FK7 The Skin I Live In / İçinde Yaşadığım Deri (2011) - Film Yorumları

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,085
Reaksiyon puanı
49,738
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
1189073.jpg


İçinde Yaşadığım Deri - La piel que habito (2011)

Türü:
Gerilim
Yönetmen: Pedro Almodóvar
Senaryo: Agustín Almodóvar (collaboration), Pedro Almodóvar, Thierry Jonquet (novel)

Oyuncular:
Antonio Banderas
Elena Anaya
Marisa Paredes
Jan Cornet
Roberto Álamo

IMDb Sayfası




Filmin Özeti
Bir araba kazasında yanarak ölmekten son anda kurtulan eşini yanıklardan oluşan görüntüden kurtarmak için yeni bir deri yaratmak üzerine çalışmalar yapan estetik cerrahı Dr Robert Ledgard (Antonio Banderas) on iki yıl boyunca evindeki laboratuvarında çalışmaya devam eder ve domuz-insan kanı karışımıyla elde ettiği bir deri üretir.

Eşinin yanmış vücudunu görmesi üzerine intihar etmesi ve küçük kızlarının da buna şahit olmasından sonra büyük depresyon geçiren aile iyice hassaslaşmıştır. Küçük kız büyüdüğünde de psikolojisini bozan bir olay yaşayacak, bu olayın üzerine Dr Ledgard, yaptığı deneyleri büyüterek neredeyse DR Frankenstein haline gelecektir...

Filmin Fragmanı
 

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,085
Reaksiyon puanı
49,738
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Benim etkinlik için önerim olan filmdi. İzleyeli daha 6 ay falan odluğundan yeniden izlemedim ama şöyle bir göz gezdirdim. :) Yorum da o zamanki yorumla karma oldu. :)

Pedro Almodovar'ın izlediğim ikinci filmi oldu. İlk filmi Talk to Her'ü sevmemiştim ama arkadaş tavsiyesi üzerine izledim bu filmi ve iyi ki de izlemişim acayip bir kafanın ürünü acayip bir filmdi. :)

Durgun başladı, bilim kurgu tarzında ama sonlara doğru çok acayip yerlere gitti ve ağzım açık izledim. :)

Filmi izledikten sonra uzun süre Elena Anaya'nın dünyanın en muhteşem kadını, en güzel insanı olduğunu düşündüm. :):)

Aslında 10 puana kadar gidebilecek bir film ama ilk kısımlarda yer yer sıkıcılaşıyor ve mantıksız gelen bazı noktalar mevcut.

Adamın kızının tecavüzcüsüne her ne olursa olsun aşık olması çok tuhaf ve akıl almaz?

En son sahne müthişti. Hem intikam çok iyiydi, hem de kız olarak annesini, ablasını görmesi ağlattı. :(

Puanımı 8.5'a çıkartmak konusunda kararsızım. Şimdilik daha önceki puanda kalacağım:

8/10
 

sürgünüm

Emekli
Katılım
24 Eylül 2012
Mesajlar
54,421
Reaksiyon puanı
65,193
Puanı
1,059
İlk yarısını önceki gün izleyip pek bir şey anlamamıştım fakat ikinci yarısında parçaları birleştirince her şey çorap söküğü gibi geldi. Gerçekten bu nasıl bir hayal gücüdür nasıl bir senaryodur insan izlerken hayretler içinde kalıyor. Eşi benzeri olmayan harika bir intikam filmiydi.

Dr Ledgard, kızına tecavüz edip onun bunalımını tetikleyerek intihar etmesine sebep olan adamı kaçırıp kadına dönüştürüyor. Sonra tutup aşık olması, onunla yatması...bu kadarını beklemiyordum. Doktor şizofren mi değil mi tam çözemedim. Elbet intikam almalıydı ama bu hakikaten intikamı aşmış, sapkınlığa doğru gitmiş. Her neyse film hakikaten izlediğim en farklı filmlerden birisi oldu.

Finali için:

Anne-kız, pardon anne-oğul sarılması görmeyi isterdim.

Film görüntü oyunculuk senaryo açısından son derece başarılı ama kaplan köstümündeki herif yüzünden yer yer tiksindirciydi. Mantığı zorlayan bazı kısımlardan da puan kesmemiz gerekirse:

8.5/10
 

Danger UA!

Tecrübeli Üye
Katılım
12 Mayıs 2011
Mesajlar
9,085
Reaksiyon puanı
3,713
Puanı
560
Benim aslında bayadır listemde olan izlemek istediğim bir filmdi ama geçen yıl izlediğim Talk To Her biraz kötü çıkınca Almadovar'la arama biraz mesafe koymuştu. Şansıma bu film etkinlikte yer aldı da ben de bu vesileyle izlemiş oldum. Farklı bir kafanın ürünü acayip bir filmdi. :)

Filmin açılış kısmı açıkçası biraz sıkıcıydı bunun sebebi çünkü olaylara çok yabancıyız filmin ilk kısımlarına. Fakat sonrası yok artık dedirtti.

Açıkçası ben de adamın Vicente'ye aşık olmasına şaşırdım ama bence bunun sebebi adamın amacı intikamdan çok yalnız kalması ve kendine bir oyuncak yaratmak istemesiydi. Bu yüzden karısına benzetiyor Vicente'yi. Filmin sonunda da karısına olan zaafı yüzünden ölüyor.

Finali de güzeldi. Bu tarz finaller çok abartıya kaçılmadıkça hoşuma gidiyor.

Antonio Banderas'ı pek sevmem. Bu filmde de dikkat çeken bir oyunculuğu yoktu. Elena Anaya çok iyiydi.

Sonuç olarak unutmayacağım bir film oldu. İspanyol sineması gerilim-gizem konusunda gerçekten çok iyi. Hollywood'da bu kadar sık bulamıyoruz bu filmleri. İspanyol sineması bu konuda büyük nimet. :)

8/10
 
Son düzenleme: