2021 Licorice Pizza - Film Yorumları

[Tolstoyevski]

Licorice Pizza


Tür: Komedi, Dram, Romantik
Süre: 133 dakika

Yönetmen: Paul Thomas Anderson
Senaryo: Paul Thomas Anderson

Oyuncular:
Bradley Cooper
Maya Rudolph
Skyler Gisondo

IMDb Linki


Puanlar:

Filmin Fragmanı:

Filmle ilgili yorumlarınızı bu başlık altından yapabilirsiniz.


​

 

[Araf]

National Board of Review (NBR) tarafından "en iyi film" seçildi.

Tabii ikinci bir 2021 ödülü oldu.

 

[bazinga]

En izleyici dostu PTA filmi olacak gibi. Merakla beklemedeyiz PTA fanları abartmıyordur inşallah yine...

 

[Araf]

En izleyici dostu PTA filmi olacak gibi. Merakla beklemedeyiz PTA fanları abartmıyordur inşallah yine...

National Board of Review, ikinci kez 2021 ödül töreni yapıp bu filme nasıl ödül verdi acaba, onu çözemedim. Mesele ödül de değil, 2021-2 diye geçmesi. Pek rastlanmıyor böyle iki defa ödül yapılıp ödül verilmesi.

 

[bazinga]

National Board of Review, ikinci kez 2021 ödül töreni yapıp bu filme nasıl ödül verdi acaba, onu çözemedim. Mesele ödül de değil, 2021-2 diye geçmesi. Pek rastlanmıyor böyle iki defa ödül yapılıp ödül verilmesi.

Pandemi nedeniyle geçen sene sezon şubat sonuna uzatılınca normalde aralıkta olan eleştirmen ödülleri de 1-2 ay ertelenmişti. Bu nedenle böyle istisnai bir durum olmuş mecburen.

 

[MEnes]

Sezonun en ama en merak ettiğim filmlerinin başında geliyor ve sinemalara gelmesine tam 1 ay kaldı... Umarım Torku Spor'a transferi gerçekleşmez ama ben her türlü sinemaları beklerim gibi duruyor...

 

[bazinga]

Tam yorum: Licorice Pizza (2021)

En sevdiğim ikinci PTA filmi oldu. Filmin çok sıra dışı bir konusu yok ama konunun işleniş şekli çok başarılı. Yönetmenlik, prodüksiyon, müzikler çok çok iyi. Başrollerin ikisinin de ilk filmi olmasına karşın ikisinin de performansları şahane. Hoffman, babasının oğlu resmen. İyi bir kariyer onu bekliyor...

Bradley Cooper'ın karakteri de oldukça ilginç ve eğlenceliydi. Fakat onun olduğu kısım dahil bazı kısımlar filmin genelinden fazla kopuk kalmış. Filmin tek önemli problemi de bu kopuklardı bana kalırsa.

Yılın en izlenesi filmlerinden, muhtemelen ileride de dönüp arada bir izlerim.

7.5/10

 

[Araf]

Tam yorum: Licorice Pizza (2021)

En sevdiğim ikinci PTA filmi oldu. Filmin çok sıra dışı bir konusu yok ama konunun işleniş şekli çok başarılı. Yönetmenlik, prodüksiyon, müzikler çok çok iyi. Başrollerin ikisinin de ilk filmi olmasına karşın ikisinin de performansları şahane. Hoffman, babasının oğlu resmen. İyi bir kariyer onu bekliyor...

Bradley Cooper'ın karakteri de oldukça ilginç ve eğlenceliydi. Fakat onun olduğu kısım dahil bazı kısımlar filmin genelinden fazla kopuk kalmış. Filmin tek önemli problemi de bu kopuklardı bana kalırsa.

Yılın en izlenesi filmlerinden, muhtemelen ileride de dönüp arada bir izlerim.

7.5/10

Paul Thomas Anderson filmi sevmen şaşırtıcı oldu, bu bir ilk. Letterboxd'de 250 listesine girmişti bir ara, çok dikkat çekiciydi ama sonradan düşüşe geçti. 4.2 mi neydi puanı, şimdi 3.9'a kadar düştü. Bu filmlerin de böyle sorunu var, bir müddet sonra düşüyor IMDb'deki puanı 8 ama muhtemelen o da düşer.

Letterboxd'de fazlasıyla popüler.

 

[bazinga]

Paul Thomas Anderson filmi sevmen şaşırtıcı oldu, bu bir ilk. Letterboxd'de 250 listesine girmişti bir ara, çok dikkat çekiciydi ama sonradan düşüşe geçti. 4.2 mi neydi puanı, şimdi 3.9'a kadar düştü. Bu filmlerin de böyle sorunu var, bir müddet sonra düşüyor IMDb'deki puanı 8 ama muhtemelen o da düşer.

Ekli dosyayı görüntüle 113966

Ekli dosyayı görüntüle 113967
Ekli dosyayı görüntüle 113968

Letterboxd'de fazlasıyla popüler.

Letterboxd, oy sayılarında imdb'yi iyice katlamaya başladı. 8-10 kat fark var arada. İşin ilginci letterboxd kitlesi daha çok arthouse işleri seviyor. Dünyada o kadar çok sinefil var mıydı? Ya da z kuşağı daha çok arthouse seviyor olabilir.

 

[Araf]

Letterboxd, oy sayılarında imdb'yi iyice katlamaya başladı. 8-10 kat fark var arada. İşin ilginci letterboxd kitlesi daha çok arthouse işleri seviyor. Dünyada o kadar çok sinefil var mıydı? Ya da z kuşağı daha çok arthouse seviyor olabilir.

Letterboxd kitlesini Z kuşağı yaptın, sonra da gömdün gibi bir şey oldu. @Tolstoyevski kardeşim, senin kuşağı gömüyor. IMDb'nin genel bir kitlesi var, Letterboxd'nin de entelektüel bir kitlesi var diyebiliriz.

 

[bazinga]

Letterboxd kitlesini Z kuşağı yaptın, sonra da gömdün gibi bir şey oldu. @Tolstoyevski kardeşim, senin kuşağı gömüyor. IMDb'nin genel bir kitlesi var, Letterboxd'nin de entelektüel bir kitlesi var diyebiliriz.

Is Letterboxd Becoming a Blockbuster? (Published 2021)

The social media network has finally left the cinephile niche and entered the mainstream.

www.nytimes.com

Şurada kullanıcı kitlesinin %75'inin 18-24 yaşlarında olduğunu yazmış. Z kuşağı demek olumsuz bir şey değil. Tiktokçuları olduğu gibi aklı başında olanları da mevcut gibi gözüküyor.

IMDb'nin kitlesi büyük oranda 30+ gözüküyor. Licorice Pizza'yı oylayan sadece 21 kişi varmış mesela 18 yaş altında. İki site arasındaki en büyük farklılığı bu yaş farkı oluşturuyor bence.

 

[Araf]

Is Letterboxd Becoming a Blockbuster? (Published 2021)

The social media network has finally left the cinephile niche and entered the mainstream.

www.nytimes.com

Şurada kullanıcı kitlesinin %75'inin 18-24 yaşlarında olduğunu yazmış. Z kuşağı demek olumsuz bir şey değil. Tiktokçuları olduğu gibi aklı başında olanları da mevcut gibi gözüküyor.

IMDb'nin kitlesi büyük oranda 30+ gözüküyor. Licorice Pizza'yı oylayan sadece 21 kişi varmış mesela 18 yaş altında. İki site arasındaki en büyük farklılığı bu yaş farkı oluşturuyor bence.

Gerçi şimdi doğruya doğru, Letterboxd kitlesi genelde 18-24 kitle. IMDb kitlesi çok genel ama kemik bir kitlesi olduğunu da söyleyebiliriz. Sebebi ise, IMDb'yi herkesin bilmesi ama Letterboxd'yi keşfeden kitlenin bilmesi. 18-24 yaş arası genelde keşfetmeyi sever, hatta baştan sona İngilizce olan şeylere ilgi gösterir. Yani o açıdan haklısın. O kitle de tabii farklı, sanatsal işleri de sever. Hani kimisi sevmez farklı tarz, sanatsal işleri ama bu kitle seviyor. Hiç umulmadık bir yapım çok yüksek puan alabiliyor. Gerçi keşke 10 üzerinden değerlendirme olsa ama onu da 10 üzerindne bölüp puanlayabiliyoruz.

 

[bazinga]

Gerçi şimdi doğruya doğru, Letterboxd kitlesi genelde 18-24 kitle. IMDb kitlesi çok genel ama kemik bir kitlesi olduğunu da söyleyebiliriz. Sebebi ise, IMDb'yi herkesin bilmesi ama Letterboxd'yi keşfeden kitlenin bilmesi. 18-24 yaş arası genelde keşfetmeyi sever, hatta baştan sona İngilizce olan şeylere ilgi gösterir. Yani o açıdan haklısın. O kitle de tabii farklı, sanatsal işleri de sever. Hani kimisi sevmez farklı tarz, sanatsal işleri ama bu kitle seviyor. Hiç umulmadık bir yapım çok yüksek puan alabiliyor. Gerçi keşke 10 üzerinden değerlendirme olsa ama onu da 10 üzerindne bölüp puanlayabiliyoruz.

