Böyle bir maçta puan kaybı yaşamak, maç öncesinde sürpriz olsa da maçtan sonra o kadar da şaşırtmadı. Karşımızda çağ dışı, futbol oynamak için değil oynamamak için sahaya çıkmış, 10 kişi hatta bir ara 9 kişi kalmış rakibe karşı bile 11 kişi ceza sahası (bakın yarı saha demiyorum, ceza sahası) defansı yapan, 10 kişi kalmış takıma karşı maçın 65.dakikasında maçı geç başlatma uyarıları gören, korneri bile geç kullanma kartları gören...
Karşımızda futbol takımı yoktu. Ne Kayseri ne Ankaragücü ne Denizli ne Konya. Bu saydığım takımların hiçbiri Antalya’dan kat kat güçlü değil ama böyle bir... Ya sabır...
Son dakikada gol atsaydık keyiften, gol yeseydik sinirden çıldırırdım böylesine sinir dolu bir maçta. En azından şu takıma 3 puan vermedik... İkinci yarı intikamı almazsak yazıklar olsun.
Emre Kılınç gibi adamlarla bir yere kadar. Galatasaray’ın kadro kalitesi ligin en başında baktığımızda şampiyonluk kadrosu değildi. Bir şekilde şampiyonluk potasında devre arasına girmek başarıdır bu kadroyla. Sonrası yönetimin işi. O transferler yapılırsa o zaman daha bir ferahlık oluşabilir.
Son olarak Ersun Yanal, artık senin hater’larından biri oldum bu maçla birlikte. Her türlü başarısızlığından artık FB kaybetmiş gibi keyif alacağım! Adam FB’den bile daha büyük GS düşmanı...
...........
.......... !