2019 7. Koğuştaki Mucize - Film Yorumları


Tamam ama buradaki tartışma noktası herkesin puanlamaları aynı ölçüte göre yapamayacağı. Yani bunu bir kurala bağlı dayatamayız ki, herkes puanlama bakımından kendi kriterlerine göre değerlendirmesi gerekir. Birisi için filmler kendi içinde değerlendirilir bir başkası için daha dar alanda değerlendirilebilir. Üstelik burada çok küçük puan aralıkları söz konusu ediliyor 9’dan 10 gibi.

Bana göre de bir filme 8.5 vermişsem, daha sonra izlediğim başka filmi ondan daha çok beğenmişsem ya 8.5 verdiğim filmin puanını düşürürüm ya da o filmden daha yüksek puan veririm. Ama 9’u da hak etmiyordur. O yüzden düşürmek mantıklı olur. Hak ediyorsa da yükseltmek mantıklı olur. İlk izlediğim filme 9.0 vermişimdir ama daha sonra üzerinden zaman geçtikçe daha başka filmler izledikçe o 9 verdiğim filmin değeri bende daha da artmış olabilir o yüzden bunu 10 olarak hele ki bir etkinlik içinde güncellemek kesinlikle bu kadar abartılacak bir durum değil, bir hak bence.

Daha önceki zamanlar The Hateful Eight, geçen sene The Irishman bunlara da 10 vermiştim mesela ama etkinlikten bağımsız normal zamanda izlemiş olsam 10 vermezdim. Sadece etkinlik çerçevesinde değerlendirmeyi bu yüzden daha mantıklı görüyorum, çünkü sınırlı sayıda film var ve bunlara göre bir kıyaslama durumu söz konusu oluyor.

Ama bu konuda herkes farklı düşünmüyor olabilir, buna bir şey diyemem ama herkesin aynı ölçüt ve kriterlere göre puan vermeyeceğini, daha subjektif ve kişisel tercihleri olabileceğini de savunurum sonuna dek.
 
Burada bir zorlama, dayatma söz konusu değil zaten ve bu tip subjektif bir şeyde dediğin gibi bu mümkün değil. Benimki sadece bir öneri ve görüş. Herkes aynı ana görüşte birleşse bence çok daha güzel olur, daha adil bir tablo oluşmuş olur. Çünkü genel değerlendirme mantığına uyanların skalası daha dar olduğu için oyu daha değersiz duruma düşmüş oluyor. Fakat uymak istemiyorsanız yapabileceğim bir şey yok.
 
Ben böyle guzel bi film izlemedim sinemada arkadasımla gitmiştim ne kadar hos ne kadar güzel duygulandirdi beni yani o kadarini diyim mutlaka izlemeniz gereken bir film bence bu film benden tam puan alir
 
Son yazımıda yazayım da kendimi tam olarak ifade edeyim. Şurada eski mesajlarımı atarak benim çok önceden zaten filmleri kıyaslama durumum olduğu ve puanımı buna göre şekillendirdiğimi göstermek istiyorum. Bu doğru veya yanlış benim yöntemim ve daha önce bilinen birşeydi. Zaten tabloda da güncellenmişti yorumum görüldüğü için. Önceki sayfadaki mesajda da belirttiğim gibi bunun alâsı yapılıp benim eleştirilmem garip oldu.
Aralık ayında puan verdiğim Palm Springs filmi zamanı yazdığım mesajım 👇artı tam 1 ay sonra başka bir film izleyince diğerine vereceğim puanda aynı olacağı için o daha fazla hoşuma gitti diye bu filme puanımı düşürmüştüm:

Burda da 24 Ocak tarihinde zaten çok önden belirtmiştim, diğer filmleri izledikten sonra bu filme puanımı güncelleyeceğimi ve o tarihten sonra baya film izledim. Dün tablo paylaşılınca yapacağım değişiklik geldi aklıma.
Ben de konuyu arıyordum

bazinga 3 vermiş ve senin puanında bana az geldi

Ben tüm filmleri bitireyim karar veririm son puanıma

Şunu da diğer konuda yazmıştım ama iki yerde olmasın mevzu, buraya ekleyeyim birebir değiştirmeden. 2.2 puan yerine 1 puanın sıkıntı olması garip bir durum tabiki.
Hocam ben 7.Koğuştaki Mucize'yi 7.5'tan 9.7'e almıştım
@Sherlock

Maşallah hocam, 10 verseydin direkt.
Güncelliyorum puanını.
Şu puana hiç itiraz edilmeden güncellenip (2.2 puan fark)
Benim 0.5-1 puanım için niyetim sorgulanıp suçlandım.
Çok kırıcı bir davranış ve kişiye göre muamele.
Size keyifli izlemeler.
Ben filmlerime kaldığım yerden devam ederim ama artık puanlamalar yapmayacağım
 
Benim veya @bazinga'nın amacı seni suçlamak değildi ki suçlamadık zaten. Senin puanlama sistemin sana mantıklı gelebilir, bize gelmeyebilir. Yıllardır film etkinlikleri düzenlenirken çıkabiliyor bu tarz tartışmalar. Bu konuda bulunan önceki mesajlarda hem ben hem de @bazinga bunu belirtmişiz zaten. Üstteki mesajlarımdan birinde şöyle bir ifadem mevcut, onu buraya alayım ki yanlış anlaşılma düzelmiş olsun. Yine de kırıcı olmuşsam kendi adıma özür dilerim:

@Dosi'nin puan değişiminin gerekçesi mantıklı gelmiyor sadece, yoksa kimsenin müdahale ettiği yok puanına onu da tekrar edeyim bir kez daha. Güncellemesi yapılır tabloda...

Filmin çıkartılıp çıkartılmamasıyla alakalı @xdragxx de soru sormuş, onun mesajını da alıntılayarak aşağıda cevap vereyim ona da...

Üst yorumları okumadım. Demek filmi çıkaracaklar. Bir geliyor bir çıkıyor. Neyse fazlada söze gerek yok. Benim puanlar sayılmasın konu kapansın.
Öncelikle oradaki yarışma bana ait değildi, o öneriyi de yanlış hatırlamıyorsam @MasacRE sunmuştu, bana mantıklı gelmişti ama son kararı o yarışmayı düzenleyen @Dosi vermişti olması gerektiği gibi. Zaten sen de bundan bahsediyorsun.
@xdragxx

Asıl meseleye gelirsek filmin çıkartılma ihtimali mevcut dedim, çıkartılacak demedim. Önce burada bir anlaşalım.
Tekrardan özet geçeyim, zaten normalde bu film etkinlikte yer almayacaktı etkinliğin film takvimine uymadığı için ama uzun zamandır yorumlarıyla etkinliğe destek olan jüri üyelerimizi kırmamak adına eklemiştik. Ki yine dediğim gibi bu etkinliğin başında tabloya yazdığımız bir film, sonunda yer almayabiliyor.

Burada benim filmi çıkarabiliriz dememin sebebi @Dosi'nin puan değiştirmesi değil. Puan değişimleri bu ve diğer film etkinliklerinde, @xdragxx'in dediği gibi her zaman olabiliyor. Yakın geçmişte hesaba katmadığımız puan/puanlar dahi mevcut gerçekçi olmadığı için. Bu film özelinde hem etkinlik sonrası hem de etkinlik öncesi puanlama konusu ile alakalı çokça kez tartışma çıktı. İlerleyen süreçte yeni puanlar geldiği zaman yine benzer tartışmaların çıkmasının önüne geçmek adına, filmin etkinlikten çıkartılma ihtimalini de seçenekler arasına aldık fakat etkinliği ben düzenliyorum diye veya ileride tartışma çıkabilmesi ihtimali üzerinde duruyorum diye bu seçeneği uygulayacağız diye bir şey yok...

Merak edildiğini düşündüğüm için belirlediğimiz seçenekler arasından, muhtemelen uygulayacağımız seçeneği de söyleyeyim ki yeni yanlış anlaşılmaların da önüne geçilsin. Bildiğiniz gibi etkinlikte yer alan filmlere verdiğiniz puanların hesaba katılması için belli bir film izleme/yorumlama/puanlama sınırımız mevcut ve bu sınırın en son güncelleneceğini de belirterek 3 olarak açıklamıştım. Muhtemelen bu sınırı, -geçtiğimiz günlerde de bahsetmiştim- minimum 7, 8 veya 10 gibi bir sayıya yükselteceğiz. Bunu da şöyle örneklendireyim, açıklayayım... Tahmin edebileceğiniz üzere şu an bu filmin puan ortalaması oldukça yüksek ama sadece bu filme 9-10 gibi yüksek puanlar vermiş olup, başka film izlememiş olanlar mevcut. Sonuç olarak minimum sayının arttırılması ile birlikte bu denge sağlanmış, sorun çözülmüş olacak...

Umarım soru işareti kalmamıştır sizin ve diğer merak edenlerin kafasında, olabildiğince detaylı açıklamaya çalıştım durumu...
 
Reactions: ömer karataş
Filmi sinemada izlemiştim ve beni çok etkilemişti. 5 kız 5 erkek birlikte filme gittik. Kızlar baştan beri sulu gözlerle izledi. Biz erkekler kendimizi tuttuk ama Ova'nın hapishanenin dışında "baba" diye bağırdı sahnede artık kendimi tutamadım ve sessiz sessiz ağlamaya başladım. Filmin sonuna kadar yaşlı gözlerle devam ettik. Zaten filmin çıkışında herkes tuvalete gitti ama yine de kırmızı gözlerle eve gitmiştik.

Filme gelirsek ben başarılı bir uyarlama olarak görüyorum. Aras Bulut İynemli her projesinde kendini daha çok geliştiriyor. Şu filmdeki performansıyla acaba Çukur'da Aliço olsa ne olurdu diye düşünmedim değil. Nisa Sofiya Aksongur yaşından büyük oynadı. Aras'ın dram yükünü çekmesine çok yardımcı oldu.

Celile Toyon, İlker Aksum, Mesut Akusta, Deniz Baysal, Yurdaer Okur, Deniz Baysal, Sarp Akkaya, Yıldıray Şahinler ve Deniz Celiloğlu gibi harika bir yardımcı ekip vardı. Her birinin filme büyük katkısı olmuş.

Film dram türünü sonuna kadar zorlamış. İnsanların nasıl ağlayacağını iyi düşünerek yazılmış bir senaryosu vardı. Yönetmenin çekimlerini de çok beğendim. Muğla'nın hakkı sonuna kadar verilmiş. Elindeki malzemeyi güzel değerlendirmiş.

9/10
 
Üzerinden uzun bi zaman geçmesine rağmen hala sahne sahne hatırladığım bir film. İzlerken de oldukça etkilenmiştim.

8/10
 
Açıkçası kötü olacağını düşündüğüm için o kadar gündem olmasına rağmen sadece bir kısmını izlediğim bir filmdi ve mağaramdan çıkıp ilk defa bu etkinlik vasıtasıyla baştan sona izledim.


Öncelikle filmin çokça kusuru vardı. Bunun sebebi tabii ki tamamen ticari amaçla çekilmiş bir film olması, bu bakımdan başarılı da olmuş zaten. Oldukça duygusal ve etkileyici bir konusu olmasına rağmen filmde genel olarak biraz yapaylık ve samimiyetsizlik vardı. Birçok sahnede sırf ağlatmak için abartıya kaçınılmış. Bu yüzden birçok sahnede duyguyu alamadım ve samimiyetsizlik hissi verdi film. Oysa senaryo daha naif ve abartıdan uzak bir biçimde ele alınsaydı ortaya çok iyi bir film çıkabilirdi. Karakterler de içi boş ve klişe bir biçimde tek yönlü olarak yazılmış.

Bu olumsuz faktörlere rağmen bence film yine de hiç fena değildi, hatta benim beklentimin üstünde çıktı. Özellikle kız çocuğun olduğu bazı sahnelerde duygulandım. Oyunculuklar başarılıydı. Bunun dışında övebileceğim veya eleştirebileceğim bir şey yok sanırım. Finalde ters köşe yapmaya çalışmışlar ama ben beğenmedim açıkçası sonunu.

6.5/10
 
Böylesine bir şaheseri bu kadar geç izlediğim için kendime çok kızıyorum.

Film şuana kadar izlediğim en güzel filmdi. Hayatımda ilk kez bir film esnasında ağladım.

Önce kadro ile başlamak istiyorum. Kadro gerçekten şampiyonlar ligi, en ufak roldeki oyuncu bile son derece tanınmış bir oyuncu. Aras Bulut, Nisa Sofiya, Celile Toyon... Tüm oyuncular çok özenle seçilmiş harika bir casttı. Özellikle saydığım şu üç ismin performansları için diyecek kelime bulamıyorum, tarif edemeyeceğim. Deniz Baysal öğretmen Mine rolüne çok yakışmış, Gülçin Kültür'ü görmek sürpriz oldu o da harikaydı. Diğer oyuncuların da hepsi çok iyi iş çıkarmış, tek tek sayamayacağım çünkü hepsi ünlü oyunculardı ve yürekten tebrik ediyorum. Özellikle Celile Toyon'a çok üzüldüm ve acıdım keşke sonu böyle olmasaydı.
Yurdaer Okur tam bir canavardı yine, hiç sevmiyorum şu adamı ama rolünü çok iyi oynamış orası ayrı.

