FK4 Strangers on a Train / Trendeki Yabancılar (1951) Film Bilgileri & Yorumları

gundix123

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
14 Aralık 2011
Mesajlar
4,188
Reaksiyon puanı
3,284
Puanı
459
0044079.jpg


Trendeki Yabancı - Strangers on a Train (1951)

Türü: Suç, Gerilim
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Senaryo: Raymond Chandler (screen play), Czenzi Ormonde (screen play), Whitfield Cook (adaptation), Patricia Highsmith (from the novel by)

Oyuncular:
Farley Granger
Ruth Roman
Robert Walker
Leo G. Carroll
Patricia Hitchcock

IMDb Sayfası

Oscar Adaylıkları (1)

En İyi Görüntü Yönetmenliği

Filmin Özeti
Ünlü bir tenisçi olan Guy Haines (Farley Granger) ile babasından nefret eden ve değerli arsasına bir an önce sahip olmak isteyen Bruno Antony (Robert Walker) tesadüfen trende karşılaşır. Bruno Antony, tenisçi Guy Haines’in hayatını gazete ve dergilerden bilmektedir ve karısı Miriam Joyce Haines (Kasey Rogers) ile boşanmak istediğini okumuştur. Antony, tenisçi Haines’e Çapraz cinayet önerisinde bulunur. Tenisçi babasını, o da tenisçinin karısını öldürecektir. Antony, bu öneriyi yerine getirir fakat tenisçi yapmamıştır. Cinayete zorlanan tenisçi Guy Haines’in hikayesi devam edecektir.

Filmin Fragmanı

 

Tolstoyevski

Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,282
Reaksiyon puanı
39,932
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
Alfred Hitchcock 'un 10.dakika sularında trene binerken gözüktüğü bu film, Hitchcock' un ustalık olmada da olgunluk eseri.

Esasında konu güzel ama derin ve uzun değil. Yani film baştan sona belli. Hiç şüphesiz İmdb Top250 ye girmiş diğer filmlerinden ve The Birds filminden daha geride bir film. Elbette bunda filmin senaryosunun aslında kitap uyarlaması olması da var.


Filmin başlarında sanki o meşhur "Klasik Hitchcock Filmi" havası almanıza rağmen ancak havasını alıyorsunuz çünkü devamı hiç de öyle gitmiyor.

Konusunu daha önce bir yerlerde muhakkak gördüm, meşhur Çarprazlama Cinayet olayı. Büyük ihtimalle sinemada bu film sayesinde ünlü olmuştur.

Filmde Bruno ve Guy 'ın oyunculukları ortalamanın üstünde. Malesef Bruno' yu oynayan oyuncu film çekildikten 7-8 ay sonra ölmüş..

Bence filmdeki en efsane sahne, son sahnedeki dönmedolap sahnesidir. Özellikle yaşlı adamın, dönmedolabın etrafını dolanması yerine altından geçerek işi uzatması çok iyiydi. :D


Ama onun dışında filmi pek beğendiğim söylenemez. Gerilim adına hiçbir şey yok. Gizem yok. Müzikler pek iyi değil. Tek mükemmel olan şey yönetmen ve çekim tarzı.

Ama bence İmdb Top 250 yi hakettiğini söyleyemem. Bunun yerine The Birds filmi Top 250 de olmalıydı, hayvan hakları savunucuları sağolsun. :)

Tür bakımından da Double Indemnity (Çifte Tazminat) filmi ile kıyaslanabilir ve hiç şüphesiz Double Indemnity çok daha iyi. Double Indemnity 'nin hikaye örgüsü halen aklımdan çıkamadı, öyle mükemmel bir olay örgüsü ve şeytanice yapılmış planı pek az filmde görmüştüm. İzlemeyenler için o filmi öneririm.


Velhasılıkelam gönül rahatlığıyla izlediğim en kötü Alfred Hitchcock filmi diyebilirim. Ama bu adamın kötüsü bile mükemmelin kötüsü. :)

7.0/10
 

destere

Favori Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
67,698
Reaksiyon puanı
41,332
Puanı
1,059
güzel bir başlangıç yapıyor film özellikle hitchcock filmlerinin çoğunda olduğu gibi uzun uzun diyaloğlar ama sıkıcı olmayan ilginç bir şekilde başlayan tren yolculuğuyla başlıyor ... sonra yer yer sıkıcı sahneler yer alıyor bazı yerlerde mantıktan uzaklaşıyor gibi ... sonlara doğru ise harika bir tenis gösterisi eşliğinde artan heyecan ve aksiyon ve de söylemeden geçmeyeceğim çok rahatsız edici bir müzik ve film bitiyor ..

mantıksız bulduğum yerler
bruno antony nin boğaz sıkarak işlediği cinayetin çok kolay gerçekleşmesi.. kadın öyle bir durduki orda bir serçenin boğazını sıkarak öldürmek bile daha zordur eminim ?
ikinci mantık dışı gelen sahne anne morten in 100 metre öteden neyse siz 50 metre diyin :) brunonun gravatındaki ismi okuyabilmiş olmasıydıki kadında dürbün gibi göz var :)

müziği anlatmaya gerek yok film müziğinde beynim şişti :)

tenis maçı şahaneydi özellikle ilk maçda seyircilerin kafası sağa sola 180 derece dönerken arada brunonun kafasının sabit duruşu komik bir sahneye yol açmıştı :)

sondaki atlı karınca sahnesi zamnın koşullarına göre oldukça iyi çekilmiş bir sahneydi

neyse yani salla yuvarla filme puanım =6.5
 

sürgünüm

Emekli
Katılım
24 Eylül 2012
Mesajlar
54,421
Reaksiyon puanı
65,193
Puanı
1,059
Hikaye ilgi çekici, oyunculuklardan Bruno karakteri ve Guy'ın içine düştüğü durum iyi yansıtılmış diğerleri ortalamaydı. Alfred Hitchcock'in Kuşlar filmi bana görede bu filmden daha iyi. Yine de gerilimine söylenecek laf yok ve finale doğru Guy'ın tenis maçı sırasındaki tempo inanılmadı.

Atlıkarınca sahnesinde yaşlı adamın dönmekte olan atlıkarıncanın altından geçmesi çok iyiydi. Filmde adalet yerini bulup, suçlu suçsuz açığa kavuşunca bu kadar gerilim meraktan sonra filmin sonunda ufak bir tebessüm bırakıp bitmeside çok hoşuma gitti.

Tenis maçında, insanlar maçı takip ederken kafalarının bir ona bir bu yana oynaması, ama katilimizin ise pürdikkat tenisçi adama bakması beni güldürdü. :)

Görüntü ve seslerle biraz geride kalmış fakat günümüzden 65 yıl önce yapıldığını ve zamanın teknolojik şartlarını hesaba katarsak yapıldığı döneme göre iyi bir film.

Özetle ne varsa yine eskilerde var. En azından orjinal senaryo. 7/10
 

bazinga

Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,085
Reaksiyon puanı
49,740
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Alfred Hitchcock'a olan büyük sevgi ve saygımı her fırsatta dile getirmeye çalışırım. Fakat ne yazık ki bu etkinlikte bir türlü klasik Hitchcock filmi diyebileceğimiz tarzda bir film bulamadık. Gerçi ben Rebecca'yı çok sevmiştim, The Birds'ü de sevmiştim ama ikisi de Hitchcock'un kendi tarzının biraz olsun dışına çıktığı filmlerdi. Bu filmin Psycho, North by Northwest, Dial M for Murder gibi klasikleri kadar iyi bir film olduğuna inanıyordum ama ne yazık ki tam tersi oldu. İzlediğim en zayıf Hitchcock filmiydi.

İzlediğim en zayıf Hitchcock filmi dedim ama elbette bu filmin kötü olduğu anlamına gelmiyor. @Tolstoyevski'nin de dediği gibi mükemmelin kötüsü sadece. :)

Senaryo çok iyiydi. Bilmiyorum çapraz cinayet olayı belki işlenmiş bir konudur ama ben sanırım ilk kez gördüm sinemada. Belki yer yer mantıktan sapan ya da gereksiz sıkıcılaşan kısımlar vardı ama sonuç olarak tatmin edici bir senaryo vardı.

Hitchcock bu kez her zamankinden de fazla diyaloga yer vermiş ya da bana öyle geldi. İlk kısım zaten Woody Allen filmiymişçesine yoğun diyalog barındırıyordu. Film genelinde de aslında devam etti. Gerilim açısından çok fazla bir şey yoktu belki ama birkaç yerde germeyi başardı. Mesela bir sahne vardı Guy bir açık alanda bir yerdeydi ve çok uzaklarda olan Bruno'nun ayakta dimdik dikilip ona baktığını görüyordu. Bence çok acayip bir sahneydi. :) Sonra herkesin bahsettiği tenis maçı sırasındaki duruşu da harikaydı. :) Atlı karınca sahnesi de efsane olmuş...

Filmin iyi yönleri ve unutulmayacak sahneleri fazla olsa da bazı kısımlar gerçekten sıkıcıydı ve gerilim dozu hafif kaldı.

7.0 ile 7.5 arasında kararsız kaldım gibi, üzerinden zaman geçince arttırırım belki:

7/10

Etkinlik ödüllerimde filmin aday aday olduğu dallar:
  • En İyi Yönetmen (Alfred Hitchcock)
  • En İyi Senaryo
  • En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Robert Walker)
 

gundix123

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
14 Aralık 2011
Mesajlar
4,188
Reaksiyon puanı
3,284
Puanı
459
Uzun zamandır izlemek istediğim bir filmdi. İzlemediğim yüksek IMDb puanına sahip Hitchcock filmlerinin hep bir çekiciliği oluyor zaten. :D

Konusu her Hitchcock filmi gibi güzeldi ve özgündü. Diyaloglar epey fazlaydı ama böyle bir konuya sahip bir filmde de bu kadar diyalog olması bence normaldi. Sıkılmadan zevkle izledim diyaloglu sahneleri de. :)

