En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

"Leanoardo DiCaprio" desem sanırım filmin kalitesini öne çıkartmış olurum diye düşünüyorum.

Madde bağımlısı birisinin ne kadar kötü durumlara düşebileceğini, ailesinden ve çevresinden nasıl kopabileceğini gözler önüne seriyor. Çok etkileyici bir filmdi. Bunun en büyük etkeni ise, Leonardo DiCaprio'nun başarılı performansı. Karakteri yaşıyordu. Çoğu kişiyi de etkiledi. İzleyiciyi karakterine entegre etti.

Leonardo DiCaprio'nun haricinde mesela filmde Mark Wahlberg vardı. Başarılı işlerde yer alan iki oyuncu. Genç yaşlarda oldukları için çok farklı görüntüleri var. Genç yaşlarında başarılı performans sergilediler oyuncular yani.

Gerçek hayattan esinlenme bir film. Bizzat bu hayatı yaşamış olan Jim Caroll'un hayatını anlatıyor. Madde bağımlısı bir gencin yaşadığı zorluklar.

8.5/10
 

"Leanoardo DiCaprio" desem sanırım filmin kalitesini öne çıkartmış olurum diye düşünüyorum.

Madde bağımlısı birisinin ne kadar kötü durumlara düşebileceğini, ailesinden ve çevresinden nasıl kopabileceğini gözler önüne seriyor. Çok etkileyici bir filmdi. Bunun en büyük etkeni ise, Leonardo DiCaprio'nun başarılı performansı. Karakteri yaşıyordu. Çoğu kişiyi de etkiledi. İzleyiciyi karakterine entegre etti.

Leonardo DiCaprio'nun haricinde mesela filmde Mark Wahlberg vardı. Başarılı işlerde yer alan iki oyuncu. Genç yaşlarda oldukları için çok farklı görüntüleri var. Genç yaşlarında başarılı performans sergilediler oyuncular yani.

Gerçek hayattan esinlenme bir film. Bizzat bu hayatı yaşamış olan Jim Caroll'un hayatını anlatıyor. Madde bağımlısı bir gencin yaşadığı zorluklar.

8.5/10
Gerçekten etkileyici çok iyi bir dram olmuş. :) Özellikle Leonardo DiCaprio filmi tek başına götürmüş çok iyiydi.:) Tabi diğer genç oyuncuları atlamamak gerek onlarda iyiydi.

Gerçek hayatta yaşanmış bir olay olması ayrı bir etki katıyor..
Benden de 8.5 :)
 

L.A. Confendintial

Bundan birkaç hafta sonra pek de aklımda kalacağını sanmıyorum filmin. Başta Kevin Spacey olmak üzere oyunculuklar iyiydi.
Özellikle ölüm sahnesinde güzel öldü. :D

Bir filmin sırf oyuncu kadrosu iyi diye, iyi filmmiş gibi gösterilmesini hiç sevmiyorum. Kötü değildi ama çok da iyi değildi.

7/10
 

Filmle ilgili yorumum için tıklayın.
 
Üç Renk: Mavi - Trois couleurs: Bleu (1993)

Fransızca bir filmi, ingilizce altyazıyla izlemeye çalıştım. Fransızca bilmem, ingilizce çok iyi değil. Benim vereceğim puan 6 iken orada 8. Sinemalar.com'da 8.6 gibi birşey belki bu nedendendir bilmiyorum.

Filmde sürekli birşeyler bekledim, ama gelmedi. Belki de büyüsü budur filmin, sürekli birşey merak ettirip devam ettirmeye zorladı ama hiçbirşey olmadı. Belki serinin başıdır ama 2. filmi izlemek istemiyorum. :D Fragmanını izleyi, ayrıntılı yorumlarına bakıp ona göre karar vereceğim.

Sanatsal ögeleri güzeldi, fakat birşey olmadı dizide. Aslında spoiler değil ama yinede alayım ne olur ne olmaz

Klasik bir hikaye gibi başlıyor olay, Bir aile tek çocuklu, baba ünlü bir müzisyen arabayla tatile giderken bir kaza ve kadın hariç ölüyorlar. Kadın önce isyan ediyor, onlarla alakalı herşeyi yakıyor, sonra bakıyor kocası aslında ihanetci biri, sonra kadın oradan oraya derken bitiyor film, 2. filme hazırlıktır umarım bu.
 

Filme ilgili yorumum için tıklayın.
 

Aynı günü tekrar tekrar yaşamak mı? Dejavu bu filmde üst üste görülüyor. Aslında bu yönüyle film çok eğlenceli oluyor. Çok iyi de sosyal mesajlar veriyor.

Filmin konusu farklı, işleyişi farklı, her şeyiyle farklı. Aslında "nerede o eski filmler" dedirtti bana sebepsiz yere. Özellikle 90'lı yıllarda böylesine başarılı işler çıkıyordu. Bu da 1993 yılından bir film. İzlerken büyük keyif aldım.

