Emre Ozansoy

Moderatör
Katılım
26 Ağustos 2017
Mesajlar
71,795
Reaksiyon puanı
56,993
Puanı
1,060
Web Sitesi
twitter.com
SON DAKİKA!

Batı Afrika ülkesi Gambiya’nın ilk ve tek koronavirüs hastası hayatını kaybetti.

 

Emre Ozansoy

Moderatör
Katılım
26 Ağustos 2017
Mesajlar
71,795
Reaksiyon puanı
56,993
Puanı
1,060
Web Sitesi
twitter.com
Coronavirüs vakası bildirmeyen ülkeler: Botsvana, Burundi, Gine - Bissau, Güney Sudan, Komorlar Birliği, Kuzey Kore, Lesotho, Libya, Malavi, Mali, Myanmar,São Tomé ve Príncipe, Sierra Leone, Tacikistan, Türkmenistan ve Yemen
 

Harunnn60

Emekli
Katılım
15 Eylül 2013
Mesajlar
49,573
Reaksiyon puanı
44,755
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
İspanya da dediğimiz gibi İtalya yolunda gitmeye başladı.

Ülke şimdiden yeni hastaneler kurmaya başlamış, en son 2.Dünya Savaşı ve İspanyol gribinde bu hastaneler kurulmuş.
 

Tzira

Emekli
Katılım
2 Kasım 2013
Mesajlar
2,575
Reaksiyon puanı
2,714
Puanı
280
Yaş
28
Konum
İstanbul - Bologna - Bursa - Ordu
Geçenlerde @Harunnn60 Twitter'da yazınca bari dedim yıllar sonra foruma dönüp İtalya'daki corona maceramdan bahsedeyim. Doğru başlık burası mı bilmiyorum ama galiba burası. :p

8 Şubat'tan beri İtalya'dayım. Bilen bilir, yıllardır İtalya'da öğrenciyim, birkaç sene daha böyle sürecek gibi görünüyor. İtalya'nın Bologna şehrindeyim, Milano-Venedik-Floransa üçgeninin ortasında kalan, Kuzey İtalya'da bir şehir. Aslında Şubat ayının başlarında da İtalya'da görülen vaka vardı, ancak bu vakaların Roma'da bulunan 2 Çinli turist olduğu söyleniyordu. Torino diyenler de vardı. Panik havası yoktu, havalar da Şubat ayı ortalamasına göre daha yüksek sıcaklıkta seyrediyordu. İnsanlar hep dışarıdaydı yani.

Ancak olayların seyri 20 Şubat civarı değişmeye başladı. Milano ile Bologna arasında yer alan Codogno ilçesindeki bir fabrika işçisinin (ki Wuhan'a gidip gelmişti galiba) COVID-19 testinin pozitif çıktığı söylendi ve tüm fabrika karantina altına alındı. Ardından civarındaki Lodigiano şehrine de sıçradığı söylendi. Sonra ülkenin Lombardiya, Veneto ve Emilia-Romagna (ki Bologna da bu bölgede) bölgelerinde çeşitli korona vakalarının görüldüğü açıklandı. Bu bölgeler, İtalya'nın belki de en önemli bölgeleri, zira Venedik, Milano gibi şehirler de bu bölgelerde. Gün geçtikçe vaka sayısı arttı, ölümler başladı. 24 Şubat haftası içlerinde benim okulumun da bulunduğu çoğu okul 1 haftalık tatil ilan etti. Tabii durum başta bu kadar ciddi yansımadığı için herkes "1 hafta okulu dezenfekte falan ederler, önlem alırlar" tavrıyla yaklaştı olaya, ben de dahil olmak üzere. İşin ciddiyetini ben okul 1 hafta daha tatil olduğunda ve online eğitime geçtiğinde anladım. Ama dışarıda pek bir şey değişmemişti, tek tük maskeli insan görülebiliyordu ama sanki virüs yokmuş gibiydi, insanlar günlük yaşamlarına devam ediyorlardı. 7 Mart günü Milano'da bir işim vardı, oraya gittiğimde her zaman kalabalık olan şehrin daha boş olduğunu gördüm fakat yine de dışarıda insanlar vardı.

Aynı akşam hükümetin Kuzey İtalya'daki 14 şehrin karantina altına alınacağı hakkında çıkaracağı bir kararname internete sızdırıldı. Bunu duyan insanlar akın akın memleketlerine, Güney İtalya'ya filan kaçmaya başladı. Yani Kuzey İtalya'daki potansiyel taşıyıcılar virüsü değişik yerlere taşımış oldular bir nevi. Bunu fark eden hükümet, 9 Mart akşamı yeni bir kararname yayınladı: "Bütün ülke karantina altında". Vaka ve ölüm sayıları artmışken, beklenen bir karardı tabii bu.

Buna göre okullar ve home-office çalışabilen şirketler kapalı olacak, birçok dükkan yine kapalı olacaktı. Sadece marketler, eczaneler, bankalar, postaneler ve gazeteciler çalışacaktı. Birçok ülke İtalya ile seferlerini iptal ettiğinden benim de birçok arkadaşım başka ülkeden aktarmalı olarak Türkiye'ye gittiler ve virüsü oraya da taşıdılar galiba. Üstelik aralarında gerçekten 14 gün karantinada kalan var mı bilmiyorum, Sağlık Bakanlığı o dönem KYK yurtları karantinası kararını almamıştı. Ben ne olacaksa olsun diyerek İtalya'da kaldım, ancak Nisan'daki Türkiye tatilimi iptal etmek zorunda kaldım, uçaklar da Mayıs ayına kadar iptaldi zaten. Sadece işe gidip gelmek, sağlık ihtiyacı, ikametgaha gidiş ve zorunlu ihtiyaç kapsamında dışarı çıkılmasına izin verildi, bunun için de polise bir beyanname göstermek gerekiyor. Polise yanlış beyan vermenin hapis cezasına kadar yolu var. Markete 5 dakikalığına gitseniz bile yanınıza ne olur ne olmaz diye bir beyanname almak zorundasınız yani.

Tabii İtalyanlar karantinaya harfiyen uyuyor diyemeyiz. Polisler her gün bir sürü insanı karantina koşullarına uymadıkları için uyarıyor. Hatta bazı şehirlere artık ordu indi. Başta arada 1 metre mesafenin korunması koşuluyla dışarıda yürüyüş veya koşu yapmaya izin varken o da iptal edildi. Son yayınlanan kararname ile zorunlu üretim yapanlar haricindeki fabrikalar da kapatıldı. İşin ekonomik boyutu da var yani, İtalya nasıl daha toparlanacak bilmem.

Ben çöp atmak haricinde dışarı çıkmadım 9 Mart'tan beri. Ancak geçenlerde Cumhurbaşkanlığı, İtalya'da bulunan Türk öğrencileri Türkiye'ye getireceğini açıkladı ve başvurdum. Çünkü evde yapayalnızım ve zaten psikolojik tedavi gören birisi olarak bazen insan kendini kıstırılmış gibi hissediyor. Evde vakit geçirebilen birisiyim ama yalnızlık bazen koyuyor. Yarın (24 Mart) akşamı Milano'dan uçakla Türkiye'ye geleceğim fakat 14 gün boyunca Sakarya'daki veya Samsun'daki bir KYK yurdunda karantinada kalacağım. Artık oradaki maceramı da yazarım. :D
 

Yiğitt

Emekli
Katılım
9 Aralık 2013
Mesajlar
79,171
Reaksiyon puanı
45,870
Puanı
1,061
Konum
Ankara
Geçenlerde @Harunnn60 Twitter'da yazınca bari dedim yıllar sonra foruma dönüp İtalya'daki corona maceramdan bahsedeyim. Doğru başlık burası mı bilmiyorum ama galiba burası. :p

8 Şubat'tan beri İtalya'dayım. Bilen bilir, yıllardır İtalya'da öğrenciyim, birkaç sene daha böyle sürecek gibi görünüyor. İtalya'nın Bologna şehrindeyim, Milano-Venedik-Floransa üçgeninin ortasında kalan, Kuzey İtalya'da bir şehir. Aslında Şubat ayının başlarında da İtalya'da görülen vaka vardı, ancak bu vakaların Roma'da bulunan 2 Çinli turist olduğu söyleniyordu. Torino diyenler de vardı. Panik havası yoktu, havalar da Şubat ayı ortalamasına göre daha yüksek sıcaklıkta seyrediyordu. İnsanlar hep dışarıdaydı yani.

Ancak olayların seyri 20 Şubat civarı değişmeye başladı. Milano ile Bologna arasında yer alan Codogno ilçesindeki bir fabrika işçisinin (ki Wuhan'a gidip gelmişti galiba) COVID-19 testinin pozitif çıktığı söylendi ve tüm fabrika karantina altına alındı. Ardından civarındaki Lodigiano şehrine de sıçradığı söylendi. Sonra ülkenin Lombardiya, Veneto ve Emilia-Romagna (ki Bologna da bu bölgede) bölgelerinde çeşitli korona vakalarının görüldüğü açıklandı. Bu bölgeler, İtalya'nın belki de en önemli bölgeleri, zira Venedik, Milano gibi şehirler de bu bölgelerde. Gün geçtikçe vaka sayısı arttı, ölümler başladı. 24 Şubat haftası içlerinde benim okulumun da bulunduğu çoğu okul 1 haftalık tatil ilan etti. Tabii durum başta bu kadar ciddi yansımadığı için herkes "1 hafta okulu dezenfekte falan ederler, önlem alırlar" tavrıyla yaklaştı olaya, ben de dahil olmak üzere. İşin ciddiyetini ben okul 1 hafta daha tatil olduğunda ve online eğitime geçtiğinde anladım. Ama dışarıda pek bir şey değişmemişti, tek tük maskeli insan görülebiliyordu ama sanki virüs yokmuş gibiydi, insanlar günlük yaşamlarına devam ediyorlardı. 7 Mart günü Milano'da bir işim vardı, oraya gittiğimde her zaman kalabalık olan şehrin daha boş olduğunu gördüm fakat yine de dışarıda insanlar vardı.

