Edebiyatı çok sevdiğim için, büyük keyifle izledim. Dizide yedi güzel adamı, yani yedi "edep"li edebiyat insanını anlatıyor. Edebiyatı çok sevenler, diziyi çok sevecektir ve sürekli takip edecektir. Mesela ben dizinin takipçilerinden biriyim şimdiden.
Erdem Bayazıt'ın hayatını anlatıyor daha çok. Dizi, 1958 ve 1974 yılları arasında Kahramanmaraş'ta geçen bir hikâye. Erdem Bayazıt'ın ne kadar beyefendi bir kişi olduğunu gözler önüne seriyor. Beyefendiliğinden de, taviz vermediğini gösteriyor. Duruşu, yürüyüşü ve kurduğu cümlelerle, insanların nasıl "beyefendi" dediğini de anlatıyor. 1958 yılında 7 güzel adam kendini gösteirrken; 1974 yılında Erdem Bayazit ve sonraları Cahit Zarifoğlu gözüktü. Düşünsenize bir lise var ve o lisede 7 mükemmel şair yetişiyor. Ne kadar mükemmel bir şey dimi? Bu tam olarak Kahramanmaraş Lisesi'nde oluyor ya da bir diğer ifadeyle, "kara lise".
En beğendiğim dönem dizileriden biri, hem de yazarların hayatını daha iyi öğrenmek için çok faydalı bir dizi. Çok beğendim diziyi. İzlerken insanın içi gülüyor; bir yandan da ağlayası geliyor. Duygulu, samimi ve içten bir dizi ortaya çıkmış. Uraz Kaygılaroğlu'nu çok farklı bir karakterde görmüş olduk. Değişim devam ediyor yani. Karakterine iyi uyum sağladığını düşünüyorum ve başarılıydı. Sosyal medyaya baktığımda da, dizinin genel olarak iyi yorumlar aldığını gördüm ve bu da dizinin ilgiyle seyredildiğini gösteriyor.