Phil'i herhangi bir kibirli insana benzetelim;
Genelde kibirli insanlar kendilerinden başka kimseyi düşünmezler. Hayatı boyunca da bu sürer gider. Önlerine birisi çıkar, ancak o değiştirebilir. Phil'de onlardan biri. Baştan sona hep kendisini düşündü. En sonunda yaptığı yanlışları buldu, düzeltti ve aynı günü tekrar terkar yaşamayı bambaşka bir yere taşıdı. Bunda Rita'nın büyük etkisi var. Kibirli Phil, gözü kibirden 3 defa çamurlu suya girdi. İyiliklere dönüşünce her şey, düzene girdi hayatı tekrar.

Billy Murray sempatik tavırlarıyla karakterine farklılık katıyor. Andie MacDowell güzelliğiyle renk katıyor. Oyuncular birbirleriyle uyumu çok iyi.

Hiç sıkılmadım. Her geçen dakika daha da keyifli hale getirdi filmi. Çok beğendim.

10/10
 

O kadar iyi kadrosu vardı ki; ben de çok iyi bir iş çıkmıştır zannettim ve öyle izlemeye başladım. Aksine hiçbir alakası bile yok iyi bir işle.

Senaryo diye bir şey yok gibiydi. Hani doğaçlama çekersin, böyle bir şey çıkar, öyle bir şey. O derece yani. Aslında o kadar bir ilerleyişi vardı ki; saçma bir yerde biteceğini düşünmüştüm ve de öyle oldu. Absürd komedi tarzında ama biraz fazla abartmışlar.

Oyuncu kadrosunda birbiriyle oynamış isimler var ve kendilerini oynuyorlar. Çok küfürlü. Magazin gündemine de giriyorlar bir anda. Ünlülerin özel yaşamı gibisinden. Dalga geçme olayına da giriyorlar kimi zaman.

Sıkıcı tarafı fazlaydı. Olayı Survivor'a bağladılar bir anda. Ne çeşit bir şey çözmek mümkün değil. Evan Goldberg ile Seth Rogen'in yönetmenlik denemesi. James Franco, Jonah Hill, Seth Rogen, Jay Baruchel, Danny McBride, Craig Robinson, Michael Cera ve Emma Watson gibi isimler var. Hatta Rihanna'yı da ekleyebiliriz işin içine.

Böylesine bir kadrodan, böylesine abartılı bir film beklemezdim açıkcası. Çok absürd. Aşırı derecede abartılı ve küfürlü. Senaryo diye bir şey yok gibiydi. Efekt olarak başarılıydı diyebilirim, o da normâl tabi. İyi bir film olduğunu düşünmüyorum ya da en azından ben beğenmedim.

6/10
 

Owen Wilson ile Jennifer Aniston'un uyumu çok iyiydi. Marley normâl köpeklerden farklıydı.

Sıkıcı değildi. Her dakikada farklı şeyler olurdu. Normâlde köpekler uslu olur ama buradaki köpek biraz farklıydı. Kimi zaman eğlenceli oldu, hele sonlara doğru biraz drama kaydı. Aile olmayı öğreten bir köpek.

7.5/10
 

Eğlenceli, aksiyonlu süper bir filmdi. İki kuzenin kapatılan çiftliklerini kurtarırken yaşadıkları maceraları anlatıyordu.

Sean William Scoott reyiz tam bu rollerin adamı, keşke böyle daha çok filmi olsaydı :D

Jessica Simpson'da vardı filmde ve güzelliğiyle o da renk katmış filme :D

Fazla beklentiye girmeden, eğlenceli film izlemek isterseniz bu filmi öneririm.

8/10
 

Konusu güzel olan ama kurguda zayıf kalan bir film. Çok fazla klişe var. Gerilim düzeyi iyi filmin ve sürükleyici de ama neler olacağını tahmin ediyorsunuz filmde. Yüksek beklentide olmadan izlenebilecek bir gerilim filmi.

6/10
 

Rear Window

Beğeneceğimden neredeyse emin olduğum bir filmdi ama öyle olmadı. :(

Olaya giriş çok uzun tutulumuştu. Başlarda acaba izlemesem mi, bıraksam mı diye birçok kez düşündüm ama devam ettim. Daha sonra sadede gelince film biraz daha akıcı bir hal aldı.

Konu iyi sayılırdı ama eksik olan bir şey vardı sanki. -konudan kastım
pencereden gözleyerek cinayet çözümlemesi yapılmaya çalışılması

Genel olarak büyük umutlarla izlediğim ama sonu hayal kırıklığı olan bir film oldu. Hitchcock'un izlediğim en kötü filmi.

6.5/10
 

Bilgisayar oyunu olan Need For Speed'ten esinlenme bir film. Çok iyi olmuş, beğendim. Kendimi kimi zaman oyun oynuyormuş gibi hissettim.

Senaryo biraz hızlı gelişiyor ama yine de konuya hakim olmak mümkün. Bilindik geç-git tarzında bir film değil. İşin içine polisler de giriyor ve hapise girmeler de ekleniyor. Filmin farkı da burada.

