5x11'e kadar olan bazı şeyler.
5. sezona alıştım. Bazı şeylere tam olarak anlam veremiyorum ama hala.
Mesela Charles Widmore, 1950'lerde gelen John Locke'u hatırlıyor ama Danielle, Jin'i hatırlamıyor ya da daha basitinden Richard kendine gelen kimseyi hatırlamadı? Zamanda yolculuk çok karışık iş yeminlen.
Lost'un güzel bir yanı da, bölüm boyunca ne kadar sıkılsam da -evet sıkılıyorum- bölümün sonunu öyle bir bitiriyorlar ki, bir sonraki bölümü izleyesin geliyor.
O değil de Kate sen hem git Jack'in koynuna gir, hem de Sawyer'e hiçbir şey olmamış gibi bak. Yeter artık oynama sarı saçlı çukur gamzelimiz Sawyer'le.
Forumda olmadığım süre içerisinde kalan son 2 sezonu da tamamladım. 5. sezonun ilk bölümleri sıkıcıydı biraz hatta dizinin bozduğuna inanmaya başlamıştım o bölümler yüzünden.
Sürekli olarak zamanın değişip durması olayı gıcık ve saçmaydı. Yani tamam daha birçok mantıksız gözüken olay oldu da bu baya üst seviyeydi bence.
Neyse ki o bölümleri atlattıktan sonra dizi eski düzenini bulmaya başladı. Bu arada söylemesem olmaz.
John Locke ve Jin hakkındaki tahminlerim tuttu. 😎
5. sezon genel olarak izlediğim diğer sezonlara göre zayıftı kısacası.
5. Sezona Puanım: 8.5/10
6. Sezon (Final)
Bu sezon önceki sezona göre daha iyiydi. Ancak 5. sezona göre daha fazla gerçeklikten sapıldı bence. İzlediğim film/dizilerde genelde en dikkat ettiğim konulardan bir tanesi gerçekçilik olduğu için bu benim için olumlu bir şey değildi açıkçası. Aslında bunun haricinde puan kıracak bir husus yoktu bence dizi adına. Belki bazı sorular tam cevaplandırılmadı o da sayılabilir.
John Locke'un Benjamin tarafından vurulduktan sonra Walt'u görmesi açıklanmadı mesela. Bu siyah duman sadece ölülerin vücudunu kullanamıyor muydu?
Adanın böyle bir kaynağının nasıl var olduğu da açıklanmadı.
Dharma'nın adayı nasıl keşfettiği de açıklanmadı. Bir de 1970'lerde adamlar minibüsle falan ellerini kollarını sallayarak gezerken siyah duman nerelerdeydi? Neden adaya yerleşilmesine falan müsaade etti? Sonuçta siyah duman 1800'lü yılların sonlarında falan insanlara saldırıyordu. bkz: Richard Alpert
Bu arada Richard Alpert demişken onun hikayesinin olduğu bölüm iyiydi tabi gerçekçi olmasa da.
Daha cevap bulmayan birçok soru vardır muhakkak ama yazarken aklıma gelenler bunlar.
Şimdiye kadar çoğunlukla dizi hakkında olumsuz şeyler yazdım. Artık övmeye başlayabilirim.
Öncelikle yeri kolay kolay dolacak bir dizi değil kesinlikle. Diziyi bitirdiğimin ertesi günü diziyi özlemeye başladım zaten. İnsan izledikçe dizinin akıcılığına, sürükleyiciliğine o kadar kapılıyor ki dizi bir bu kadar daha olsa yine sıkılmadan severek izlerdim. Eşine az rastlanır bir sürükleyiciği vardı dizinin.
Kurgusu harikaydı. Bence dizinin en büyük artılarından birisiydi. Özellikle
Jack'in keşfettiği mağarada bulunan iki cesedin 6 sezon sonra gösterilen kısımla alakası olmasına hayran kalmamak elde değil.
Bu küçük bir örnekti bunun gibi birçok örnek gösterilebilinir.
Dizinin diğer büyük artısı da neredeyse bütün karakterlerin sevilebilecek karakterler olmasıydı. Elbette arada çatlaklar oldu bu konuda, nefret ettiklerimiz oldu.
Dizideki karakter zenginliği de yine takdire şayan.
Dizi tarihinin bence en ilginç karakteri Benjamin Linus'a da ayrı parantez açmak lazım.
Hiç beklemediğim bir şekilde dizideki en sevdiğim karakter oldu. Kendisini canlandıran Michael Emerson'a da büyük tebrikler. Bu karakter ancak bu kadar iyi canlandırabilinirdi.
