyi espriler de vardı içlerinde. En çok Conan ve Benjamin Button'u beğendim.


Ortalarından itibaren adamın maceraya açılmasıyla birlikte beni yer yer sıktı film. Fakat özellikle sonlarına doğru yeniden çok hoşuma gitmeye başladı.

Telefonla konuştukları elemanla o şekilde buluşmaları çok iyiydi.

Ben Stiller'ı dizilerde konuk oyuncu olarak falan izlemişim ama ilk kez başroldeki filmini izledim. Ekstra bir durumu olmasa da iyiydi.


Altın Küre ödüllerinde Will Ferrell ile yaptıkları sunumuyla kendine hayran bırakan Kristen Wiig'i ilk kez izledim sanıyorum. Daha önce animasyon filmlerinde sesini duymuşum pek çok kez. Filmi sevmeme neden olan isimlerden biri oldu. Bundan sonra bulunduğu filmler benim için artı puan kazanır.


Sonlara doğru Sean'ın Sean Penn çıkması çok iyi sürprizdi.

Ödül mevsiminde boy gösterememesi normal. Ödüllük bir durumu yoktu hiçbir yandan. Görsel efektlerini başarılı bulmadım ama pek sırıttığı söylenemez.

Sonuç olarak sıra dışı, eğlenceli bir filmdi ama daha da iyi olabilirmiş. Yer yer sıkıcıydı ve senaryoda bazı sorunlar vardı bence. Bu tarz filmleri seven biri olarak 8-9 puanlık bir film olabilirdi istediğim gibi olsaydı ama bu haliyle de sevdim genel olarak ve puanım:

7/10
 

Robert Downer Jr. ve Zach Galfianakis'in başrolde yer aldığı, Felekten Bir Gece'nin yönetmeni Todd Philips'den 2010 yapımı 'Git Başımdan' ya da orjinal ismiyle 'Due Date' isimli yabancı filmi izledim ve çok beğendim. İyi bir yol hikayesi filmi.

Peter Highman altı üstü çocuğunu görmek için Atlanta'dan, Los Angeles'a gidecekti, ta ki Ethan Tremblay ile karşı karşıya gelene kadar. Los Angeles'a gidene kadar başlarına neler neler gelmedi ki. Ethan Tremblay karşılaşacağınız en kötü yol arkadaşlarından. Peter Highman olsaydınız eğer, Ethan Tremblay'e bu kadar da iyi davranamazdınız.

Filmde bazı yerlerde krize girecek kadar güldüm ve neredeyse hiç sıkılmadan izlediğim filmlerden. Sonunu da Filmin sonunu da iyi bağladılar. Peter Highman'ın yerinde olsaydım eğer, sinirimden ölürdüm. Kimi zaman güldürdü, kimi zaman duygulandırdı ve kimi zaman da şaşırttı. Çok iyi bir filmdi yani, beğendim.
 

Yorum için ilgili sayfalara bakınız.
 

Uzun bir aradan sonra Oscar dönemi dışında bir film izledim. Filmi uzun zamandır izlemek istiyordum ama En Favori Film 2013'te finale yükselmesi sonrasında izlemek bir bakıma zorunlu olmuştu.


Film sanki üç ayrı filmin birleşmesiyle oluşmuş gibiydi. Üç hikayeyi de dolayısıyla filmi genel olarak beğendim fakat bazı hoşuma gitmeyen yönleri de yok değildi. Üç hikayede de kötülerin olması ve kötülerin çok keskin bir şekilde kötü olması hoşuma gitmedi.

Film genel olarak çok sürükleyiciydi hiç sıkılmadım ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadım ama aslında oldukça duygusal olabilecek bir konusu olmasına rağmen neredeyse hiç duygulandırmadı. Muhtemelen bu durum yönetmenden kaynaklı. Mesela Osman Sınav yerine Çağan Irmak yönetse belki de pek çok yerinde ağlatacaktı film. Tabii ki ağlatmak başarı ölçüsü değil ama duygular tam olarak yerine ulaşmıyorsa bir sorun var demek ki.


Kenan İmirzalıoğlu'nu ikinci kez izledim. Özellikle gözlüklü hali çok karizmatikti. Oyunculuk anlamında rolünün gereğini yapmış ama ekstra bir durumu yoktu. Daha iyisi olabilirdi.

Tuğçe Kazaz için önyargılıydım ama yanılmışım gayet iyi oynamış.

Hikayeler arası geçişlerde sadece Ushan Çakır'ı yadırgadım. Filmin başından beri izlediğimiz karakterle bağdaştıramadım. Gerçi zamanla alıştım ama başta çok tuhaf geldi.


Damla Sönmez'i sanırım ilk kez izledim. Pek güzelmiş kendisi, Altın Portakal ödülü de varmış. Bu filmde de iyi oynamış. Son hikayeyi sevmemdeki tek sebepti belki de.


Sonuç olarak fazla sayıda iyi yerli film çıkmadığını düşünürsek oldukça iyi bir filmdi. Ama yukarıda da dediğim gibi daha da iyi olabilirdi.


7/10
 

Emile Hirsch ile Elisha Cuthbert'ın başrolde yer aldığı 'Komşu Kızı' ya da orjinal ismiyle 'The Girl Next Door' filmini izledim ve çok beğendim.

Çok başarılı bir gençlik filmi olduğunu söylemem lazım. İzlerken duygudan duyguya girdim. Matthew Kidman'ın içine kapanık hallerini ve daha birçok halini kendime benzettim, ta ki açılana kadar. Komşu kızını görür ve sonrasında film acayip bir şekilde hareketlenir. O hareketlenmelerden sonra film, birçok duyguyu da verdi. Danielle, Matthew Kidman'ı öyle bir açıyor ki, o açış, bir daha da durmuyor. Matthew Kidman'ın iki de arkadaşı var ve tam da aslında birbirlerini bulmuşlar.

Sonunu da çok iyi bağladılar. Başlangıç, ilerleyiş ve bitiriş mükemmeldi. Emile Hirsch'in hem görünüşü, hem de karakterinin bana benzeyen özellikleri olduğunu farkettim. Elisha Cuthbert desek, çok güzel ve tatlıydı. Çok beğendim filmi. Ayrıca içeriğinde iyi bir derste var. Ne olursanız olun, sevdiğiniz zaman, hiçbir şeyin önemi kalmıyor.
 
Arkadaslar forumda daha once acilmamis bi konu.. Herkez son izledigi bi filmi yazsin ve yorum yapsin bu sinemada yada evde farketmez. Bu sayede belki kesfedilmemis filmleri izleme sansimiz olur


Hadi baslayin

bu konuyu açan saygıdeğer şahıs nerelerde? uzun süredir göremiyoruz haberin varmı @OzaN ? en son doktor olmak içinmiydi neydi forumdan ayrıldı gidiş o gidiş
 
127 Saat

Filmi izleyeli birkaç yıl kadar oluyor ama L&M'de görünce aklıma geldi yorumlayayım dedim.


Çok güzel bir filmdi adamın kolunu kesme sahnesi olsun, sıvı ihtiyacını karşılamak için yaptıkları olsun araba sahnesi olsun


film, sana puanım 9 kanka