Aynı akşam hükümetin Kuzey İtalya'daki 14 şehrin karantina altına alınacağı hakkında çıkaracağı bir kararname internete sızdırıldı. Bunu duyan insanlar akın akın memleketlerine, Güney İtalya'ya filan kaçmaya başladı. Yani Kuzey İtalya'daki potansiyel taşıyıcılar virüsü değişik yerlere taşımış oldular bir nevi. Bunu fark eden hükümet, 9 Mart akşamı yeni bir kararname yayınladı: "Bütün ülke karantina altında". Vaka ve ölüm sayıları artmışken, beklenen bir karardı tabii bu.

Buna göre okullar ve home-office çalışabilen şirketler kapalı olacak, birçok dükkan yine kapalı olacaktı. Sadece marketler, eczaneler, bankalar, postaneler ve gazeteciler çalışacaktı. Birçok ülke İtalya ile seferlerini iptal ettiğinden benim de birçok arkadaşım başka ülkeden aktarmalı olarak Türkiye'ye gittiler ve virüsü oraya da taşıdılar galiba. Üstelik aralarında gerçekten 14 gün karantinada kalan var mı bilmiyorum, Sağlık Bakanlığı o dönem KYK yurtları karantinası kararını almamıştı. Ben ne olacaksa olsun diyerek İtalya'da kaldım, ancak Nisan'daki Türkiye tatilimi iptal etmek zorunda kaldım, uçaklar da Mayıs ayına kadar iptaldi zaten. Sadece işe gidip gelmek, sağlık ihtiyacı, ikametgaha gidiş ve zorunlu ihtiyaç kapsamında dışarı çıkılmasına izin verildi, bunun için de polise bir beyanname göstermek gerekiyor. Polise yanlış beyan vermenin hapis cezasına kadar yolu var. Markete 5 dakikalığına gitseniz bile yanınıza ne olur ne olmaz diye bir beyanname almak zorundasınız yani.

Tabii İtalyanlar karantinaya harfiyen uyuyor diyemeyiz. Polisler her gün bir sürü insanı karantina koşullarına uymadıkları için uyarıyor. Hatta bazı şehirlere artık ordu indi. Başta arada 1 metre mesafenin korunması koşuluyla dışarıda yürüyüş veya koşu yapmaya izin varken o da iptal edildi. Son yayınlanan kararname ile zorunlu üretim yapanlar haricindeki fabrikalar da kapatıldı. İşin ekonomik boyutu da var yani, İtalya nasıl daha toparlanacak bilmem.

Ben çöp atmak haricinde dışarı çıkmadım 9 Mart'tan beri. Ancak geçenlerde Cumhurbaşkanlığı, İtalya'da bulunan Türk öğrencileri Türkiye'ye getireceğini açıkladı ve başvurdum. Çünkü evde yapayalnızım ve zaten psikolojik tedavi gören birisi olarak bazen insan kendini kıstırılmış gibi hissediyor. Evde vakit geçirebilen birisiyim ama yalnızlık bazen koyuyor. Yarın (24 Mart) akşamı Milano'dan uçakla Türkiye'ye geleceğim fakat 14 gün boyunca Sakarya'daki veya Samsun'daki bir KYK yurdunda karantinada kalacağım. Artık oradaki maceramı da yazarım. :D
Çok geçmiş olsun, güzel haberlerini bekliyoruz. Dikkat et yurtta ve uçakta da. 🙏
 

Ahmed

Emekli
Katılım
12 Eylül 2013
Mesajlar
25,151
Reaksiyon puanı
16,026
Puanı
1,060
Geçenlerde @Harunnn60 Twitter'da yazınca bari dedim yıllar sonra foruma dönüp İtalya'daki corona maceramdan bahsedeyim. Doğru başlık burası mı bilmiyorum ama galiba burası. :p

8 Şubat'tan beri İtalya'dayım. Bilen bilir, yıllardır İtalya'da öğrenciyim, birkaç sene daha böyle sürecek gibi görünüyor. İtalya'nın Bologna şehrindeyim, Milano-Venedik-Floransa üçgeninin ortasında kalan, Kuzey İtalya'da bir şehir. Aslında Şubat ayının başlarında da İtalya'da görülen vaka vardı, ancak bu vakaların Roma'da bulunan 2 Çinli turist olduğu söyleniyordu. Torino diyenler de vardı. Panik havası yoktu, havalar da Şubat ayı ortalamasına göre daha yüksek sıcaklıkta seyrediyordu. İnsanlar hep dışarıdaydı yani.