Dizinin diğer olumlu yönleri saymakla bitmez. Daha fazla da uzatmayım yorumu. İyi ki bu diziyi yaz tatiline bırakmışım. Yaz tatilime büyük güzellik kattı. Benden yabancı dizi tavsiyesi isteyecek dışarıdan birine önereceğim ilk dizi olacak Lost. Her anlamda, her kesime rahatlıkla hitap edebilecek bir dizi. Hala izlemeyen varsa kesinlikle izlesin, pişman olmazsınız.
@gundix123 Çoğu kişi finali berbat diyor. Bence gayet duygu dolu bir finaldi. Hele son 10 dakikası mükemmeldi.
="Karakterlerin birbirini tanıması, 1.sezondan verilen görüntülerde baya duygulanmıştım. "]
Dharma'yla ilgili:
="Bence Dharma'nın Black Rock gemisiyle bir ilişkisi var. O geminin kaptanı Magnus Hanso diye bir adamdı. Dahrma'nın sahibi de Alvar Hanso diye bir adam. Bence tesadüf değil"]
Ama bu dizide hakikaten karakter çeşitliliği müthiş. En sevdiğim karakterler hep bu diziden. Zaten bu dizide başrol diye bir şey yoktu. Hatta hiçbir karakter her bölümde görünmemiş.
@gundix123 Çoğu kişi finali berbat diyor. Bence gayet duygu dolu bir finaldi. Hele son 10 dakikası mükemmeldi.
="Karakterlerin birbirini tanıması, 1.sezondan verilen görüntülerde baya duygulanmıştım. "]
Dharma'yla ilgili:
="Bence Dharma'nın Black Rock gemisiyle bir ilişkisi var. O geminin kaptanı Magnus Hanso diye bir adamdı. Dahrma'nın sahibi de Alvar Hanso diye bir adam. Bence tesadüf değil"]
Ama bu dizide hakikaten karakter çeşitliliği müthiş. En sevdiğim karakterler hep bu diziden. Zaten bu dizide başrol diye bir şey yoktu. Hatta hiçbir karakter her bölümde görünmemiş.
Finali hakkında bu kadar olumsuz yorumlar yapılması beni de şaşırttı.
Diziyi en büyük izlememe sebebim olayların rüya olduğunun söylenmesiydi ama ben finalin rüyayla nasıl bir alaka kurulduğunu anlamadım bana çok alakasız geldi. Senin dediğin Araf olayı çok daha mantıklı.
Dharma sahibinin ve gemi kaptanının soyadı bağlantısı ilginçmiş. Muhtemelen tesadüf değildir ama keşke daha net bir şekilde açıklasalarmış.
Bir de Miles'ın ölülerle iletişim kurma olayı da açıklanmadı sanırım. Bu konuda bir tahminin var mı?
Dizide Miles'ın babasının olduğu sahneler de güzeldi bu arada.
="Aynen bana da rüya dediler hatta son ana kadar Jack'in gözünü açıp uyanmasını falan bekledim ama alakası yoktu.
Bir de önceki mesajda Locke Walt'ı nasıl gördü demişsin. Hayal gördü diye düşündğm ben. Hiç aklımı kurcalamadı.
Miles'ın olayı ise açıklanacak bir şey yok. Bu dizinin mistik yönleri de var zaten. Babasıyla olan kısımlar güzeldi bence de. Hurley de vardı o sahnelerde.
="Aynen bana da rüya dediler hatta son ana kadar Jack'in gözünü açıp uyanmasını falan bekledim ama alakası yoktu.
Bir de önceki mesajda Locke Walt'ı nasıl gördü demişsin. Hayal gördü diye düşündğm ben. Hiç aklımı kurcalamadı.
Miles'ın olayı ise açıklanacak bir şey yok. Bu dizinin mistik yönleri de var zaten. Babasıyla olan kısımlar güzeldi bence de. Hurley de vardı o sahnelerde.
Vee bu diziye başlama zamanı geldi de geçiyor diye düşünüyorum. Aslında bu dizi benim izlediğim ilk yabancı dizi, o nedenle bende yeri hep ayrı olacak. Ama ilk deneyime göre biraz ağır geldi, ya da ben değer vermedim. Az çok hatırlıyorum ama ilk sezonu izleyip, ikinci sezonun da yarısında falan kalmıştım. O kadar yabancı dizi izledim, üzerine yaz sıcaklarında bu dizi çok iyi gidecektir.
119 bölüm yüklenmiş, hey Maşallah.
Neyse tatilden gelir gelmez başlayıp, bayramdan önce bitirmeyi planlıyorum. Aslında bayramdan sonra gelince başlamak da olabilir, daha bu konuda pek emin değilim.