Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Biraz ciddi olmuş ama biliyorsun ki biz konu fark etmeksizin boş yapabiliyoruz yoldaşlarımızla... Buna kendimiz bile engel olamıyoruz... @MasacRE@Sherlock@Maskeli Fedai
Biraz ciddi olmuş ama biliyorsun ki biz konu fark etmeksizin boş yapabiliyoruz yoldaşlarımızla... Buna kendimiz bile engel olamıyoruz... @MasacRE@Sherlock@Maskeli Fedai
1984 senesinde yani daha henüz 28 yaşındayken çekmiş olduğu ilk dönem filmi ve daha acemilik filmi olmasına rağmen gümbür gümbür geliyorum dediği bir film olmuş. Öncelikle film, Europa üçlemesinin ilk filmi ve sanırım bu üç filmin de bilinçaltı ögeleriyle bağlantısı var. Bu film sanırım içlerinde en ağır olanı. Çünkü gerçekten izlemesi yorucu ve yorucuydu. Tam bir David Lynch filmi kafasındaydı. Zaten hipnoz ögesi tüm film boyunca varlığını hissettiriyor ve bilinçaltı ögeleri film boyunca insanın ruhunu daraltıyor.
Çok kasvetli ve çok sarı. Öyle rahatsız edici bir sarı ton var ki filmde, izledikten sonra bir müddet sarı rengi görmeye tahammül edemeyebilir insan. Ama tüm bu rahatsız edici unsurlar da filmin birer parçası hatta oyuncuları. Hele sürekli oradan buradan damlayan su tanecikleri...
Bir de öyle bir film olmuş ki, daha sonra yönetmenlik hayatında çekeceği birçok filmin o rahatsız edici unsurlarını bir arada toplamış. Yani tekniği değişse bile, 30 sene sonra bile aynı rahatsız edici tonda ilerlemeye devam etmiş.
Filmin senaryosu güçlü ama olay örgüsü çok geri planda, esas nokta o psikolojik durumu hissetirmek. Bir cinayet vakası için Avrupa'ya? gelen bir dedektif gibi birinin, katili bulmak için katilin kendisi gibi yaşamaya ve hissetmeye, düşünmeye çalışmasını konu alıyor esas olarak. Ama dediğim gibi, senaryo ve olay örgüsünden ziyade tamamen psikolojik ögelere ağırlık veren ve tek tek saymaya kalktığımızda birçok unutulmayacak rahatsız edici ve bunaltıcı sahneleri olan bir film. İzlerken bilinçli bir şekilde izleyeni o kadar yoruyor ki, esas kalitesi üzerinden zaman geçtikçe anlaşılacak filmlerden biri diyebiliriz. İlk dönem acemilik filmi söz konusu olmasına rağmen ağır ama fazlasıyla kaliteli ve yönetmenlik yeteneğinin daha o dönemden belli olduğu güzel bir filmdi.
Filmde o kadar çok tuhaf ve rahatsız edici sahne var ki, birçok kısmı henüz anlayamadım bile. O kel heriflerin olayı neydi, neden yüksekten atlıyorlardı, başlarda lotocu kıza neden kurşun sıkıldı ona isabet etmeden, son sahnelerdeki olay neydi... birçok kısım karman çorman kafada ve zaten hedeflenilen de bu. Filmdeki cinsel sahneler bile tam LVT'den beklenileceği ölçüde fazlasıyla aykırıydı. Kanalizasyon kanalında romantizm mi?...
Filmin olayı tabi ki katili yakalamak isteyen adamın, o adamın yazdığı kitaba usulen katil gibi düşünmeye ve yaşamaya başlaması. Buna gittiği kaldığı yerler hatta birlikte olduğu hayat kadını dahil. Ancak esas etkileyici yer, katil gibi düşünmeye çalışırken gerçekten katilin son hedefini gerçekleştirmiş ve katilin ta kendisi olmuş olması... Sırf bu bile filmi başlı başına özel yapıyor, hem de ilk dönem ve acemilik filmi...
Daha üzerine konuşulacak çok şey olsa da şimdilik kesiyorum zira filmin tam kafaya oturması bile zaman istiyor...
1984 senesinde yani daha henüz 28 yaşındayken çekmiş olduğu ilk dönem filmi ve daha acemilik filmi olmasına rağmen gümbür gümbür geliyorum dediği bir film olmuş. Öncelikle film, Europa üçlemesinin ilk filmi ve sanırım bu üç filmin de bilinçaltı ögeleriyle bağlantısı var. Bu film sanırım içlerinde en ağır olanı. Çünkü gerçekten izlemesi yorucu ve yorucuydu. Tam bir David Lynch filmi kafasındaydı. Zaten hipnoz ögesi tüm film boyunca varlığını hissettiriyor ve bilinçaltı ögeleri film boyunca insanın ruhunu daraltıyor.