Ancak olayların seyri 20 Şubat civarı değişmeye başladı. Milano ile Bologna arasında yer alan Codogno ilçesindeki bir fabrika işçisinin (ki Wuhan'a gidip gelmişti galiba) COVID-19 testinin pozitif çıktığı söylendi ve tüm fabrika karantina altına alındı. Ardından civarındaki Lodigiano şehrine de sıçradığı söylendi. Sonra ülkenin Lombardiya, Veneto ve Emilia-Romagna (ki Bologna da bu bölgede) bölgelerinde çeşitli korona vakalarının görüldüğü açıklandı. Bu bölgeler, İtalya'nın belki de en önemli bölgeleri, zira Venedik, Milano gibi şehirler de bu bölgelerde. Gün geçtikçe vaka sayısı arttı, ölümler başladı. 24 Şubat haftası içlerinde benim okulumun da bulunduğu çoğu okul 1 haftalık tatil ilan etti. Tabii durum başta bu kadar ciddi yansımadığı için herkes "1 hafta okulu dezenfekte falan ederler, önlem alırlar" tavrıyla yaklaştı olaya, ben de dahil olmak üzere. İşin ciddiyetini ben okul 1 hafta daha tatil olduğunda ve online eğitime geçtiğinde anladım. Ama dışarıda pek bir şey değişmemişti, tek tük maskeli insan görülebiliyordu ama sanki virüs yokmuş gibiydi, insanlar günlük yaşamlarına devam ediyorlardı. 7 Mart günü Milano'da bir işim vardı, oraya gittiğimde her zaman kalabalık olan şehrin daha boş olduğunu gördüm fakat yine de dışarıda insanlar vardı.

Aynı akşam hükümetin Kuzey İtalya'daki 14 şehrin karantina altına alınacağı hakkında çıkaracağı bir kararname internete sızdırıldı. Bunu duyan insanlar akın akın memleketlerine, Güney İtalya'ya filan kaçmaya başladı. Yani Kuzey İtalya'daki potansiyel taşıyıcılar virüsü değişik yerlere taşımış oldular bir nevi. Bunu fark eden hükümet, 9 Mart akşamı yeni bir kararname yayınladı: "Bütün ülke karantina altında". Vaka ve ölüm sayıları artmışken, beklenen bir karardı tabii bu.

Buna göre okullar ve home-office çalışabilen şirketler kapalı olacak, birçok dükkan yine kapalı olacaktı. Sadece marketler, eczaneler, bankalar, postaneler ve gazeteciler çalışacaktı. Birçok ülke İtalya ile seferlerini iptal ettiğinden benim de birçok arkadaşım başka ülkeden aktarmalı olarak Türkiye'ye gittiler ve virüsü oraya da taşıdılar galiba. Üstelik aralarında gerçekten 14 gün karantinada kalan var mı bilmiyorum, Sağlık Bakanlığı o dönem KYK yurtları karantinası kararını almamıştı. Ben ne olacaksa olsun diyerek İtalya'da kaldım, ancak Nisan'daki Türkiye tatilimi iptal etmek zorunda kaldım, uçaklar da Mayıs ayına kadar iptaldi zaten. Sadece işe gidip gelmek, sağlık ihtiyacı, ikametgaha gidiş ve zorunlu ihtiyaç kapsamında dışarı çıkılmasına izin verildi, bunun için de polise bir beyanname göstermek gerekiyor. Polise yanlış beyan vermenin hapis cezasına kadar yolu var. Markete 5 dakikalığına gitseniz bile yanınıza ne olur ne olmaz diye bir beyanname almak zorundasınız yani.

Tabii İtalyanlar karantinaya harfiyen uyuyor diyemeyiz. Polisler her gün bir sürü insanı karantina koşullarına uymadıkları için uyarıyor. Hatta bazı şehirlere artık ordu indi. Başta arada 1 metre mesafenin korunması koşuluyla dışarıda yürüyüş veya koşu yapmaya izin varken o da iptal edildi. Son yayınlanan kararname ile zorunlu üretim yapanlar haricindeki fabrikalar da kapatıldı. İşin ekonomik boyutu da var yani, İtalya nasıl daha toparlanacak bilmem.

Ben çöp atmak haricinde dışarı çıkmadım 9 Mart'tan beri. Ancak geçenlerde Cumhurbaşkanlığı, İtalya'da bulunan Türk öğrencileri Türkiye'ye getireceğini açıkladı ve başvurdum. Çünkü evde yapayalnızım ve zaten psikolojik tedavi gören birisi olarak bazen insan kendini kıstırılmış gibi hissediyor. Evde vakit geçirebilen birisiyim ama yalnızlık bazen koyuyor. Yarın (24 Mart) akşamı Milano'dan uçakla Türkiye'ye geleceğim fakat 14 gün boyunca Sakarya'daki veya Samsun'daki bir KYK yurdunda karantinada kalacağım. Artık oradaki maceramı da yazarım. :D
Bunları canlı yaşayan birisinden okumak çok farklıymış.
Be careful. :(
 

Harunnn60

Emekli
Katılım
15 Eylül 2013
Mesajlar
49,573
Reaksiyon puanı
44,755
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Geçenlerde @Harunnn60 Twitter'da yazınca bari dedim yıllar sonra foruma dönüp İtalya'daki corona maceramdan bahsedeyim. Doğru başlık burası mı bilmiyorum ama galiba burası. :p

8 Şubat'tan beri İtalya'dayım. Bilen bilir, yıllardır İtalya'da öğrenciyim, birkaç sene daha böyle sürecek gibi görünüyor. İtalya'nın Bologna şehrindeyim, Milano-Venedik-Floransa üçgeninin ortasında kalan, Kuzey İtalya'da bir şehir. Aslında Şubat ayının başlarında da İtalya'da görülen vaka vardı, ancak bu vakaların Roma'da bulunan 2 Çinli turist olduğu söyleniyordu. Torino diyenler de vardı. Panik havası yoktu, havalar da Şubat ayı ortalamasına göre daha yüksek sıcaklıkta seyrediyordu. İnsanlar hep dışarıdaydı yani.

