FK2 Mr. Nobody / Bay Hiçkimse (2009) Film Bilgileri & Yorumları

berkann

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
22 Aralık 2011
Mesajlar
18,875
Reaksiyon puanı
6,723
Puanı
1,060
0485947.jpg


Bay Hiçkimse - Mr. Nobody (2009)

Türü: Dram, Fantastik, Romantik
Yönetmen: Jaco Van Dormael
Senaryo: Jaco Van Dormael

Oyuncular:
Jared Leto
Sarah Polley
Diane Kruger
Linh Dan Pham
Rhys Ifans

IMDb Sayfası

Filmin Özeti
Başlıkta bahsi geçen Bay Hiçkimse, 2092 yılında dünyada kalmış son ölümlü olan 117 yaşındaki Némo adlı bir adam. Ölüm döşeğindeki Némo genç bir çocukken bir peronda durduğunu hatırlar. Tren kalkmak üzeredir. Annesiyle birlikte mi gitmeli, yoksa babasıyla mı kalmalıdır? Bu karar, sonsuz sayıda olasılığı doğuracaktır... Ve pek çok gezegen, iki ölüm ve sevilecek kadınlar....


Filmin Fragmanı

 
Etkinlik filmleri arasında en merak ettiğim filmleri başında geliyordu. Olabilecek en erken zamanda izledim. Uzun sayılabilecek süresine rağmen sıkılmadan izledim.

Bu kadar karmaşık bir film beklemiyordum açıkçası. Ne neydi, kim kimdi, hangi zamandayız, ne oluyor soruları bir süre sonra kafanızda sıkça belirmeye başlıyor. Çoğu yeri anladım ama anlamadığım yerler de epey vardı.

Motorsikletle kaza yaptığı bir sahne vardı. Çocuk öleceğini bilmiyor muydu? Neden o zaman o motorsiklete binip öldü? Eğer ölmek istemişse o an, neden tekrar geçmişe döndü?

Filmde başlıca 2 evren görüyoruz. Annesini seçtiği evrende Anna -kumral olan kız-la tanışıyor. Babasını seçtiği evrende ise önce sarışın kızla tanışıyor, sonra o kız bakmayınca kendisine, çekik gözlü kızla tanışıyor. Ve onunla evleniyor. Peki o zaman sarışın kadınla tam olarak nasıl evlenme düzeyine geldi? Hastanede mi? Hangi kaza sonucunda? 2 tane kaza görüyoruz. Birinde önlerindeki tanker patlıyor. -arabada sarışın kadın da vardı- diğerinde arabayla nehre düşüyordu. Mantıken 2.si olmalı gibi. Bunun devamını getiremeyeceğim gibi. Aslında 3 evren olması gerekiyor ama sarışın kadını tercih ettiği zamanki evreni kaçırmış olmalıyım ben? Birisi açıklasın bunu bana.

Bir de yağmur yağıp, telefonu/adresi kaybettiği sahne inanılmaz saçma ve gerçek dışıydı. Bir de duygusala bağlamışlardı o sahneyi. :(

Gördüğüm en olumsuz yönü, gerçekçi olmayan, basit sahnelerdi. Çok gereksiz olmuş o sahneler. Olmasaydı daha iyi olurdu.

Eğer çocuk geleceği görüyorsa o hayatında ne yaşadığını, nasıl ne zamam öldüğünü biliyor. Yaptığı seçimi de biliyor o zaman. Mesela annesini seçtiğini düşünsek, sadece babasını seçtiğinde olacakları görse ya?Ki eğer babanı seçmiş olsa, o yaşamında da babasını seçtiğinde yaşadıklarını biliyor olacak?

Çok iyi replikler vardı. Ama bence en güzeli:
Sonucunu bilmediğiminden seçim yapamıyordun, şimdiyse sonucunu bildiğin için seçim yapamıyorsun.

Seçimlerimize dikkat edelim amma bu kadar kasmaya da gerek yok be canısı.

Film Butterfly Effect'le aynı konuyu anlatıyordu. Belki de tek önemli fark,
Burada yaşananlar gerçekten yaşanmıyor. Çocuğun seçimlerinin sonuçlarının, sonuçlarının, sonuçlarının, sonuçlarısı.

Yine -etkinliğin klasiği haline gelen- müzikler iyiydi.

Üstüne konuşulacak, tartışılacak bir film. Sonuç olarak s**im paralel evreninizi, ben yatıyom.

berkann ödülleri'nde iddialı olduğu adaylıklar: En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Kurgu, En İyi Müzik, En İyi Saç & Makyaj Tasarımı.

