FK3 The Apartment / Garsoniyer (1960) Film Bilgileri & Yorumları

berkann

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
22 Aralık 2011
Mesajlar
18,893
Reaksiyon puanı
6,728
Puanı
1,060
0053604.jpg


Garsoniyer - The Apartment (1960)

Türü: Komedi, Dram, Romantik
Yönetmen: Billy Wilder
Senaryo: Billy Wilder, I.A.L. Diamond

Oyuncular:
Jack Lemmon
Shirley MacLaine
Fred MacMurray
Ray Walston
Jack Kruschen

IMDb Sayfası

Oscar Ödülleri (5)

En İyi Film
En İyi Yönetmen
En İyi Senaryo
En İyi Kurgu
En İyi Sanat Yönetmenliği

Oscar Adaylıkları (5)

En İyi Erkek Oyuncu
En İyi Kadın Oyuncu
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
En İyi Görüntü Yönetmenliği
En İyi Ses (Efekti)

Filmin Özeti
Altı Oscar Ödüllü yönetmen Billy Wilder'in yönetmenliğini yaptığı 1960 çıkışlı sinema filmi "The Apartment" (Garsoniyer), 'En İyi Film', 'En İyi Yönetmen', 'En İyi Senaryo', 'En İyi Film Düzenleme' ve 'En İyi Set Dekorasyon' dallarında Oscar Ödülü'ne layık görülürken, 'En İyi Kadın Oyuncu' ve 'En İyi Erkek Oyuncu' da dahil olmak üzere toplam beş dalda Oscar adayı oldu. İki Oscar Ödüllü Amerikan aktör Jack Lemmon ve Oscar Ödüllü Amerikan aktris Shirley MacLaine'nin başrollerini paylaştıkları yapımda Amerikan aktör Fred MacMurray, Edie Adams, Ray Walston ve Johnny Seven rol alıyor.

Baxter, büyük bir sigoorta şirketinin 19. katında, 100 Dolar'lık haftalıkla çalışan sıradan bir işçidir. Lakin genç adamın yükselme gibi bir hayali vardır ki, bu hayal özel hayatını tok ederken, evini 'garsoniyer'e çevirecektir. İş yerinin yönetim katında görev yapan dört adama, sonrasında kendisini 'yönetici' olarak önermeleri üzerinde anlaşarak, bir kaç saatliğine evini veren Baxter, ek olarak 80 Dolar olan ev kirasının sadece 60 Dolar'ını ödemektedir. Genç adamın paspasın altına bıraktığı anahtarla randevusuna göre içeri giren adamlar, en az Baxter kadar kârlıdırlar; zira kaçamak yapmak için Baxter'in evinden daha rahat, daha saklı bir mekan yoktur.

Öte yandan, bir süredir ilgi duyduğu asansör görevlisi Fran'a bir türlü açılamayan Baxter'in terfi edebilmek için katlandığı bu duruma büyük patron Jeff de eklenince durum iyice karışır. Büyük patronun iki oyun bileti karşılığında evini kiralaması sonrasında randevuları düzenlemeye çalışan genç adam, oyuna Fran'ı da davet eder. Ne var ki, genç kadının o akşam başka bir işi vardır; bu iş, sonrasında Baxter'in evinde bitecek olan randevudur.

Filmin Fragmanı

 

destere

Favori Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
67,698
Reaksiyon puanı
41,332
Puanı
1,059
bu filmi izleyeceğim keşke lemmon ın walter matheu ile çevirdiği bir film olsaydı .. yinede idare eder :)
 

destere

Favori Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
67,698
Reaksiyon puanı
41,332
Puanı
1,059
çoook sıkıcı geçti hele filmiin ortalarına kadar çile çektim resmen .. jack lemmon komedi ağırlıklı filmlerde oynadığı için eğlenceli olacağını düşündüm ama hiç öyle olmadı..

bir şirkette çalışan vatandaşın üst kademelere terfi etmek için patronlarına yalakalık ve yağcılık yapması ve bu işi pesoluğa kadar ilerletişi kısaca filmin konusu ..
kısaca konu çok kısa kalsada filmde iki saat bu olayı izlemek berbat bir şey :)

sadece
fran kubelik adlı kadının intihar girşiminde bulunduğu sahnede, c. c. baxter ın doktor komşusunun intihar etmek isteyen kadını tokatlaya tokatlaya uyandırmaya çalıştığı sahne komikti

final sahnesini görmeniz lazım @sürgünüm :)
fran kubelik in son sahnede cc baxter ın evine doğru koşuşu, eski yeşilçam filmlerindeki kartal tibetle hülya koçyiğitin birbirlerine doğru koşturup yanak yanağa verdiği sahneyi hatırlatıyordu :)

puanım = 6
 

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,085
Reaksiyon puanı
49,740
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
1959'da yayınlanan Some Like it Hot filminin başarısının ardından 1960'da Billy Wilder ve Jack Lemmon bir kez daha bir araya gelerek o yıl Oscarlara damga vurmuşlar. Filmde Marilyn Monroe'nun adı geçmesi de o bakımdan biraz ilginçti. :)

Film, drama ile komedinin dengesini çok iyi tutturmayı başarmış. Ne direkt komedi diyebilirsiniz ne de drama. Jack Lemmon harika bir iş çıkarmış. İzlediğim ikinci filmi ve ikisinde de çok beğendim. Döneminin en iyilerindenmiş ve iki Oscarlı nadir oyunculardan olması bunun göstergesi...