Ancak olayların seyri 20 Şubat civarı değişmeye başladı. Milano ile Bologna arasında yer alan Codogno ilçesindeki bir fabrika işçisinin (ki Wuhan'a gidip gelmişti galiba) COVID-19 testinin pozitif çıktığı söylendi ve tüm fabrika karantina altına alındı. Ardından civarındaki Lodigiano şehrine de sıçradığı söylendi. Sonra ülkenin Lombardiya, Veneto ve Emilia-Romagna (ki Bologna da bu bölgede) bölgelerinde çeşitli korona vakalarının görüldüğü açıklandı. Bu bölgeler, İtalya'nın belki de en önemli bölgeleri, zira Venedik, Milano gibi şehirler de bu bölgelerde. Gün geçtikçe vaka sayısı arttı, ölümler başladı. 24 Şubat haftası içlerinde benim okulumun da bulunduğu çoğu okul 1 haftalık tatil ilan etti. Tabii durum başta bu kadar ciddi yansımadığı için herkes "1 hafta okulu dezenfekte falan ederler, önlem alırlar" tavrıyla yaklaştı olaya, ben de dahil olmak üzere. İşin ciddiyetini ben okul 1 hafta daha tatil olduğunda ve online eğitime geçtiğinde anladım. Ama dışarıda pek bir şey değişmemişti, tek tük maskeli insan görülebiliyordu ama sanki virüs yokmuş gibiydi, insanlar günlük yaşamlarına devam ediyorlardı. 7 Mart günü Milano'da bir işim vardı, oraya gittiğimde her zaman kalabalık olan şehrin daha boş olduğunu gördüm fakat yine de dışarıda insanlar vardı.

Aynı akşam hükümetin Kuzey İtalya'daki 14 şehrin karantina altına alınacağı hakkında çıkaracağı bir kararname internete sızdırıldı. Bunu duyan insanlar akın akın memleketlerine, Güney İtalya'ya filan kaçmaya başladı. Yani Kuzey İtalya'daki potansiyel taşıyıcılar virüsü değişik yerlere taşımış oldular bir nevi. Bunu fark eden hükümet, 9 Mart akşamı yeni bir kararname yayınladı: "Bütün ülke karantina altında". Vaka ve ölüm sayıları artmışken, beklenen bir karardı tabii bu.

Buna göre okullar ve home-office çalışabilen şirketler kapalı olacak, birçok dükkan yine kapalı olacaktı. Sadece marketler, eczaneler, bankalar, postaneler ve gazeteciler çalışacaktı. Birçok ülke İtalya ile seferlerini iptal ettiğinden benim de birçok arkadaşım başka ülkeden aktarmalı olarak Türkiye'ye gittiler ve virüsü oraya da taşıdılar galiba. Üstelik aralarında gerçekten 14 gün karantinada kalan var mı bilmiyorum, Sağlık Bakanlığı o dönem KYK yurtları karantinası kararını almamıştı. Ben ne olacaksa olsun diyerek İtalya'da kaldım, ancak Nisan'daki Türkiye tatilimi iptal etmek zorunda kaldım, uçaklar da Mayıs ayına kadar iptaldi zaten. Sadece işe gidip gelmek, sağlık ihtiyacı, ikametgaha gidiş ve zorunlu ihtiyaç kapsamında dışarı çıkılmasına izin verildi, bunun için de polise bir beyanname göstermek gerekiyor. Polise yanlış beyan vermenin hapis cezasına kadar yolu var. Markete 5 dakikalığına gitseniz bile yanınıza ne olur ne olmaz diye bir beyanname almak zorundasınız yani.

Tabii İtalyanlar karantinaya harfiyen uyuyor diyemeyiz. Polisler her gün bir sürü insanı karantina koşullarına uymadıkları için uyarıyor. Hatta bazı şehirlere artık ordu indi. Başta arada 1 metre mesafenin korunması koşuluyla dışarıda yürüyüş veya koşu yapmaya izin varken o da iptal edildi. Son yayınlanan kararname ile zorunlu üretim yapanlar haricindeki fabrikalar da kapatıldı. İşin ekonomik boyutu da var yani, İtalya nasıl daha toparlanacak bilmem.

