En Son Okuduğunuz Kitap? 📖

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Onur_35
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Uzun süredir buraya yazmıyorum ama okumaya devam tabi ki, hayat devam ettiği sürece okumaya devam. Biraz Türk klasiklerinden okudum zaman içerisinde, eskilere yöneliyorum bu aralar. Çok kitap aldım ama eskileri önden bitirmek istedim. Hepsini yazmayacağım da çok etkilendiklerimden birkaçını yorumlayayım. Tabi bu eserler sadeleştirilmiş haldeler.


Taaşşuk ı Talat ve Fitnat - Şemsettin Sami
Talat ve Fitnat'ın aşkına tanık oluyoruz, gerçekten çok güzel bir dille yazmış yazar. Hacıbaba'nın üvey kızı Fitnat'a aşık oluyor Talat, fakat Fitnat hiç dışarı çıkmayan birisi. Babası dışarı çıkartmıyor, haliyle arkadaşı yok. Talat da kızı görmek için kadın kılığına girerek yanına yanaşıyor... Sonu hüzünlü bitti.

Felatun Bey ile Rakım Efendi - Ahmet Mithat Efendi
Kitabı alıp almamak konusunda kararsız kaldım ama iyi ki almışım, çok güzel bir eserdi. Tek sevmediğim kısmı yazarın araya girip bilgi vermesi, romanı kesmesi hoşuma gitmiyor. Kitap, iki farklı kişi üzerinden ilerliyor adından da anlaşılacağı üzere. Rakım Efendi iyi, hoş bir karakter. Felatun Bey de örnek olarak böyle olmayın, mirasyedici olmayın diye gösterilen karakter. Rakım'ın iyilikleri hoşuma gitti tabi, Canan'a yaptığı iyilikler unutulmaz...

Aşk-ı Memnu - Halid Ziya Uşaklıgil
Dizisini kaç kere izledikten sonra kitabını merak ediyordum, sadeleştirilmiş halini buldum. Kalın bir kitap ama çok akıcı, ben yoğunluğumdan iki haftada bitirdim. Vay be, dizide bizi iyi kandırmışlar.
Eee tabi normal olarak, kitaptaki şekilde olsaydı o kadar etkilenmezdik. Ki olay yok zaten. Mesela Hilmi Bey yok, eşi yok, Nihat'ın Adnan ile iş yaptığına dair bilgi yok, Ahsen hala sadece son kısımda beliriyor, Çetin Bey yok, Katya yok gibi bir şey.


Kitabı da ayrı güzeldi tabi, Bihter'in yaptığı şeyin ahlaka uygunluğunu tartışmadan sebebini çok güzel vermiş yazar. Nihal'in iticiliği üzerindeydi, Firdevs Hanım da göze batıyor bayağı...

''Lakin, Yarabbi... Anlasanıza, ölüyorum. Onların gözünün önünde seviştiklerinden, gözümün önünde... Ben işkenceler içinde kıvrılırken, onların mutluluklarından ölüyorum...'' -Bihter Ziyagil
 
Eylül - Mehmet Rauf

Türk klasiklerini bu romanla şimdilik sonlandırıyorum, iyi bile okudum bence.
İlk psikolojik romanımız Eylül, daha farklı bir iş bekliyordum ben. Pek beğendiğim söylenemez, betimlemeler bazen sıkıyor. Yani pek hayal ettiğim gibi bir hikaye değildi, kitaptaki isimlere takıldım en çok. Süreyya'nın erkek, Suat'ın kadın olması ilk şaşkınlığım oldu. Süreyya'nın bu kadar rahat erkek olması, erkek arkadaşı Necip'i evden çıkartmaması ikinci hayretim oldu. Değişik bir kitaptı, sonu da hüzünlü bitti...
 

Ben de dönem başında okudum hoca vizede soracağı için.
Adam her şeyi uzun uzun anlattı ama sondaki en heyecanlı olayı 1 sayfa bile anlatmamış sinir oldum.


İntibah, Zehra, Sergüzeşt okumadıysan bunlardan devam et Türk klasiklerine. Bunlar akıcı ve olaylı. Zehra'yı dizi yapmak istiyorum hatta.
 
Hahaha cidden sonu pat bir an bitti, bağlılık bile yoktu. Sen o kadar betimle, betimle sonunu pat diye bitir.


Sergüzeşt'i okudum, onu beğendim. Dilber'in hikayesinden de tek sezonluk iş çıkabilir aslında... Zehra ve İntibah'ı okumadım da Taaşuk-ı Talat ve Fitnat, Felatun Bey ile Rakım Efendi, Karabibik de okuduklarım arasında. Karabibik'i hiç beğenmedim de diğer ikisi güzeldi.
 

İntibah'ta bir Mahpeyker var idolüm kötülükte.
Zehra için Hoca dönemine göre kusursuz demişti.
Felatun Bey ile Rakım Efendi ve Karabibik'i ben de okudum bu dönem. Karabibik'te kızı Huri'nin tembelliğini sevmiştim.
 
Karabibik saçma bir eser, köy romanı lafını duyunca Yaşar Kemal tarzı bir şey beklemiştim de hayal kırıklığı oldu. Türk klasikleri şimdilik yeter bana, 10 yıl sonra okurum belki farklılarını. Şimdilik diğer listeme geçiş yapacağım
 
Bende Ayşe Kulinin Füreya kitabını okumaya başladım güzel bir şekilde başladı
sürükleyici ve okuması güzel bir kitap bakalım sonu nasıl olacak Füreya ya ne olacak
merak ediyorum.
 
Tek Kanatlı Bir Kuş - Yaşar Kemal

Roman diye geçiyor ama çok kısa bir eser. Uzun hikaye, öykü demek daha doğru da olabilir aslında. Büyük harflerle basılmış, 58-59 sayfalık bir yapıt. (72'de bitiyor ama kitap 9'da başlıyor, aradaki bölümleri de çıkarırsak o civara geliyor.) Yaşar Kemal'in diline hastayım, harika bir anlatış. Anadolu insanını yine çok iyi tasvir etmiş, hikayeye gelirsek sanki yarım kalmış hissi verdi bana. Yaşar Kemal bu kitabı için ''korku''yu anlattığını söylemiş. Tek kanatlı bir kuş'la aslında insanı betimliyor, korkusundan dolayı adım atamadığı için bekleyen insanları...

Tek kanatlı bir kuş nasıl uçamıyorsa, korkak insanlar da korkularını yenemedikleri için, bu korkularının üzerlerine gitmedikleri için yerinde sayıyorlar.

Melek Hanım'ı daha bol okumak isterdim, bu kısa eserde bayağı sevdim kendisini. Remzi Bey de klasik saf karakter, posta müdürü olarak atandıkları Yokuşlu macerasını anlatıyor, tabi Yokuşlu'ya giremedikleri bir cevizin altında.


Bir saatte okunabilecek bir eser, akıcı ve sade bir dili var zaten. 2013 yılında çıkan bir roman, yıllardır üzerinde çalıştığını okuyunca da şaşırdım.
 
Ay Işığı Sokağı - Stefan Zweig

Stefan Zweig hayranlığım artarak devam ediyor, her hikayesini almaya çalışıyorum. Çoğunu elde ettim, böyle boş olduğum anlarda bir çırpıda okuyorum. Bu eserini de ne zamandır merak ediyordum, içinde beş hikaye yer alıyor.

Kitaba adını veren Ay Işığı Sokağı tam beklediğim gibi bir hikaye değildi ama tabi ki yine güzel bir hikayeydi. Bir adamın eşinin hayat kadını olması, adamın ise kadından vazgeçmeyip onu bırakmaması anlatılıyor.

Ben kitaptaki diğer hikayeleri daha çok beğendim. Leman Gölü Kıyısında Olay'ın mesajı daha güzeldi, savaşın acılarını yine harika yansıtmış Zweig. Avare de güzeldi ama basitti biraz. Leporella en uzunuydu, değişik bir hikayeydi.

Stefan Zweig'in her eseri trajik bir sonla bitiyor, boğazım düğümleniyor.
 
Taze taze bitirdim.

Nutuk - Kemal 'Fucking' Atatürk

Adam ciddi ciddi kürsüye çıkıp 4-5 yılı bıkmadan anlatmış. Ne kadar hain, kahraman varsa gözler önüne belgelerle sermiş. Ama sahtedir o belgeler ya. Nurettin Paşa kısmında sıkıldım, yalan yok, fakat anlatılması gereksiz olan hiçbir şey yoktu konuşmada. Toplam 14 günde bitirdiğim kitabın son 210 sayfasını 2 günde okuyarak, neler yapabileceğimi kanıtladım.

10/10

11. Kat - Jane Casey

Ben senin kalemini yerim kız falan. Önceki kitapları kadar, hatta aynı veya bir tık üst seviyede bir kitaptı. Hikayelerin girişini, gelişimini beğendim. 127+127+206 sayfa okuyarak hiç sıkmadığını kanıtladı bu kitabında da. Sonlara doğru az kalsın karakter değişimini yiyordum. Psikolojini o kadar iyi yansıttı ki, bir an gerçekten de inanmıştım. 'Hadi canım!' diyip kitabı kapatıp, bırakacaktım, oraya kadar gelmiştim.

8.1/10
 
Bir Kedi Bir Adam Bir Ölüm / Zülfü Livaneli

Yer yer gereksiz detaylara girdiğini düşünsem de aslında her bir karakterin hikayesi sonunda bağlanıyor ve güzel bir mesaj veriyor. İntikam duygusuyla yüzleşme, geçmişteki pişmanlıklar ve geçmiş Türkiye'nin siyasal durumunu özetlemiş. Aslında şunu fark ettim okuyunca o zamanki siyasi dille şimdi kullanılan siyasi dil neredeyse aynı. Bir kesime vatan haini yaftası yapıştırmak şimdi de kullanılan bir dil.
 
