Hikaye Tamamlamaca

O sırada evinde yatmaya hazırlanan bir çocuk vardı. Çocuk bir yerlerden bağrışma sesleri duyuyordu.
 
gözümü açtığımda hastanedeydim. Bir şey hatırlamıyorum. Türlü türlü halisünasyonlar bir kaç gün daha devam etti. Sonunda biriyle iletişim kurabildim, bu ne doktor, ne de hemşireydi. Elinde "James Bond" çantası olan bir avukat. Facia bir yanlışlığa kurban gitmişim. Beni av tüfeğiyle vuran milyoner 2 ay önce vefat etmiş. 2 yıl uyduğumu öğrendiğimde biraz şaşırdım. Ama İyi dinlenmişim. 2 yıldır bana bakan yaşlı adamı hiç görememek beni biraz üzse de mirasından bana pay ayırması haberi üzüntümün büyümesini engelledi. 1 ay geçti, zoraki evimden çıktım ve milyoner manevi babamın sayesinde kısa sürede Finlanda da yaşama izni aldım.
Artık Vaasa'dayım. Rüyü gibi ilk hafta. Nefes almada zorlansam da deniz havası yetiyor her şeye.
Hikaye konumuzun başlangıcı. Fazla uçmadan devam edelim. Sonra toparlanamıyor. :D
 
Başlarda aydınlık geceler uyumamı zorlaştırsa da alışmıştım. Ancak yine de aklımdan çıkmıyordu. Kimdi o adam? Beni neden umursamıştı? Neden tüm mirasını bana bırakmıştı? Bu soruların cevabını bulmak için Türkiye'ye dönme kararı aldım.
 
Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Belki de avukatı bulmalıyım. Ama çok zeki bir adam. Aldığım ilaçlar beyin gücümü düşürüyor. Kesinlikle ağzından lafa alamam. En iyisi internet!
 
İnternette de aradığımı bulamadım. Ancak garip bir şeyler var. Birçok bilginin bir şekilde değiştirilmiş olduğunu düşünüyorum. Geçmişimi tam hatırlamasam bile bu genel kültürü, tarihi kişilikleri kapsamıyor tıpkı okumayı unutmamış olmam gibi. Fakat... Fakat bu nasıl olabilir? Gerçekten ekranda gördüklerim doğru mu yoksa bu da bir çeşit halüsinasyon mu? Hayır mümkün değil. Fakat burada... Atatürk’ün 1974 senesinde öldüğü yazıyor! Sadece bir site değil. Bütün internet kaynakları bunu doğruluyor. Hepsi bir kenara, videolar!

Araştırdıkça araştırıyor, ekrana gömülüyor ve gözlerimden şüphe eder hale geliyorum farklı konulara girdikçe. Bildiğim tarih tamamen değişmiş!
 
Sanmıştım ama o sırada çalan alarm sesiyle zor da olsa uyanıyorum. İlk önce neredeyim gibi sorgulayıcı olsam da rüya olduğunu hemen anlıyorum ve yataktan kalkıyorum. O gün final sınavım olduğubu bildiğimden hızlıca evden çıkıyorum.
 
Sınava koşarak giderken neden yıllardır bu kadar fazla rüya görüp yeniden başladığımı düşünüyorum. Bu sayede hikaye hayatım ilerlemiyor çünkü. :X
 
Etraftakilerin bana garip garip bakmasına anlam veremiyordum belki de çoğu şeyi olduğu gibi bunu da kafamda kuruyorumdur. Bı hayalperest oluşum belki de benim kurtuluş yolumdu. Bu sayede ne kadar olumsuz seyle karşılaşsam endişe duymadan ve umutsuzluğa kapılmadan bir çırpıda sıyrılıyordum işin içinden. Bu halimi seviyordum.