Paul Thomas Anderson'un ilk filmine kıralım direksiyonu, karşımıza Hard Eight ya da diğer ismiyle Sydney filmi çıkıyor. O filmde iskambil sahnesinde duran adamlardan birisine gidelim, uzun saçlı, sarışın, yerinde duramayan bir adam göreceksiniz. O kim mi? Philip Seymour Hoffman. 2014 yılında hayatını kaybeden usta aktörün 2003 yılında Cooper adında bir oğlu oldu. O kim mi? Paul Thomas Anderson'un son çıkan filminin başrol oyuncusu. İlk filminde babası oynadı, son filminde oğlu oynadı. Tabii babanın yönetmenle son filmi olmadı; Boogie Nights, Magnolia, Punch-Drunk Love ve The Master gibi filmlerinde de rol aldı. Belki yaşasa daha rol alacaktı, muhtemelen oğlu da rol almaya devam edecek. Cooper Hoffman'ın ilk oyunculuk deneyimi çok anlamlı bir şekilde başladı.
Filmin bir diğer başrolü olan Alana Haim kendi ismiyle oynuyor ve Cooper ile gerçekten filmdeki gibi yaş farkı var. Alana'nın da ilk uzun metrajlı oyunculuk deneyimi. Kendisi aslında bir şarkıcı, Haim isimli müzik grubunda üç kız kardeşiyle birlikte müzisyenlik yapıyor. Filmin oyuncu kadrosu ilginç, hatta bu tarz detaylar filmden daha çok ilgi çekici. Hatta bir diğer ilginç bilgi ise, yönetmenin Haim müzik grubunun bazı kliplerinin yönetmenliğini de üstlenmesi.
Baş karakterin ismi olan Gary Valentine gerçek hayatta bir oyuncu ama filmde bahsi geçen hikaye ise, Paul Thomas Anderson ile Gary Goetzman'ın Hollywood'ta geçen gerçek anılardan uyarlama. Gary Goetzman kim? Hem aktör, hem yapımcı, hem de Tom Hanks'le yapım şirketi olan Playtone'nun kurucusu. Yazan ve yöneten Paul Thomas Anderson olsa da, kurgu gibi dursa da, bir tarafı gerçek anılara dayanıyor.
Filmin 1970'lerde geçen hikayesinde 15 yaşındaki Gary'nin lisede Alana ile tanışmasıyla başlıyor. Fotoğrafçıda çalışan 25 yaşındaki Alana, Gary'nin iletişim kurmasıyla farklı bir boyuta taşınan arkadaşlıkları başlıyor. Liseden, aktörlüğe ve farklı işlere yönelmeye kadar Gary'nin hayatı şekillenmeye başlıyor. Tabii onun yanında da Alana var, Alana'nın hayatı da aynı şekilde şekilleniyor
Filmde aslında hikaye üstüne hikaye geçiyor ve bu da biraz dağılmalara yol açıyor, filmin akışı bir anda değişebiliyor. Filmde Sean Penn, Tom Waits ve Bradley Cooper gibi isimler var, sürpriz bir şekilde kendilerini gösteriyorlar, filmin de ilginç yönlerinden birisi de bu, sürpriz bir şekilde ünlü oyuncuların filme dahil olması, üçü de birbirinden çılgın karakterler.
Filmin iki saati aşan süresine rağmen sıkmadan izletiyor ama işte tek sıkıntısı, filmin sürekli dağılması ve sürekli hikayenin akışının değişmesi. Sahne geçişleri ve filmin senaryosu daha derli toplu olsa, daha da keyifli bir film olabilirdi. Bu haliyle de keyifli ve izlenebilir düzeyde bir film. Filmin bir diğer artısı ise, film müzikleri. Filmin müzikleri de başarılıydı.
7/10