Çok kasvetli ve çok sarı. Öyle rahatsız edici bir sarı ton var ki filmde, izledikten sonra bir müddet sarı rengi görmeye tahammül edemeyebilir insan. Ama tüm bu rahatsız edici unsurlar da filmin birer parçası hatta oyuncuları. Hele sürekli oradan buradan damlayan su tanecikleri...
Bir de öyle bir film olmuş ki, daha sonra yönetmenlik hayatında çekeceği birçok filmin o rahatsız edici unsurlarını bir arada toplamış. Yani tekniği değişse bile, 30 sene sonra bile aynı rahatsız edici tonda ilerlemeye devam etmiş.
Filmin senaryosu güçlü ama olay örgüsü çok geri planda, esas nokta o psikolojik durumu hissetirmek. Bir cinayet vakası için Avrupa'ya? gelen bir dedektif gibi birinin, katili bulmak için katilin kendisi gibi yaşamaya ve hissetmeye, düşünmeye çalışmasını konu alıyor esas olarak. Ama dediğim gibi, senaryo ve olay örgüsünden ziyade tamamen psikolojik ögelere ağırlık veren ve tek tek saymaya kalktığımızda birçok unutulmayacak rahatsız edici ve bunaltıcı sahneleri olan bir film. İzlerken bilinçli bir şekilde izleyeni o kadar yoruyor ki, esas kalitesi üzerinden zaman geçtikçe anlaşılacak filmlerden biri diyebiliriz. İlk dönem acemilik filmi söz konusu olmasına rağmen ağır ama fazlasıyla kaliteli ve yönetmenlik yeteneğinin daha o dönemden belli olduğu güzel bir filmdi.
Filmde o kadar çok tuhaf ve rahatsız edici sahne var ki, birçok kısmı henüz anlayamadım bile. O kel heriflerin olayı neydi, neden yüksekten atlıyorlardı, başlarda lotocu kıza neden kurşun sıkıldı ona isabet etmeden, son sahnelerdeki olay neydi... birçok kısım karman çorman kafada ve zaten hedeflenilen de bu. Filmdeki cinsel sahneler bile tam LVT'den beklenileceği ölçüde fazlasıyla aykırıydı. Kanalizasyon kanalında romantizm mi?...
Filmin olayı tabi ki katili yakalamak isteyen adamın, o adamın yazdığı kitaba usulen katil gibi düşünmeye ve yaşamaya başlaması. Buna gittiği kaldığı yerler hatta birlikte olduğu hayat kadını dahil. Ancak esas etkileyici yer, katil gibi düşünmeye çalışırken gerçekten katilin son hedefini gerçekleştirmiş ve katilin ta kendisi olmuş olması... Sırf bu bile filmi başlı başına özel yapıyor, hem de ilk dönem ve acemilik filmi...
Daha üzerine konuşulacak çok şey olsa da şimdilik kesiyorum zira filmin tam kafaya oturması bile zaman istiyor...
Yoruma başladığımda ortalık dutluktu, bitirip gönderdiğimde o da ne orman olmuş
Konudaki birinci mesajın ikinci paragrafının son cümlesine göre konuda her türlü geyik serbest lakin daha sonra başka bir konuya taşınıp sadece LVT ve sinema üzerine bu konu temiz, saf, kutsal ve el değmemiş kaldığı sürece. Zaten ilk mesajda da fazla ciddiyet oluştu, bu konuya girince takım elbise giymiş gibi hissediyorum....
Aslında böyle diyince keşke yapsaydım, hainliğime yakışır bir hareket olurdu... Neyse sağlık olsun hainlik bir yere kaçmıyor hep yaparım... (Bu son cümleyi daha önce yazdım lan ben, dejavu oldum...)
Yoruma başladığımda ortalık dutluktu, bitirip gönderdiğimde o da ne orman olmuş
Konudaki birinci mesajın ikinci paragrafının son cümlesine göre konuda her türlü geyik serbest lakin daha sonra başka bir konuya taşınıp sadece LVT ve sinema üzerine bu konu temiz, saf, kutsal ve el değmemiş kaldığı sürece. Zaten ilk mesajda da fazla ciddiyet oluştu, bu konuya girince takım elbise giymiş gibi hissediyorum....
Aslında böyle diyince keşke yapsaydım, hainliğime yakışır bir hareket olurdu... Neyse sağlık olsun hainlik bir yere kaçmıyor hep yaparım... (Bu son cümleyi daha önce yazdım lan ben, dejavu oldum...)
Bu site, içeriği kişiselleştirmek, deneyiminize uyarlamak ve kayıt olmanız durumunda giriş yapmanızı sağlamak için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanır.
Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımına izin veriyorsunuz.