10 üzerinden puanlama olmaması aşırı büyük kayıp.

Puan farklılığında o da önemli etken. IMDb'den gelenler bölüp yapıyor da puan verme olaylarına letterboxd'den başlayanlar için 1-2 puan sık kullanılan puanlar. Fakat IMDb'de 1-4 arası puanlar çok nadir kullanılıyor. Mesela Don't Look Up'a imdb'de 5 ve altı oy verenler %12.4, letterboxd'de 2.5 yıldız ve altı verenler %27.

Bu da bazen çok dengesiz sonuçlar çıkmasını sağlıyor. Letterboxd puanları benim için 3 üstüyse iyi olma ihtimali yüksek anlamı çıkarıyor sadece.

 

[Araf]

10 üzerinden puanlama olmaması aşırı büyük kayıp.

Puan farklılığında o da önemli etken. IMDb'den gelenler bölüp yapıyor da puan verme olaylarına letterboxd'den başlayanlar için 1-2 puan sık kullanılan puanlar. Fakat IMDb'de 1-4 arası puanlar çok nadir kullanılıyor. Mesela Don't Look Up'a imdb'de 5 ve altı oy verenler %12.4, letterboxd'de 2.5 yıldız ve altı verenler %27.

Bu da bazen çok dengesiz sonuçlar çıkmasını sağlıyor. Letterboxd puanları benim için 3 üstüyse iyi olma ihtimali yüksek anlamı çıkarıyor sadece.

Letterboxd'de zaten çok tuhaf oy kullananlar da var. Ben mesela bölerek oy kullanıyorum ama kimisi de puanlara farklı anlamlar yükleyerek oy kullanıyor. Kimisi buçuk oy kullanmıyor, dümdüz kullanıp geçiyor; kimisi de mesela atıyorum 2.5'u 7 puan olarak değerlendirebiliyor. Çok tuhaf oy kullananları gördüm.

Aynen, Don't Look Up'ın mesela çok dengesiz bir oylaması var. 3.2 puanı var ama aslında çok iyi bir puan bölen bir tabloya baktığımızda.

Puanlamaa baktığımızda 5 bin puandan başlıyor, 0,5 puan veren 5 bin kişi. Genel olarak 3 puan verilmiş, 100 bin üstü 3 puan. Bölen bir film olmuş kısacası. IMDb'de ise en fazla 8 puan verilmiş, 97 bin kişi görünüyor.

Hani 6-7 arası puanı "iyi" olarak değerlendiriyorsan 3+ iyidir ama direkt 7 ve üzeri puanların iyi olduğunu düşünüyorsan, burada da 3.5+ iyidir. Genel olarak iyi filmler 3.5 üzeri oluyor. Tabii bu film biraz istisna oldu, çok bölmüş izleyiciyi.

 

[Araf]

Paul Thomas Anderson'un ilk filmine kıralım direksiyonu, karşımıza Hard Eight ya da diğer ismiyle Sydney filmi çıkıyor. O filmde iskambil sahnesinde duran adamlardan birisine gidelim, uzun saçlı, sarışın, yerinde duramayan bir adam göreceksiniz. O kim mi? Philip Seymour Hoffman. 2014 yılında hayatını kaybeden usta aktörün 2003 yılında Cooper adında bir oğlu oldu. O kim mi? Paul Thomas Anderson'un son çıkan filminin başrol oyuncusu. İlk filminde babası oynadı, son filminde oğlu oynadı. Tabii babanın yönetmenle son filmi olmadı; Boogie Nights, Magnolia, Punch-Drunk Love ve The Master gibi filmlerinde de rol aldı. Belki yaşasa daha rol alacaktı, muhtemelen oğlu da rol almaya devam edecek. Cooper Hoffman'ın ilk oyunculuk deneyimi çok anlamlı bir şekilde başladı.

Filmin bir diğer başrolü olan Alana Haim kendi ismiyle oynuyor ve Cooper ile gerçekten filmdeki gibi yaş farkı var. Alana'nın da ilk uzun metrajlı oyunculuk deneyimi. Kendisi aslında bir şarkıcı, Haim isimli müzik grubunda üç kız kardeşiyle birlikte müzisyenlik yapıyor. Filmin oyuncu kadrosu ilginç, hatta bu tarz detaylar filmden daha çok ilgi çekici. Hatta bir diğer ilginç bilgi ise, yönetmenin Haim müzik grubunun bazı kliplerinin yönetmenliğini de üstlenmesi.