Filmin ilginç sayılabilecek bir konusu vardı ama gel gelelim iki saatlik bir konu değildi. Bence süreyi gereksiz yere uzun tutmuşlar. 90 dakikaya rahatlıkla oturtulabilecek ve daha bir tadında olabilecek bir konu varken 120 dakika olunca biraz sıkıcı olmuş bazı yerlerde ister istemez...

Oscar adaylıklarında yardımcı erkek kategorisinde patronun değil de doktorun aday olarak seçilmesi isabet olmuş. :) Başroldeki kadının ise o kadar başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. :)

Bu arada Jack Lemmon'ın nezleyle boğuştuğu sahnelerde benim de evde aynı şekilde nezleyle boğuşmam ilginç bir tesadüf oldu. :):)

7/10
 

cevaa

Emekli
Katılım
26 Şubat 2011
Mesajlar
22,434
Reaksiyon puanı
4,419
Puanı
911
Yaş
30
Konum
İstanbul
Jack Lemmon olduğu için izlediğim bir filmdi. Süresi uzun olsa da beğendim filmi. Konusuda ilginçti, ancak biraz uzatmışlar. 20 dk. daha az olsa daha iyi olurmuş.

Jack Lemmon'un izlediğim 2.filmiydi ve yine çok iyiydi. Filmi tek başına alıp götürmüş. Bazı yerlede güldürdü bazı yerlerde duygulandırdı film boyunca izletti kendini.

Finalide beğendim. Reyizin kıza bakıp kartları dağıtması müthişti.

8/10
 

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,085
Reaksiyon puanı
49,740
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Ne zamandır aklımda olan bir detay, şimdi yazayım bari. @sürgünüm geçen başka bir eski filmde demişti gözlemliyor musunuz diye eski şeyleri. :) Bu filmde ilgimi çeken araçlardan biri Jack Lemmon'ın kullandığı kumanda olmuştu. Galiba ilk kez gördüm öyle bir kumanda, ilgi çekiciydi. :):)
 

Tolstoyevski

Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,282
Reaksiyon puanı
39,932
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
Zevkli ve eğlenceli bir filmdi. Severim böyle filmleri.

Kısaca, yükselme hırsı uğruna tüm ahlakını bir kenara bırakıp dairesini garsoniyer olarak iş yerindeki üstlerine kiralayan bir adamın hikayesini anlatıyor diyebiliriz.

Tabi bu arada yüksek mevkiide olanların, çalışanlarını nasıl sömürdüğünü de çok iyi bir şekilde anlatmış.

Sonu ile birlikte rahatlatıcı etki bıraktı ama bir Its Wonderful Life değildi o açıdan. Yine de beğendim, tabi siyah beyaz filmlere olan önyargım yüzünden de olabilir zira nedense her türlü siyah beyaz filmi sevmişimdir. 25 tane izlemişsem 25 ini de sevmişimdir. Charlie Chaplin sağolsun. :D

Kumanda benim de ilgimi çekti. Tabi o zamanlar ufaktan kumanda olayı yoktu ve o işi öyle halletmeleri akıllıcaymış. Ben de ilk defa gördüm. :D

7/10
 

Danger UA!

Tecrübeli Üye
Katılım
12 Mayıs 2011
Mesajlar
9,085
Reaksiyon puanı
3,713
Puanı
560
Billy Wilder dönemine damga vurmuş bir yönetmen.Çoğu filmini izledim ve beğendim.

Jack Lemmon efsane bir oyuncu zaten.Size son dönemlerinde oynadığı Glengarry Glen Ross filmini de öneririm.Kadroda Al Pacino,Ed Harris,Kevin Spacey,Alan Arkin,Alec Baldwin gibi isimler var. @OzaN @Tolstoyevski @destere


Filme gelirsek konusu farklı ama çok iyi bir konu diyemem.Terfi almak için evini yöneticilere garsoniyer olarak veren bir karakter var.Biraz fazla uzatılmış ve film genelinde sıkıldım.Ama yine de uzun zamandır bu tarzda bir film izlememiştim o yüzden iyi geldiğini söyleyebilirim.

Yani filmde ne espri ne dram vardı.Romantizm bile üst düzeyde değildi.Üstelik sıkıcıydı ve süresi olması gerekenden uzundu.

Ama Jack Lemmon ve Doktorun oyunculukları çok iyiydi.Finali de güzeldi.


6.5/10




iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi
 

beyazsoy

Favori Üye
Katılım
23 Aralık 2011
Mesajlar
29,669
Reaksiyon puanı
13,168
Puanı
1,059
imdb puanı yüksek diye baktım filmin gunumuz romantik komedilerin atası sayılır farkı kızın oyunculuğu çok iyi ve göndemeleri çok başarılı @pompy bu filmi izleyip nasıl gönderme yapılır ögrenmesi lazım. romantik komedi sevenler izlesin hayata çok bir şey katman bir film işte