Çekim mekanları, müzikler de son derece tatmin ediciydi. Hele ki Memo'ların evinin konumu, manzarası beni benden aldı cennet gibi bir yerdi.

Senaryoya gelirsek; fazlasıyla dramatik bir senaryoydu, tam Türk halkına hitap eden türden. Zavallı Memo'nun bir yanlış anlaşılma yüzünden başına gelmeyen kalmadı. Memo'nun kızı ve babaannesi ile olan o saf, temiz ilişkisi, koğuştakilerin Memo ile olan ilişkisi, ona kol kanat germeleri, kızını görmesi için yaptıkları çok etkileyiciydi. Koğuş kadrosu da harika olunca hapishane sahneleri tadından yenmedi.

Tek puan kıracağım kısım Memo ile Ağa'nın yer değiştirmesi oldu. Bu kısım bana saçma geldi, bu işler bu kadar kolay olamaz ki olsa da o Yarbay bu işin peşini bırakmaz cesedi teşhis ederdi. Filmi mutlu son ile bitirmek için yapılmış bir şey ama daha farklı bir olay uydurulabilirdi. Memo'nun idam edildiğini sandığım an gözyaşlarıma hakim olamadım, gerçekten öldü sandım ve filmi durdurdum. Olayların bu ölümden sonra nasıl gelişeceğini tahmin etmeye çalıştım fakat hiç kestiremedim neyse ki ölmemiş sağlam bir ters köşe oldu.

Daha çok şey sıralayabilirim ama ne kadar uzun yazarsam yazayım filmin bendeki etkisini tam dile getiremem.

9/10
 
Genel olarak abartıldığı kadar beğenmemiş olsam da ortalama diyebileceğim bir filmdi.

Benim abartıldığı kadar beğenmemiş olmamın en temel sebebi ise aslında diğer Türk gişe filmlerinde, hatta Türk dizilerinde de mevcut olan belli başlı sıkıntılar... Bunu da en basit tabirle, "filmin sürekli izleyiciyi ağlatmaya çalışması" cümlesi ile örneklendirebilirim herhalde. Sanki film sürekli olarak “ağlamalısınız”, “bu sahne çok duygusal, ağlayın” diyordu. Bu da benim sevmediğim bir şey açıkçası... Film doğal akışında ve kurgusunda konusunu işlese, bu tarz yapaylıkları bıraksa çok daha gerçekçi bir drama ortaya çıkardı ve belki de kendi kendimize zaten ağlardık.

Bu noktada filmin finalini de zayıf bulduğumu söylemem gerekiyor, bir twist yapılmak istenmiş ama hiç olmamış, oturmamış bence. Bir kere mutlu bir son fikri, filmin o ana kadar anlatmış olduğu şeylerle ve ağırlığı ile hiç uyumlu değil. Onun dışında müzik kullanımı yine abartılı ve seçilen müzikler, sürekli izleyicinin ağlatılmaya çalışılması fikrini destekler nitelikteydi.

Tabii filmin yabana atılmayacak olumlu yönleri de mevcut. Her şeyden önce Aras Bulut İynemli şahane oynamış, bana kalırsa jenerasyonunun en iyi oyuncusu bile olabilir güncel durumda. Burada da bunu destekler nitelikte bir performans sergilemiş, filmi taşımış ve olduğundan daha iyi göstermiş gerçekten. Nisa Sofiya ile uyumlarını da beğendim, güzel bir baba-kız olmuşlar. Diğer oyuncuların tamamı yan rol olduğu için pek akılda kalıcı bir performans hatırlamıyorum açıkçası.

Puan: 6/10
 
Yoldaşım sana katılıyorum.Twist nedir?
 
Reactions: Sherlock
Konu üste çıkmışken yazayım, yarın 20.00'de FOX'ta yayınlanacak film. İzlemek isteyen izleyebilir.
 
İnsan, Parantez içine ters köşe yazar.
 
Sinemada izlemiştim de madem Oscar etkinliğine alınmış o yüzden kısaca bir şeyler yazayım. Ana akım Türk sineması klasmanında kaliteli bir yapımdı. Tabii dram dozunun yüksek kaçtığı bazı yerler var ama o kadarı da normal. Aras Bulut İynemli başta olmak üzere tüm kadro üstüne düşeni başarıyla yerine getirince film de vaat ettiğini izleyiciye aktarmakta zorluk çekmiyor. Tabii Oscar için seçilecek doğru film miydi orası şüpheli ama genel olarak eli yüzü düzgün bir gişe işi.

7.5/10
 
Reactions: 12.Adam