- Katılım
- 14 Temmuz 2014
- Mesajlar
- 24,277
- Reaksiyon puanı
- 39,954
- Puanı
- 1,061
- Yaş
- 27
- Konum
- Gökteki Yıldızlar ✨✨
- Web Sitesi
- www.ataturkungencligehitabesi.com
Tüm dünyada evrensel olarak böyle bir gerçek var. Genel olarak herkes doğduğu coğrafyanın yahut ortamın, yetiştirildikleri dinin doğruluğundan şüphe dahi duymaz, sorgulamadan kabul eder ve bunu tek gerçek olarak görür. Daha da özele inersek herkes doğduğu coğrafyanın ya da ailesinin mezhebini hak mezhep olarak görür. Araştırarak kabul eden dünya genelinde yüzde 1 istisna diyelim.
Söz gelimi Bulgaristan'ın muhafazakar bir köyünde doğan birisi doğduğu günden itibaren ailesi ve çevresinin etkisiyle Hristiyanlığı tek doğru din olarak kabul etmektedir, asla sorgulamayı düşünmemiş ve hatta bunun korkunç bir günah olduğuna inandırılmıştır.
Amazon ormanlarının filanca kabilesinde doğan bir çocuk için dünya sadece o kabilenin pagan dininden ibarettir ve ömrü boyunca asla şüphe duymayacaktır bundan.
Hindistan'ın kırsal kesiminde doğan birisi için de hayatın tek gerçeği Hinduizmdir. Ona sorsak hepsi yalan hepsi yanlıştır, tek doğrusu Hindiuzim'dir çünkü çocukluktan beri ona öyle öğretilmiştir
Siz İsrail'in Beerşeba şehrinin en taşra köyünde muhafazakar Yahudi bir ailede hayata gelmiş olsaydınız hangi dini tek gerçek olarak kabul edeceğinizi sanıyordunuz? Sonradan doğru yolu bulma diye bir şey yok, doğduğun coğrafya neyse kaderin odur.
Suudi Arabistan'da doğan bir insan için sorgusuz sualsiz tek gerçek bellidir, doğduğu günden bu yana sürekli olarak çocuğun hayat görüşü ailesinin ve çevresinin dinine empoze edilir. Okuldaki eğitim yoluyla bu empoze iyice kökleşir ve bir daha sorgulanamaz hale gelir. Ve evet! Artık doğduğu günden bu yana ailesinin ve çevresinin dinine bağlı kılınmaya çalışılan çocuk, artık tek gerçeğin tek hakikatin ailesinin ve çevresinin dini olduğuna emindir!
Hristiyan bir ailede doğan çocuk için Hristiyan olarak yaşayıp ölmeme ihtimali çok çok düşüktür, Hristiyanlığı bırakıp başka bir dine girme olasılığı ise haberlere manşet olacak kadar nadir ve elle tutulur sayıdadır şayet dünyadaki bütün aileden Hristiyan doğmuşlara oranlarsak. Aynı şekilde diğer dinlerde doğan insanlar için de bunlar aynı biçimde işler.
X dinine bağlı olanlar ailesi sayesinde olmuştur. Ailesi ise yine ailesi sayesinde X dinine bağlıdır. Onun ailesi de yine aileleri tarafından X dinine bağlı kılınmıştır, derken bu sayısız nesil boyunca çark sistemi misali işlemeye devam eder.
Buraya kadar insanların sadece doğduğu dini tek gerçek kabul etmesinden üstün körü bahsettik. İşin asıl ilginç kısmına gelirsek, bu büyük dinlere göre, kendi dinlerine inanmayan tüm insanlar cehennemliktir. İşi oranlara dökersek,
Dünya nüfusunun;
%32'si Hristiyan,
%23'ü Müslüman'dır.
Hristiyanlığa göre dünyanın en az %68'i yanılıyor ve hepsi sonsuza dek cehenneme gidecek,
Müslümanlara göre dünyanın en az %77'si yanılıyor ve hepsi sonsuza dek cehenneme gidecek.
Öteki dinlere tabii olan milyarlarca insanın milyonlarca farklı ahiret yorumunu saymıyorum bile.
Fakat genel olarak tarafsız bir açıdan bakarsak burada bir sıkıntı, bir adaletsizlik olduğu açık ve nettir. Madem coğrafya kaderdir, madem her insan doğduğu dini süreç içinde kaçınılmaz olarak kabul ediyor ve tek gerçek olarak gördüğü dini sorgusuz sualsiz kabul ediyor, öyleyse bu "Sadece bizim dinimize inananlar cennete girecek" durumu neyin nesidir hiç düşündünüz mü uzun uzun??
