Filmin hayattayken değeri bilinmeyenlerin öldükten sonra göğe çıkarılmasına bir eleştiri içerdiği söylenebilir ama mesele aslında tam olarak bu değil. Zaten Kyle öyle itici, öyle pislik bir çocuktu ki onu hayattayken sevmek imkansızdı.
İkinci bir çıkarım çocukların ebeveynlerinin hayatlarını nasıl etkilediğiyle ilgiliydi. Lance hayatında bir loser'dı ve bunda oğlunun payı da çok büyüktü. O kadar berbat bir insanla mutlu ve başarılı olması çok zordu. Tabii Kyle'ın niye, ne şekilde o hale geldiğini bilemiyoruz orası ayrı konu. Her neyse Kyle herkes için tamamen farklı birine dönüşünce (canlıyken ölü oldu, aptalken üstün zekalı oldu vs) Lance'in de itibarı bir anda yükseldi. Yani Kyle'ın durumuyla Lance'in durumu doğru orantılıydı hep...
Filmin son ve belki en etkili mesajı ise sanat çevrelerine, sanat eseri tüketicilerine idi. Lance muhtemelen her zaman çok yetenekli bir insandı, zaten son derecede iyi kalpli örnek bir insandı. Fakat hiç kimse değerini bilmedi. Değerini bilmek için eserinin farklı şeylerle süslenmesini beklediler. Muhtemelen aynı eseri oğlu ölmeden önce kurmaca olarak yazsa kimselerin ilgisini çekmeyecekti. Çünkü insanlar bu tip magazinsel, sansasyonel olaylarla süslenmiş şeylere bayılıyorlar...
Keşke abartıları daha az olsaydı. Mesela şu öğretmenin sondaki açıklama sonrası on saniye içinde diğer öğretmenin yanına koşması abartının da abartısıydı.