8/10

@Arslan Bey'in filmin ana fikri için 1469 kelimelik tezini merakla bekliyorum. :) :D
 
Filmi pek anlamadım ama ne bileyim sıkılmadan uzun süresine rağmen izledim.Değişik bir havası var.Filmin hep içindeydim.

Tüm film boyuncu şu nasıl oldu,hangi kadınla evli,çocuk kimi seçti, gibi sorular sordum kendime.Yani filmi tamamen anlamadım ama kafamda sorular var biraz.

Filmden anladığım nadir şeylerden biri hayatta en ufak şeyin bile çok önemli bir şeyi değiştirebileceği.

Bu arada filmde mantık hatalarının olduğunu düşünüyorum:

Bu adam babasını seçtiğinde Elise'ye aşık oluyor ama Elise ona bakmıyor.Sonuç olarak çekik gözlüyle evleniyor.Madem öyle bu adam Elise'yle hangi ara evleniyor?

Ben açıkçası böyle puzzle gibi kopuk kopuk filmleri sevmiyorum.Tüm olanları anlamak ve takip etmek imkansız.Film boyunca bir ondan bir şundan koymuşlar.Bir de şunu söyleyeyim böyle kader,paralel evren gibi konuları zaten çözebilmek mümkün değil zaten.

Replikler sağlamdı.Benim beğendiklerim:
Eğer patates ile salçayı karıştırırsan sonsuza dek ayıramazsın.Baba'nın sigarasından çıkan bir duman asla geri dönmez.Geri dönemeyiz.Seçim yapmak bu yüzden zordur.

Hiçbir seçim yapmadığınızda herşeyi mümkün kılarsınız.


Bence filmin sonu:

Bence bütün film boyunca çocuğun o tren garındaki 4-5 saniyelik düşüncelerini.izledik.Sonuçta çocuk tüm bu olanları gördü ve kendine yeni bir yol yaratarak ne annesine ne babasına gitti.Sonunda asıl aşık olduğu kişi Anna ile birbirini buldu.Paralel evrendeki tüm Nobody'ler de silindi.Bu arada bu düşünceden sonra şunu okudum:https://eksisozluk.com/entry/31075234.Bu da benim dediklerimi aşağı yukarı kanıtlıyor.Ancak bu entryde tüm soru işaretleri yok oluyor aşağı yukarı.
Jared Leto iyiydi.Hatta yaşlı adamı başkası sanıp yardımcı erkekte aday gösterecektim ama o da Jared Leto'ymuş.:D

İnanılmaz bir görüntü yönetmenliği vardı.Gerçekten çok iyiydi.

Müzikler de inanılmazdı.Özellikle Everyday şarkısı.

Aslında üzerine yazacak daha çok şey var da şimdilik bu kadar olsun.

Sonuç olarak @berkann 'ında dediği gibi: S**im paralel evreninizi.Ben yatıyom.:D

8/10
 
Son düzenleme:
@Danger UA! spoilerı düzenle. :D

Zaten hepsinin çocuğunun kafasında olduğunu filmin sonunda film söylüyor.
Mantık hatası olduğunu sanmıyorum ama sarışın kadınla evlenme hikayesi yok. Büyük ihtimalle Nemo'nun hastanede olduğu, sarışın kadının hemşire olduğu sahneden sonra evleniyorlar? Yine de emin değilim. :(
 
@Danger UA! spoilerı düzenle. :D

Zaten hepsinin çocuğunun kafasında olduğunu filmin sonunda film söylüyor.
Mantık hatası olduğunu sanmıyorum ama sarışın kadınla evlenme hikayesi yok. Büyük ihtimalle Nemo'nun hastanede olduğu, sarışın kadının hemşire olduğu sahneden sonra evleniyorlar? Yine de emin değilim. :(
Evet ya acayip bir hata olmuş inşallah kimse görmemiştir.:D
 
Filmin daha ilk başında karmakarışık olduğunu anladım ve her ilerleyişte meraklı gözlerle izledim. "Acaba ne olacak" dedirtti sonuna kadar. Şöyle ki; bu filmde hem paralel evren olayı anlatıldı, evrenler arası yolculuk ve hem de dejavu olayı. Alınan kararların doğruluğu ve önemi farklı bir dile dile getirildi. Karmakarışık dedim ama olaylar her çözülüşünde film ayrı bir keyif vermeye başladı. Sıkılmadan izledim diyebilirim. Anlaması güç ama anlaşıldığında da keyif veren bir film olduğunu düşünüyorum.

Filme şöyle bir gözatmak gerekirse;
Unutturma melekleri, Nemo'yu atlar ve Nemo, geleceği görür. Nemo geleceği görür görmesine ve kafasında senaryo kurmaya başlar.

Olay, baba ve annenin birbirinden ayrılmasından yola çıkıyor. Nemo, babasıyla kalırsa ya da annesiyle trene binerse farklı farklı olaylar gerçekleşmeye başlıyor.

Babasıyla kalırsa, babası rahatsızlık geçirecek ve ona bakacak. Aynı zamanda Elise ile Jean arasında tercih yapacak. Elise, her türlü Stefano'yu sevecek ama ısrar ederse evlendiğinde terkedecek ya da ölüme gidecekler. Aynı zamanda tek başına da ölüme gidebilecek. Elise tercihi olmasa karşısına Jean çıkacak ve Elise yüzünden kötü yollara düşüp, para kazanacak ve en sonunda ölüme gidecek. Bu babasını tercih ettikten sonraki evre oluyor.

Diğer yandan annesiyle trene binerse, üvey babasının kızı Anna ile yakınlaşacak ve bu ona zarar verecek. Bir de Anna'yı kötü davrandıktan sonraki evre var ve sonraki. Nemo ile Anna arasındaki sahneler başkaydı.

İş 2092'ye uzandığında yaşlılık ve gençlik evresi var. Uzayda Elise için verdiği sözü de tutuyordu.

Bunların hepsi Nemo için kurmaca, geleceği görüyor bir bakıma. Nemo'nun annesi ve babası eğer ayrılırsa, neler başına geleceğini anlatıyor ve ayrılmama gibi bir durumda da her türlü Anna ile yakınlaşacağını da gösteriyor. Verilen kararların önemini dile getiriliyor. Nemo çevresinde gördüğü şeylerle kafasında kurmaca bir senaryo oluşturuyor. Öyle ki; Anna, Elise ve Jean orada oturan, Nemo'yu meraklı ve hayran gözlerle bakan kızlardı. İmkansızlıklar Nemo için olumsuz sonuçlar doğuruyor. Nemo, Anna için doğru bir tercih olacaktır. Bunun için anne ve babasının ayrılmaması şarttır. Son sahnede bir varsayım üzerine kurulu Nemo'nun kafasında oluşan bir senaryo.

Aynı zamanda "acaba onu tercih etseydim ne olurdu" sorusunu Nemo, geleceği görerek resmediyor. İnsan hep bir merak eder ama sonuç olarak karşısına hep iyi şeyler çıkmaz.

Filmden etkilenmemek elde değil ki. Basit bir senaryosu yoktu, anlaşılması güç senaryosu vardı. İzlemekten büyük keyif aldım. Verilmek istenen mesajlar da çok iyiydi.

Şöyle ki;
Ne yaparsan yap; doğru tercihler yap. Doğru tercihler yaparsan, doğru insanlar karşına çıkar. Yanlış tercihler yaparsan; yanlış insanlar karşına çıkar. İnsan yapacağı tercihler için bir kere değil, bin kere düşünmeli, ona göre davranmalı.

Olayı tamamen paralel evren, evrenler arası yolculuk ve dejavu ile süsledikleri için, içinde geçen hiçbir şey mantık hatası taşımıyor. Filmi farklı kılan da bu.

Film öyle bir gitti ki; bir ara kendi varlığımdan şüphe duymaya başladım. O derece etkili bir filmdi yani.

Jared Leto'yu çeşitli halleriyle kendini gösterdi. Her ne kadar Jared Leto ön planda olsa da, aslında hemen hemen herkes kendini gösterdi.

Uzun süresine rağmen hiç sıkmadı. Absürd bir anlatıma sahipti ama o anlatıma alışkın olduğum için her şeyi normâl karşıladım. Baştan sona neler olabileceğini düşünerek izledim. Düşünme gücünü zorlayan bir film. Her düşünmede farklı bir şey anlaşılıyor. Sonlara doğru olayı iyi bir yere bağladılar ve noktayı koydular.

10/10
 
Fazlasıyla karmaşık bir filmdi. Karmaşık bir film bekliyordum ama bu kadarını da beklemiyordum. :)

Filmin her şeyden önce çok sıradışı bir anlatımı vardı zaman zaman belgesel havasına girip, ardından çok absürt bir şeyle karşılaşmak mümkündü. :)

Filmin bence en büyük sıkıntısı kurguydu. Belki extended sürümünün kurgusu kötü yapılmıştır ama çok fazla gereksiz yer vardı. Tam filme bağlanmışken alakasız bir sahneye geçip kopmama neden oldu kötü kurgu. Sürekli filmin içinde kaldığımı söylemem zor fakat yine de çoğu sahnede sıkılmadığımı söylemeliyim. :)

