1.Bölüm
“Taklitler aslını yüceltir.”
Bu tür şeylerde nedense ben muhafazakar yapıda oluyorum.
Bu dizi hk belki biraz sert ama gerçekçi bir tanım yapacak olursam “
yan sanayi Leyla ile Mecnun” demekten kendimi alıkoyamazdım. Tamam Leyla ile Mecnun da ilk bölümden o derece açılmamıştı fakat allah kahretsin aralarında o derece muhteşem bir kalite farkı var ki, bölüm boyunca Leyla ile Mecnun hasretim katlandıkça katlandı. Yani her şeyden önce Leyla ile Mecnun misali bir derinliği, kapasitesi, özgünlüğü, içtenliği, sıcaklığı, oyuncu kalitesi, müzik seçimleri, senarist ve yönetmen farkı yok.
Tamam Leyla ile Mecnun ile kıyaslamak bu diziye haksızlık olur tıpkı Adidas ile Kardeşler Kundura’yı kıyaslamak gibi acımasız bir olay. Fakat bu dizi sadece kendi başına da kaliteli değil, Doğu Demirkol’un performansına bağlı bir dizi olmuş. Zafer Algöz’ün canlandırdığı tipleme, şivesi bile çok itici geldi. Bir de tamam LiM ile çok kıyaslamayalım diyoruz da, dizinin neredeyse Bütün unsurları Leyla ile Mecnun’dan alınmış, bazı karakterlerin işlevi değiştirilmiş Erdal bakkal gibi, ki o da bu dizideki çakma rektöre ilham olmuş, mekanı ise kitapçı kafe. İlham perisi ile Aksakallı arasındaki içtenlik farkını söylemeye gerek yok zaten.
Birazcık absürt olmaları, hayattaki şeylere dair göndermeler yapmaları diziye ısınmak için bir sebep değil. Hele üniversiteli gençler diziye hiç gitmemiş, bir bölüm beş bölüm ama nereye kadar. Rektör Şinasi deseniz öyle, hele o zengin sosyete karakteri insanın içini bayıyor. Çaycı kız ise bizim gözlüklü çocuğun değişik bir türevi olarak yer alıyor.
Fakat hiçbiri değil, ben Leyla ile Mecnun’a bu diziyi izleyerek ihanet ediyormuş gibi hissettiğim için her salı buna ayıracağım zamanı bir bölüm Leyla ile Mecnun’a ayırmayı tercih ederim. Şu dizinin ilk bölümünün kalitesi ahh...
Leyla ile Mecnun’un lanetinin TRT’nin üzerine olması temennisiyle...