Baş karakterin ismi olan Gary Valentine gerçek hayatta bir oyuncu ama filmde bahsi geçen hikaye ise, Paul Thomas Anderson ile Gary Goetzman'ın Hollywood'ta geçen gerçek anılardan uyarlama. Gary Goetzman kim? Hem aktör, hem yapımcı, hem de Tom Hanks'le yapım şirketi olan Playtone'nun kurucusu. Yazan ve yöneten Paul Thomas Anderson olsa da, kurgu gibi dursa da, bir tarafı gerçek anılara dayanıyor.

Filmin 1970'lerde geçen hikayesinde 15 yaşındaki Gary'nin lisede Alana ile tanışmasıyla başlıyor. Fotoğrafçıda çalışan 25 yaşındaki Alana, Gary'nin iletişim kurmasıyla farklı bir boyuta taşınan arkadaşlıkları başlıyor. Liseden, aktörlüğe ve farklı işlere yönelmeye kadar Gary'nin hayatı şekillenmeye başlıyor. Tabii onun yanında da Alana var, Alana'nın hayatı da aynı şekilde şekilleniyor

Filmde aslında hikaye üstüne hikaye geçiyor ve bu da biraz dağılmalara yol açıyor, filmin akışı bir anda değişebiliyor. Filmde Sean Penn, Tom Waits ve Bradley Cooper gibi isimler var, sürpriz bir şekilde kendilerini gösteriyorlar, filmin de ilginç yönlerinden birisi de bu, sürpriz bir şekilde ünlü oyuncuların filme dahil olması, üçü de birbirinden çılgın karakterler.

Filmin iki saati aşan süresine rağmen sıkmadan izletiyor ama işte tek sıkıntısı, filmin sürekli dağılması ve sürekli hikayenin akışının değişmesi. Sahne geçişleri ve filmin senaryosu daha derli toplu olsa, daha da keyifli bir film olabilirdi. Bu haliyle de keyifli ve izlenebilir düzeyde bir film. Filmin bir diğer artısı ise, film müzikleri. Filmin müzikleri de başarılıydı.

7/10

 

[serhatt]

Çekimler, 70'ler havası, oyunculuklar ve tüm teknik detaylar çok iyiydi. Hadi senaryo da bir yere kadar iyi olsun ama o dağınıklık maalesef filmin itici gücü olmuş. Baş karakterimiz müthiş girişimci bir ruha sahip olduğu ve daldan dala konduğu için bu durum dağınıklığı ve kopukluğu da beraberinde getirmiş. Film özellikle ortasından itibaren o kadar yayılmacı bir hal aldı ki bir durun derken buldum kendimi.

Bazı sahneler çok gereksiz yer kaplamış dizide, mesela ıslak yatak kurmak için evine gittikleri o magandanın bulunduğu tüm sahneler aşırı gereksizdi. Gereksiz bir gerilim yaratmaya çalışmışlar ama son derece sırıtmış. Yine de tüm bu kopukluğa rağmen eli yüzü düzgün bir filmdi.

6.5/10

 

[mesmeso]

Konusunu okuyunca romantik bir film izleyeceğimi düşünmüştüm. Film öyle de başlamıştı ama sonradan konu dağıldı ve amacından biraz çıktı. Müzikler güzeldi. 70'lerin atmosferi güzel yansıtılmış ama zaman zaman konudan sapması beni biraz sıktı. İzlemeyen bir şey kaybetmez bence. Ortalama bir film olmuş.

Film samimi. Kalite bakımından da bir seviyesi var ama süresi gereksiz uzatılmış. Bir ara pazarlama üzerine bir film izliyormuşum gibi hissettim. Ortalama karakterlerle güzel oyunculuklar izledik. Normalde ödül vereceğim bir film değil ama Senaryo olarak alacak gibi duruyor.

6/10

 

[Sherlock]

PTA en sevdiğim yönetmenlerden, gerçi ben sevmesem de çok büyük bir yönetmen olduğu zaten ortada ama olsun belirtmek lazım bu gibi detaylar...

Licorie Pizza önceki filmleri kadar büyük bir film değil, böyle hissettirmiyor. Konu olarak da onlardan çok farklı bir noktada zaten. Fakat bu konuyla gayet izlenilesi bir film ortaya çıkartmayı başarmış, baştan sona keyif aldım filmi izlerken. Çok çok iyi bulmadım fakat gayet başarılıydı. Özellikle kurulan dünyayı, filmin geçtiği dönemi ve dünyayı sevdim.