Beğendiğim sahneler;
Özellikle arabayla uçuş, ardından helikopterle arabanın taşınışı çok iyiydi. Tobey'nin, Dino'yu sonda mağlup etmesi de çok iyiydi. Tobey ile Julia'nın sahneleri de çok iyiydi.

İşin ilginç tarafı;
Need For Speed'te, Need For Speed oynamakta ayrı bir ilginçlik.

Filmde Aaron Paul başrol. Dominic Cooper, Imogen Poots gibi isimler de var. Aaron Paul'un performansını başarılı buldum.

Senaryo hızlı gelişti ama işin içine sıkıcılık katmadılar. Bazı abartılı sahneler de oldu ama onlar bile iyiydi. Beğendim sonuç olarak. Başarılı bir iş çıkmış ortaya. Yorumlara baktığımda genel olarak olumlu. Devam filmleri çekilebilir. Final sahnesi bile devam edeceğini gösteriyor.

8.5/10
 


Mükemmeldi.James Cameron'un izlediğim 4.filmiydi.Terminator filmlerinden sonra en çok bunu beğendim Cameron filmleri arasında.İlk 30 dk biraz sıkıldım.Ancak Titanic'in ihtişamı onu kapattı.Son 1 saat zaten gözünüzü kırpmadan izliyorsunuz.Bir an bile filmden gözünüzü ayırmıyorsunuz.Filmde Kate Winslet ve DiCaprio'nun oyunculukları, Cameron'ın yönetimi,sinematografi herşey müthişti.Müzik zaten 'My Heart Will Go On' ile mahvediyor insanı.

Puanım:9.5'tan 9/10
 

Değişik tarzda bir animasyondu.

İki toplum tarafından dışlanmış kendinden nefret eden insanın bir anda mektup arkadaşı oluşunu anlatıyordu.

Ama filmi pek beğendiğim söylenemez.Hem de kısa süresine rağmen.Vermek istediği önemli mesajlar vardı bunlar artı yönleri.Ama iki sıkıcı hayatın anlatılması bana pek ilgi çekici gelmedi ve film sıktı.Animasyon severler izleyebilir.Benim daha önce izlediğim animasyonların çok çok altında bir filmdi.

Puan:6.5'tan 7/10
 

Çok çok uzun süredir izlemek istediğim bir filmdi.Nihayet bugün izleyebildim.

Daha 2 gün önce Kubrick'in Paths Of Glory'sini izlemiştim.Daha önce de Dr.Strangelove.İkisini de beğenmiştim.

Bu filme gelirsek ilk 45 dakika yani eğitim süreci süperdi.Eğitim çavuşu ve şişman asker çok iyiydi.

Vincent D'Onorfio filmin en iyi yanıydı delirip ölmesi kötü oldu.:D

Savaş kısmına gelirse son 30 dakikası gayet iyiydi.

Bu arada ilginç bir not:
Daha önce hiçbir filmde gözlüklü asker gördüğümü hatırlamıyorum.

Sonuç olarak Kubrick yine farkını ortaya koymuş, gayet güzel,ucuz milliyetçiliğin aksine eleştirel bir savaş filmi yapmış.İyi filmdi.

Puan:8.5/10
 

Müthiş bir filmdi. 4 arkadaşın yaptıkları bi şakanın ardından ıslahevine girmeleri ve başlarına gelenler...

Konu aynı olmasada Bir zamanlar Amerkada filmiyle benzer bir filmdi. O filmide çok beğenmiştim bunuda beğendim.

İlk 1 saat çocukluk halleri gösteriliyor ve bence filmin en akıcı kısmıydı. Büyüdüklerinden sonra biraz sıkıldım ama sonlara doğru toparladı film.

Robert De Niro'da bu filmde de vardı fazla aktif bi rolde değildi, ama görmek bile yetti reyizi. Hele bi 20 sn. filan bakışı var ki müthişti.

Brad Pitt reyizde iyiydi. Mahkeme sahnelerinde bayaa gerçekçiydi.

9/10
 

Bayadır Sean Penn izlememiştim.Üstüne bir de Michelle Pfeiffer olunca süper oldu.

Sean Penn aşmış resmen.Daha önce hiç böyle değişik bir rolde görmemiştim onu.Zihinsel engelli biri ancak bu kadar iyi canlandırılabilir.Michelle Pfeiffer da mükemmeldi.Zaten çok güzel bir kadın.Ve Dakota Fanning'in küçüklüğü ne kadar tatlıymış öyle.:D

Filme gelirsek yeri geliyor tatlı bir gülümseme bırakıyor,yeri geliyor hüzün kaplıyor içinizi.Bir çocuk için en önemli şeyin sevgi olduğunu gösteriyor film.

Ancak filmde beğenmediğim şey kameranın sürekli sallanmasıydı.Yani o tarz çekim tekniği rahatsız ediyor beni.:D Ancak böyle bir filmde teknik detaylar pek önemli değil benim için.

Sonuç olarak filmde her türlü duyguyu hissedebiliyorsunuz gayet iyi bir filmdi.

Puan:9/10