Oyunculuklar iyiydi zamanına göre. Ama Bruno rolüyle Robert Walker diğer oyunculara göre bariz daha iyiydi ve filmin de yıldızıydı. Her ne kadar gıcık bir rolde olsa da. Bu arada kendisi film yayınlandıktan 2 ay sonra henüz 32 yaşındayken ölmüş maalesef. :(

Filmde, yorumlarda da bahsedilen sahneler gerçekten çok iyiydi. Özellikle dönme atlı karıncalı sahne gerçekten harikaydı. :)

Kısacası yine izlemekten zevk aldığım ve beni hiçbir sahnesinde sıkmayan, zamanının zor koşullarına rağmen bugün izlediğimizde bile yer yer germeyi başarabilen güzel bir filmdi. :)

Puanım: 8/10
 

Danger UA!

Tecrübeli Üye
Katılım
12 Mayıs 2011
Mesajlar
9,085
Reaksiyon puanı
3,713
Puanı
560
Yazın izledim ama yorumu bulamadım. Neyse şimdi hatırladığım kadarıyla bir şeyler yazacağım.

Bence Hitchcock'un en zayıf filmi değil. Rebecca, The Birds ve Rope gibi filmlerinin önünde bir film bana kalırsa.

Çaprazlama cinayet olayı çok iyi düşünülmüş bence. Çok gördüğüm bir şey değil. Arada bazı sıkıcı sahneler de olsa filmin heyecanı yerindeydi.
Tenis sahnesi ve atlı karınca sahnesini şimdi bile hatırlıyorsam başarılı bir filmdir.

Oyuncular da fena değildi. En azından başroller iyiydi. Farley Granger ve Robert Walker arasında iyi bir uyum vardı.

Hitchcock'un sevdiğim filmlerinden biri oldu özgün senaryosuyla.

7.5/10
 

Aserat

Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,626
Reaksiyon puanı
62,951
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Kimse tam anlamıyla sevmemiş gibi görünse de ben beğendim filmi. Diğer Hitchcock filmlerine göre geride kaldığı doğru, ama özgün senaryosuyla öne çıkıyor.

Tempo genel olarak yüksekti. Tabii denildiği gibi biraz sıkan sahneler de vardı, ama onlar da işin tuzu biberi. Tabii tenis ve atlı karınca sahnesi gibi çok iyi sahneler de var, hakkını yemeyelim.

Diyalogların fazlalığı bazen yorabiliyor, ama açıkçası çok da büyük bir sorun teşkil etmiyor. Diğer Hitchcock filmlerine göre geveze olsa da izleyiciyi hemen içine çekebiliyor. Çapraz cinayet de usta işi bir detaydı.

Başrollerdeki Robert Walker ve Farley Granger, diğerlerine göre biraz daha öne çıktı. Uyumları da iyiydi ayrıca. Diğer oyuncular ise fena değildi, ama çok ahım şahım performanslar sergiledikleri söylenemez.

Sonuç olarak izlenmesi gereken bir film olmuş. Hitchcock'a bir kez daha saygı duymak için de güzel bir neden ayrıca.

8/10

@OzaN
 
Son düzenleme:

Tzira

Emekli
Katılım
2 Kasım 2013
Mesajlar
2,575
Reaksiyon puanı
2,714
Puanı
280
Yaş
28
Konum
İstanbul - Bologna - Bursa - Ordu
Zamanına göre değerlendirince iyi bir gerilim filmi, tabii filmin yönetmeni de Hitchcock olunca ortaya iyi denilebilecek bir iş çıkmış. Filmdeki sahne geçişleri bana ara ara sanki bir film değil de bir dizi izliyormuşum havası verdi.

Filmde sıkıcı bazı sahneler var, ancak insanı bitse de gitsek moduna sokan bir film değil. Fazla sürükleyiciliği de yok, zira filmin sonunda ne olacağı az çok tahmin edilebiliyor. Ancak yine de güzel bir film bence. Diyalogların fazlalığı da senaryonun bir kitaptan uyarlama olması nedeniyle olabilir.

Filmin iki başrolü Farley Granger ve Robert Walker çok iyi oynamışlar. Özellikle Robert Walker, bir psikopatı çok iyi canlandırmış. Kendisi filmin çekildiği yıl ölmüş, ölmeseydi acaba daha nasıl rollerde oynayacaktı merak ettim açıkçası. Bu arada Barbara'yı oynayan kız da Alfred Hitchcock'un kızıymış. :D

Filmdeki en heyecanlı sahne en sondaki atlıkarınca sahnesiydi. Özellikle aleti durdurmak için yaşlı amcanın altta süründüğü sahnede ben baya gerildim. Hitchcock da o sahneyi daha sonradan çektiği en tehlikeli sahne olarak betimlemiş.

Kısacası IMDB Top 250'de olması tartışılır, ancak güzel bir filmdi.

7.5 / 10