Ben çöp atmak haricinde dışarı çıkmadım 9 Mart'tan beri. Ancak geçenlerde Cumhurbaşkanlığı, İtalya'da bulunan Türk öğrencileri Türkiye'ye getireceğini açıkladı ve başvurdum. Çünkü evde yapayalnızım ve zaten psikolojik tedavi gören birisi olarak bazen insan kendini kıstırılmış gibi hissediyor. Evde vakit geçirebilen birisiyim ama yalnızlık bazen koyuyor. Yarın (24 Mart) akşamı Milano'dan uçakla Türkiye'ye geleceğim fakat 14 gün boyunca Sakarya'daki veya Samsun'daki bir KYK yurdunda karantinada kalacağım. Artık oradaki maceramı da yazarım. :D
Çok güzel bir yazı yazmışsın, önlem almamanın neler doğrabileceğini bir kez daha anladık. Gerçekten İtalya kötü bir süreç geçiyor.

Her gün 600-700 insan vefat ediyor, peki İtalya halkında psikolojik durum ne? Sosyal medyada şarkı söylüyorlar balkonlarda videoları vardı ama zamanla ölü sayısı her geçen gün arttıkça bu videolar da azaldı.
 

Tolstoyevski

Konu Sahibi
Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,283
Reaksiyon puanı
39,933
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
Geçenlerde @Harunnn60 Twitter'da yazınca bari dedim yıllar sonra foruma dönüp İtalya'daki corona maceramdan bahsedeyim. Doğru başlık burası mı bilmiyorum ama galiba burası. :p

8 Şubat'tan beri İtalya'dayım. Bilen bilir, yıllardır İtalya'da öğrenciyim, birkaç sene daha böyle sürecek gibi görünüyor. İtalya'nın Bologna şehrindeyim, Milano-Venedik-Floransa üçgeninin ortasında kalan, Kuzey İtalya'da bir şehir. Aslında Şubat ayının başlarında da İtalya'da görülen vaka vardı, ancak bu vakaların Roma'da bulunan 2 Çinli turist olduğu söyleniyordu. Torino diyenler de vardı. Panik havası yoktu, havalar da Şubat ayı ortalamasına göre daha yüksek sıcaklıkta seyrediyordu. İnsanlar hep dışarıdaydı yani.

Ancak olayların seyri 20 Şubat civarı değişmeye başladı. Milano ile Bologna arasında yer alan Codogno ilçesindeki bir fabrika işçisinin (ki Wuhan'a gidip gelmişti galiba) COVID-19 testinin pozitif çıktığı söylendi ve tüm fabrika karantina altına alındı. Ardından civarındaki Lodigiano şehrine de sıçradığı söylendi. Sonra ülkenin Lombardiya, Veneto ve Emilia-Romagna (ki Bologna da bu bölgede) bölgelerinde çeşitli korona vakalarının görüldüğü açıklandı. Bu bölgeler, İtalya'nın belki de en önemli bölgeleri, zira Venedik, Milano gibi şehirler de bu bölgelerde. Gün geçtikçe vaka sayısı arttı, ölümler başladı. 24 Şubat haftası içlerinde benim okulumun da bulunduğu çoğu okul 1 haftalık tatil ilan etti. Tabii durum başta bu kadar ciddi yansımadığı için herkes "1 hafta okulu dezenfekte falan ederler, önlem alırlar" tavrıyla yaklaştı olaya, ben de dahil olmak üzere. İşin ciddiyetini ben okul 1 hafta daha tatil olduğunda ve online eğitime geçtiğinde anladım. Ama dışarıda pek bir şey değişmemişti, tek tük maskeli insan görülebiliyordu ama sanki virüs yokmuş gibiydi, insanlar günlük yaşamlarına devam ediyorlardı. 7 Mart günü Milano'da bir işim vardı, oraya gittiğimde her zaman kalabalık olan şehrin daha boş olduğunu gördüm fakat yine de dışarıda insanlar vardı.

Aynı akşam hükümetin Kuzey İtalya'daki 14 şehrin karantina altına alınacağı hakkında çıkaracağı bir kararname internete sızdırıldı. Bunu duyan insanlar akın akın memleketlerine, Güney İtalya'ya filan kaçmaya başladı. Yani Kuzey İtalya'daki potansiyel taşıyıcılar virüsü değişik yerlere taşımış oldular bir nevi. Bunu fark eden hükümet, 9 Mart akşamı yeni bir kararname yayınladı: "Bütün ülke karantina altında". Vaka ve ölüm sayıları artmışken, beklenen bir karardı tabii bu.

Buna göre okullar ve home-office çalışabilen şirketler kapalı olacak, birçok dükkan yine kapalı olacaktı. Sadece marketler, eczaneler, bankalar, postaneler ve gazeteciler çalışacaktı. Birçok ülke İtalya ile seferlerini iptal ettiğinden benim de birçok arkadaşım başka ülkeden aktarmalı olarak Türkiye'ye gittiler ve virüsü oraya da taşıdılar galiba. Üstelik aralarında gerçekten 14 gün karantinada kalan var mı bilmiyorum, Sağlık Bakanlığı o dönem KYK yurtları karantinası kararını almamıştı. Ben ne olacaksa olsun diyerek İtalya'da kaldım, ancak Nisan'daki Türkiye tatilimi iptal etmek zorunda kaldım, uçaklar da Mayıs ayına kadar iptaldi zaten. Sadece işe gidip gelmek, sağlık ihtiyacı, ikametgaha gidiş ve zorunlu ihtiyaç kapsamında dışarı çıkılmasına izin verildi, bunun için de polise bir beyanname göstermek gerekiyor. Polise yanlış beyan vermenin hapis cezasına kadar yolu var. Markete 5 dakikalığına gitseniz bile yanınıza ne olur ne olmaz diye bir beyanname almak zorundasınız yani.

Tabii İtalyanlar karantinaya harfiyen uyuyor diyemeyiz. Polisler her gün bir sürü insanı karantina koşullarına uymadıkları için uyarıyor. Hatta bazı şehirlere artık ordu indi. Başta arada 1 metre mesafenin korunması koşuluyla dışarıda yürüyüş veya koşu yapmaya izin varken o da iptal edildi. Son yayınlanan kararname ile zorunlu üretim yapanlar haricindeki fabrikalar da kapatıldı. İşin ekonomik boyutu da var yani, İtalya nasıl daha toparlanacak bilmem.

Ben çöp atmak haricinde dışarı çıkmadım 9 Mart'tan beri. Ancak geçenlerde Cumhurbaşkanlığı, İtalya'da bulunan Türk öğrencileri Türkiye'ye getireceğini açıkladı ve başvurdum. Çünkü evde yapayalnızım ve zaten psikolojik tedavi gören birisi olarak bazen insan kendini kıstırılmış gibi hissediyor. Evde vakit geçirebilen birisiyim ama yalnızlık bazen koyuyor. Yarın (24 Mart) akşamı Milano'dan uçakla Türkiye'ye geleceğim fakat 14 gün boyunca Sakarya'daki veya Samsun'daki bir KYK yurdunda karantinada kalacağım. Artık oradaki maceramı da yazarım. :D

Büyük geçmiş olsun güzel haberlerini bekliyor olacağız umarım en kısa sürede atlatılacak bu süreç. :)
 

Emre Ozansoy

Moderatör
Katılım
26 Ağustos 2017
Mesajlar
71,795
Reaksiyon puanı
56,993
Puanı
1,060
Web Sitesi
twitter.com
SON DAKİKA!

Suudi Arabistan'da 51 yeni koronavirüs vakası tespit edildi. Ülke genelinde vaka sayısı 562'ye ulaştı.
 

Emre Ozansoy

Moderatör
Katılım
26 Ağustos 2017
Mesajlar
71,795
Reaksiyon puanı
56,993
Puanı
1,060
Web Sitesi
twitter.com
SON DAKİKA!

Norveç'te son 24 saatte 153 yeni koronavirüs vakası tespit edilirken, 2 kişi de hayatını kaybetti. Ülke genelinde vaka sayısı 2,538'e, ölü sayısı ise 9'a yükseldi.
 

Emre Ozansoy

Moderatör
Katılım
26 Ağustos 2017
Mesajlar
71,795
Reaksiyon puanı
56,993
Puanı
1,060
Web Sitesi
twitter.com
SON DAKİKA!

İsviçre'de son 24 saatte 1,073 yeni koronavirüs vakası tespit edilirken, 23 kişi de hayatını kaybetti. Ülke genelinde vaka sayısı 8,547'ye, ölü sayısı ise 118'e ulaştı.
 

Emre Ozansoy

Moderatör
Katılım
26 Ağustos 2017
Mesajlar
71,795
Reaksiyon puanı
56,993
Puanı
1,060
Web Sitesi
twitter.com
SON DAKİKA!

Mısır Ordusu, koronavirüs salgını nedeniyle 2. kaybını verdi. Tümgeneral Shafie Abdul Halim, koronavirüs salgını nedeniyle öldü.

İran Hükümeti'nin "yarı-resmi" haber ajansı Fars'ın üst düzey editörü Abdollah Seyyed Ahmadi Zavieh, koronavirüs salgınından dolayı hayatını kaybetti.
 

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,058
Reaksiyon puanı
49,715
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Geçenlerde @Harunnn60 Twitter'da yazınca bari dedim yıllar sonra foruma dönüp İtalya'daki corona maceramdan bahsedeyim. Doğru başlık burası mı bilmiyorum ama galiba burası. :p

8 Şubat'tan beri İtalya'dayım. Bilen bilir, yıllardır İtalya'da öğrenciyim, birkaç sene daha böyle sürecek gibi görünüyor. İtalya'nın Bologna şehrindeyim, Milano-Venedik-Floransa üçgeninin ortasında kalan, Kuzey İtalya'da bir şehir. Aslında Şubat ayının başlarında da İtalya'da görülen vaka vardı, ancak bu vakaların Roma'da bulunan 2 Çinli turist olduğu söyleniyordu. Torino diyenler de vardı. Panik havası yoktu, havalar da Şubat ayı ortalamasına göre daha yüksek sıcaklıkta seyrediyordu. İnsanlar hep dışarıdaydı yani.

