Emre Ozansoy
Moderatör
Melisa Doğu (Asuman) | Röportaj
Melisa Hanım, dile kolay 123 bölüm. Yasak Elma yıllardır aynı keyifle izleniyor. Siz konuk oyuncu olarak bu aileye ilk katıldığınızda sizi en çok heyecanlandıran şey ne olmuştu?
Sevgili dostum ve dizimizin ilk üç sezon yönetmeni Neslihan Yeşilyurt ile çalışmak ve keyifle takip ettiğim, ilk bölümlerinden fenomen olan bir işin içinde olmak heyecan verici gelmişti. Tabii ki bu kadar uzun bir süre bu rolü canlandıracağımı tahmin etmemiştim. Asuman forever...
Asuman dizinin efsanelerinden bir tanesi haline geldi... Sözlerinden, repliklerinden izleyicilerimizin karnına kramp giriyor... Siz Asuman’ın en çok hangi yanlarını seviyorsunuz?
Yıldız’ı dolduruşa getirdiğimi düşünen izleyicileri anlıyorum. Ama Asuman, seyircinin olacakları önceden hissetmesi adına önemli bir karakter. Kızına, torununa düşkün ve onların refah içinde olması için her şeyi göze alıyor. Yokluktan gelmiş olması da onu para konusunda fazla hevesli yapıyor. Paragöz değil, temkinli aslında. Biraz da garantici. Ben Asuman’ın hislerinin kuvvetli olmasını ve Yıldız ile Halit Can için her şeyi yapabilme potansiyeline sahip olmasını seviyorum.
Daha önce sizin de bir röportajınızda söylediğiniz gibi, aynı karakter 50 kez oynansa bile hiçbiri bir öncekiyle aynı olmuyor genelde. Bu açıdan Asuman’ın daha önce oynadığınız karakterlere benzediği oluyor mu ya da Asuman’ın sizce ayrışan en büyük özelliği ne?
Asuman bugüne kadar oynadığım hiçbir role benzemiyor. Cast olarak da yaşımın üstünde açıkçası. İlk kabul ettiğimde dediğim gibi bu kadar uzun süreceğini tahmin etmemiştim. İşte hayat böyle bir şey. Siz konuk oyuncu olarak girersiniz bir işe, bütün olasılıklar bir anda değişir ve yıllarca oynadığınız bir rol olur. Ben akışa bakarım. Önemli olan inanarak oynayıp, bir işin iyi olması için, oraya kalbini koyabilmektir. Ben Asuman karakterine, tüm yüreğimi ve enerjimi koydum. Beni hiç yarı yolda bırakmadı sağ olsun.
Set de çok eğlenceli olmalı, oyuncuların arasındaki samimiyet, güzel sinerji ekranlara da yansıyor zaten. Bir set gününüzü anlatır mısınız bize?
Setin dinamikleri çok farklı. Haftanın 5 günü, gün başına 12 saatte 140 dakikalık bir işi yetiştirme çabası işin içindeki her departman için çok zor. Biz uzun zamandır aile gibi olan bir ekip olduğumuz için bu zorlukları minimumda yaşayarak işimizi yapmaya çalışıyoruz. Siz bizi izliyorsunuz ama arkada kocaman bir Yasak Elma ekibi var. Yazımı, yönetimi, teknik ekibi, prodüksiyonu, kurgusu, basını, PR’ı vs. Oyuncu ekibimiz de çok değişti. Her yeni gelen arkadaşımızı kucaklayarak işe devam ediyoruz. Dostluklarımız sağlamdır. Ama en önemlisi mizah olmadan yaşayamıyoruz... Hem işin önünde hem de arkasında. Tüm gün gülümsememizi tutmaya çalışarak paydos diyoruz.
Siz de çekimler sırasında doğaçlama yapıyor musunuz? Bir örnek verseniz bize?
Özellikle uzun süre bir rolü canlandırdığınızda artık rol sizin bir parçanız oluyor. Tabii ki sahnenin enerjisi bir yere evriltiyorsa o anda yönetmenimizin de onayı doğrultusunda doğaçlama yaptığımız zamanlar oluyor. Tavrı ve tavrın gerçekliğini hep doğaçlama zannetmemek gerekli yalnız. Bu dizinin çok iyi iki kalem tarafından yazıldığını unutmamak gerekiyor. Diğer taraftan sizler Yıldız fanısınız, ben Eda Ece fanıyım. Onunla karşılıklı oynamak dünyanın en eğlenceli deneyimi kendi adıma. O bir doğaçlama kraliçesi…
Sette çalışırken belirli kurallarınız var mı?
Dediğim gibi, setin kendi dinamiklerini yok saymadan herkesin birbirine saygı göstererek çalışması beni mutlu ediyor.
Kuzey Gezer’in canlandırdığı Halit Can karakterinin anneannesi rolündesiniz. Yıllardır da aynı seti paylaşıyorsunuz, birbirinize çok alıştınız. Set dışında da görüşüyor musunuz? Nasıl bir ilişki aranızdaki?
Kuzey 40 günlüktü geldiğinde, şimdi neredeyse 2,5 yaşına yaklaşıyor... Onu o kadar çok seviyoruz ki… Elimizde büyüdü. Onu hep görmek ve takip etmek istiyorum. Annesi Tülay çok sevdiğim bir arkadaşım oldu. Birbirimizi bırakmayız…