The Butterfly Effect ile ve benzeri diğer filmler ile benzerlikleri var tabii ama çok benzediğini söylemek zor. Senaryo orijinal sayılırdı yani çok benziyor diyebileceğim bir film izlemedim. :)

Finalini çok beğendim. Beklemiyordum öyle bir şey fakat o finalden sonra da gereksiz sahnelerle doldurdular ve finalin yarattığı heyecanı körelttiler. Daha vurucu bir anda noktayı koyabilirlermiş. :(

@berkann'a yağmur sahnesi konusunda katılıyorum, çok saçma bir sahneydi. :)

Filmde genel olarak anlaşılmayan noktayı (Çinli ve sarışınla ilgili) ben de anlamadım. Zaten özellikle bir kez izlemeyle tamamen anlamanın çok zor olduğu filmlerden birisi. Böyle farklı, düşündüren filmler hep olsun ama lütfen biraz daha iyi kurguyla olsun. Sıkılmadan sadece düşünerek vakit geçlirelim. :):)

Son olarak oyunculuklar genel olarak ortalamaydı. Leto'nun fark yaratan tek özelliği yaşlı adamı canlandırmasıydı. Onda da asıl başarı iyi makyajın. :)

7/10
 
Bu arada @berkann'ın 1469'luk kelimeye tamamlayamadım, kusura bakma. :D

Sanırım filmi en çok ben sevmişim. En yüksek puan benden geliyor. :)
 
1469 kelimelik yorum yazacağım diye bence çok dikkatli ve özenli izledin o yüzden çok beğendin. :D
Bu tarz olaylara alışkın olduğumdan aslında beğenmem. Bunda yorum yapmamın faktörü de var, evet. Çok dikkatli izledim ve daha ilk dakikalarında "bu film karmakarışık bir şey olacak" dedim, yanılmadım. Ayen öyle oldu. Parçaları birleştirince çok beğendim. :D
 
Bu arada filmde şöyle bir mantıksızlık vardı.
İlk başta melekler bana sus işareti koymayı unuttu denildi. Sonuçta orada herkese yaşayacağı hayatı anlatmışlardır. Seçimlerimizin sonucunda oluşan hayatları değil. Ancak filmde çocuğun gerçek tercihini değil varsayım gerçekliğini görüyoruz.
 
Şu ana kadar izlediğim en karmaşık filmdi ama en çok zevk aldıklarım arasınada girdi.

Film anlatmak sitediğini çok iyi anlatmış. Bir çok seçim vardı ve her seçimin sonucunun ne olacağını işlemişler. Benimde aklımın hep bir köşesinde kalan soruydu bu. Acaba onu yapsam ne olacak diye.

Filmin devamlı başka sahneye geçmesi aslında anlamayı güçlendiriyordu ama aslında olması gereken oydu yani ayrılmayı yada o 3 kızı tek tek işleseydi o zaman ben bu kadar keyif almazdım ve acaba orda ne oldu sorusuyla devamlı meraklanmazdım a nedenle geçişleri çok mantıklı buldum.

Filmin en efsane olaylarından biride Müzikleriydi. Özellikle Anna ile olanlar bir harşkaydı. Anna demişken:
Film bir yerden sonra sonuç ne olursa olsun Anna hep olacakta demek istedi bence. Yani Anna her seçimin sonunda karşısına çıktı. Senrist iyi romantikleştirdi.

Jared Leto'yu ben sevmezdim ama bu filmde bir hayran kaldım nedense. Oyuncular gerçekten harikaydı onuda belirtelim.

O yaşlı adamın Jared olduğunu duymak aşırı şaşırttı. Resmen efsane.😱

sokak sanati film fesitivalindeki adaylıkları: en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu, en iyi kadın oyuncu, en iyi yardımcı kadın oyuncu, en iyi müzik, en iyi kurgu, en iyi senaryo, en iyi makyaj

Filme puanım: 9.5/10
 
Puan olarak bana en çok yaklaşan, @sokak sanati oldu. En çok puan benden geldi yani. En azından benim gibi keyifle seyreden biri var, o yönden seviniyorum. :D
 
Bu arada en iyi sahne kısmını eklememişim buradan ekliyeyim işte şu sahne bende unutulmayacak diyorum ve spoiler veriyorum.:D

Mr. Nobody'nin Anna'dan aldığı numaranın yağmur ile kaybolması ve bunu sebebinin yumurta kaynatan bir adamdan olması. Cidden efsaneydi.:)

Hep düşündüğüm mantıksız sorulara cevapm oldu bu film cidden.:F