Tolstoyevski
Emekli
- Katılım
- 14 Temmuz 2014
- Mesajlar
- 24,277
- Reaksiyon puanı
- 39,954
- Puanı
- 1,061
- Yaş
- 27
- Konum
- Gökteki Yıldızlar ✨✨
- Web Sitesi
- www.ataturkungencligehitabesi.com
Ghost in The Shell
http://m.imdb.com/title/tt0113568/
Hiç şüphesiz kült bir anime film. Bilindiği gibi ilk kez 1989 yılında mangası yapılan bu eser, 1995 yılında anime olarak sinemaya aktarıldı ve çok büyük ilgi gördü.
Esasında en büyük ilgiyi The Matrix 'den sonra görmeye başladı, çünkü The Matrix çok büyük ölçüde bu animeden etkilendi.
Anime, 2029 yılında insanların yarı bilgisayarlaştığı bir çağda, insanların zihinlerini hackleyebilen yapay zekalı ve insanlardan sadece insanların içinde bulundurduğu "hayalet" dışında hiçbir farkı olmayan robotlarla yapılan mücadelenin başlangıcına yakınını ve bir bölümünü konu alıyor.
Filmde en çok dikkatimi çeken olay, bir adamın beyninini hackliyorlar ve ona yasa dışı bir görev veriyorlar. Adam bu görevi karısı ve çok sevdiği çocuğu için yapıyor, sonra yakalanıyor ve acı gerçeği öğreniyor. Aslında hiçbir zaman evlenmemiş ve karısı ile çocuğu olmamış! Hep bekarmış ve tek başına kalıyormuş! Adam bunlara inanmak istemese de, beynini hackleyen kişinin Sanal Gerçeklik vasıtasıyla beynine ilettiği elektriksel sinyaller; hiç olmamış çocuğunu ve karısını olmuş gibi, hiç yaşamadığı anılarını yaşamış gibi yapıyor. Of! İşte sanıyorum ki Matrix filmi bu olay üzerine kurulmuştu.
İşte bu mevzuya bilimkurgu deyip geçmeyelim. Bu mevzu çok uzun zamandır tartışılan ve gerçek olmadığı kanıtlanamayan bir mevzu. Hepimizin şuan gördükleri aslında beyne iletilen elektriksel sinyaller. Gören gözümüz değil beynimizdir. Varlığınızdan hiç emin olmayın, insan hayatı bir gölge gibidir
İnsanların yarı bilgisayarlaşması; vücutlarının mekanikleşmesi ve bedenden bedene zihinlerini aktarabilmeleri, teknolojinin gelişmesiyle telepati yoluyla yani ağızlarını oynatmadan düşünce yoluyla konuşabilmeleri gibi sonuçları doğuruyor.
Doğal olarak da bir kişinin insan mı robot mu olduğu pek farkedilmiyor. Hatta bu durum birçok kişinin varoluşsal sıkıntılara girmesine neden oluyor, bir kişinin kendinin kim olduğunu tam olarak bilememesi ne kötü şey. Dahası yapay zekalı robotların da varoluşsal bunalımlar getirebilmesi filmin en önemli noktalarından biri.
Hiç şüphesiz tek izleyişte anlaşılacak filmlerden değil. Zaten o yüzden 6-7 tane TV anime serisi var. En yakın zamanda onlara da başlayacağım.
Bu arada unutmadan, filmin müziği mükemmel ötesiydi! Özellikle filmin içeriğine öyle bir uygun ki...
İşte şu tüyler ürpertici opening.
Ve tabi ki mükemmel repliklere sahip bir anime ;
"Bazen kim olduğumu zannettiğim kişi olmadığımdan şüpheleniyorum. Sanki uzun zaman önce ölmüşüm de biri beynimi alıp bu vücuda yerleştirmiş. Belki de hiçbir zaman gerçek bir “ben” yoktu ve belki ben de şu şey gibi tamamen yapayımdır."
~~~
"Hangi açıdan bakarsan bak, bir insanın bir yaşam boyunca toplayabileceği bilgi okyanusta bir damla gibidir."
~~~
"Yaşam, aşırı büyük bilgi denizindeyken, daha da karışık bir hal alıyor. Ve yaşam, türler üzerine kurulduğunda, hafıza sistemi genlere dayanıyor. Bu yüzdendir ki bir insan özel hafızası sayesinde bir birey olur. Hafızanın ne olduğu tanımlanamaz, ama hafıza insanlığın ne olduğunu tanımlar. Bilgisayarlardaki gelişme ve daha sonradan ortaya çıkan hesaplanamayan bilgi hafıza ve düşüncenin sizin için verimli olan yeni bir şeklinin ortaya çıkmasını sağladı. İnsanlık bilgisayarlaşmanın sonuçlarını az çok tahmin etti.
+ Saçmalık! Tüm bunlar senin yaşayan, düşünen bir yaşam formu olduğunu ispatlamaz.