İtiraflarım - Lev Nikolayeviç Tolstoy

Boynuma ipi geçirdiğim, ayağımın altındaki tabureyi tekmelememek için kendimi zor tuttuğum bir kitap olmuş. İç karartıcı ama bir o kadar da gerçekçi bir olaya değiniyor. Sorular basit ama insanın kendisine sorması zor ve zaman alan soruların cevaplarının aranmasının hikayesinin birinci ağızdan anlatıldığı güzel bir kitap.

Sonlara doğru kitabın genel konusuyla çelişip, dışkılayıp batıracağını sandım ama iyi toparladı.

8.5/10
 
Reactions: bazinga
Uçurtma Avcısı - Khaled Hosseini

Ne zamandır okumak istiyordum, geçtiğimiz haftalarda aldım ve bir haftada tamamladım. Daha kısa sürede de bitebilecek bir kitap, aşırı sürükleyici. Afganistan tarihinin, yaşanan olayların, savaşın içerisinde yaşanan bir baba-oğul ilişkisi, arkadaşlık ilişkisi... Hasan ve Emir isimli iki arkadaşın hikayesi aslında, Emir'in ağzından anlatılıyor. Duygulanıyoruz da yer yer. Kesinlikle tavsiye ederim.
 
Reactions: sokak sanati
Ahmet Ümit-Kırlangıç Çığlığı
Daha öncede kitaplarını okumuştum ve karakter Başkomiser Nevzatı sevmiştim
yine onun olduğu bir kitaptı ve muhteşemdi çözülmesi kimsenin kolay kolay anlamıcağı
bir cinayeti çözdü yine okuyun derim
 
Reactions: dreamy
Mutlu Prens - Oscar Wilde

Kitap; Mutlu Prens, Harika Fişek, Bencil Dev, Bülbül ve Gül, Vefalı Dost adlı beş öyküden oluşuyor. 50 sayfalık, bir oturuşta okunacak kitap, içerisindeki hikayelerden güzel anlamlar çıkıyor. Yazar, çocuklar okusun diye yazmış kitabı nette gördüğüme göre. Fakat çocuklar dışında bizlerin de, her yaştan insanın anlam çıkaracağı hikayeler var. Bencil Dev hikayesini en çok beğendim sanırım, Mutlu Prens de güzeldi. Vefalı Dost'un içeriği de ayrı hoştu, Bülbül ve Gül hüzünlendirdi. Harika Fişek'i pek beğenemedim, onun da özel anlamı var ama sıktı diyebilirim. Hans ile Değirmenci'nin hikayesi aklımda kalacak sanırım, aslında Harika Fişek dışındaki dört öykü de ilgimi çekti ya.
 

Tavsiyen uydum ve başladım. Kitap çok iyi ama Emir'den nefret ediyorum. Neler yaptı savunmasızca sadık arkadaşına. Kitap böyle giderse hırsımdan parcalayacaģım kitabı.
 
Reactions: Yiğitt
Tavsiyen uydum ve başladım. Kitap çok iyi ama Emir'den nefret ediyorum. Neler yaptı savunmasızca sadık arkadaşına. Kitap böyle giderse hırsımdan parcalayacaģım kitabı.

Uçurtma Avcısı geçen bitirdim. Güzeldi. Baya başarılı bir kitaptı. Yazarım bin muhteşem güneş kitabını hızlıca alıp okuma isteğim var şuan.
Afganistan örgüsü hoşuma gitti. O coğrafyadan çıkmak istemiyorum.
Emir'den hala nefret ediyorum ama Hasan'in bi şekilde hakkettiği değeri bularak bu dünyadan gitmesi, onun anısının yaşatılması vs vs hoştu. Hasan olmak istemezdim ama Hasan gibi biri yanımda olsun isterdim. Kendimi çok güvende hissedeceğim iyi bir dost olurdu. Çıkamıyorum Hasan'ın etkisinden. Zaten o bi ara yoktu nasıl sıkıldım.

Şu Hırsızlık ile ilgili sözde çok hoştu. 'Sadece tek bir günah vardır Emir oda hırsızlıktır. Yalan söylersin bir insanın gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın, adam öldürürsün bir insanın yaşam hakkını çalarsın.'
Hırsız olmamak ile ilgili en güzel sözdü.

Neyse tün kitabı anlatmadan ben gideyim.
 
Charles Dickens - İki Şehrin Hikayesi

Kitabın sadeleştirilmiş halini ortaokul yıllarımda okumuştum ve çok beğendiğimi hatırlıyordum. Hazır elimin altındayken geniş hikayeyi okuyayım dedim.

Kitap planlı bir şekilde ilerliyor sonlara doğru bunu fazlasıyla hissettirdi. Özellikle “aa bu bundan dolayıymış” dediğim yerler oldu. Kesinlikle bir klasik.