Çok iyi bir dizi ortaya çıkmış ve çok beğendim. Bol soru işaretli bir bölümdü ve her geçen bölüm de, bu soru işaretleri çoğaldıkça çoğalacak. Bu da dizi için pozitif bir durum.
Ömer'in Van'da iş başarması, ödül alması, ödül alırken izin alması, İstanbul'a geri dönmesi, nişanlısı ile vakit geçirmesi derken bir gece olanların olması. Elif'in İtalya gibi bir ülkede kendi ayakları üzerindedurması, doğum günü için gelmesi, ailesi ile arasında yaşanan duygulu anlar derken olanların olması. Ömer ile Elif, böylece cinayet ile tanışmış oldular. Hani derler ya; "en büyük aşklar, nefretle başlar" diye, işte tam da, o şekilde başlıyorlar. Büyük bir nefretle başlıyor ve aşka dönüşüyor. Zorunluluktan şimdilik sahte bir durumdalar. Sonradan gerçek bir aşka dönüşecek. Ömer'in, nişanlısı Sibel'in cinayetini çözmek için, bir cinayetçiden daha mantıklı bir bakış açısı kullandığını söylemek lazım. Elif'in, babası Ahmet Denizer'in vefatından sonra, babasının karıştığı işleri toplamakla uğraştığı da vardı. İster istemez, Ömer ile Elif'in yolları yine kesişiyor. Tek bir soru vardı; "Ahmet Denizer'in, Sibel ile alakası neydi?" Bu soru çıkmaza sürüklerken; Sibel'in odasında bir elmas ve Ahmet Denizer'in arabasının içinden de, elmas çıkıyordu. Sibel, Ahmet Denizer'in arabasına sürüklenmişti oysa ki. Büyük soru işaretleri bol bol çoğalmaya başladı her geçen dakikada. Ömer olayları her deştiğinde, yeni bir olayla karşılaşıyordu. Tayyar'ın karanlık yüzü, yaşanan cinayet ve bir soru işareti. Tayyar'ın da, bir düşmanı var ve yaşananlardan o sorumlu. Ömer ile Elif, yaşanan bu durumlardan bir şekilde beraber çıkacak.
Şu anda her şey çok iyi başladı ve öyle gitmesini bekliyorum. Her bölümde soru işaretleri artacak dediğim gibi. Bu tür diziler bana genel olarak hep iyi gelmiştir. Soru işaretleri bırakanlar, şaşırtan diziler oluyor genelde.