Oyunculuklar çok iyiydi. Alana Haim hem çok tatlıydı hem de çok güzel oynamış, filmin yıldızı bana kalırsa. Kendisine eşlik eden Cooper Hoffman da gayet başarılıydı. Bradley Cooper'ı izlemesi keyifliydi ancak pek de bir şeye hizmet etmiyor açıkçası canlandırdığı karakter, biraz karikatürize geldi bana...

Puan: 7/10

 

[MEnes]

Çok uçuk kaçık noktalara gitmeyen daha sakin tonda ilerleyen ve çok büyük hikayelere girmeyen naif bir dönem filmiyle karşımızda PTA... Abim gerçekten yönetmenlik olarak şovunu yapıyor o ayrı ama film daha sakin sularda ilerliyor. Ama karakterler sevilesi karakterler olduğu için ve dönemin içindeki belli başlı konulara da selam çakıldığı için film derdini anlatıyor bir nevi. Bazı hayatın içinden konulara da giriyor ufak tefek. Mesajını da veriyor. Romantizmini de katıyor. Dramını da işliyor ve güldürüyor ve tebessüm ettiriyor. Her duyguyu bir şekilde işliyor 130 dakika boyunca. Bir başyapıt değil belki ama keyifle izlenen bir film kalıyor ardında...

Alana Haim ve Cooper Hoffman oynuyor, Bradley Cooper çıktığı kısa sürede çok çılgın karakteriyle keyif katıyor ve diğer cast görevini yerine getiriyor. Yönetmenin başarılı olduğunu söylemek gerekiyor ve senaryonun orjinal senaryoda aday olması boşa değil çünkü iki dalda da gayet kaliteli işler çıkmış ortaya. Tabi ki ödül alacak kadar iyi değiller ama adaylık alacak kadar iyiler...

Gerçekten kaliteli ve aile işi bir seyirlik.. Keyifli bir seyirlik ama PTA'dan bir başyapıtımsı isterken böyle bir filmle karşılaşmak da şaşırtıcı doğrusu... Belki bir dahaki filmine...

8/10

 

[Aserat]

Etkinlik bitecek diye törenden önce izlediğim ama yorum yapamadığım filmlere bir şeyler karalamam gerekiyor. Ben de çok bayılmamakla birlikte beğendim diyebilirim. İlk başlarda (hikayeye dan dun girilmesinin de etkisiyle) mesafeli yaklaşsam da gittikçe içine çekti. Oscar deyince akla gelen ağırbaşlı filmlerden biri olmaktansa daha kendi halinde, sakin bir ton tutturmasını sevdim. Alana Haim ve Cooper Hoffman ikilisi ilk ciddi oyunculuk tecrübeleri olmasına rağmen filmi sürüklemeyi başarmış. Gençlik aşklarına farklı bir yorum getirmesi, müzikler ve setler de olumlu taraflar arasında. Senaryonun bazı açılardan daha iyi olabileceğini düşünsem de (Belfast yerine senaryo Oscar'ını kazanabilirmiş) genel olarak aklımda kalan işlerden biri oldu.

7/10

------

Çok uçuk kaçık noktalara gitmeyen daha sakin tonda ilerleyen ve çok büyük hikayelere girmeyen naif bir dönem filmiyle karşımızda PTA... Abim gerçekten yönetmenlik olarak şovunu yapıyor o ayrı ama film daha sakin sularda ilerliyor. Ama karakterler sevilesi karakterler olduğu için ve dönemin içindeki belli başlı konulara da selam çakıldığı için film derdini anlatıyor bir nevi. Bazı hayatın içinden konulara da giriyor ufak tefek. Mesajını da veriyor. Romantizmini de katıyor. Dramını da işliyor ve güldürüyor ve tebessüm ettiriyor. Her duyguyu bir şekilde işliyor 130 dakika boyunca. Bir başyapıt değil belki ama keyifle izlenen bir film kalıyor ardında...

Alana Haim ve Cooper Hoffman oynuyor, Bradley Cooper çıktığı kısa sürede çok çılgın karakteriyle keyif katıyor ve diğer cast görevini yerine getiriyor. Yönetmenin başarılı olduğunu söylemek gerekiyor ve senaryonun orjinal senaryoda aday olması boşa değil çünkü iki dalda da gayet kaliteli işler çıkmış ortaya. Tabi ki ödül alacak kadar iyi değiller ama adaylık alacak kadar iyiler...

Gerçekten kaliteli ve aile işi bir seyirlik.. Keyifli bir seyirlik ama PTA'dan bir başyapıtımsı isterken böyle bir filmle karşılaşmak da şaşırtıcı doğrusu... Belki bir dahaki filmine...

8/10

Bu filme de aile işi denmez.