– Peki ya siz bana var olduğunuzun kanıtını sunabilir misiniz? Bunu nasıl yapabilirsiniz? Modern bilim ve felsefe bile yaşamın ne olduğunu açıklayamazken."
9.7/10
http://m.imdb.com/title/tt0113568/
Hiç şüphesiz kült bir anime film. Bilindiği gibi ilk kez 1989 yılında mangası yapılan bu eser, 1995 yılında anime olarak sinemaya aktarıldı ve çok büyük ilgi gördü.
Esasında en büyük ilgiyi The Matrix 'den sonra görmeye başladı, çünkü The Matrix çok büyük ölçüde bu animeden etkilendi.
Anime, 2029 yılında insanların yarı bilgisayarlaştığı bir çağda, insanların zihinlerini hackleyebilen yapay zekalı ve insanlardan sadece insanların içinde bulundurduğu "hayalet" dışında hiçbir farkı olmayan robotlarla yapılan mücadelenin başlangıcına yakınını ve bir bölümünü konu alıyor.
Filmde en çok dikkatimi çeken olay, bir adamın beyninini hackliyorlar ve ona yasa dışı bir görev veriyorlar. Adam bu görevi karısı ve çok sevdiği çocuğu için yapıyor, sonra yakalanıyor ve acı gerçeği öğreniyor. Aslında hiçbir zaman evlenmemiş ve karısı ile çocuğu olmamış! Hep bekarmış ve tek başına kalıyormuş! Adam bunlara inanmak istemese de, beynini hackleyen kişinin Sanal Gerçeklik vasıtasıyla beynine ilettiği elektriksel sinyaller; hiç olmamış çocuğunu ve karısını olmuş gibi, hiç yaşamadığı anılarını yaşamış gibi yapıyor. Of! İşte sanıyorum ki Matrix filmi bu olay üzerine kurulmuştu.
İşte bu mevzuya bilimkurgu deyip geçmeyelim. Bu mevzu çok uzun zamandır tartışılan ve gerçek olmadığı kanıtlanamayan bir mevzu. Hepimizin şuan gördükleri aslında beyne iletilen elektriksel sinyaller. Gören gözümüz değil beynimizdir. Varlığınızdan hiç emin olmayın, insan hayatı bir gölge gibidir
İnsanların yarı bilgisayarlaşması; vücutlarının mekanikleşmesi ve bedenden bedene zihinlerini aktarabilmeleri, teknolojinin gelişmesiyle telepati yoluyla yani ağızlarını oynatmadan düşünce yoluyla konuşabilmeleri gibi sonuçları doğuruyor.
Doğal olarak da bir kişinin insan mı robot mu olduğu pek farkedilmiyor. Hatta bu durum birçok kişinin varoluşsal sıkıntılara girmesine neden oluyor, bir kişinin kendinin kim olduğunu tam olarak bilememesi ne kötü şey. Dahası yapay zekalı robotların da varoluşsal bunalımlar getirebilmesi filmin en önemli noktalarından biri.
Hiç şüphesiz tek izleyişte anlaşılacak filmlerden değil. Zaten o yüzden 6-7 tane TV anime serisi var. En yakın zamanda onlara da başlayacağım.
Bu arada unutmadan, filmin müziği mükemmel ötesiydi! Özellikle filmin içeriğine öyle bir uygun ki...
İşte şu tüyler ürpertici opening.
Ve tabi ki mükemmel repliklere sahip bir anime ;
"Bazen kim olduğumu zannettiğim kişi olmadığımdan şüpheleniyorum. Sanki uzun zaman önce ölmüşüm de biri beynimi alıp bu vücuda yerleştirmiş. Belki de hiçbir zaman gerçek bir “ben” yoktu ve belki ben de şu şey gibi tamamen yapayımdır."
~~~
"Hangi açıdan bakarsan bak, bir insanın bir yaşam boyunca toplayabileceği bilgi okyanusta bir damla gibidir."
~~~
"Yaşam, aşırı büyük bilgi denizindeyken, daha da karışık bir hal alıyor. Ve yaşam, türler üzerine kurulduğunda, hafıza sistemi genlere dayanıyor. Bu yüzdendir ki bir insan özel hafızası sayesinde bir birey olur. Hafızanın ne olduğu tanımlanamaz, ama hafıza insanlığın ne olduğunu tanımlar. Bilgisayarlardaki gelişme ve daha sonradan ortaya çıkan hesaplanamayan bilgi hafıza ve düşüncenin sizin için verimli olan yeni bir şeklinin ortaya çıkmasını sağladı. İnsanlık bilgisayarlaşmanın sonuçlarını az çok tahmin etti.
+ Saçmalık! Tüm bunlar senin yaşayan, düşünen bir yaşam formu olduğunu ispatlamaz.
– Peki ya siz bana var olduğunuzun kanıtını sunabilir misiniz? Bunu nasıl yapabilirsiniz? Modern bilim ve felsefe bile yaşamın ne olduğunu açıklayamazken."
9.7/10