Ancak olayların seyri 20 Şubat civarı değişmeye başladı. Milano ile Bologna arasında yer alan Codogno ilçesindeki bir fabrika işçisinin (ki Wuhan'a gidip gelmişti galiba) COVID-19 testinin pozitif çıktığı söylendi ve tüm fabrika karantina altına alındı. Ardından civarındaki Lodigiano şehrine de sıçradığı söylendi. Sonra ülkenin Lombardiya, Veneto ve Emilia-Romagna (ki Bologna da bu bölgede) bölgelerinde çeşitli korona vakalarının görüldüğü açıklandı. Bu bölgeler, İtalya'nın belki de en önemli bölgeleri, zira Venedik, Milano gibi şehirler de bu bölgelerde. Gün geçtikçe vaka sayısı arttı, ölümler başladı. 24 Şubat haftası içlerinde benim okulumun da bulunduğu çoğu okul 1 haftalık tatil ilan etti. Tabii durum başta bu kadar ciddi yansımadığı için herkes "1 hafta okulu dezenfekte falan ederler, önlem alırlar" tavrıyla yaklaştı olaya, ben de dahil olmak üzere. İşin ciddiyetini ben okul 1 hafta daha tatil olduğunda ve online eğitime geçtiğinde anladım. Ama dışarıda pek bir şey değişmemişti, tek tük maskeli insan görülebiliyordu ama sanki virüs yokmuş gibiydi, insanlar günlük yaşamlarına devam ediyorlardı. 7 Mart günü Milano'da bir işim vardı, oraya gittiğimde her zaman kalabalık olan şehrin daha boş olduğunu gördüm fakat yine de dışarıda insanlar vardı.

Aynı akşam hükümetin Kuzey İtalya'daki 14 şehrin karantina altına alınacağı hakkında çıkaracağı bir kararname internete sızdırıldı. Bunu duyan insanlar akın akın memleketlerine, Güney İtalya'ya filan kaçmaya başladı. Yani Kuzey İtalya'daki potansiyel taşıyıcılar virüsü değişik yerlere taşımış oldular bir nevi. Bunu fark eden hükümet, 9 Mart akşamı yeni bir kararname yayınladı: "Bütün ülke karantina altında". Vaka ve ölüm sayıları artmışken, beklenen bir karardı tabii bu.

Buna göre okullar ve home-office çalışabilen şirketler kapalı olacak, birçok dükkan yine kapalı olacaktı. Sadece marketler, eczaneler, bankalar, postaneler ve gazeteciler çalışacaktı. Birçok ülke İtalya ile seferlerini iptal ettiğinden benim de birçok arkadaşım başka ülkeden aktarmalı olarak Türkiye'ye gittiler ve virüsü oraya da taşıdılar galiba. Üstelik aralarında gerçekten 14 gün karantinada kalan var mı bilmiyorum, Sağlık Bakanlığı o dönem KYK yurtları karantinası kararını almamıştı. Ben ne olacaksa olsun diyerek İtalya'da kaldım, ancak Nisan'daki Türkiye tatilimi iptal etmek zorunda kaldım, uçaklar da Mayıs ayına kadar iptaldi zaten. Sadece işe gidip gelmek, sağlık ihtiyacı, ikametgaha gidiş ve zorunlu ihtiyaç kapsamında dışarı çıkılmasına izin verildi, bunun için de polise bir beyanname göstermek gerekiyor. Polise yanlış beyan vermenin hapis cezasına kadar yolu var. Markete 5 dakikalığına gitseniz bile yanınıza ne olur ne olmaz diye bir beyanname almak zorundasınız yani.

Tabii İtalyanlar karantinaya harfiyen uyuyor diyemeyiz. Polisler her gün bir sürü insanı karantina koşullarına uymadıkları için uyarıyor. Hatta bazı şehirlere artık ordu indi. Başta arada 1 metre mesafenin korunması koşuluyla dışarıda yürüyüş veya koşu yapmaya izin varken o da iptal edildi. Son yayınlanan kararname ile zorunlu üretim yapanlar haricindeki fabrikalar da kapatıldı. İşin ekonomik boyutu da var yani, İtalya nasıl daha toparlanacak bilmem.

Ben çöp atmak haricinde dışarı çıkmadım 9 Mart'tan beri. Ancak geçenlerde Cumhurbaşkanlığı, İtalya'da bulunan Türk öğrencileri Türkiye'ye getireceğini açıkladı ve başvurdum. Çünkü evde yapayalnızım ve zaten psikolojik tedavi gören birisi olarak bazen insan kendini kıstırılmış gibi hissediyor. Evde vakit geçirebilen birisiyim ama yalnızlık bazen koyuyor. Yarın (24 Mart) akşamı Milano'dan uçakla Türkiye'ye geleceğim fakat 14 gün boyunca Sakarya'daki veya Samsun'daki bir KYK yurdunda karantinada kalacağım. Artık oradaki maceramı da yazarım. :D
Hoşgeldin Iraz, büyük geçmiş olsun. Şimdiden iyi yolculuklar, dikkatli ol. Bekliyoruz dönüşteki yorumlarını.

İnşallah İtalya'daki durum da bir an önce düzelir ve normala hayatına dönebilirsin. :(