Eğer farklı bir coğrafyada farklı bir din yapısında doğsaydık ne olurdu? Biz yine emin bir şekilde, ailemizin bize öğrettiği dini tek hakikat kabul ederken dünyanın öteki ucundaki farklı dinlere mensup ailede doğmuş insanlar ise bizim için cehennemlik mi derlerdi yoksa?..
Söz gelimi Bulgaristan'ın muhafazakar bir köyünde doğan birisi doğduğu günden itibaren ailesi ve çevresinin etkisiyle Hristiyanlığı tek doğru din olarak kabul etmektedir, asla sorgulamayı düşünmemiş ve hatta bunun korkunç bir günah olduğuna inandırılmıştır.
Amazon ormanlarının filanca kabilesinde doğan bir çocuk için dünya sadece o kabilenin pagan dininden ibarettir ve ömrü boyunca asla şüphe duymayacaktır bundan.
Hindistan'ın kırsal kesiminde doğan birisi için de hayatın tek gerçeği Hinduizmdir. Ona sorsak hepsi yalan hepsi yanlıştır, tek doğrusu Hindiuzim'dir çünkü çocukluktan beri ona öyle öğretilmiştir
Siz İsrail'in Beerşeba şehrinin en taşra köyünde muhafazakar Yahudi bir ailede hayata gelmiş olsaydınız hangi dini tek gerçek olarak kabul edeceğinizi sanıyordunuz? Sonradan doğru yolu bulma diye bir şey yok, doğduğun coğrafya neyse kaderin odur.
Suudi Arabistan'da doğan bir insan için sorgusuz sualsiz tek gerçek bellidir, doğduğu günden bu yana sürekli olarak çocuğun hayat görüşü ailesinin ve çevresinin dinine empoze edilir. Okuldaki eğitim yoluyla bu empoze iyice kökleşir ve bir daha sorgulanamaz hale gelir. Ve evet! Artık doğduğu günden bu yana ailesinin ve çevresinin dinine bağlı kılınmaya çalışılan çocuk, artık tek gerçeğin tek hakikatin ailesinin ve çevresinin dini olduğuna emindir!
Hristiyan bir ailede doğan çocuk için Hristiyan olarak yaşayıp ölmeme ihtimali çok çok düşüktür, Hristiyanlığı bırakıp başka bir dine girme olasılığı ise haberlere manşet olacak kadar nadir ve elle tutulur sayıdadır şayet dünyadaki bütün aileden Hristiyan doğmuşlara oranlarsak. Aynı şekilde diğer dinlerde doğan insanlar için de bunlar aynı biçimde işler.
X dinine bağlı olanlar ailesi sayesinde olmuştur. Ailesi ise yine ailesi sayesinde X dinine bağlıdır. Onun ailesi de yine aileleri tarafından X dinine bağlı kılınmıştır, derken bu sayısız nesil boyunca çark sistemi misali işlemeye devam eder.
Buraya kadar insanların sadece doğduğu dini tek gerçek kabul etmesinden üstün körü bahsettik. İşin asıl ilginç kısmına gelirsek, bu büyük dinlere göre, kendi dinlerine inanmayan tüm insanlar cehennemliktir. İşi oranlara dökersek,
Dünya nüfusunun;
%32'si Hristiyan,
%23'ü Müslüman'dır.
Hristiyanlığa göre dünyanın en az %68'i yanılıyor ve hepsi sonsuza dek cehenneme gidecek,
Müslümanlara göre dünyanın en az %77'si yanılıyor ve hepsi sonsuza dek cehenneme gidecek.
Öteki dinlere tabii olan milyarlarca insanın milyonlarca farklı ahiret yorumunu saymıyorum bile.
Fakat genel olarak tarafsız bir açıdan bakarsak burada bir sıkıntı, bir adaletsizlik olduğu açık ve nettir. Madem coğrafya kaderdir, madem her insan doğduğu dini süreç içinde kaçınılmaz olarak kabul ediyor ve tek gerçek olarak gördüğü dini sorgusuz sualsiz kabul ediyor, öyleyse bu "Sadece bizim dinimize inananlar cennete girecek" durumu neyin nesidir hiç düşündünüz mü uzun uzun??
Eğer farklı bir coğrafyada farklı bir din yapısında doğsaydık ne olurdu? Biz yine emin bir şekilde, ailemizin bize öğrettiği dini tek hakikat kabul ederken dünyanın öteki ucundaki farklı dinlere mensup ailede doğmuş insanlar ise bizim için cehennemlik mi derlerdi yoksa?..
Son düzenleme: